BDP operasyonunda aralarında 7 belediye başkanının da bulunduğu gözaltı ve tutuklamalara ilişkin Diyarbakır Barosu avukatları, cumhuriyet savcısı ve emniyet yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunarak, tutuklamalara itirazda bulundu. Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar, ortaya çıkan görüntülerin OHAL'i arattığını söyledi.
Baroya bağlı yüzü aşkın avukat adına açıklama yapan Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, kamuoyuna KCK operasyonu olarak yansıyan operasyon kapsamında 24 Aralık tarihinde yapılan gözaltılara dikkat çekerek, 'Kamuoyunca bilinen Kürt siyasetçilerin, önceki görevdeki belediye başkanlarının da aralarında bulunduğu 35 kişinin, OHAL uygulamalarını çağrıştıran bir şekilde gözaltına alınmaları, adliyeye sevk edilirken ve tutuklandıktan sonra adliye içinde ellerine kelepçe takılarak cezaevine götürülmeleri, toplum vicdanını derinden sarsmıştır' dedi.
'Özel ve kasıtlı olarak yapıldı'
Gözaltına alınan kişilerin, 'Kaçacaklarına ya da kendisine veya başkalarının hayat ve beden bütünlükleri bakımında tehlike arz ettiğine ilişkin belirtilen hallerde kelepçe takılabilir' mevzuatına atıfta bulunan Aktar, kamuoyunda yakından tanınan meslektaşları, belediye başkanları ve eski milletvekillerinin tek sıra halinde adliye bahçesinde elleri kelepçeli bir şekilde dizilmiş, kelepçe görüntülenmeleri konusunda özel ve kasıtlı olarak ortam yaratıldığını, basın organlarının görüntü almasına müsaade edildiğini dile getirdi.
Savcı ve emniyet hakkında suç duyurusu
Bu uygulamanın hukuka aykırı ve onur kırıcı olduğunu ifade eden Aktar, 'Diyarbakır Barosu olarak, bu hukuk dışı uygulamalara karşı olacağımızı, bundan hareketle bu yasadışı ileme göz yuman, talimat veren ve bizzat uygulayan cumhuriyet savcıları açısından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na, işlemi yapan emniyet görevlilerinin amiri İl Emniyet Müdürü ve soruşturmayı yürüten TEM Şube Müdürü ile bizzat bu soruşturmada yer alan polisler hakkında kasıtlı bir şekilde hareket ederek görevlerini kötüye kullandıklarından dolayı suç duyurusunda bulunacağız' şeklinde konuştu.
Aktar, konuya ilişkin çarşamba günü 'cübbeli yürüyüş' yapacaklarını ve uygulamaları protesto edeceklerini söyledi.
BASIN AÇIKLAMASI (28.12.2009)
Kamuoyunda Koma Civakên Kurdistan (KCK) operasyonu olarak bilinen operasyon kapsamında 24.12.2009 tarihinde sabah saat 05.00 sıralarında evlerine baskın yapılarak aralarında avukatların, kamuoyunca bilinen Kürt siyasetçilerin, önceki ve görevdeki belediye başkanlarının da bulunduğu 35 kişinin, OHAL uygulamalarını çağrıştıran bir şekilde gözaltına alınmaları; adliyeye sevk edilirken ve tutuklandıktan sonra adliye içinde ellerine kelepçe takılarak cezaevine götürülmeleri, toplum vicdanını derinden sarsmıştır.
Mevzuatımızda gözaltına alınan kişilere hangi durumlarda kelepçe takılacağı düzenlenmiştir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu Yakalanan veya Tutuklanan Kişilerin Nakli başlıklı 93. Maddesi “Yakalanan veya tutuklanarak bir yerden diğer bir yere nakledilen kişilere, kaçacaklarına ya da kendisi veya başkalarının hayat ve beden bütünlükleri bakımından tehlike arz ettiğine ilişkin belirtilerin varlığı hâllerinde kelepçe takılabilir.” hükmüne yer vermektedir.
Keza, 01/06/2005 tarih ve 25832 sayılı resmi gazete de yayımlanan YAKALAMA, GÖZALTINA ALMA VE İFADE ALMA YÖNELTMELİĞİ’NİN Yakalanan ve nakledilecek şahıslara uygulanacak tedbirler başlıklı 7. Maddesi de Ceza Muhakemeleri Kanunu’na paralel bir biçimde “Yakalanan veya tutuklanarak bir yerden diğer bir yere nakledilen kişilere, kaçacaklarına ya da kendisi veya başkalarının hayat ve beden bütünlükleri bakımından tehlike arz ettiğine ilişkin belirtilerin varlığı hâllerinde kelepçe takılabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Mevzuattaki açık düzenlemelere rağmen; Adliyeye sevk edilen ve içerisinde meslektaşlarımızın, belediye başkanlarının eski milletvekillerinin de bulunduğu, bu statüleri nedeni ile kamuoyunca yakından tanınan kişilerin, tek sıra halinde adliye bahçesine elleri kelepçeli bir şekilde dizilmiş, kelepçe takan görevliler şüphelileri görüntülemeleri konusunda özel ve kasıtlı olarak ortam yaratmış, kayıtları bizzat sağlamış ve bu haliyle önceden bilgilendirilen basın organlarının görüntü almasına müsaade edilmiştir.
Zira yukarıda anlatmaya çalıştığımız şekilde toplum tarafından seçilerek görev yapmaya çalışan, avukat, siyasetçi ve belediye başkanlarının hukuka aykırı olarak ellerinin kelepçelenmesi ve görüntülenmesi de şahıslara yönelik kötü muamele ve onur kırıcı davranıştır. Görüntüleri yayınlananların bu biçimde toplum nazarında onurlarının ve saygınlıklarının onarılmaz bir biçimde zedelenmesi amaçlanmıştır.
Diyarbakır Barosu olarak, geçmişte olduğu gibi bu günde yapılan bu hukuk dışı uygulamalara karşı olacağımızı; bundan hareketle bu yasadışı ileme göz yuman, talimat veren ve bizzat uygulayan C.savcıları açısından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna, işlemi yapan emniyet görevlilerinin amiri İl Emniyet Müdürü ve soruşturmayı yürüten TEM Şube müdürü ile bizzat bu soruşturmada yer alan polislerin kasıtlı bir şekilde hareket ederek görevlerini kötüye kullandıklarından dolayı suç duyurusunda bulunacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz.
Diyarbakır Baro Başkanı
Av. Mehmet Emin Aktar
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.