BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş partisinin grup toplantısında konuştu
İşte Demirtaş'ın konuşmasından satır başları...
-Bakanların çoğu çevre şehircilik gibi bakanlar doğaya baktıklarında burası ne kadar eder diye bakıyorlar. Bir arsa yeşillik gördüğünde burdan kaç TOKİ sitesi çıkar diye bakıyorlar. Aslında beton bakanı. Çevre bakanı değil.
-Türkiye'de sadece AKP döneminde 2000 HES projesi yapıldı.
-HES adı altında doğa tahrip edilmesin, kutsal mekanlarımız tahrip edilmesin diye direnen insanlar birçoğu mahkemelik, soruşturmalık,yargılanıyorlar. 2000 Hidro elektrik santrali tümüyle faaliyeti girse bile yüzde 4 'lük enerji artışı sağlanacak biliyoruz. Bunların derdi enerji falan değil. Bazı yerlerde tarihi ve kültürü yok etmeye çalışıyorlar. Amaç bu. Gelecek nesillerin tarihindeni inancından kopmasını istiyorlar.
-Toplumun bu konularda duyarlı olmalı lazım. Bu mesele Hopa'nın, Dersim'in emselesi değil. Doğa tabiat bizlere emanettir.
-Hükümetin ortaya koyduğu doğa katliamları geleceğimizi etkiliyor. Akkuyu'da nükleer santral yapılacak. Hiç öyle enerji açıklığından kaynaklanmıyor. Bu konuda MHP'nin tutumu tutarsızdır.
-Kendileride bir nükleer silanlanmaya milli olarak bakılmasını söylemişlerdir. Enerji politikaları ile alakalı değildir. Doğayı katletmek AKP'nin temel politikasıyla buna karşı direnmek tüm muhaliflerin amacı olmalıdır.
-CHP yetkililerinin hazırladıkları öneri Türkiye'nin gündeminde. Bunları yakından takip ediyoruz.
-Getirilen önerinin içeriği nedir, bizler bu sürece nasıl katkı sunacağız tartışacağız. Biz BDP olarak tüm süreçlerde Kürt sonun dahil çözüm yöntemi olarak diyolog ve müzakere yi savunduk. Bu bizim ilkesel duruşumumuzdur. CHP'nin yöntemi bizim yöntemlerle uyuşuyorsa buna kapılı olmayacağımızı bildirdik.
-CHP'nin çözüm için bir formül arayışuna giriyor olaması önemsenmelidir. Ama meseleyi hak ve özgürlükler çerçevesinde geçmişte yapılan hataları ortaya koyarfak yola çıkarsak mesafe katledilebilir. Bunun dışındaki yöntem savaştır.
-Bugün bile iktidara çağrı yapıyoruz. Meydanlarda BDP'yi suçlamak dışında bir argümanın var mı Erdoğan? Senin projen nedir. Bunu bilen var mı? Başbakan Kürt sorunu bitmiştir diyor. Arkasından çağrı yapıyor BDP samimi olursa müzakere ederiz diyor. Mresela AKP BDP otursak biz senle hangi konuyu müzakare edeceğiz. Kürt sorunu bitse mesela.
-Bitti diyor. Ama bitmediğini biliyor. Çünkü CHP'nin girişimlerini kabul ediyor. Partimize yönelik üslubunu düzelmesi lazım derhal. Vetolara, oy hırsızlıklarına rağmen, üslubunu değiştireceksin. Önce bunu yapmayı öğreneceksin.
-Bu kadar çok bağırıyor olmasının altındaki neden paniktir. Bu nedenle öfkelidir.
-Kendisi küçük ama gölgesini büyük göstermeye çalışıyor. Yapamıyorsan Başbakanlığı bırakırsın. Bak 'One Minut'tan sonra 'I love you'yu söyledin. İş imkanın var. Seni zorla kimse genel başkan yapmıyor. O koltyuğu işgal ediyorsan hakkını ver. Hangi soruna köklü çözüm yarattın. Başörtüsü, işsizlik, Kürt sorunu, Romanların sorunu çözüldü mü?
-10 yılda Türkiye bölünmüş Türkiye haline geldi.
-Şu satten sonra kendisinin önünde iki yol var. Ya halkın özgürlük taleplerini kabul edecek yada bu baskıyı sürdürecek iktidarda kalacak. Kendisi ikinciyi tercih etmiş. Kendisi hakaret dili kullanıyor.
-Hakaret ediyor sonra biz 74 milyonu kucaklayan iktidarın. Sürekli hakaret ediyorsun, tutuklatıyorsun kim bu kucakladın 74 milyon? Başbakan tarafından küfürlerle karşılanmayan kaldı mı? Tamamımız küfür altındayız ama Başbakan 74 milyonu kucaklıyormuş. Türkiye eski Türkiye değil.
-Baskıyı gizleme saklama konusunda ustalar. Hakkını vermek lazım. Emrinde hakim ve savcılar la öğrencileri tutuklatır. Gençlere saldırı düzenletir. Kadınlara gazla coplarla saldırır ama bunların kendisi ile alakası yoktur. Bu gerçekten ustalıktır. Bir ustalıkta Diyarbakır'da gördük. Diyarbakır konuşmasından sonrada bravo usta dedim. Diyarbakır bizi çoşkuyla karşıladı dedi. Bizde Diyarbakır'daydık.
-Heyecansız, soluksuz, zevksiz, morallerimiz bozulmuş, ama medyada çoşkudan geçilmiyor diyorlar. Urfa'da da öyle.
-Türkiye'nin her yerinde insanlar AKP'nin gerçek yüzünü görüyorlar. Bakanları yaptıkları açıklamalarda ne kadar pervasızlaştıklarını her saat bize gösteriryorlar.
-Roboski sonrası yaşananlar bunun en büyük örneğidir. Devlet işini yapmıştır dedi. Muhalette onu alkışladı. Anladık ki planlı programlı bir AKP katliamıymış.
-Kürtaj tartışması ile Uludereyi kapatmaya çalıştılar. Diyanet işleri fetva vermiş. Kürtaj haramdır. Diyanet işlerine soruyorum. Uludere helal midir mübah mıdır? Dinimizde bu yaşananlara sessiz kalanlara ne denmiştir. Başbakan her bir kürtaj Uludere'dir diyor. Din devlet için Kuran devlet için indirilmiş değildir.
-Toplum için indirilmiştir. Sivil Cuma namazlarından bu yüzden rahatsızlar. Din kendi ellerinde kalsın kullansınlar istiyorlar. Tüm kadın örgütleri AKP'ye hak ettiği cevabı veriyorlar.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.