• BIST 9716.77
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • İstanbul 18 °C
  • Diyarbakır 18 °C
  • Ankara 22 °C
  • İzmir 19 °C
  • Berlin 7 °C

Daha geniş bir perspektifte PKK

Doğu Ergil

Türkiye, PKK’yı Kuzey Irak’tan çıkarmak için Kürt Bölgesel Yönetimi’ne çok baskı yaptı. Barzani ile arası bozukken birçok kere sınırını aşıpPKK militanlarını yok etmek için seferler düzenledi. Kandil Dağı’nı sürekli bombaladı. Zamanla Kürt Yönetimi ve Barzani liderliğininTürkiye’yi tehdit etmediği anlaşıldı ve çok sıkı ilişkiler geliştirdi. Ne Türkiye’nin Erbil’i tehdit ettiği ne de Erbil’le yakın ekonomik ve diplomatik ilişkiler geliştirdiği dönemde Kürt Bölgesel Yönetimi PKK’yı Kandil’den ve kendi egemenlik alanından çıkarmaya çalıştı.

Çıkaramaz mıydı? Epey zayiat vererek ve örgütün başka bir bölgeye intikalini sağlayarak belki yapabilirdi ama yapmadı. Sığ tahliller, Erbilyönetiminin PKK ile işbirliği olasılığına odaklandı. Oysa hiçbir egemen güç, kendi topraklarında doğrudan denetiminde olmayan silahlı bir gücün varlığına tahammül etmez, edemez. O halde Erbil’in PKK’yı topraklarından çıkarmak için ciddi bir çaba sarf etmemesi farklı yorumlanmalı.

Dış Kürtler için PKK

Irak, üç parçalı bir yapı; Amerikan işgalinden sonra Sünni, Şii ve Kürt bölgelerinden oluşan bir federasyon olarak şekillendi. Şii çoğunluğa dayanan merkezi yönetim (Bağdat), baştan beri Sünniler’e ve Kürtler’e karşı dışlayıcı bir tavır sergiledi. Kürtler, bir gün Şii ve Sünni Araplar’ın birleşip kendilerini ezebileceklerini düşündüler ya da anlaşmazlıklar nedeniyle parçalı Irak devletinin dağılabileceğini…

Dağılma/ayrılma sürecinin hiç de Avrupa’da örneklerini gördüğümüz gibi (Çekoslovakya, Britanya) medeni bir şekilde olmayacağını bildiklerinden kazanımlarını savunma anında yanlarında saf tutacak müttefikler aradılar. PKK’yı hem savaş tecrübesi olan hem de arkasında (BDP’nin aldığı oy düşünüldüğünde) milyonlarca Türkiye Kürtü’nü sürükleyebilecek bir müttefik olarak gördüler.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin varlık-yokluk savaşına girmesi bütün bölge Kürtleri’ni ilgilendireceğinden PKK’nın Erbil’e omuz vermemesi düşünülemezdi. Nitekim IŞİD adlı geniş bir koalisyondan oluşan son derece saldırgan, Irak ve Suriye topraklarında dini bir devlet kurmayı amaçlayan silahlı örgüt Irak Kürt bölgesine saldırınca PKK yardıma koştu. IŞİD aynı saldırganlığı, Suriye’nin Türkiye sınırında yer alan Kürt bölgelerine yöneltince yerel Kürtler’in ve tüm diğer toplulukların yardımına PKK ve yan örgütleri koştu.

Türkiye’nin tavrı

Resmi (siyasi) dilde “kardeşlerimiz” olarak nitelenen Kürtler’e, ölüm tehdidi altında oldukları bu dönemde Türkiye sınırlarını açıp, insani yardımda bulunarak yardımda bulunuyor. Ama iyi silahlanmış ve ölümü “cennete gitmek” olarak gören cihadi bir topluluk karşısında savunmak için bundan fazlasına ihtiyacı var Kürtler’in.

Batılı ülkelerin bir kısmı ve bölgeye asker göndermemekte kararlı görünen Amerika, yerel askeri güçleri etkili silahlarla donatmak ve eğitmek suretiyle havadan yaptığı bombardımanı yerde tamamlamak istiyor. Bu amaca en uygun aday Kürtler, özellikle Irak Özerk Bölgesel Yönetimi silahlı güçleri. Türkiye’nin buna itirazı yok ama gönderilen silahların PKK’nın eline geçeceği endişesi duyuluyor.

PKK Türkiye içinde silahlı mücadelesini durdurduğunu belirteli bir buçuk yıl oldu. İsteseydi bugün Türkiye’yi Ortadoğu batağına çekecek şartlar oluşmuşken yine silaha davranırdı. Batı, IŞİD’le mücadelede Türkiye’yi daha aktif bir role zorlarken içeride yapılandığı bildirilen hücreler ve şartlandırdığı selefi gençler sabotajlara başlayarak içinden çıkılmaz bir kaos yaratabilirler.

Bu nedenle Kürtler’le savsaklanan iç barışı artık sonuca ulaştırmak ve sınırlarımız dışında verdikleri ölüm-kalım mücadelesinde yardımcı olmak gerekir. Resmi Türkiye’nin tavrı, bundan böyle Kürtler’le birlikte yaşama veya yaşamama isteğinin göstergesi olarak algılanacak. Duruma Kürtler böyle bakıyor.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89