• BIST 10151.08
  • Altın 4240.641
  • Dolar 40.0478
  • Euro 46.9113
  • İstanbul 35 °C
  • Diyarbakır 39 °C
  • Ankara 35 °C
  • İzmir 39 °C
  • Berlin 20 °C

Evlilikte 6 yaş polemiği ve Hz. Aişe’nin evlilik yaşı- (I)

Abdullah Can

Fransız mizah dergisi “Charlie Hebdo”nun Peygamberimize hakaret içeren provakatif karikatürleri ve sonrasındaki olaylar 2015’in birinci gündem konusu oldu. Karikatürler, doğrudan doğruya Peygamberimizi hedef almış; özellikle de cinsellik ve şiddet üzerinden saldırıda bulunmuştur. Dergi, emperyalizmin topyekûn İslam karşıtı konseptine uygun olarak, Peygamberimizi itibarsızlaştırmak, O’na olan sevgi, saygı ve imanı sarsmak için müteaddit zamanlarda bu saldırılarını yinelemiştir. İşin garibi, Müslüman toplumun Müslüman kimlikli evlatlarının da bu konsepte dâhil olmalarıdır.

Her ne ise, Güneş’e bir kez daha üflenmiş; söndürülmeye çalışılmıştır. Biz gelelim asıl konumuza… 

Peygamberimize saldırılırken, saldırganların başvurdukları temel argümanlardan biri, Hz. Aişe’nin evlilik yaşıdır. Bu yaş meselesi, İtalyan müsteşrik Dr. Duzy’le başlamış, günümüze kadar hep kullanılagelmiştir. Emperyalizmin bütün ileri karakolları –ki buna Charlie Hebdo da dâhildir– İslâm’a ve onun şahsında Hz. Peygamber’e saldırırken, bu malzemeyi mutlaka kullanırlar. Amaç, karalamak ve itibarsızlaştırmaktır. 

Mahremiyet teşhirciliği ve bu temelde özel hayatların karikatürize edilmesi, “belaltı edebiyatı” mensuplarınca nokta atışlardır. Mayıs böcekleri gibi, necasete meftun olanlardan farklı bir şey de beklenilmez zaten. Herkes gibi, her çevre de kendi tabiatlarını yansıtır. Lağımdan misk kokusu beklenilmez. Halk deyimiyle, “Arifin fikri ne ise, zikri de odur” misali… 

Yaşamlarını sınır tanımaz cinselliğe odaklamış şehvetperestlerin, kendilerinin facia düzeyindeki cinsel sapkınlıklarını sorgulamak yerine başkalarını mahkûm etmeye kalkışmaları ne tuhaf bir ironi değil mi? Ama şu bir gerçek, iman ve küfür savaşının çok boyutlu cephesi kapsamında, bu olayın zaman zaman gündeme geleceği muhakkaktır. Nihayet adı geçen hicivci mevkute, 2006 ve 2011’de de benzer saldırılar yapmıştı.

İflah olmaz bir düşmanlık ve önyargıyla donanmış çevrelerden aklıselim beklenilmez; onlar her fırsatta tahrikkâr ve tecavüzkâr saldırılarda bulunacaklardır. Hedef, itibarsızlaştırma ve şiddete davetiye çıkartmadır. Bu bir tuzaktır; bu tuzağa düşmek, emperyalistlerin bütün dünyada döktüğü kanı ve yürüttüğü talanı mübahlaştırmaktır; barbarlıklarına meşruiyet kazandırmaktır.

İslâm’ın ilk dönemindeki “hiciv” kültürü gibi, bu gün de “mizah” perdesi altında yürütülen bir itibarsızlaştırma ahlaksızlığı vardır. Bin dört yüz yıllık geçmişe rağmen küfrün mantalitesi değişmemiştir. Hasmıyla değerler temelinde yarışmak yerine, küfür ve hakaretlerle itibarsızlaştırma taktiklerine başvurur. Akıl, bilim ve pozitif değerlerle müsabaka yerine, rakiplerini belaltı mizahla ve popüler kültürün şımarıklığıyla şehvetperestliğin gayyasına çeker. 

Gelelim bu meselenin tahliline. Gerçekten zannedildiği gibi, Peygamberimiz, Hz. Aişe ile 6 yaşlarında mı evlenmişti?

Bu hususta “Evet, 6 yaşında evlenmiştir” diyenlerin mesnedi, Sahih-i Buharî, Müslîm, Ebû Davud ve Nesâî’nin “Nikâh” bahsinde geçen ve bizzat Hz. Aişe’nin ağzından aktarılan bilgilerdir. Özetle, Hz. Peygamberin kendisiyle 6 yaşında evlendiği, 9 yaşında iken zifafa girdiği şeklindedir. Hz. Aişe’nin sözleri arasında geçen “Arkadaşlarımla oynarken”, “Ne istediğini bilmeksizin”, “(Şaşırmış halde iken) annem beni O’na (Resulüllah’a) teslim etti” gibi vb. ifadeler ise, çocuk yaşındaki biri için dramatik tasvirler türündendir. Her ne ise, biz ravisi Hişam b. Urve olan bu nakil üzerinde duralım. 

ÖNCELİKLE şunu belirtmeliyim; Hz. Aişe’ye nisbetle dillendirilen bu rivayeti, Peygamber’in (asm) dilinden teyid edemedik; doğrusu böyle bir rivayet mevcut değildir. Bu önemli bir nokta; zira Hz. Aişe’yle evlenmek gibi önemli bir mevzuda Peygamber’in bizzat kendisinden aktarılan bir bilginin olmayışı olaya ihtiyatlı yaklaşmamızı gerektiren önemli bir noktadır. Hz. Hatice ve Sevde gibi iki dul hanımdan sonra, evlenilen ilk ve son bakire olmasının yanısıra, genç olması, Hz. Aişe’yle evliliği önemli kılmaktadır. Ancak, dediğim gibi, bu hususta Peygamber’den (asm) en küçük bir rivayetin olmaması düşündürücüdür. 

İKİNCİSİ; Allah, Kur’an-ı Azimüşşan’da, Hz. Peygamber hakkında “And olsun ki, Allah Resulü’nde sizin için güzel bir örnek vardır.”(Ahzab, 21) buyurmaktadır. Bir başka ayette ise, “De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.”(Âl-i İmrân, 31) Demek hem örnek alınacak, hem izinden gidilecek yegâne model şahsiyet, Allah resulüdür. Buna göre, eğer Hz. Aişe’ye atfen söylenenleri kabul edersek, Hz. Peygamber, ümmetine çocuk yaştaki kızlarla evlenme ruhsatı vermiş oluyor ki, buna insan fıtratının evet demesi mümkün değildir. Hâlbuki O, bir fıtrat peygamberidir; O’nun yaşayışı gibi, emir ve talimatları da fıtrat kanunlarıyla uyum içindedir.

Sen, elbette yüce bir ahlak üzeresin.”(Kalem, 4) ayeti ile “O’nun(Muhammed’in) ahlakı Kur’an idi.” (Müslim, Camiu’s-Sahih, c. 1, s. 513) ve “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” (Muvatta, c. 2, s. 904) hadisleri de, yukarıdaki ayetleri teyid eden mesnetlerdendir. O halde, Hz. Aişe’ye nisbet edilen sözlerin, başta Kur’an olmak üzere mutlaka Peygamber’in hadislerine arzında maslahat vardır. Bahsi geçen sözlerin, ayetlerle, hadislerle, fıtratla, akıl ve ilimle uygunluğu ve uygunsuzluğu irdelenmelidir; muteber hadis kitaplarında geçiyor diye, hemen üzerine atlanılıp kalbe sokulmamalıdır. 

Hz. Peygamber’in "Size benden bir hadis ulaşırsa, onu Allah'ın Kitabı'na (Kur'an'a) arzediniz. Eğer, Allah'ın Kitabı’na uygun düşerse onu ben söylemişimdir (onu alınız). Eğer, Allah'ın Kitabı ile çelişirse onu ben söylememişimdir."( (Şatıbî, el-Muvafakat, 4/18) sözü, aslında mükemmel bir ölçüdür. Bu ölçüye göre, Kur’an temel kriterdir; hadisler de dâhil olmak üzere, bütün sözlerin mihengi Kur’an’dır; onunla ölçüp tartmalıyız. Altın ise kabul, bakır ise sahiplerine iade etmeliyiz. Hz. Aişe’ye nisbetle söylenilmiş sözleri de bu temelde değerlendirmeliyiz. 

Unutmamak lazım, Kur’an Allah’ın kitabıdır ve O’nun hıfzı ve himayesindedir. Milyonlarca hafızın hafızasında yazılı olduğu gibi, aslı da Levh-i Mahfuz’da kayıtlıdır. Kur’an’a dair, Allah’ın özel teminatı vardır; kıyamete kadar muhafaza edilecektir. ““Şüphesiz ki, Zikr’i (Kur’an’ı) Biz indirdik ve onu Biz koruyacağız”(Hicr, 9) ayeti bu gerçeğin belgesidir. Ancak, başta hadisler olmak üzere, hiçbir beşerî söz “değişmez” ve “değiştirilmez” değildir.  Nihayet asılları vahiy olduğu halde Musa ve İsa’ya (as) indirilen kitaplar değiştirilmiş; tahrif edilmişlerdir. Hakeza, birçok âlimin kitapları da aynı akıbete uğramışlardır. 

Bu bağlamda, hadis olarak önümüze sürülen her söz ya da hadis kitaplarında geçen her rivayeti mutlak doğru olarak kabul edemeyiz. İlaveler, çıkarmalar ve değiştirmeler her zaman için mümkündür. Unutma, algılama yetersizliği, çarpıtma, eksik aktarma, güven sorunu, rivayet zincirlerinde yaşanan kopukluklar vs. noktalar da bizi ihtiyata sevkeden faktörler arasındadır. Birçok ayette, akletmeye, tefekküre, araştırmaya, soruşturmaya sevkedilen bizler, bu hususta da dikkat ve tahkikatı elden bırakmamalıyız. “Hüküm ekseriyete göre verilir” kaidesinden hareketle, “Sahih”leri sahih kabul ediyoruz; ama bu yüzde yüz sahih oldukları anlamına gelmez; –velev ki yüzde bir oranında olsun– içlerinde ayıklanması gereken mevzu ve zayıf rivayetlerin de olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. 

Bir sonraki yazıda buluşmak temennisiyle…

  • Yorumlar 32
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • Özkan27 Aralık 2021 12:16

      Yaşadığımız bu zaman diliminde dünyanın her yerinde küçücük kız çocuklarına tecavüz edilirken. Bu olayları gerçekleştiren pislik guruhlari. Hangi dine. Kitaba uymuş oluyor bunlara ceza veremezken 1400 sene önceye gidiyor üstelik gerçekliğinden bile emin değilken karalama politikası siz şimdiki zamanda ne yapıyorsunuz subyancilara elini kolunu sallaya sallaya geziyor içimizde. Hepsi

      Yanıtla (0) (0)
    • Serhat31 Ocak 2015 Cumartesi 14:12anlamamak mı

      Yazarın yazısnın sonunda Bir sonraki yazıda buluşmak temennisiyle denilmiştir. Başlığında ise -I yazılmıştır. Dereyi görmeden paçayı sıvamak aceleciliktir. Bence farklı bir perspektif. Bir tabunun yıkılması, bir ezberin bozulmasına ışık tutmaktadır. Düşmanca duruşlarla birbirimizi anlayamayız. Yazara Mele Evdila önyargısıyla yaklaşmak, Devrimci bir peygamberi Yemendeki cahiliye töreleriyle özdeşleştirme önkabulü, aslında niyetin bariz bir göstergesi. Yazının anlaşılmasını engelleyen sadece önyargı ve ideolojik perspektiftir, yoksa gayet açık ve konuşulan dilledir. Peygamber ve Ayşe vurguları bile, kişinin ideolojik altyapısı ve anatomisini ele veriyor. Filin kulağından tutup "işte fil budur" demek neyse, bir girş yazısından hareketle genel değerlendirme kehanetçiliği de aynıdır.

      Yanıtla (1) (0)
    • Serkan31 Ocak 2015 Cumartesi 02:47Birsey anlayan varmi?

      Yazinin basligini okuyunca buyuk bir merakla ilgiyle okudum, kelimeleri atlamayayim diye pur dikkat kesildim. Ancak sayin yazar tam bir hayal kirikligi yasatti: Once her islamcinin yaptigi gibi batililara giydirdi emperyalist karakollarla susleyerek basladi.

      Sonra onemli islam kaynaklarinda gecen olayin ayse'nin anlatimina dayandigi, peygamberin kendi anlatiminda olmadigi, kurandada bulunmadigi gerekcesi ile reddine karar veriyor.

      Herseyden once olayin bizzat tarafi olan Ayse'nin anlatimini neden es geciyorsun mele evdile! Peygamberin anlatiminda olmamasi olmadigi anlamina nasil gelir. Bu tarihte ve arap toplumunda cocuk yasta evliliklerin cokca yaygin oldugu bilinmektedir, gunumuzde yemende halen siklikla rastlanir. Yazarin anlatimi sadece dusmanlik ve inkar uzerine gidiyor kanit

      Yanıtla (4) (3)
    • mustafa ceziri31 Ocak 2015 Cumartesi 08:35ayse

      simdi aysenin yasini birde sen yaz.Bu deyil,o deyil peki hangi yas?

      Yanıtla (0) (1)
    • Vicdan31 Ocak 2015 Cumartesi 18:25Vicdan

      Yazar keşke tüm düşüncelerini tek yazıda dile getirseydi.Neyse yazılmış bir kere.2 yazıyı merakla bekliyoruz.
      Başka bir yorumcuda dile getirmiş.Beklenti büyüktü ama ...2.Yazıda inşallah beklentileri karşılar.
      Birde bu yorumculara dikkat ediyorum.Sanki yazarı savunma timi var.Yav Yazar kendini zaten dile getiriyor,bu kraldan çok kralcılık neyin nesi.Farklı düşüncelere açık olmak gerekir.Sabır iyidir.

      Yanıtla (1) (0)
    • Serkan31 Ocak 2015 Cumartesi 18:51Serhat beye

      Kendini fazla yormana gerek yok, ben islamci degilim dolayisiyla sizlerin jargon oyle konusma zorunlulugum yok. Iddialarina gelince, ilk bolumde yazar bir sonuca variyor bu sonuca gore yorum yaptim. Bana gore esas ideolojik olan sensin oda siyasal islamcilik ve su anda siyasal islamcilik kalin bagirsaklarini bosaltiyor, herseyin cozumu iddiasi hersey berbat edip bolgeyi cehenneme cevirdi. Siz islamcilarin Peygamberin yaptigi herseyde mucize arayip masumiyet teorisine sariliyorsunz, o donemde yapilan gunumuz kriterlerine uymayan herseyi suslu cumlelerle rasyonelize etmeye calisiyorsunuz. Sence peygamber insan degilmi, insan olarak hata yapamazmi, yani devrimci bile olsa o donemin sartlarindan ve kosullarindan muafmi, bal gibi o zaman ne varsa var, devrimcilik bir yere kadar, kolelik cariye

      Yanıtla (0) (2)
    • Ali Dogan31 Ocak 2015 Cumartesi 23:18Yazar efendi

      Velev ki 6 degil 9 olsun ,9 degil 12 olsun yada 12 degil 18 olsun. Bu neyi degistirir yazar efendi, 50 yasin üzerinde ve onlarca hanimi olan biri ile evlendirilmesi gercegini degistirir mi,.

      Yanıtla (2) (6)
    • Selahaddin31 Ocak 2015 Cumartesi 23:43yorumlar insaflı değil

      Serkan kardeşim, aranıza girmek istemem ama, Serhata yönelik siyasal İslamcılık, kalın barsakların temizlenmesi, masumiyet teorisi, kölecilik-cariyecilik gibi klasik söylemlere sarılarak kin kusmaya gerek yok. O arkadaşın yorumuna baktım, gayet makul. Senin cevabın sert ve haşin. Düşmanca söylemler. Yazara da hakaret içerikli Mele Evdila demen yakışık düşmemiş. Ben yazarı tanırım; o Abdullah'dır Evdila değil, o elli yaşında bir aydındır, dini bilgilerle birlikte pozitif bilimleri de okumuş birisi, dolayısıyla Mele demenizde küçümseyici bir eda okuyorum. Kölelik ve cariyecilik İslamın icadı değil, İslamın geldiği coğrafyanın kadim geleneğidir. İslam bunları kaldırmak için gelmiştir.

      Yanıtla (1) (0)
    • ahmet erdem02 Şubat 2015 Pazartesi 14:43samimiyet

      karikatür krizi bana başka bir olayı hatırlattı ki hiç unutmamalıyız. Yine aynı dergi birkaç yıl önce aynı provakatif eylemde bulunmuş ve siyasilerimiz danimarkadan özür dilemesini istemişti. Danimarka özür dilemedi, rasmussen nato genel sekreterliğine aday oldu, yine siyasilerimiz, danimarka özür dilemediği sürece türkiye olarak rasmussenin adaylığına onay vermeyeceklerini kararlılıkla vurguladılar, sonuçta kürt televizyonunun kapatılması karşılığında rasmussene onay verildi, yani kürtlere olan düşmanlık boyutu dini inanışlarının önüne geçti, bunu unutamıyorum

      Yanıtla (0) (0)
    • semsuri01 Şubat 2015 Pazar 19:55kaba demirciler

      Yorumcularin bir kismina karşi; Nasil ki " antika bir san'at, antikacıların çarşısına gidilse, hârika-pişe ve pek eski hünerver san'atkârına nisbet ederek o san'atkârı yâd etmekle ve o san'atla teşhir edilse, bir milyon fiatla satılır. Eğer kaba demirciler çarşısına gidilse, beş kuruşluk bir demir bahasına alınabilir." Ortadoguda hiç bir nasyonalistin gucu hukum ferma olmaz.

      Yanıtla (0) (1)
    • Mustafa Aknur02 Şubat 2015 Pazartesi 10:26İnsaf

      Bilindiği gibi Hz. Peygamber (SAV) ilk evliliğini 25 yaşında ve 40 yaşında dul bir kadınla (Hz. Hatice) ile yapmıştır. 25 yıl boyunca Hz Hatice ile evli kalmıştır. Arab yarımadası gibi sıcak bir yerde 25 yaşına kadar bekleyip, bu yaştan sonra dul bir kadınla 50 yaşına kadar iktifa eden O zata, diğer evlilikleri ile şehevi bir duygu ile yaklaşan düşünce sakat bir düşüncedir.Yani Hz. Peygamber evlilik hayatının büyük bir kısmını ve aynı zamanda gençlik ve olgunluk yaşlarını, kendisinden on beş yaş büyük olan bir kadınla geçirmiştir. Ayrıca sadece böyle ihtilaflı bir konuda O zatı anlamaya çalışmak vicdani değildir. O' da insandır deyip hata işleyebilir diye bir mana yüklemeye çalışanların Peygamberlerin Allah katında günahsız olduğundan bihaberdirler.

      Yanıtla (3) (0)
    • Mustafa Aknur02 Şubat 2015 Pazartesi 10:30Tarih Anlatsın

      Tarih Anlatsın Dostlar; Hz. Aişe validemiz peygamberimizle dokuz yıl evli kalmışlardı. Peygamberimizin vefatı esnasında İse 27 yaşında idi. Peygamberimizden sonra da 48 yıl yaşamış ve hicri 58. yılda ve 74 yaşında vefat etmiştir. Sondan başa doğru gidersek 74 ten 48 i çıkartıp kalandan da evli olduğu yılı çıkartınca evlendiği yaşı bulmuş oluruz. 74 – 48 = 26; 26 – 9 = 17 kalır ki yaklaşık 17 veya 18 yaşında evlendiği gerçeği ortaya çıkar.

      Yanıtla (4) (0)
    • A. Can02 Şubat 2015 Pazartesi 10:56Sadede gelelim

      Arkadaşlar, benim ele aldığım konu ile sizin yorumlamaya çalıştığınız konular farklı şeylerdir. Mesela Serkan isimli yorumcunun "Siz islamcilarin Peygamberin yaptigi herseyde mucize arayip masumiyet teorisine sariliyorsunz" ya da "Sence peygamber insan degilmi, insan olarak hata yapamaz mı?" gibi pişkince ifadeleri ile bana "Yazar efendi" diye hitap eden Ali Doğan'ın laubaliyane "Velev ki 6 degil 9 olsun ,9 degil 12 olsun yada 12 degil 18 olsun. Bu neyi degistirir yazar efendi, 50 yasin üzerinde ve onlarca hanimi olan biri ile evlendirilmesi gercegini degistirir mi?" ifadeleri tamamen gündem saptırmaya yöneliktir; konu kapsamından farklı alanlara sapmak acizlik ve artniyetliliğin ifadesidir. Ben Charli Hebto ile gündeme gelen bir konuyu dillendirirdim; o kadar, gerisi teferruat...

      Yanıtla (0) (1)
    • Adem MURTEZA02 Şubat 2015 Pazartesi 11:08Kur'an evlilik çağını belirtir

      Sayin Yazarın dediği gibi 68/4 ayetinde Kur'an ahlaklı bir insan olsunda Kurana aykırı hareket etsin? Böyle bir şey olamaz. Nisa/6 ayetinde Bulğ ve nikah çağının ergenlikten sonra olduğunu söyliyor. Nikah bir akittir. Erginlik çağına ulaşmayan bir insanın akit imzalaması sözkonusu olamaz. Üstalih Hz. Ayşe Peygamberle evlenmeden önce,Cübeyir İbni Mut'ime ile nişanlanmış yaşında idi. Her şeyisiyle alemlere rahmet olan Allah resulü 25 yaşında iken 40 yaşında 2. kocası da ölen bir kadınla Hz. Hatice ile evlenip Sağ olduğu müddetçe hiç kimse ile evlenmeyen Allah Resulu. Hz. Aişe gibi bir kızla evlenmese idi Onların halleriyle ilgili islam esaslerını nasıl nekledeceklerdi? Kim o kuralları bildirecekti ? Hocamızı tebrik ediyorum herhalde daha konu ile ilgili yazı devam edecektir.selamlar

      Yanıtla (0) (0)
    • molla vani02 Şubat 2015 Pazartesi 11:57böyle değil

      Öncelikle şunu iyi bilmek gerekirki Hz. Muhammed(s.a.v) ,bizim için bütün insanlardan önemlidir.ben şunu anlamıyorum.herkes özgürlükten demokrasi vb.den bahsedip Müslümanların hakkını hep öteliyor.biz dinimize yapılan hakarere tepkimizi veririz.bu çarli hepto denen olsun veya başkası olsun.o saldırının doğruluğu tartışılır ancak tartışılmayan birşey vardırki oda ortada zahir bir hakarettir.Biz Hz. Muhammed (s.a.v) i canımızdan malımızdan nefsimizden daha fazla sevmedikçe tam manada iman etmiş olmayız.zaten mesele iman değilmi.dünyada kim olursan ol eğer inancın yoksa ahirette ebediyen cehennemde kalacaksın.biz eğer ahiretimizi dünyaya tercih edenlerden isek onun gereği üstümüze şarttır.ben bakıyorum kimse kusura bakmasın ama siyasi yorumlar ve tartışmalarda herkes sert bir dil kullanıyor

      Yanıtla (0) (0)
    • molla vani02 Şubat 2015 Pazartesi 12:04devamı

      ama mesele bizim dinimize hakarete gelince herkes yumuşaklaşıyor.böyle olmaz.herkes kendi özgürlüğünün sınırını bilecek.o konuşanlara eleştirenlerede diyorum.inancınız olmayabilir.zaten bir kimse HZ.Muhammed(s.a.v) efendimize hakaret ediyorsa o kişi islam dininden çıkmıştır.ama gidin başka işlerle uğraşın.günümüzde bu kadar zalim firavun varken gelip 1400 yıl önce yaşamış ve bugün dünyanın bütün filozoflarını götürseniz yıllarca süre yapamadığı bir inkılabı,o vahşi kızını toprağa gömen insanları bir anlık sohbetiyle değiştiren o zamanın şartlarında bunu yapan,1400 yıldır müminlerin gönlünde yer edinen ,Allah azze ve celle'nin yarattığı en şerefli insan,seyyidi enbiya efendimiz hz.Muhammed (s.a.v.) ile uğraşmanız en büyük ahmaklıktır.en ahmak sofestailer bile akılda buna yol bulamaz.

      Yanıtla (0) (0)
    • molla02 Şubat 2015 Pazartesi 12:12devam2

      herkes ona göre haddi hesabını bilecek.bizim namusumuz canımız malımız herşeyimiz sana feda olsun dediğimiz Efendimiz(s.a.v) e yapılacak en ufak bir hakareti kabul etmeyiz.bu kim olursa olsun.Kur'an da yer alan şeyler tartışılmaz.Allah rasulu (s.a.v.) in hükümleri tartışılmaz.bunun dışında gelin herşeyi tartışırız.çarli hepto illetine yapılan saldırının meşruluğunıda tartşalım ama onlara terörist demeden onu tartışmadan önce şunu bilinki ortada bütün müslümanlara yapılan hakaretler var.unutmayın Kur'an ve islama yapılan bu hakaretler Arşı Alayı titretir.dikkat edin.kıyamet günü bunların hesabı çok zor olacak inşaallah.gelin vakit varken tövbe edin.şu an dünyada zulüm gören en mazlum halk müslümanlardır.bu tarih boyunca böyledir.bu coğrafyada yaşayan diğer halklarda zulüm görmüş

      Yanıtla (0) (0)
    • MOLLA VANİ02 Şubat 2015 Pazartesi 12:20SON KISIM ELŞTİRENLERE CEVAP YAZILACAK.

      mesela ışit denen illet ezidileri İslam dininden soğutmak için onlara zülüm yapmış.işid boko haram vb. sizin İslama ve müslümanlara saldırmanız için birer bahaneniz olmasın.zaten bu örgütler Müslümanların yüzde kaçını temsil ediyor.bir araştırın bakalım.bunlar müslümanı öldürmek için kurulmuş.kendisi dışında kimseyi kabul etmez.halbuki onların hepsi sorgulanır.gidin Kur'an ve sünnette araştırın varmı böyle birşey.aslında siz çok iyi biliyorsunuzki bunların islamla ilgisi yoktur.Müslüman uyanık olmalı.bir adam çıkıp bir anda Müslümanların kafasını kesiyorsa.. velhasıl mesele bundan ibarettir.yazacak daha çok şey var gersini araştırabilirsiniz.yazımı eleştirenlere cevapta Molla vani ismiyle gelecektir.sukunetle herşey çözülür.bz muhabbet fedaileriyiz.nefret için gelmedik.sevdirmek için geld

      Yanıtla (0) (0)
    • Battal02 Şubat 2015 Pazartesi 20:21Şahsi yorumlar.

      Olayı tarihsel olarak ele almakta fayda var.Diğer boyutlar başka tartışmanın konusudur.Şahsi yorumlarla birbirimizi kırmayalım.Varsa tarihsel dökümlerimiz sunalım.Sonradan büyük yanılgılarla inançsal kaoslar yaşamayalım.örneğin;
      Muhammed el-Buhari'nin Sahih-i Buhari'de de aktardığı üzere Aişe şunları der:
      Peygamber benimle altı (yaşında) bir kızken nişanlandı. Medine'ye gittik ve Beni-el-Haris bin Hazrec'in evinde kaldık. Sonra hastalandım ve saçlarım döküldü. Daha sonra saçlarım büyüdü ve annem, Ümmü Rûmân, salıncakta kız arkadaşlarımla oynarken yanıma geldi. Beni çağırdı, yanına gittim, bana ne yapacağını bilmiyordum. Elimden yakaladı ve beni kapıda bekletti. Soluğum kesilmişti, nefesim yerine geldiğinde biraz su aldı ve yüzümle başımı bu su ile ovdu. Daha sonra beni eve aldı...

      Yanıtla (1) (0)
    • Omeranli04 Şubat 2015 Çarşamba 11:23Her yere sirayet etmişler!

      Şunu açık ve net söylemekte fayda var.Abdullah bey'in yazılarını sürekli okuyan ve hangi konuda ne yazacağını merakla bekleyen bir okuyucu(su)yum. Diğer haber sitelerinde olduğu gibi,burada da aynı zihniyet ve üst akıl tarafından sitelere musallat edilen, iradesine ipotek konulmuş, kayıtsız şartsız efendilerine biat eden kişilerin alim, vatansever, milliyetçi ve demokratlık elbisesi altına saklanmış yahudi ve kapitalizm uşaklarının maskaralıklarına, riyakarlıklarına dair belgeler ile bir nevi bilimsel ve yapıcı olduğu kadar öğretici çerçevede yazılarına karşılık tıpkı abd deki aipac cılar gibi hemen karalama ve itibarsızlaştırmaya girişmeleri aslında neye hizmet ettiklerinin göstergesidir. Bu türden kendini pazarlayan internet yorumcuları, tahrifatçılar ve hizmetkarlar! hep olacaklardır. selamlar

      Yanıtla (0) (0)
    • FUAT ZENGİN05 Şubat 2015 Perşembe 10:48HZ AİŞENİN EVLİLİK YAŞI

      1) HZ. AİŞENİN (R.A. )EVLİLİK YAŞI
      Hz. Aişe r.a.nın ablası Esma r.a.dan 10 yaş küçük olduğu kesin. Hicret sırasında, Esma r.a. Abdullah b. Zübeyr r.a. e hamiledir. 27 yaşında olduğunu belirttiğine göre Esma r.a.nın 595 yılında doğduğu kesinlik kazanıyor.(Nevevi,Tehzib’ül-Esma 2/597,Hakim, Müstedrek 3/635)
      İbn İshak Hz. Ebu Bekir r.a.in müslüman olduğu sırada Esma r.a.’ın 15 yaşına girdiğini ve 18. Müslüman olduğunu belirtirken, Hz. Aişenin de Ebu Bekr r.a. tarafından İslama davet edilmiş çocuk yaşında müslüman olduğunu söylüyor. Hz. Aişe r.a.nın adını Habeşistana hicretten önce müslüman olanların arasında sayıyor.(İbnİshak,Sire124, İbn HişamSire1/83,271)

      Yanıtla (1) (0)
    • FUAT ZENGİN05 Şubat 2015 Perşembe 10:51HZ AİŞENİN EVLİLİK YAŞI

      2) Hz. Aişe r.a.nın kardeşi Abdurrahman Hz. Aişeden bir yıl önce doğmuştur. Bedir Savaşına iştirak ettiği sırada 20 yaşında olduğu konusunda kesin bilgilere sahibiz. Hudeybiyeden sonra 27 yaşında İslama girdiğine göre 604 yılında doğmuş olması gerekir.(ibn’ül Esir, Üsüd’ül Gabe 3/467)
      Hz. Aişe r.a. Bedir savaşından sonraki Şevval ayında Rasulullah s.a. ile evlenmiştir. Rasulullah s.a.’in Âlem-i Bekaya irtihali sırasında 27 yaşında olduğunu Mişkatin müellifi kitabında belirtiyor. Hz. Aişe r.a.nın kendi ağzından da Rasulullah s.a. ile 9 yıl evli kaldıklarını öğreniyoruz. Bu rivayetler de, Hz. Aişe r.a.nın doğduğu tarihle ilgili bize ortalama bir yıl vermektedir ki, bu 604-605 yılları arasıdır.

      Yanıtla (0) (0)
    • FUAT ZENGİN05 Şubat 2015 Perşembe 10:52HZ AİŞENİN EVLİLİK YAŞI

      3)Hz. Aişe Peygamberimizle nişanlanmadan önce, Mutim b. Adinin oğlu Cübeyr b. Mutim (yaşı 19)le nişanlanmıştır. Hz. Aişe r.a. nın Peygamberimizle nişanı ikinci nişanıdır ve bu nişan evlilikle sonuçlanmıştır. Demek ki Hz. Aişe r.a., içinde yaşadığı toplumun geleneklerine göre nişan takılacak çağa gelmiş bir genç kızdır. İlk nişanı, nişanlısının babası Mutim tarafından bozulduğu için Rasulullah s.a. ile nişanlanmıştır. Hz. Aişe r.a.n Rasulullah s.a. ile nişanı uzun sürmüştür. O kadar ki, Hz. Ebu Bekir r.a., Rasulullah s.a.e niçin evlenmediği konusunu sormak mecburiyetinde kalmıştır. Maddi imkan eksikliğini duyunca da, Rasulullah s.a.e borç para vererek, düğünün daha da geciktirilmemesini sağlamıştır.

      Yanıtla (1) (0)
    • FUAT ZENGİN05 Şubat 2015 Perşembe 10:53HZ AİŞENİN EVLİLİK YAŞI

      4)
      Rasulullah s.a. döneminin medyası, o günün hiciv şairleridir. Rasulullah s.a. de dost-düşman herkesin gözünün üzerinde olduğu meydanda bir insandır. Eğer bu konuda örfe uygun olmayan bir şey söz konusu olsaydı, kesinlikle hicvederlerdi. Bu konuda en ufak bir ima bile söz konusu olmamıştır.

      Yanıtla (2) (0)
    • FUAT ZENGİN05 Şubat 2015 Perşembe 10:57HZ AİŞENİN EVLİLİK YAŞI

      5) Prof. Dr. Muhammed Hamidullah’ın naklettiğine göre, Arap geleneğinde, kızların yaşı ay hali görmeye başlamasından itibaren hesabedilmektedir. Sıcak memleketlerde, çocukların ortalama 9-10 yaşlarında ergenlik çağına girdikleri ( Cevad ali, El Mufassal 3/629-644) düşünülürse, Hz. Aişe r.a.nın nişanlandığı yaşı 16,evlendiği yaş 19 olur. Bunu Arap dilindeki bir kullanış da teyit etmektedir. Arapçanın en büyük ve sahih lügatı Lisan'ül-Araba bakıldığı takdirde, arapçada 11 den 19 kadar olan sayılar kullanılırken, birler hanesi zikredilerek onlar hanesi de kastedilmektedir. Bir bedevi "vahhid-birle, bir yap" dediği zaman, "cebimde 10 dirhem var, 1 de sen ver de cebimdeki parayı 11 yap." demek istemektedir. Hz. Aişe r.a. Arapçayı en edebi konuşan hanımlardan biridir.

      Yanıtla (1) (0)
    • FUAT ZENGİN05 Şubat 2015 Perşembe 11:05HZ AİŞENİN EVLİLİK YAŞI

      6). Hz. Aişe r.a. Arapçayı en edebi konuşan hanımlardan biridir. Arapçadaki bu özelliği kullanarak 6 ve 9 yaşla 16 ve 19 yaşı kasdettiği anlaşılmalıdır.
      Sonuç olarak Hz Aişe annemiz 605 yılında doğduğuna ve hicretin ikinci yılı 624 tarihinde Peygamber Efendimizle s.a.s evlenmiş olduğuna göre evlilik yaşı 19 olduğu ortadadır.İnkara şartlananlara hangi delil getirilse de maalesef onlar için sonuç değişmemektedir.
      Peygamber mucizesine şahit olan müşriklerin şirklerine devam ettikleri gibi, ancak müminlerin gönül dünyalarını karartmak ,zihinlerini bulandırmak isteyenlere fırsat verilmemelidir. ALLAHIN CC SELAMI MÜMİNLERİN ÜZERİNE OLSUN.

      Yanıtla (2) (0)
    • semsuri05 Şubat 2015 Perşembe 12:55sanatkar

      işte kaba demircilere karşı sanatkar bir yorumcu FUAT ZENGİN beyefendi

      Yanıtla (0) (0)
    • zehra merdin05 Şubat 2015 Perşembe 15:38vay be

      uzun zamandır siteye bakamamıştım. yazının konusu ilgimi çekti. bu 1. bölüm bir girizgah için uzun bence. ama ne olursa olsun eleştiri yaparken edepsizlik yapılmaması kanaatindeyim. yazara hakaretvari hitap eden bazı zevatları tenkit ediyorum. bence önce insan olunmalı. yazarı severim ama onu kuru kuru da savunmama gerek yok. çünkü delilsiz konuşmuyor. savunmaya gerek bırakmıyor. yazarın şahsında islama öfkesini kusanlara sorarım bu tür hezeyanlar üzerinden islama saldıranlara cevap vermek gerekmez mi? ya da sizin islamı böyle tanıyor olmanız gerçekleri değiştirir mi?

      Yanıtla (1) (0)
    • rojhat05 Şubat 2015 Perşembe 17:25kafayı kuma gömmök

      Asıl yanlış olan Ayşe'nin yaşı değil,konuyu çarpıtarak ve o konuyu eleştirilmesini kabul etmemek...sormazlarmı o dönem herşey kayit altınamı alınıyordu? Yazar bir şekilde bununun doğru olduğunu kabul ediyor...oraya,buraya çekmesine gerek yok...Yazar bu evliliği doğru buluyormu?

      Yanıtla (0) (0)
    • M. Said05 Şubat 2015 Perşembe 23:31anlamak

      Yazarın bu 6 yaş evliliğini kabul etmediği açık. Bir yerlere de çektiği yok. Tersine Peygamberi 6 yaşındaki bir kızla evlendiren anlayışla yaka-paça. Demek en açık bir yazı bile anlaşılamayabiliyor. Ne diyelim, anlamayı diliyorum.

      Yanıtla (0) (0)
    • Mecnun Samsun09 Şubat 2015 Pazartesi 19:33Sahih Hadis (1)

      Yazıyı ve ikinci bölümünü okudum. Bu tartışmalar, hiç yoktan çıkmamıştır elbette. Ne de olsa; hiçten bir şey yaratılmaz. Yani, bu tartışmaların ortaya çıkış nedeni sahih hadislerdir. (kütüb-u sitte, sahih-i buhari) Zaten körü körüne inanmak, tamamen yanlışken ve Kuran'ın ilk ayeti "Oku" iken, bu tartışmanın kaynağını düşünmemek elde değil. O halde bir kaç sahih hadis paylaşalım, meselenin özüne inelim.
      1- Peygamber, savaşta kadınların va çocukların öldürülmesinin bir sakıncası olmadığını söyledi" (Buhari, Cihad/146; Ebu Davud 113)
      2- "Namaz kılan bir adamın önünden eşek, kara kopek ve kadın geçerse namazı bozulur" (Buhari 8/102)
      3- "Keçinin yemesi sonucu Kuran'dan çıkan taşlama ayetini Ömer Kuran'a tekrar sokmak istedi; ancak halkın dedikodusundan korktuğu için cesaret edemedi

      Yanıtla (2) (0)
    • Mecnun Samsun09 Şubat 2015 Pazartesi 19:47Sahih Hadis (2)

      Bu inanılması güç hadisler gibi onlarca hadisi var Buharinin. Bakın daha geçenlerde Suudi Arabistan'da 8 yaşındaki kızının 47 yaşındaki adamla evliliğinin feshi için mahkemeye başvuran anne ‘ret yanıtı aldı. Bakın konu hakkında Arabistan Baş Müftüsü ne demiş? Başmüftü Şeyh Abdül Aziz el Şeyh, El Hayat gazetesine yaptığı açıklamada, “15 yaşından küçük kızların evlenemeyeceğini söylemek yanlış olur. 10-12 yaşlarındaki bir kız, pekâlâ evlenebilir. Bunun evlilik için erken olduğunu söyleyenler hatalıdır ve gelin adaylarına haksızlık etmektedir”Yani Türkiye'de bile (ki Müslüman ülke değil) 10-12 yaşında çok kız evlendirilmiştir. Bu bir realitedir. Nasıl namaz kılacağımızı, nasıl oruç tutacağımızı v.b Buhari hadislerinden alırken, bu hadisler neden sahih değil ve uyduruk?Çünkü akıl, başa geli

      Yanıtla (1) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89