• BIST 10612.97
  • Altın 4418.935
  • Dolar 40.4245
  • Euro 47.2899
  • İstanbul 35 °C
  • Diyarbakır 40 °C
  • Ankara 33 °C
  • İzmir 39 °C
  • Berlin 22 °C

Said-i Kürdi’nin ‘Seyyid’lik üzerinden Araplaştırılmasına cevabımızdır!

Abdullah Can

1.BÖLÜM
Hani anlatılır ya, Arşimet banyoda yıkanırken, banyo tasını su dolu kovaya fırlatır; tasın su üzerinde durduğunu görünce, birden aklına suyun kaldırma kuvveti gelir. Bir keşifte bulundum heyecanıyla çırılçıplak banyodan sokağa fırlar ve avazı çıktığı kadar “Buldum, buldum!” diye bağırmaya başlar. Başına toplanan ahali, “Neyi buldun be adam!” diyerek çıplak haline kıs kıs gülerlerken, bizim kâşif, sadece kendi buluşuna kilitlenmiş vaziyette, “Buldum, buldum!”ları tekrarlayıp durur. Tabii, ahali bu söylediği şeyi aklını kaybetmesine hamlederek, “Vah, vah! Yazık! Zavallı!” diyerek üzüntülerini dile getirirler. Zira bulunan şey malumdu ve en cahil insan da suyun kaldırma gücünden haberdardı... Önemli olan, o kuvveti tekniğe uygulamaktı...

Bir an düşündüm; Hollanda Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Ahmet Akgündüz acaba WOW Otel’de, yanına aldığı Mehmet Kırkıncı ve Mehmet Fırıncı gibi güngörmüşlerle birlikte kamuoyuyla hangi buluşunu paylaşacak? Neyi “buldum!” diyecek... Olur ya, Johann Gregor Mendel de bir ilahiyatçıydı, ama aynı zamanda kâşifti. Bilindiği gibi Mendel, sekiz yılı aşkın bir süreyle laboratuvarına kapanmış, bezelyeler üzerinde araştırmalar yapmıştı; ama bezelyelerde boğulmamıştı; onlara takılıp kalmamıştı; bilim literatürüne “Mendel Yasaları” olarak bilinen kalıtım ve genetikle ilgili buluşa imza atmıştı. Peki, ya Ahmet Bey hangi buluşa imza atacaktı? Hangi buluşu Türkiye kamuoyuyla paylaşacaktı? Uzatmayalım, Akgündüz, “Said-i Nursî’nin seyyid olduğu” nu ilan edecekti. Bütün buluşu(!) bu... Bu buluşa alkış mı tutalım, yoksa “Eyvah, dağ fare doğurdu mu diyelim?” Siz ne derseniz deyin, ben tek cümleyle, “Evet, dağ fare doğurdu” diyeceğim...

Bu nükteli girizgâhtan sonra, gelelim Ahmet Akgündüz Bey’in söylediklerine:

Ahmet Bey, özetle şunları söylüyor: “Arşiv belgelerinin bize gösterdiği yol doğrultusunda, (“elhamdülillah” çekerek) Musul’daki arşivler, Bediüzzaman’ın baba tarafından Abdülkadir-i Geylanî’nin torunu Hz. Hasan’ın neslinden ve “şerif” olduğunu ortaya çıkardık... Annesi Nuriye Hanım’ın ise, Hz. Hasan’ın (ra) neslinden ve “seyyid” olduğu ortaya çıkmıştır. Bunu Osmanlı arşivindeki belgelerin tamamı desteklemektedir. Bediüzzaman Hz. Peygamber’in öz be öz torunudur. Kürtlük konusunu soracak olursanız; şu anda Siverek’te yaşayan öz be öz Kayı boyundan olan “Karakeçililer” ne kadar Kürt ise Bediüzzaman da o kadar Kürt’tür... Bir zamanlar ben sırf Bediüzzaman’ın eserlerini okudum diye Kürtçü ilan edildim... Bediüzzaman’ın, Hz. Resulüllah gibi bir şahsiyete dayanması(nı ispatlamakla), Onu; Kürtçü, bölücü, devlet ve ordu düşmanı şeklinde tasvir edenlerin duvarlarını yıkacağız.”

Evet, Akgündüz Hoca, Türkiye’de bulamadığı belgeyi Musul’da elde etmenin heyecanıyla –yere göğe sığmayacak bir coşku ve heyecanla– bunları söylerken, açık söyleyeyim; ancak aynı coşku ve heyecan izleyicilerinde yoktu; yüzlerinde bir neşe ve meserret okunmuyordu. Anlaşılan o ki, konuklar da –tıpkı benim gibi– tatmin olamamışlardı. Seçilen mekân, davet edilenler, zamanlama, sunum şekli, jest-mimikler ve konuşmanın muhtevası ihlâs, samimiyet ve iyi niyet kriterlerini aşmış ve taşmış olacak ki, yukarıda belirttiğim gibi, bu müsamere de fiyaskoyla sonuçlanmışa benziyor. Bir başka ifadeyle “Dağ fare doğurdu!”

Yıllarca Nurları okumuş, Nur medreselerinde diz çökmüş, Nurları dinlemiş ve Nurlardan dinletmiş birinin kendi mazisiyle, Nurların hedef ve gayesiyle; imanın esaslarıyla hiç münasebeti olmayan bir meseleyi imanın bir esasıymış gibi allandıra-ballandıra anlatması, bu mevzu üzerinden farklı alanları da hedeflemesi, mevcut konjonktürün nezaketiyle uyuşmayan ifadeler kullanması, umumî hissiyatı dillendirmek yerine sadece bildiğini ve hissettiğini okuması, açıkça gösteriyor ki, bu nev’-i şahsına münhasır buluşun ne toplumsal barışa bir katkısı, ne de insanımızın inancına hiç bir faydası olmayacaktır. Tam aksine, sinn-i kemale ermiş, dindar ve Nurcu bir akademisyenin, iyilik yapıyorum zannıyla muhataralı bir yola sülûk etmesini, hal-i hazır ve müstakbel için çok mehalik ve zararlarının olacağı kanısındayım. Çünkü bir âlimin soyunu-sopunu araştırmak ne onu, ne de bir başkasını ilgilendiren bir mevzu değildir (Kendi soyunu ve nereden geldiğini araştırabilir). Bu konu, o âlimin kendisini, ailesini ve tarihçesini ilgilendirir. Şayet nüfus kayıt defterlerinde soy ve şeceresi belirtiliyorsa da, bu dahi lüks bir otelde, basın ordusu karşısında, kafa dengi bir gurupla birlikte âleme neşredilmeyi gerektirmez; hususî dairede, hususî sitelerde ya da şahsa ait eserlerin birinde neşredilebilir. Reklam eder gibi, alâyiş ve nümayişli bir tanıtım seremonisi, farklı bir anlam ve muhtevayı çağrıştırmaktadır.

Akgündüz Bey, öncelikle Nurlara sadık davranmalıydı; kaynak ve referanslarını Nurlardan ahzetmeliydi. Yani esas olan, bizzat Bediüzzaman’ın kendi beyanlarydı; bir başkasının onun adına karar verme yetkisi yoktur. Karar mercii kendisi ve arkasında bıraktığı 6 bin sayfalık Nur Külliyatıdır. Mesela kocaman bir Tarihçe-i Hayat var; malum, onu yazanlar, Üstad’ı gören, hizmetinde bulunan Nur Talebelerinden bir heyettir. Bu heyet, neden böyle bir mevzuyu işleme ihtiyacı duymamıştır? Yani Bediüzzaman Seyyid ise, bu siyadetini neden Tarihçe’ye dâhil etmemişler? Seyyidlik, saklanmayı gerektiren bir unvan olmadığı halde –ve reddinde günah dahi mevzubahis iken– Bediüzzaman neden gizlesin ki! Mesela neden “Es-Seyyid Bediüzzaman Said-i Nursî” vb. bir unvan ya da imza kullanılmamıştır? Bizzat kendim, bu mevzuyu, Üstad’ın Nurs’taki akrabalarından müteaddit defalar sorduğum halde, aldığım cevaplar hep aynı olmuştur. Hiç biri, “Evet doğrudur; biz seyyidiz” demediler ve halen de demiyorlar. Sadece dedirtilmeye çalışılıyor. O halde, bu mevzu neden bu kadar deşiliyor; devşirilmek istenilen netice nedir?

Samimiyetle ifade edeyim ki, Bediüzzaman’ın Kürt oluşu birilerine batıyor; rahatsızlık veriyor ve vermektedir. Geçmişte bir hoca efendinin bu saikle Üstadı ziyaret etmediğini ve “Eğer Şark’tan değil de Anadolu’dan gelmiş olsaydı, aramızda Kaf Dağı da olsaydı, deler, gider, ziyaret ederdim” dediğini çok iyi biliyoruz. İşte bu necabetperestlik ve seçkincilik anlayışı, mahfi ve mestur da olsa, birçok kimsenin bilinçaltında yer etmiş ki halen bu ucube hadiseler vukua geliyor. Ahmet Akgündüz Bey, şimdiden değil, uzun zamandır bu meyanda konuşuyor, yazıyor, bağırıp-çağırıyor. Nihayet ne demek istediğini tescilleme sadedinde, WOW Otel zemininde son bombasını patlattı; tüm kamuoyunu kendinden haberdar kıldı. Böylece, Bediüzzaman’ı Kürtlükten çıkarmanın huzur ve sükûnuna kavuşmuş oldu. Hem zaten Kürtler, Cumhuriyet’in lanetlileri iken, hatta İsmail Hakkı Bursevî de onları lanetlerken, hatta ve hatta (isim vermeyeyim) biriler de onları Âdem oğulluğundan çıkartıp Şeytan’ın veled-i nameşruları göstermişken, Bediüzzaman gibi bir dehanın, bir ulema-i cihanın onlardan biri olması, onların içinden zuhuru caiz mi ki! Öyleyse, ivedilikle ve vücubiyetle bu temasın kesilmesi gerekirdi. Ve bence yapılmak istenilen de bu temeldedir...

Ahmet Akgündüz, “Bir zamanlar ben sırf Bediüzzaman’ın eserlerini okudum diye Kürtçü ilan edildim” diyor; bu doğru değildir. Ona “Kürtçü” denilmesi Risale-i Nur’u okuduğundan değil, Diyarbakırlı olmasıyla ilişkilidir. Bilindiği gibi, bir zamanlar bu ülkede, Bölge’nin tüm sakinleri potansiyel tehlike ve “Kürtçü” olarak lanse ediliyordu. Dolayısıyla kendisine yapılan ithamların temelinde Nurları değil, mensup olduğu bölgeyi göstermesi daha yerinde olurdu.

Yazılarında ve söylemlerinde Türklerle Kürtlerin yüzyıllarca beraberliğine vurgu yapan Akgündüz Bey’in, bu beraberliği muhafaza adına –bu gün için– neler yaptığını pratize etmesi gerekir. Yangına körükle gitmek ya da su yerine benzinle sündürme teşebbüsleri ülkemizde yaşanılan olumsuzlukları daha da azıtır, azgınlaştırır. Hele mevcut ateşe odun taşımaktan Allah’a sığınmak lazımken odun taşıyıcılığın devamına ne demeli? “Kim kime benzerse, onlardandır” diyen Peygamberimiz, acaba bu kimseler için adres olarak “Hemalete’l-Hatteb”leri işaret etmesin mi!... Sözde kardeşlik edebiyatları, özde “Kürt’ten olsa evliya, sokmayınız avluya” gibi onur kırıcı ifadeler ne kadar samimi olabilir? Bu onur kırıcılığa kesinkes son verilmelidir; aksi takdirde, ülkemizde ırkçılıktan mütevellid fitne ateşi sönmez; gittikçe gürleşir ve hepimizi yakar. O halde gelin, ırkçıların suç ortağı olmayalım; her birimiz, hem dilimizle, hem kalbimizle hem de fiiliyatımızla birer “Nâhi-yi ani’l-münker” olalım; fitne ve fesat ateşine su olalım; itfaiyeci eri olalım!

Akgündüz Bey, “Siverek’te yaşayan öz be öz Kayı boyundan olan Karakeçililer ne kadar Kürt ise Bediüzzaman da o kadar Kürt’tür” diyor ve bir taşla iki kuşu vurmaya çabalıyor. Böyle bir ifade, hüsn-ü niyetten daha çok su-i niyete yakındır ve onu çağrıştırıyor. Evvela, Kürt bir aşiret olan ve “Mîrekî”, “Cerabî”, “Dodan”, “Mûsikan” vb. kabilelerden oluşan bir topluluğu, sırf Cumhuriyet’le birlikte kendilerine verilen “Karakeçili” soy isminden hareketle Türkmenleştirmek ve Kayı boyundan addetmek; öyle lanse etmek son derece tehlikeli ve kardeşliğe karşı girişilen bir su-i kasttır. Akgündüz, kaç kez uğramıştır bilmiyorum, ancak ben, Karakeçililerin merkezine defaatle gitmişim; yemeklerini yemiş, sohbetlerde bulunmuşum. Kürtçeyi (Kurmanci lehçesini) orijinal şekliyle konuşan, giyim kuşamlarıyla Kürt kültürünü en mükemmel şekilde aksettiren bu topluluk için “Öz be öz Kayı boyundandır” demek, sadece fitneye çanak tutmak ve ırkçılığı körüklemektir. “Tebeddül-i esma ile hakaik tebeddül etmez”. Merkezi köyleri olan “Mizar”ı, “Karakeçi” olarak değiştirmek, resmî soyadı üzerinden bir topluğun aslını inkâr etmek ne kadar insanî ve ne kadar İslamî bir uygulamadır ve yılların Nurcusu Akgündüz, bu dayatmaları nasıl doğru kabul ediyor da savunmaya kalkışıyor? Açık söyleyeyim, Bediüzzaman’ın seyyidliğini ispatlama sadedinde Siverek’teki Karakeçililere atıfta bulunmak ve onları Türkmen göstermek tipik bir art niyetlilik ve karakteristik bir ırkçılıktır.

2.BÖLÜM

  • Yorumlar 51
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • Rasim08 Ekim 2022 03:45

      Said nursi hz lerinin kürt oluşu değil, bunlar said nursi hz lerini ahirzaman büyük mehdisi yapmak istsdiler.

      Yanıtla (0) (0)
    • İtikatım bu31 Aralık 2021 17:37

      "Ey Kitap ehli! İbrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz? Oysa Tevrat da İncil de ondan sonra indirilmiştir. Siz hiç düşünmüyor musunuz? İşte siz böylesiniz. Haydi biraz bilginiz olan şey hakkında tartıştınız, ya hiç bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz. İbrahim, ne Yahudi, ne de Hristiyandı; fakat o, Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir müslümandı, müşriklerden de değildi."(Âl-i İmran, 3/65-67)

      Yanıtla (0) (0)
    • Said in torunlarindan31 Aralık 2017 22:55

      Allah ıslah etsin basiret versin kibir ve enaniyet her zaman tehlikeli olmuştur. İlim insandan cehaleti götürmez. Kuranı kerede güzel örneği var. Herhangi bir ırki üstün tutmak veya rencide etmek aşağılamak allaha ilanı harbdir. Bir an önce bu zat ölmeden tövbe etmelidir.

      Yanıtla (0) (0)
    • Zinar taş20 Mayıs 2017 23:45

      Kürtlük konusunda şeceresi ve kürtlüğü en net bilinen kesim seyyidlerdir. Kısa mantıkla Hz. İbrahim halile dayanmaktadır kökleri. Hazreti İbrahim aynı zamanda bir Kürt zalim olan nemrud ile aynı halktandır. Guti ve hurilerdendirler bu topluluklar da kürttür. Ayrıca Kürt mitolojisinde avesta da Zerdüşt peygamber olarak bütün ritüellerde hazreti İbrahim işaret ediliyor. O dönem urfada Araplar yoktu Araplar bedevilerin yani güney Arabistan ve kuzey Afrika mıntıkasında yer aliyordu(dikkat ederseniz İbrahim eşi ve İsmaille beraber mekkeye gittiğinde kimse yoktu orada, nemrudun zulmunden kaçarken) peygamber efendimiz döneminde araplaşmislar ama kökleri Arap değildir diyebiliriz tıpkı İstanbul'a gidip Türkleşen Kürtler gibi. Bediüzzaman Seyyid olsa öz ve öz kürttür ve kürdistanlıdır, fakat ataları hazreti peygamber döneminde bir müddet araplaşmislar tekrar özlerine dönmüşler asıl olan budur. Saygılar

      Yanıtla (3) (1)
    • Hakki Gök31 Aralık 2012 Pazartesi 18:40Inkar Mimarlari

      Nasilki yakin dönemde cuntacilar tarafindan kimi sözde profersörler Kürt'lerin Türk olduklarini ispatlamak ile görevlendirdiylerse, bu tür kisilerin de o dönem profersöflerinden farki ne olabilirki? Yegane amaclari Kürde ait ne varsa onu türklestirmek, kabül görmediyse araplastirmak vs., yeterki Kürt olmasin. Bunlar yalanci, inkarci ve irkci "tarih" mimarlaridir.

      Yanıtla (1) (0)
    • can31 Aralık 2012 Pazartesi 14:01Tu Her Hebî

      Ji destê te ra sihet be,spas dikim.

      Yanıtla (0) (0)
    • emin31 Aralık 2012 Pazartesi 14:13muhakeme

      sılawa xuda lı ser çawa te bu; aziz dostum bu tür çabaları görünce ümmetçiliğe karşı hayal kırıklığı yaşıyorum, ve insan oğlu hiç ender hiçliği ile kendini bir şey sanarak yanlış işler yaparak karışıp karıştırıyor, yani insanoğlu yanlış yolda gidişine ne kadar kolay delil ve çok malzeme buluyor, ve milyonlarca insanlarda hiç tetkik ve akıl terazisine vurmadan inanabiliyor, büyük ve mutemet insan kabul görüyor, nerde cemiyetin basiret gözü???

      Yanıtla (0) (0)
    • ali KURDİ31 Aralık 2012 Pazartesi 14:20AKGÜNDÜZ

      Gerçekten hakikati onların 'ırkçılıktan dolayı' görmeyen gözlerine sokmuş değerli yazar buna benzer birçok konudan dolayı namazı ve cemaa-i bırakan çook kişi biliyorum ama onların umrunda değil çünkü onlara göre önce türklük sonra islam kıymetli oluyor yazık cok kez konferanslarında bulunduğum ve sadece iman hakikatlerinden bahseden birinin bu şekilde içi boş ve başka bir amacı aşikar olan bir konuyla göndeme gelmesi basitliktir ama tür mal Editörün Notu: Lütfen.. Yorumların başlık dahil 500 karekterle sınırlı olduğunu unutmayalım...

      Yanıtla (0) (0)
    • Fuat Brusk31 Aralık 2012 Pazartesi 15:14Ahmed Akgündüz

      Ahmed Akgündüz sanıyor ki Kürtler Saidi Nursiden aldıkları payeyle arşı-alaya yükselecek. Halbuki Kürtler Zerdeşt ê Kal ve İbrahim ê Xelilullahın soyundandan oldukları halde hiç bir zaman tevazu sınırlarını aşıp kendilerini öteki insanlardan üstün görmek gibi bir basitliğe düşmemişlerdir. Allah bunların kalbine göre bunlara paye versin... Amin.

      Yanıtla (0) (0)
    • aran31 Aralık 2012 Pazartesi 15:36an

      Yazar arkadasin ikna ve bilgi temelinde kürtleri savunmasi col anlamlidir, bütün kürtlerin artik bilincli bir sekilde kürt degerlerine sahip cikmasini tavsiye ediyorum.Keske BDP, bu konuda insiyatif alsa ve Saidi Kurdinin mirasini bu tür zihniyetlerin insatifinden kurtarsa co iyi olur.
      Yazar arkadasimiz olayi iyi analiz etmis keske Nubihar camiasi hakikat icin bir konferans düzenlese...Bütün kürtleri saidi Kurdinin eserlerine sahip cikmaya davet ediyorum...

      Yanıtla (0) (0)
    • serdar31 Aralık 2012 Pazartesi 17:22zikir

      tarikatlar bunlara kürt zikrini vermeleri..kürt kürt.kürt kurd kurd kürt kürt günde 1000 kere diyenler ve bunu hazmede bilenlere tam imanı kemalatı olur...e çünkü allahın yarattıkları kürtleri inkar ediyorlar...

      Yanıtla (0) (0)
    • Fethi31 Aralık 2012 Pazartesi 16:07Dest Xweş

      Mamoste dest xweş. Li ser hêla Kurdewarîya Usdat Bedîuzzaman û risaleyên ku hatine guhertin jî, ji we nivisek çaverê dikin.

      Yanıtla (0) (0)
    • musaeken31 Aralık 2012 Pazartesi 16:44zırva tevil götürmez

      akgündüzü uzun zamandır takip ediyorum.nev i şahsına münhasır,hayalperest,hurafeci bir zihni var.yanına aldığı abiler de kenan evran için köy köy dolaşmış,günaha bulaşmış biçareler.
      bu yüzden ''zırva tevil götürmez'' kavli şedidini söylemek düşüyor bizlere.

      Yanıtla (0) (0)
    • hak31 Aralık 2012 Pazartesi 17:46hak

      onlara göre hiç yokuz kii

      Yanıtla (0) (0)
    • aliser31 Aralık 2012 Pazartesi 18:13önce ögren sonra yaz

      seyyidler peygamberimizin torunudur.bazilari onun icin araplardir diyor, kismen ama unutmayin hz.ibrahim urfalidir yani kurdistanlidir. peygamberimiz de hz.ibrahimin soyundan geldigine göre aslen kurdistanlidir. bazilari yok araptir deseler.hz,ibrahimin arapligini kanitlamak zorundadirlar. ama kesin olan hz.ibrahimin kürdistanligi oldugudur.buyrun hodri meydan.

      Yanıtla (3) (1)
    • mehmet eren01 Ocak 2013 Salı 02:28bir çeşit ziya gökalp

      diyarbakır çermikli olan ziya gökalp kendini inkar etti ben türküm dedi. ve türk milliyetçiliğinin teorisyeni oldu.. bu adam herhalde çermikli ziya gökalpin yolundan yürüyor. bu sefer bediüzzaman soyuyla uğraşıyor.. allahım bu kürtlerin başına gelen nedir ya bir millet bu kadar mı kendi kavmine düşman olur..

      Yanıtla (0) (0)
    • calony01 Ocak 2013 Salı 02:46oh ne güzel

      türklere göre Kürtler türktür. farslara göre Kürtler farstır; araplara göre Kürtler araptır; ermenilere göre yezidi Kürtler ermenidir.. ne çok sevilyoruz!!!! Editörün Notu: :))

      Yanıtla (0) (0)
    • Medya terazi31 Aralık 2012 Pazartesi 20:28Said-i Kurd-i hazredleri

      Bazen haksızlığa hiçmi ? hiç tahammül edemem..Ey xuwdeye şirk koşmaya çalışan zalimler !.Kürd Qawmine aid fidri haqlarına tabii ne warsa hepsini gasp ettiniz bu ZALİMLİK yedmedimi size ?Halen Said-i Kurd-i 'yi we mensubu olduğu bütün qawmini araplaştırma,tırkleştirme,farıslaştırma çırpınışlarınızdan HİCAP duymuyormusunuz ?Biliyorsunuz Nemrudi putlara Qıyam yapan HZ.İBRAHİM'de Kürd Qawminin bir mensubuydu.

      Yanıtla (0) (0)
    • mehmet çelik31 Aralık 2012 Pazartesi 22:34kırkıncı hoca varsa

      Akıl hocası kırkıncı hoca ise yorum yapmaya bile değmez. Bende kırkıncı hocaya takılmıştım bir zamanlar taki bir manevra ile Kenan evreni mehdi ilan edene kadar evet yanlış duymadınız bizzat hazır bulunduğum bir toplantıda Kenan Evreni mehti ilan etmişti.

      Yanıtla (0) (0)
    • Baran Xoce31 Aralık 2012 Pazartesi 22:44Kew Kürtler Bitemez mi?

      Kew Kürtçede keklik demek. Kürtler kendi kalbindeki paslı hançerlere, hainlerine kew der. Kew bilindiği gibi kendi kavmini tuzağa düşürerek ölümüne neden olan süreci başlatan bir mahlukattır. Ah ah Diyarbekirli Ahmet Bey sana ne diyeyim. Tezinin özü şu oluyor: Kürt olmasan Kürtçü değilsin. Bu ne saçmalık Allah aşkına. Sana bir mevki verenlere yaranmak için bu saçma tez nereden çıktı. Bediüzzaman Efendi, seyyit olmadığını dile getirmesine rağmen böyle bir i

      Yanıtla (0) (1)
    • kul seyda31 Aralık 2012 Pazartesi 22:57zavalılar

      doğrusu sadece acıyorum..keşke bunlar okudukları iman hakaikatlarını anlıyabilselerdi ki;dünyaları Koseycilere (kenan Evren Ekibi)feda olundu Ahiretlerine yazık oldu..^=Cenet Ucuz olmadığı gibi Cehenemde luzümsüz değil=ey Üstadım adaylar çokmuş.....

      Yanıtla (0) (0)
    • Rêzan01 Ocak 2013 Salı 06:15Allah razi olsun

      Konuyu çok iyi ele alıp işlemişsiniz. Allah sizden razi olsun. Irkçıdan müslüman mı olurmuş?

      Yanıtla (0) (0)
    • baran01 Ocak 2013 Salı 11:20Allah razı olsun

      21. yüzyılda yeni ziya gökalpler mi yetişiyor. Allah razı olsun Abdullah Ağabey cevabınız cevabımızdır. güneş balçıkla sıvanmaz. çamuru at izi kalsın edebiyatı bugün iş görmez ahmet bey(!)

      Yanıtla (0) (0)
    • felat01 Ocak 2013 Salı 13:07.

      Di dawîya nivîse de wê bidome hatîye nivîsîn. Fikra kû wê bê puçkirîn bawerim di ew nivisa hîn kûrtir û fireh bê guftugo kirin. Said Nursî Bi kesayetî û xebatên xweyî olî xwedî cihekê girînge. Dema aliyê kurdayetî yê bê rojevê li hember vê, planên pişt dêrî ya pêk tê û wê hîna jî bê.

      wê bidome..

      Yanıtla (0) (0)
    • mıstefa sewi01 Ocak 2013 Salı 13:38Ülema-i su

      Ahiretin sonsuz, eşsiz, elmas olduğunu biliyor. Dünyanında ne kadar fani, değersiz, kırılacak cam parçası olduğunu da biliyor. Bile bile dünyayı ahirete tercih ediyor. Bunun adı "ülema-i su" dur.

      Yanıtla (0) (0)
    • insiyatifa ciwan01 Ocak 2013 Salı 14:18serkevtın jı rastiyére

      xweda jı te razibe xazma ku tu neviyé seidé kurdiyi xwda yé wek we jı nav me kém neke

      Yanıtla (0) (0)
    • Muhammed01 Ocak 2013 Salı 14:29hudete isleh bike

      neyi isbatlamaya çalışıyor bu kendisini prof zanneden zevt. Kürtlerden peygamber de olsa peşinden gitmeyecekler mi?

      Yanıtla (0) (0)
    • a.kadir yoğunburç01 Ocak 2013 Salı 18:38slawu rez

      Yıllarca üstadı azeri türkü gibi gösterme gayretleri tutmayınca şimdide arap göstermeye çalışiyorlar bunu yaparken de dine hizmetmiş gibi gösteriyorlar. Tabi ki tüm milletler allahın ayetleridirler, ama üstad kendisi defaten kürt olduğunu söylüyor.Bu yalanlarını bir piyon aracılığı ile ilan etmeleri asıl arka planın yahudi zihniyetinde olduğunu gösteriyor. Asıl kaldıramadıkları şey kürd milletinin asil duruşudur. Er ya da geç rabbim bu milletin izzetli ve şere Editörün Notu: Lütfen.. Yorumların başlık dahil 500 karekterle sınırlı olduğunu unutmayalım...

      Yanıtla (0) (0)
    • Muhammed01 Ocak 2013 Salı 14:39vay be profmuş

      Maşaallah profa.bir çırpıda eserlerinde defalarca kürtlüğünü beyan eden Said-i Kürdiyi Arap, Kürt kültürünü günümüzde dahi bunca asimilasyona rağmen en güzel şekilde yaşatan resmi ideolojinin karakeçili olarak adlandırdığı Kürtleri Türk ilan etti. Hangi bilgisine dayanarak. Ayrıca bu mübarek şahıs ister Kürt,ister Arap veya başka kavimden olsun biz yine de saygı duyarız. Tıpkı Seyyid Kutuba, Hasan El Bennaya, Muhammed İkbale ve diğer İslama hizmet eden t Editörün Notu: Lütfen.. Yorumların başlık dahil 500 karekterle sınırlı olduğunu unutmayalım...

      Yanıtla (0) (0)
    • a.kadir yoğunburç01 Ocak 2013 Salı 18:56slawu rez

      Yıllarca bu necib millete yapılanları islami hasasiyetle onaylamadığımız halde hiçbir surette bunlar dikkate alınmadı. Şimdi ekosistem ölçeğinde tekrar karşı çıkyorum. BÖLMEK PARÇALAMAK VE YUTMAK planları tutmaycaktır. her defasında beşeriyet tarafında yok etmek istdikleri türler her defasnda doğa tüm ihtişamı ile yeniden nazara verir. İster reddet ister kabul et. Ekosistem içerisinde insan nev inde de bu mümkündür. Yani hiçbr plan konulmş olan bu doğa kanunun ön Editörün Notu: Lütfen.. Yorumların başlık dahil 500 karekterle sınırlı olduğunu unutmayalım...

      Yanıtla (0) (0)
    • battal01 Ocak 2013 Salı 23:54Deha çıkar MI?

      Yıllarca "Güneş dil teorisi" ile Kürtlerin Türk olduğunu, adının önüne prof ünvanlarını kullanan bu türzat ve zihniyetteki kişiler tezlerini hararetle ispatlamaya çalışırlardı.Gel zaman git zaman bu teoriyi dile getirenler ve inanlar çok gülünç duruma düştüler. Şimdi de kendi dilinden ve eserlerinde Kürt olduğunu beyan eden Bediüzzaman’ı Türk olduğunu ispatlamaya çalışıyorlar.Bu kafa iflah olmaz ve bunlardan niye dünya çapında bir deha çıkmayaca

      Yanıtla (0) (0)
    • Serdar Azad02 Ocak 2013 Çarşamba 03:26Kaynak Eksik

      Eline sağlık Abdullah Bey, ancak “Eğer Şark’tan değil de Anadolu’dan gelmiş olsaydı, aramızda Kaf Dağı da olsaydı, deler, gider, ziyaret ederdim” sözünü diyen efendi hangi kitabının kaçıncı baskısında söyledi, bunu da yazın lütfen. Yıllarca böyle bir şey hep söylenir, ama kaynak gösterilmiyor. Hatta mümkünse, orjinalini tara, internete koy.

      Yanıtla (0) (0)
    • mamoste dirokvan02 Ocak 2013 Çarşamba 10:11xwade ji we razibe

      Kardeslik dedikleri şey bumu bunlar müslüman kardeşine bir alimi bile yakistirmiorlar .böyle büyük bir alimin nasıl kürtler den çıkmasını kabul edemiyorlar.aman kürt olmasın ne olursa ne olsun mantığı irkci bir mantiktir .Allah sizden razı olsun böyle bir çalışma için.yüreğimizin sesi duygularımızın tercümanı oldunuz Allah kaleminizi keskin etsin Allaha emanet olun.

      Yanıtla (0) (0)
    • Süleyman İPEK02 Ocak 2013 Çarşamba 10:45Ahmet AKGÜNDÜZ

      Üstad Bediüzzaman hazretlerinin bizzat bazı yerlerde Said-i Kürdi lakabını kullanması kendisini rahatsız etmemişken, kendisi bizzat bu lakabı bir dönem kullanmayı tercih etmişken Ahmet Akgündüz ve onun bu düşüncesini benimseyip mal bulmuş mağribi gibi bu fikre sarılanlara ne oluyor anlam vermekte güçlük çekiyorum. Kürt olmak niye bunlara bu kadar batıyor. Acaba Üstadın soyu da Kayı Boyuna dayanıyor olmaması bu taifeyi en çok rahatsız ediyor olması sakın...

      Yanıtla (0) (0)
    • Muhammed emin02 Ocak 2013 Çarşamba 15:42Serdar Azad'a

      kaynak eksik diye yazan kardeşimizin yazdıklarını görünce arşivimi çıkardım. O ifadelerin geçtiği kitabı değil; kitabın ortaya çıkmasına vesile olan, röportajın yapıldığı, gazete küpürlerini tarihiyle beraber söyleyeyim dedim. röportaj 2 mart 1992 yılında Zaman gazetesinin son sayfasında başlıyor ve ilk bölümü 34 gün sürüyor. sekizinci gününde yani 9 marttaki sayfasında ABDULLAH CAN kardeşimizin ifade ettiği cümleler aynen geçiyor. teknik imkanım ol

      Yanıtla (0) (0)
    • Muhammed emin02 Ocak 2013 Çarşamba 15:51Serdar Azad'a 2

      ayrıca o söyleşi kitap haline getirildiğinde ilk baskılarda da yer alan bu ifadeler, kanaatimce gösterien tepkilerden doayı, sonraki baskılarda kitaptan çıkarılmıştır.

      Yanıtla (0) (0)
    • HaCİ Diyar02 Ocak 2013 Çarşamba 15:56Tekassür

      Elhakumu Tekasür Hetta zürtülmül mekabir. Coklula övünmeniz kabirdekileri saymaya kadar gitti.... yazık yahu.. Said Nursi Türk olsa ne yazar Kürt olsa Arap olsa ne yazar bu öbür tarafta işe yarıyor mu? Ne dersiniz Yarar mı Yoksa Allahın melekleri tüm dilleri bilmiyor mu? Haşa kim bu iddayı ispatlarsa ben bu tartışmaya son noktayı koyacağım.

      Yanıtla (0) (0)
    • mehmed baran02 Ocak 2013 Çarşamba 17:54eksik kaynak

      ^^eksik kaynak ^^.sana fethullah gülenin 'küçük dünyam' kitabını okumanı öneriyorum....

      Yanıtla (0) (0)
    • ENES TUNALIOĞLU03 Ocak 2013 Perşembe 09:21SAİDİ NURSİ İLE İLGİLİ

      SAİDİ NURSİ cumhurriyet döneminde ve evvelinde yazdığı tüm mektuplarının altında sadel kurdi ismini kullanmış ölürken dahi gazete manşetlerinde saidi kürdi vefat etti haberlerini gazeteler yazmış. bütün kitaplarında kendine mensup insanları onda soğutmak amacıyla said ki bir kürtür ifadeleri mahkemelerde belge olarak sunulmuş buna rağmen üstad hiçbir dönem bu söylenenleri red edecek bir tabir ve ifade kullanmamış. mekkenin soylularıda neden biz peygamber seçi

      Yanıtla (0) (0)
    • Mamoste03 Ocak 2013 Perşembe 12:03İçerik üzerinden konuşalım!

      Hacı Diyar, hangi tartışmadan bahsediyor ya da tartışmanın hangi boyutundan sözediyor? Ortada olan bir gerçek var; o da Bediüzzaman'ın zorakî olarak seyyidleştirilmesidir; yoksa ahiret-melek değildir. Bu konu paralelinde değerlendirme yapacağına farklı bir zemine ve mevzuya kaymanın bir anlamı yok! Tartışma üzerinden fikir yürütürsek, hakikat daha da belirginleşir.

      Yanıtla (0) (0)
    • sinan okur03 Ocak 2013 Perşembe 14:40akgündüz faciası

      bende bir türk olarak üstadın kürt olduğuna inanıyorum.bunu da bizzat okuduğum risale metinlerinin orjinallerinden çıkarıyorum.bizi bağlayan bediüzzamanın emanet bıraktığı yazılardır.aklını kullanabilen her birey(ya da nur talebesi) bunu bilir(eğer vicdanı tefessüh etmemişse!)

      Yanıtla (0) (0)
    • Vangel04 Ocak 2013 Cuma 16:01hem Arap, hem Türk hem Kürt

      Muhteremler,
      Üstad Bediüzzamanın soy ağacı ile ilgili tartışamaların bir kaynağı da yaşadığı dehşet dolu günlerdir. Çelişkili ifadelerin asıl sebebi de budur. Fakat şuna dikkat edelim, Üstad Kürtleşmiş bir seyittir. Kürt medreselerinin mahsülüdür. Türk kavmi içinde Risale-i nur meyvesini vermiştir. İbretli değil mi? Kendi ifadesi ile hem Arap, hem Türk hem Kürt olmuştur. Esas buna dikkat etmek gerekmez mi? Acizane kanaatime göre Üstad hazretlerinin bu vaziy Editörün Notu: Lütfen.. Yorumların başlık dahil 500 karekterle sınırlı olduğunu unutmayalım...

      Yanıtla (0) (0)
    • Serdar Azad05 Ocak 2013 Cumartesi 01:14Teşekkür

      Muhammed Emin Bey’e çok teşekkür ediyorum. Keşke orjnalini de bir yerde PDF olarak bulabilseydik.

      Yanıtla (0) (0)
    • Süleyman07 Ocak 2013 Pazartesi 14:25Vangel yangel olma!

      Vangel mahlaslı arkadaş "Üstad Kürtleşmiş bir seyittir" diyor; acaba Risale-i Nur'dan bu tezini dayandırdığı tek bir cümle var mıdır? Varsa lütfen... Yoksa, hevasından konuşmasa daha iyi olur. Çünkü bazıları konuştukça karıştırıyor; berbat ediyor. Cehalet ilimle, hayal ve rüyalar da gerçek hayatla karıştırılmamalı. Soy ağacı denilen arapça yazıların Üstadla alakası yok; Akgündüz'ün listesi ise kendi düzmesidir.

      Yanıtla (0) (0)
    • DİKKAT EDELİM13 Ocak 2013 Pazar 23:22DİKKAT EDELİM

      Mehmet Kırkıncı orada değildi...

      Yanıtla (0) (0)
    • abdullah sever14 Ocak 2013 Pazartesi 13:35allah razı olsun sizden

      hakikati dile getirdiğiniz için allah sizden ve sizin gibilerden bin kere razı olsun. artık bazı gerçekleri dile getirmenin zamanı geldi hatta geçti de.

      Yanıtla (0) (0)
    • Fatih ASPİR13 Mart 2013 Çarşamba 10:28Kürtleşen Türkmenler Hezeyanı

      Siverek Karakeçilileri ile hısımlığımız vardır..Bu aşiret bütün Osmanlı arşivlerinde EKRADI AŞİRETİ KARAKEÇİ ismiyle geçer..burdaki karakeçi ismi Osmanlının verdiği bir isimdir..Aşiret Reisi Abdülkadir bey Ziya Gökalp e biz Kürdüz bu ismi bize Osmanlı takmıştır..demiştir..Bendeniz bu konuda Karakeçililer Derneğinide bilgilendirdim bütün arşivlerde aşiretin bütün kolları Dodan ceriban şeyhan hep akrad olarak geçiyor..lakin derin devletle güzelleşme!! uğruna tavsiyelerimi ciddiye almadılar. ortada hiçbir delil olmamasına rağmen aşiretin yarısı Türk orjinli olduğuna inanıyor..

      Yanıtla (0) (0)
    • abdullah uzunboylu13 Ekim 2013 Pazar 18:04DİKKAT..

      Bediüzzaman’ın kitaplarını okumadan bu yazıyı yazdığınız çok belli oluyor çünkü büyük dedeleri Isparta dan göç etmiştir. kamuoyuna sunulan yazılarda biraz daha dikkatli olmak ve araştırmak lazımdır. araştırmadan sert bir üslupla değerlendirmek caiz değildir... selametle

      Yanıtla (0) (0)
    • Selman31 Ekim 2013 Perşembe 16:28Kısa görüşlü Uzunboylu'ya

      Senin de bu yazıyı okumadan boş-beleş konuştuğun hemen belli oluyor. Peşpeşe üç yazıyı da bediüzzaman'ın kitaplarını referans gösteren bir yazar için "Bediüzzaman’ın kitaplarını okumadan bu yazıyı yazdığınız çok belli oluyor" demeniz, meselenin künhüne ne kadar uzak kaldığınız gösterir. Bediüzzaman'ın deddelerini İsparta'ya bağlama çabanız ise cehaletin daniskasıdır.

      Yanıtla (0) (0)
    • Mehmed09 Mart 2014 Pazar 13:46kürtlükten gurur duyma eblehliği

      Diğer nesebler için de geçerlidir. Yukarıdaki zat bir ihtimal Gerçekten Üstadın Kürt olmadığına inansa belki hakkında konuşmaz. Koskocaman bir alimi ırkı için sevmek, önce Kürt olduğu için sevmek ve sevmemek aynıdır. İkisinin birbirinden farkı yoktur. Sen Kürt değil gerçek bir kürtçüsün, inanmazsan söylediğime yazını tekrar oku "üstad kürttür" saplantını Belki fark edersin.

      Yanıtla (0) (0)
    • zehra merdin12 Haziran 2014 Perşembe 08:37mehmed bey üslup çok sert

      kürtçü demek ırkçı demektir. ırkçılık yapana peygamber "kim kavmiyet davası güderse cehennemde iki dizi üzerine çökecek". yine "kavmiyet davasına çağıran bizden değildir". yine ümmetimin felaketi üç şeydir diye sayar bir maddeside "unsuriyet davası gütmek" der. nice ayet ve daha nice hadise rağmen Allah'ın dinini yaymaya çalışan yazara saygısızlığınız bir müslüman olarak beni üzdü. bence istiğfar edin. öfke şeytandandır, şeytan ateş ehlidir. bence ona kanmayın.

      Yanıtla (0) (1)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89