BDP'ye oy verenler, PKK'yı, Kürtlere insan haklarının verilmesi için uğraşan örgüt olarak görmektedir.
Günlerdir Barış ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) yeminini konuşuyoruz.
Dün öğleye doğru, Parti Meclisi Üyesi Meral Beştaş’ın, ‘Meclis’e gidip yemin edecekleri yönünde bir karar aldıklarını’ söylediği duyuruldu. Televizyon haberlerinde, Selahattin Demirtaş’ın öğleden sonra BDP grup kararını açıklayacağı bildirildi.
Gazeteleri okurken, kulağım bir yandan da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasındaydı. Öğleye doğru, partisinin yöneticileri karşısında, PKK’nın son günlerdeki eylemlerini suçlayarak anlattı. Birçok kez dediği gibi, ‘bu cinayet şebekesini’ yakalarından düşüreceklerdi; adını anmadan ‘PKK’nın uzantısı’ olarak tanımladığı BDP’yi eleştirdi.
‘Gereksiz ve yanlıştı’
BDP’yle ilgili söyledikleri siyaseten gereksiz, bazıları da yanlıştı. Meclis’te birlikte çalışacağın bir grubu, karar vermesine iki saat kala doğrudan doğruya suçlamak siyasete yardım edebilir miydi? Başbakan, PKK’yı ‘kendisinden’ sayanlara neler söylemedi neler! Bir parti sorumlusu bunu yapabilir ama başbakan?
Neyse, sıkıntılı oldu ama sonuç alındı; BDP, gecikmiş doğru bir karar verdi. Bu kararın yararını önce demokrasimiz, sonra da BDP görecektir; bir siyasal parti ciddiyetiyle siyaset yapmasını, hepimizin huzur ve refahı için başarılı olmalarını diliyorum. Sayın Erdoğan’ın, yasama döneminin başında, Kürt halkının yüzde 40’tan fazlasının oyunu alan bir partiyi, yöneticilerini olmasa bile, o partiye oy verenleri sakınması gerekirdi! BDP, yüksek seçim barajı olan Türkiye’de son seçimlerde yüzde 6’ya yakın oy almış bir partidir.
Devlete karşı PKK
Başbakan ne derse desin, BDP’ye oy verenlerin büyük çoğunluğu terörden soyutladığı PKK’nın, kendisini insan haklarından mahrum eden devlete karşı, Kürt haklarını almak için uğraşan bir örgüt olduğuna inanmaktadır.
İnsan haklarının genişlemesi, yerinden yönetimin kurulması, anadilde eğitim ve öğretime başlanması, anayasada kimliklerinin tanınmasına kadar halk PKK’yı Başbakan gibi görmeyecek, onu savunmaya, onu kendisinden bilmeye devam edecektir.
Saydığım haklar, bütün ülke ve millet için gerekli haklardır; bütün yurttaşların hakları tanınırken, özellikle Kürt halkını temsil eden bir kurumla görüşülmesi gerekmez; çalışmada Meclis dışı kurumların görüşü alınır; Meclis’teki partiler kanun yapımına katılırlar.
AK Parti şimdiye kadar kimseye sormadan, 2002 seçim beyannamesinin özüne uygun olan bu hakların hukuki temelelini zaten kurmuş olmalıydı.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.