• BIST 10276.88
  • Altın 2390.367
  • Dolar 32.335
  • Euro 34.7427
  • İstanbul 14 °C
  • Diyarbakır 14 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 18 °C
  • Berlin 16 °C

Erdoğan: Bir Musa çıkar, Firavun'u yıkar

Erdoğan: Bir Musa çıkar, Firavun'u yıkar
Başbakan Erdoğan, Türkmenistan'a yapacağı bir günlük ziyaret öncesi Mısır'daki katliam hakkında açıklama yaptı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkmenistan ziyareti öncesi Esenboğa Havalimanı'nda Mısır'daki katliam hakkında açıklama yaptı.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları: 

Kendi oylarının akıbetini öğrenme mücadelesi içinde olan Mısır halkına karşı, askeri darbeyi yapanların çok açık bir katliam yaptıklarını dünya televizyonlarından izledik. 

Biz inandığımız doğruları söylemediğimiz sürece ayakta kalamayız. İnandığımız şeyleri söylemeye devam edeceğiz. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. 

'Şehadete inanmış olan bu insanlar, er veya geç Mısır'da bu demokratik haklarının neticesini de kazanacaklardır' diye düşünüyorum. Batı bunu anlamak durumundadır. Eğer Batı demokrasi testinden geçmek istiyorsa bunu anlamak durumundadır. Ama demokrasi testini kaybetme noktasında veya demokrasinin sorgulanması gibi bir sürece karar vermişse o ayrı bir konudur. Nitekim bu konuda Batılı ülkeler eğer samimi davranmazlarsa, samimi adımlar atmazlarsa ben inanıyorum ki artık demokrasi dünyada sorgulanmaya başlanacaktır. 

MUHALEFETE ELEŞTİRİ 

Ülkemdeki muhalefete bakıyorum. Muhalefet, 'İktidar, Mısır sorununda çok daha farklı adımlar atabilir ve burada etkin olabilirdi' gibi saçma sapan, şimdi de Mısır üzerinden 'Acaba nasıl oy devşirebiliriz' diye ana muhalefeti, yavru muhalefeti bu tür açıklamalar yapıyor. Gelin hiç olmazsa burada samimi davranın da ortak ne yapabiliriz bunları konuşalım. 

Bugüne kadar yapılan 'darbelerde demokrasiyi kurtarmak' hep bir bahanedir. Mısır'da da böyle bir bahaneyle karşımıza çıktılar 

İslam dünyası üzerinde devamlı olarak bir tezgah çalıştırılıyor, tuzaklar çalıştırılıyor. Bu tuzaklar bizler için de geçerlidir, Türkiye için de geçerlidir. Onun için şunu unutmayalım, güçlü Türkiye'yi kimse istemiyor. Onun için biz güçlü olmaya mecburuz. Önce kendi içimizde birbirimizi sevmeye, dayanışma halinde olmaya mecburuz. Bunun için biz tırnaklarımızla kazıyacağız, çalışacağız ve inşallah güçlü olan Türkiye'yi de bu şekilde inşa edeceğiz. 

Darbenin yapıldığı 3 Temmuz'dan bugüne Türkiye olarak bu darbeyi eleştirdik. Darbeye karşı yapılan barışçı gösterileri hep destekledik. Bizi 'Mısır'ın iç işlerine niçin karışıyorsunuz' diye itham ettiler. Bize 'Arapların iç işlerine niye karışıyorsunuz' diyorlar. Suriye olunca neden Türkiye'den destek istediniz, Suriye, Arap değil mi? Mısır da bizim komşumuz. Medeniyet ve kültürel olarak bağlarımız var. 

Mısır'da sadece demokrasi değil insanlık hedef alınmıştır. Mısır'da demokrasiye ölümcül bir darbe vurulmuş ardından insanlık can çekişmeye başlamıştır. Bir ülkenin ordusunu, askerlerini, polisini, ağır silahlarını kendi halkına çevirmesi, meydanlarda adaleti beklemekten başka hiçbir şey yapmayan kendi halkını toplu halde katletmesi içişleridir diyerek asla görmezden gelinemez. 

''BİR MUSA ÇIKAR VE ZULMÜN HESABINI SORAR'' 

Mısır'daki darbe yönetimine şunu hatırlatmak istiyorum, tarihte hiçbir zalim zulümle abad olmamıştır. Mısır'ın darbeci yöneticilerinin, bu dünyanın kudretli gibi görünen firavunlarına dahi kalmadığını bilmeleri gerekir ki onlar bunu çok iyi bilirler. Er ya da geç bir Musa çıkar ve zulmün hesabını sorar. 

Mısır'da sorun öyle bir noktaya gelmiştir ki bu katliamı işleyenler kadar artık bu katliama sessiz ve tepkisiz kalanlar da bu cinayetlerden sorumludur. Dünyanın gözü önünde binlerce masum insan ölürken, masum kadınlar, mahsun çocuklar alçakça katledilirken, insanlar artık meydanlara kefenlerini giyip çıkarken, bunu görmezden gelmek, duymadım, görmedim, bilmiyordum demek doğrudan doğruya bu cinayetlere ortaklık etmektir. 

Susan, sessiz kalan, tepkisiz kalan herkesin, her yönetimin, her uluslararası kuruluşun, tıpkı darbeyi yapanlar gibi ellerine yüzlerine o masum çocukların kanı bulaşmıştır. 

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin süratle toplanması gerekmektedir. Efendim filanca buna 'evet' der veya 'hayır' der. Buna herkesin, atılması gereken adımlar noktasında 'evet' demesi gerekir. Eğer demezlerse tarihi bir sorumluluk süreci başlar ve tarihe bunun hesabını 'evet' demeyenler hiçbir zaman veremeyeceklerdir. 

Bu katliamları gerçekleştirenler şeffaf ve adil şekilde yargılanmalıdır. 30 Haziran'dan bu yana başta Cumhurbaşkanı Mursi olmak üzere tutuklanan siyasiler serbest bırakılmalıdır. Başta Birleşmiş Milletler ve Arap Ligi olmak üzere uluslararası kuruluşlar ve ülkeler daha fazla kan akmadan, daha fazla can kaybı olmadan bugüne kadar cesaretlendirdikleri darbecileri en azından bundan sonra derhal kınamalı, katliamların durması için derhal harekete geçmelidir. 

Mısır'ın 25 Ocak devrimiyle başlayan demokratikleşme umutları bu askeri darbeyle söndürülmemiş tam tersine daha da güç kazanmıştır. Mısır halkının, Mısır'daki milyonların haftalardır süren direnişi takdire şayandır. Ramazanda o sıcağın altında oruç tutarak, namaz kılarak, ibadet ederek, şiddete asla pirim vermeyerek devam eden kutlu direniş tüm dünyaya, dünya tarihine örnek teşkil edecek bir güzellik ve umut sergilemiştir. Kefenleriyle meydanı dolduran, oylarına sahip çıkan, üzerlerine yağan kurşunları gülümseyerek karşılayan Mısır halkı dünyaya adeta ders vermiştir. 

Filistin'de de seçimi kazanan Hamas'a yönetimi vermediler.

Tahriklere rağmen darbe karşıtları şiddete başvurmadı.

Mısır da Akdeniz de bizim komşumuz, söyleyecek sözümüz var.

Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Irak ziyaretine ilişkin soru üzerine, "Herhalde Irak Başbakanı Türkiye'de görüşecek muhatap olarak kendilerini buldular. Buyursunlar, görüşmelere devam etsinler" dedi. 

Erdoğan, Lübnan'da kaçırılan iki pilota ilişkin ise ''Sağlıkları ile ilgili şu ana kadar, dün akşam itibarıyla herhangi bir endişe söz konusu değil ve ilgili birimlerimiz bu konuyla ilgili çalışmalarını sürdürüyorlar'' dedi. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sağlık durumuna ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine, "Hangi hastanede yatmışım, nasıl olmuş filan hepsini sizlerden öğreniyorum. Ben hastanede falan böyle bir şey olmadı. Sadece bayramdan sonra birkaç gün dinlendim, programımı da bu arada uygulamaya koydum. Şimdi Türkmenistan, cumartesi günü Bursa beraber yola gidebiliriz, devam edebiliriz, herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Medyanın bu huyu çok kötü. Biraz da kendinizi sorgulamanız lazım. Bu kadar yalanı nerede buluyorlar, nasıl uyguluyorlar, nasıl duyuruyorlar, nasıl yazıyorlar biraz da insan utanır. Ülkenin başbakanının 'yok hastanede yatmış, yok şöyle olmuş, böyle olmuş vesaire. Biz bir ders aldık, o dersin başlığı da edep yahu" dedi.

  • Yorumlar 2
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Diğer Haberler
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89