• BIST 9716.77
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • İstanbul 22 °C
  • Diyarbakır 27 °C
  • Ankara 27 °C
  • İzmir 23 °C
  • Berlin 11 °C

Besê Hozat: AKP, Hüda-Par'ın arkasına saklanarak katliam yapıyor

Besê Hozat: AKP, Hüda-Par'ın arkasına saklanarak katliam yapıyor
KCK Eşbaşkanı Besê Hozat, “27 Aralık günü patlak veren Cizre olayları, üzerinden es geçilecek durumlar değildir" dedi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat, “27 Aralık günü patlak veren Cizre olayları, üzerinden es geçilecek durumlar değildir. Perde arkasında çok tehlikeli bir planın devreye konulduğunun işaretidir. Nasıl ki 1990’lı yıllarda Türk devleti Hizbullah’ı Kürt yurtseverlerini katletmede kullandıysa bugün de adını Hüda-Par olarak değiştiren aynı Hizbullah’ı tekrardan Kürtleri katletmede kullanmaya başlamıştır” dedi.

Hozat, “Geçmişte nasıl ki JİTEM yaptığı birçok katliamı Hizbullah’ı öne sürerek ve birçok defa da Hizbullah’ın arkasına gizlenerek yaptıysa bugün de aynı biçimde AKP, polisin, askerin yaptığı katliamları Hüda-Par’ın arkasına gizlenerek yapmaktadır” diye konuştu.

Besê Hozat’ın Özgür Gündem’in bugünkü (6 Ocak 2015) nüshasında yayımlanan, “AKP’nin yeni tasfiye planı: Hüda-Par!” başlıklı yazısı şöyle:

‘AKP’nin yeni tasfiye planı: Hüda-Par!’

27 Aralık günü patlak veren Cizre olayları, üzerinden es geçilecek durumlar değildir. Perde arkasında çok tehlikeli bir planın devreye konulduğunun işaretidir. Nasıl ki 1990’lı yıllarda Türk devleti Hizbullah’ı Kürt yurtseverlerini katletmede kullandıysa bugün de adını Hüda-Par olarak değiştiren aynı Hizbullah’ı tekrardan Kürtleri katletmede kullanmaya başlamıştır. Geçmişte nasıl ki JİTEM yaptığı birçok katliamı Hizbullah’ı öne sürerek ve birçok defa da Hizbullah’ın arkasına gizlenerek yaptıysa bugün de aynı biçimde AKP, polisin, askerin yaptığı katliamları Hüda-Par’ın arkasına gizlenerek yapmaktadır.

Cizre’deki olayların özü şudur: Polisin özel örgütlemesi sonucu Hüda-Par’lı bir gurup Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi’nin açtığı çadırlara saldırıyor. Hemen ardından polis devreye giriyor. Silah kullanıyor, suikastle iki genci katlediyor ve çok sayıda kişi de yaralanıyor. Bunun üzerinden olaylar büyüyor ve tüm ilçeye yayılıyor. Olaylar Cizre ile sınırlı kalmıyor, Silopi’ye ve daha birçok yere aynı anda sıçrıyor, boyutlanıyor.

Cizre olayları gelişmeden önce Bülent Arınç’ın Hüda-Par’ı ziyareti öyle sanıldığı gibi sıradan bir ziyaret değildir. Bu ziyaret Cizre olaylarını da aşan düzeyde farklı plan ve hesapları kendi içinde barındıran bir özellik taşımaktadır. Yıllar önce cezaevinden serbest bırakılan Hizbullah kadroları da AKP’nin planladığı bu yeni oyunun bir parçasıdır. Oyun şudur: AKP kendince Kürt HAMAS’ını yaratmaya çalışıyor. Kürt HAMAS’ı olarak da Hüda-Par’ı düşünüyor. Kürdistan’da Hüda-Par’ı Kürt Özgürlük Hareketi’nin karşısına çıkararak hareketi tasfiye etmeyi hedefliyor. Herkesin malumudur, HAMAS’ı İsrail destekledi ve güçlendirdi. Hatta HAMAS’ı bir İsrail projesi olarak ele almak da yanlış değildir. İsrail’in HAMAS ile amaçladığı şey, FKÖ’yü (Filistin Kurtuluş Örgütü) parçalamak ve dağıtmaktı. Kaldı ki bunu başardı da. İşin komik tarafı AKP de İsrail’i taklit ederek başaracağını sanıyor. Büyük bir gafleti yaşayarak PKK gerçeği ile FKÖ’yü birbirine karıştırıyor.

Kırk yıldır Türk devleti NATO’nun da aktif desteğini yanına alarak özgürlük hareketini tasfiye etmek için her türlü şiddet ve özel savaş yöntemini JİTEM’den, Özel Harp Dairesi’ne, Hizbu-Kontra’dan, koruculuk sistemine kadar denedi, fakat Kürt Özgürlük Hareketi’ni tasfiye etmeyi başaramadı. AKP öncesi ve AKP’nin on iki yıllık iktidarı sürecinde de Kürt Özgürlük Hareketi’ne karşı kullanılan tüm yöntemler iflas etti. Şimdi yeni bir yöntem deniyorlar ve o da Hüda-Par projesidir. Kendi kıt akıllarınca Hüda-Par yolu ile Özgürlük Hareketi’ni tasfiye edecekler, başaramazlarsa da zayıflatacaklar. Geleneksel Türk devlet klasiği olarak Kürtleri Kürtlere kırdırtarak bir halkı sonsuza kadar kontrolünde ve hizmetinde tutacaklar.

İttihat-Terakkici kafa şimdi başına geçirdiği yeşil maske ile tarihten zırnık kadar ders çıkarmadan, Hamidiye alayları ile başlayıp koruculuk sistemi ile devam ettirdiği Kürdü Kürde kırdırtma geleneğini, Hüda-Par ile daha başarılı bir biçimde sürdüreceğini düşünüyor.

AKP’nin ve Hüda-Par’ın IŞİD ile ilişkileri biliniyor. Üçü de zihniyet, anlayış ve uygulama olarak aynı kampın cenahıdır. Dünya’ya bakış açıları, hayatı yorumlama biçimleri aynıdır. İnsanlık ve özgürlük düşmanı bir zihniyet her üçünün de ortak paydalarıdır. Her üçünün de hayatta zevk duydukları en büyük şey Kürtlere soykırım, kadınlara kırım uygulamaktır.

Hüda-Par AKP’nin Kürdistan’daki IŞİD örgütlemesidir. AKP Kürtlere karşı Rojava’da IŞİD ile Kürdistan’da ise Hüda-Par ile savaşıyor. Cizre olayları geliştiğinde Bülent Arınç hemen ilk günden “Hüda-Par’a saldırdılar, Hüda-Par mağdur ve mazlumdur” dedi. Ardından R.T. Erdoğan’dan tutalım birçok hükümet yetkilisine kadar Hüda-Par’ı savunan açıklamalar peş peşe gelmeye başladı.

AKP kendisini kırk defa zemzem suyu ile yıkasa da zerre kadar temizlenemez ve kimseyi kandıramaz. Halen kanayan bir yara olan Roboski ve Paris katliamları, 6-8 Ekim olaylarında katledilen onlarca insan ve en son Cizre olayları, AKP’nin Özgürlük Hareketi’ni tasfiye etme planının bir parçasıdır. Onlarca insanın polis ve asker kurşunuyla bu olaylarda yaşamını yitirmesi AKP’nin Kürtleri korkutma ve sindirme politikasıdır.

Gelinen aşamada Türk devletinin ve AKP hükümetinin deşifre ve teşhir olmayan tek bir yanı kalmamıştır. AKP her gün yeni maskeler takarak daha fazla yola devam edemez. Çünkü AKP’nin yeni sandığı maskelerin hepsi oldukça eskidir ve defalarca takılan maskelerdir. Halkların, kadınların ve emekçilerin özgürlük mücadelesi, maske siyasetini çoktan tarihin çöp sepetine attı. Çöpten maske toplayarak hiçbir parti başarı sağlayamaz ve topluma yeni bir gelecek vaat edemez.

AKP’nin bugün Hüda-Par ile denemeye çalıştığı tasfiye politikalarının Paris Katliamı ile ilişkisini ve uluslararası güçlerle bağlantısını bir sonraki yazımda ele almaya çalışacağım. Paris Katliamı’nın 3. yılına girerken bu vahşi katliamı gerçekleştiren güçleri büyük bir nefretle kınıyorum. Sakine, Fidan, Leyla ve binlerce şehit yoldaşımızın özlemini duydukları özgür yaşamı ve demokratik sistemi kuracağımızın sözünü veriyorum.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89