CHP ve MHP'nin bu açılıma duyarsız kalamayacağını savunan Arınç, “Sayım suyum yok, ben oynamıyorum diyemezler” dedi. Açılımın Türkiye'de bir sinerji meydana getirdiğini kaydeden Arınç, “Sıcak bir hava meydana getirdi. Herkes bir umut içerisinde oldu, felaket tellallığı yapmaya gerek yok” diye konuştu.
‘TERÖRÜN SONA ERECEĞİ PROJE’
Arınç, hükümetin ‘Kürt açılımı’ ve Ankara'daki demokratikleşme çalışmalarının sorulması üzerine şöyle konuştu:
“İçişleri Bakanımızın da, sayın Başbakanımızın da hem grup toplantısında, hem de yaptığı ziyaretlerde ortaya koymak istediği çok önemli bir proje var. Bu AK Parti'nin kendi projesi değil. Bu Türkiye'deki olumsuzlukların, Türkiye'yi gerileten bir takım toplumsal barışı bozan olumsuzlukların önlenmesine dair, ismine de ‘Demokratik açılım’ dediğimiz toplumun birbirini kucaklayabileceği, terörün sona ereceği, kardeş kavgasına yol açmayacak, herkesin birbirini kendi değerleri ile kabul edeceği, farklılıkların zenginlik olarak algılandığı, bin yıl bu topraklar üzerinde kardeşçe yaşamış aynı kaderi paylaşmış insanların, birbirlerine düşman edilmesinin önüne geçileceği bir proje.”
Arınç, “Bunu söylerken bile heyecanlanmamak ve buna karşı olmak mümkün değil. Kim istemez kardeş kavgasının bitmesini? Kim istemez Türkiye'nin önünün açılmasını, Türkiye'nin uçmasını kim arzu etmez?” diye sordu.
‘CHP VE MHP DIŞINDA KALAMAZ’
CHP ve MHP'nin başlangıçtaki olumsuz tavırlarının sonsuza kadar sürmeyeceğine inandığını belirten Arınç, “Çünkü toplumsal talebin dışında hiçbir siyasi parti kalamaz. CHP'nin kendi bünyesi, kendi tabanı, Türkiye'deki demokratik güçler, CHP'yi bunun dışında bırakamaz, istese de kalamaz. MHP'de kalamaz” dedi.
Bir dönem mensubu olduğu Saadet Partisi'nin yanı sıra bazı partilerin de öneriler sunduğunu söyleyen Bülent Arınç şözlerini şöyle sürdürdü:
“Arzu ettiğimiz budur. Ortak aklı hareket ettireceğiz. Bu konuda kim ne biliyorsa, kim neyi doğru olarak görüyorsa ondan yararlanmaya çalışacağız. Bizim de elbet bütün bunları biraraya getirdikten sonra, bir somut proje ile önümüzü görüp yolumuza devam etmemiz kaçınılmazdır. CHP böyle bir çalışmanın içerisine girdiyse bu olumlu bir sonuçtur. Başbakana ve İçişleri Bakanına kapıları kapalıdır ama örgütü ‘Siz ne yapıyorsunuz, bir ana muhalefet partisi böyle davranabilir mi?
Bu nasıl CHP'dir. Cumhuriyeti kurduğunu söyleyen bir parti, Cumhuriyet'in en önemli projesi sayılabilecek bir konuda nasıl gözünü kapayabilir” diye herhalde isyan ettiği için böyle bir çalışmaya ihtiyaç duymuş olmaları gerekir.”
CHP Lideri Deniz Baykal'a seslenen Bülent Arınç, “Sayın Baykal'ın sınıf arkadaşı Yargıtay eski Başkanı Sami Selçuk'un bir gazetede yayınladığı mektubu alıp okuduğunu tahmin ediyorum. Arkadaşın arkadaşa yazdığı mektupları okumakta da fayda var. Ben bütün arkadaşlarımdan gelen önerileri, eleştirileri dikkate alıyorum” dedi.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.