• BIST 10657.95
  • Altın 4437.706
  • Dolar 40.4255
  • Euro 47.3136
  • İstanbul 35 °C
  • Diyarbakır 40 °C
  • Ankara 35 °C
  • İzmir 41 °C
  • Berlin 21 °C

Yayınlanmamış belgelerle Risale-i Nurlar’ın tahrifatı! (2)

Abdullah Can

Osmanlıca belgenin çevirisi (Belge 2 sütun halinde olduğundan, “1. Sahife 1. Sütun”, “1. Sahife 2. Sütun şeklinde çevrilmiştir)

TAHRİFAT: 2

42996

42998

Evet; belgenin Osmanlıca aslını olduğu gibi çevirdim. Bir kelime de olsa, ne çıkardım ne de ekledim. Çeviriden de gördüğünüz gibi, tahrifatçı efendiler, Üstad’ın ifadeleri için “Hata/yanlış”, kendi uydurduklarına ise “Savab/doğru” demişlerdir ve bunu “Nurcu” ya da “Üstad’ın Hizmetkârları” unvanıyla yapmışlardır. Sözün bittiği yerdeyiz... Her ne ise, biz, bu tahrifatı yapanları, Üstad’ın dediği gibi, “Bizi istihdam eden sahib-i Kur’an”a havale edelim. Zira O, “ahkemu’l-hâkimîn”dir. 

Bu tahrifat listesinde seçilen hedef kelimelere, cümlelere özellikle dikkat edelim. Ayıklanan kelimeler ve yerlerine konulanlara bakılırsa, tahrifçilerin hem zihin dünyalarını ve hem de kafa yapılarını tespit etmek çok kolaydır. O tespiti de siz yapın... Tahriflerine esas aldıkları hedef kitap, “Asar-ı Bediiye”dir. Bu eser, Nur talebelerinden bir kaç kişinin himmetiyle Lübnan’da basılmış olup Üstad’ın eski eserlerinden müteşekkildir. Tahrifat belgesinde en büyük mağduriyeti “Münazarat” ve “Divan-ı Harbi Örfî”ye yaşattırmışlar. Bunlardan Münazarat, bilindiği gibi, bizzat müellifin kendi isimlendirmesiyle “Reçetetü’l-Ekrad”, yani “Kürtlerin Reçetesi”dir. Tamamen Kürtlere mahsus olup onların maddi-manevi sorunlarının çözümlerini ihtiva etmektedir. Aşiretlerin suallerine Üstad’ın verdikleri cevaplardan oluşmuştur. Divan-ı Harb-i Örfî ise, 31 Mart olayı sonrasında, Üstad’ın İttihadçı dikatörlere karşı mahkemedeki savunmasıdır.

İşte malum tahrifatçılar, bu özel konumları olan kitapları –akıllarınca– umumileştirmek adına cerrahi bir operasyona tabi tutmuşlardır; kesip biçmişler, yamalayıp eklemişlerdir. Hâlbuki bu kitaplardan Münazarat, bu günkü “Kürt Sorunu” denilen en büyük sosyal ve siyasal sorunumuzun yegâne ilacı ve hal çaresiydi. Bu kitap, bu ülkeyi idare edenlerin ve Kürtler adına hareket edenlerin elinde olmalıydı. Onlara –orijinal şekliyle– yetiştirilmeliydi. Ama yok; reçeteyi yetiştirmedikleri gibi tamamen tahrif ettiler. Sahte ve uyduruk reçetelerin akıbeti ise, herkesin malumu... Divan-ı Harbî Örfî de geçen “Kürd”, “Kürdistan” kelimelerine ırkçı İttihadçılar bile –üstelik mahkeme ortamında– müdahale etmezken sizler onlardan daha mı ırkçısınız ki müdahaleye kalkıştınız? 

Tahrifatçıların, “zamanın Bediidir”, “müceddidir”, “müçtehididir” ve hatta “mehdisidir” diyerek takdim ettikleri Üstadın kalbinden, dilinden ve kaleminden dökülmüş “Kürd”, “Kürdistan” ve hatta “Ekrâd” kelimelerine tahammülsüzlüklerini Nurculukla nasıl telif edebiliriz? Zira Üstad’ın kullandığı bu kelimelere, sadık talebelerinden hiçbirisi dokunmamıştır. Çünkü her biri cahiliye taassubunu inançlarından ve dünyalarından kovmuş mükemmel birer ümmetçi idi. Eğer bu kelimelere, saff-ı evvel Nur Talebelerinin bir reaksiyonları, alerjileri olmuş olsaydı herhalde mektuplarının birinde bir tereşşühünü görecektik. Ama nerede?!... Saff-ı evvel böyle iken bu akl-ı evvellere ne olmuş ki al gören boğalar misali bu kelimelere saldırıp tahrifatçılık yapıyorlar?... 

“Ne mutlu Türküm diyene”, “Türk öğün, çalış, güven” ve “Bir Türk cihana bedeldir” diyecek kadar Türklüğü yücelten ve “Türk Milliyetçiliğini” kendi ilkelerinden biri olarak kabul eden Mustafa Kemal bile kendi “Nutuk”unda “Kürd” ve “Kürdistan” kelimelerini kullanmaktan imtina etmemişken, siz tahrifatçıların bu kelimelere Kırk Haramiler gibi saldırmanız ve Nurlardan talana kalkışmanız nasıl izah edilmelidir? Ne kastınız var ki “ilham” ve “sünuhat” eseri olan Nurlardaki bu kelimelere düşmanlık ediyorsunuz? Türk, Türkçe, Türkistan vb. hiç bir ifadeye müdahalede bulundunuz mu? Üstad’ın Türklere dair onca sitayişkâr ifadelerinden birine “fazladır”, “gereksizdir” deyip müdahale ettiniz mi? Etmediniz, edemezsiniz ve ettirmeyiz de! Çünkü o zatın övdüğünü över ve ancak yerdiğini yereriz. 

Çalışma yeni belgelerle devam edecek...

  • Yorumlar 15
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • Haamid B. (inşâAllâh hakkı arayıp her ne olursa 20 Nisan 2018 13:42

      Mesnetsiz bir savunma.. Delilsiz bir yorum.. Toz konduramamak adına bir çıkış.. Ya hu! Aklınızı lütfen başınıza devşirin! Doğruya doğru, eğriye eğir deyin! Nasıl öyle düşünebiliriz!? Kaldı ki belirli şahısların, belirli eserin kısımlarına sınırlı izinler verilmişti. Bunu umuma nasıl teşmîl edip öyle bir salahiyet verebilirsiniz!? Hani sadâkat! Hani bağlılık!
      Sizi insâfa da'vet ediyorum...

      Yanıtla (0) (0)
    • e.semsur-i16 Ocak 2013 Çarşamba 15:52alkış.

      tawlo keki delal disa mina kew xandiye

      Yanıtla (0) (0)
    • Mıstefa séwi16 Ocak 2013 Çarşamba 16:03"tahribatçı ehl-i bid'a"

      Allah(c.c.) yar ve yardımcınız olsun,sizin gibi sadık nur varisleri var oldukça "tahribatçı ehl-i bid'a" hiç bir zaman iğrenç emellerine ulaşamayacak.Xwedé we jı seré me kém neke...

      Yanıtla (0) (0)
    • Abdurahman CAN16 Ocak 2013 Çarşamba 16:05Devam...

      Hocam ALLAH razı olsun lütfen yazmaya ve bu araştırmaları yayınlama devam Ediniz ...

      Yanıtla (0) (0)
    • West-Port16 Ocak 2013 Çarşamba 17:10Guzel Bir Calışma

      Ancak bunu mücadele eden kürtler ile paylaşır ve onlarla çalışırsanız asıl istenen amaca ulaşılmış olur bu calışma. Lakin bu kadar değerli bir emegi, mücadeleyi karalayacak bazı ideolojilerin adını duyurmak icin yapıyorsanız o ideoloji kadar kürtlerin nezdinde degeri ve yeri olur.

      Yanıtla (0) (0)
    • Hakki Gök16 Ocak 2013 Çarşamba 18:44Yalan degil, gercek kalicidir.

      Kürt'lükten uzaklastirma, sonunda Türk'lestirme esasli zorlamalar iste! "Sáidi Kúrdi yerine Sáidi Nursí vs. demeler. Simdeye dek Kürd'de Türk demekler Kürt Tür'mu oldu? Beyhude cabalar bunlar. Degerli Abdullar Can gerceklerin karartilmamasi icin yürütügünüz caba onurlandiyor insani.

      Yanıtla (0) (0)
    • enes tunalıoğlu16 Ocak 2013 Çarşamba 20:28üstad

      Allah yar ve yardımcın olsun Abdullah kardeş. Belgelerin açığa çıkması nerede ne olmuşun gösterilmesi yıllarca duyar konuşurduk.ama belgeli olması güzel oldu. belki bundan sonra yapılacak tahrifatlara da bir engel olur. Belki başkalarının da uyanmasına sebeb olur. sizleri destekleme ye devam ediyoruz. Allah razı olsun.

      Yanıtla (0) (0)
    • Mehmet Terzi16 Ocak 2013 Çarşamba 23:42Saidi Kurdi nin eserlerinin telif haki Kurdlere aitir

      Hakkim kuvetler bir milletin tüm değerlerin ya tahrip eder, ya sahip çıkar. Bir milleti inkar edersen tabii ki o millet ile ilgili ne varsa onuda hasır altı edersin. Bu tahribatları yapanlar devletin kendisi dir. Onun için Kurdistanlı Saidi Kürdi talebelerinin bir an evel kendi ulusuna karşi yapılan bu tarihi ihanet ve rezaletin hesabinı sormalı ve Ustadın bütün kitaplarının yeniden basılması için hukkuki işlem başlatmalilar.
      Gun Saidi Kurdiyi Kurdistana getirme gunudur.
      Saygilarimla

      Yanıtla (0) (0)
    • ENES17 Ocak 2013 Perşembe 01:33KURDI

      Allah razi olsun artik kurtlugunu sakliyamiyacaklarini anlayinca seyyid yapmaya calisiyorlar.Tabiki seyyidlerin basimiz gozumuz ustunde yer ivardir ama munafiklarin derdi baskadir. Zalim olmaktansa mazlum olmaktan seref duyariz.

      Yanıtla (0) (0)
    • farqini17 Ocak 2013 Perşembe 05:09Lanet

      Allah'ın laneti, zalimlerin ve üzellikle munafıkların üzerine olsun, kendilerini de inançlarını da küfre peşkeş çeken süzüm ona sözde müslümanların,galdyocuların...

      Yanıtla (0) (0)
    • Adem MURTEZA17 Ocak 2013 Perşembe 10:36Fahr olmasın

      Değerli kardeşim Ustad "Fahr olmasın, derim ki: Biz ki Kürd’üz aldanırız, fakat aldatmayız. Bir hayat için yalana tenezzül etmeyiz. (İçtimai Dersler, İki Mekteb-i Musibetin Şehadetnamesi, 169) diyor Fakat bunu değiştirdiklerinde Küfrü işmam edeceğini hiç düşünmemişler " Fahr olmasın ki biz Müslümanız " olmuş, Allahın Kuran da methettiği dine iftihar etmessek , küfrü işmam ediyor . Ve selam.

      Yanıtla (0) (0)
    • şıh17 Ocak 2013 Perşembe 11:13tahrif

      Bütün bunlar üstadın has talabelerine verdiği 'tasarruf ve tashih' yetkisi içinde mütalaa edilebilir. Ayrıca hiç kimse üstadın haberi olmadan onu nursi yapmış değil.
      Her şey üstadın kendi tercihi. Kimseyi suçlamaya gerek yok

      Yanıtla (0) (1)
    • kadir17 Ocak 2013 Perşembe 15:18risale

      Üstad Kürdiyi kendi iradesiyle Nursi yapmış, Kürdistan ifadesini kendi iradesiyle (belki bir maslahata binaen) şark yapmış. Şöyle diyebilir miyiz: Üstadın da Kürt, Kürdistan gibi tabirlere tahammülü yok? Madem eser sahibi kendi eseri üzerinde her türlü tasarruf yetkisine sahiptir. Onun tasarruf şeklini ve iznini baz alarak takipçileride tasarrufa devam etmişler.

      Yanıtla (0) (0)
    • Ramazan ÇETIN18 Ocak 2013 Cuma 00:52Yewme tublesseraîr

      "Fahr olmasın biz ki hakiki müslümanız"daki 'fahr olmasın' müslümanlık seviyesinin ifadesi olan 'hakiki'ye bakıyor, müslüman olmakla elbette iftihar edilir (üstüne yatılmamakla beraber) ama "ben/biz hakiki müslümanız" demek başına tevazu ifadeleri gerektirir. Hem bende Abdulmuhsin El-Konewi el yazma nushasına bizzat üstad'ın hattıyla (yazısına tarihçe'den aşinayız en azından) yazdığı 'hakiki müslümanız' ifadesinin fotografı var. wesselam

      Yanıtla (0) (0)
    • Usî18 Ocak 2013 Cuma 15:54Üstadın izni!!!!!!

      Bazı yorumcuların ''Üstadın izni'' diye yorumda bulunduklarını hayretle gördüm. Anlaşılan arkadaşlarımız Lahikaları ya hiç okumamışlar ya da yine eksik nüshalarını okumuşlar....

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89