• BIST 9716.77
  • Altın 2435.681
  • Dolar 32.5203
  • Euro 34.8906
  • İstanbul 15 °C
  • Diyarbakır 16 °C
  • Ankara 17 °C
  • İzmir 14 °C
  • Berlin 5 °C

Çözülemeyen sorun

Doğu Ergil

Bu ülke neredeyse iki yıl “süreç” kelimesiyle çalkandı. Kastedilen Kürt sorununun çözüm süreciydi. Teröristten, “bir etnik gruba” terfi eden ama adı konmayan halkın varlığının inkar ve taleplerinin bastırılmasından kaynaklanan sorundan söz ediyoruz.
Yıllarca “Kürt sorunu” ile sadece askerler ilgilendi çünkü isyana dönüşen Kürt direnişi bir güvenlik sorunu olarak tanımlandı. Sonuç, neden sanıldı.

Askerler ve polisler eliyle sürdürülen, “düşük yoğunluklu savaş”, yakın zamana kadar bu ülkenin maddi ve insani kaynaklarını tüketti. Sadece bununla kalmadı. Örtülü operasyonlarla çok kişi yargısız infaz edildi. Cezasızlık hukuku iğdiş etti. Güvenlik endişesinin kararttığı ortamda uyuşturucu ve silah kaçakçılığı gibi yasa dışı işler aldı yürüdü. Hesapvermezlik ahlaki çürümeye neden oldu. Sisteme güven azaldı.

Tekrar bölücü söylemine döndü

Bu kadar büyük kaybın önünü almak gereği, 2005 yılında meseleye başka türlü yaklaşma ihtiyacı doğurdu. Çözüme, silah ve cebir yerine siyasal yollardan ulaşılacaktı. Karar bir MGK bildirisi ile açıklandı.

Asker, 11 hükümet eskitmiş olan görevi, sivil otoriteye terk etti. Bu zihniyet dönüşümünü başaran AKP iktidarıdır. Ancak güvenlikçi bakış açısı, başka bir sorun üretmişti. O zamana kadar hep düşman, hain ve bölücü olarak tanımlanan bir halk ile nasıl uyuşulacaktı? Toplum, “Yanılmışız, onlar sizin kardeşinizdir” açıklamasını ne oranda benimseyecekti?

Nitekim korkulan oldu. Onlarca yıl hain ve düşman edebiyatıyla şartlandırılan kitleler, evlatlarını “vatan savunması” için feda edenler, Kürtler’i temsilen silahlı bir örgütle barışmak istemediler. Acılı aileler, “Ne oldu? Yenildik mi de düşmanla barış yapıyoruz” dediler.

Oylarını büyük ölçüde bu soruyu soran insanlardan alan AKP, bu tepkiye makul bir karşılık üretemedi. Tekrar, terörist ve bölücü söylemine döndü. Sorunun tanımı konusunda “asayiş/güvenlik” parantezi dışına çıkma basireti gösteremedi.

Bu arada silahların susması karşılığında Kürtler’i temsilen örgüt ve siyasi uzantılarıyla görüşmeler sürüyordu. Ne var ki adını koymadığı, hukuki ve siyasi bir statü tanımadığı muhatabını hükümet sürekli küçümsedi ve aşağıladı. Bir yandan da ondan sürecin nihai hedefi olarak gördüğü silahların devre dışı bırakılması talebinden hiç vazgeçmedi.

AKP 2005’teki liderliği artık göstermiyor

Kürt tarafı için silahların gömülmesi daha büyük bir siyasal dönüşümün ilk aşaması idi. Çoğulcu bir anayasa, çok kültürlü bir kamu yönetimi ve otoritenin yerel topluluklarla paylaşıldığı bir idare sistemi talepleri önce hükümet çevresince makul bulundu. Ama bunun seçmen nezdinde terörizme taviz vermek olarak görüldüğü anlaşılınca hükümet geri adım attı.

Hele Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki seçimin hayati olduğunun bilinciyle ortada bir müzakere masası bulunmadığını ileri sürdü. Kürtler’den kendilerine verilenle yetinmek ve hükümetin (aslında kendisinin) uygun gördüğü çözüme razı olmasını istedi.

Özetle AKP yönetimi, 2005’te sergilediği liderliği bugün gösteremiyor. Çünkü çözüm için gereken demokratikleşme, yeni ve özgürlükçü bir anayasa yapımı, etnik ve dini temelli olmayan bir millet tanımı, hukukun üstünlüğü gibi reformları müzakere için yanlış muhatap seçtiğini anladı. Bu konular için bir hükümet kimse ile pazarlık yapmaz. Hele silahlı bir örgütle hiç yapmaz. Bu zaten onun topluma, seçmenine olan borcudur.

AKP önderliği bu gerçeği yeni fark etti ve tarihi bir fırsatı elinden kaçırdı: Demokrasiyi olgunlaştırıp, kurumlaştırarak Kürt sorununu çözmek. Üstelik bunu Kürtler Ortadoğu’da daha fazla etkinlik ve itibar kazanırken yaptı.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89