Yaşadığımız gerilimli süreç bizi yozlaşma ve buyurganlaşma eğilimi gösteren yönetimlerden yurttaşların kendilerini nasıl koruyacakları sorusuyla karşı karşıya getirdi. Dünya deneyimi, sorumlu ve hesap veren yönetim tarzları konusunda üç model sunuyor:
1- Yurttaşların sadece seçerek değil, kimi seçeceklerine kendileri karar verdikleri; seçip görevlendirdiklerinin karar ve görevlerini denetleyen kurullara katıldıkları düzen. Yurttaşı güçlendiren bu sisteme doğrudan demokrasi deniyor. Bu sistemde yurttaşlar toplumsal sorunları büyük ölçüde gönüllü ve mesleki örgütleriyle kendileri çözüyor. Üstün devletin lütfuna veya kıymeti kendinden menkul yetkililerin mucizelerine pek ihtiyaç duymuyorlar. Örgütlü sivil toplum, devlet kadar güçlü; sorunları ve görevleri birlikte karşılayıp üstleniyorlar.
2- Doğrudan demokrasinin mümkün olmadığı hallerde katılmacı demokrasi devreye giriyor. İşlevsel uzmanlığı olan resmi kurumlar, etkin toplumsal katılım ve yönlendirme ile sorunların çözümünü sağlıyor. Katılmacı demokratik modelde toplum ile yerel ve merkezi yönetim arasında kurulmuş olan köprüler, yönetimleri toplumsal katkı ve denetime açık tutuyor.
3- Bu iki modelin de var olmadığı durumlarda hesap veren temsili demokrasi, seçilmiş ve atanmış yetkililerin karar ve işlerinde her zaman açıklığı ve sorumluluğu garanti edecek bir anayasal düzene dayanıyor. Anayasa ve yasaların bağlayıcılığı sorgulanmıyor.
Bu üç modeli de oluşturamayan toplumlar ne hükümetlerini denetleyebiliyorlar ne de onların icraatını ve sarfiyatını sorgulayabiliyorlar.
Ülkemizi düşününce bizimki hangi modele yakın? Doyurucu bir yanıt veremiyorsak yolsuzluktan, kötü ve partizanca yönetimden şikayet etmeden önce bu modellerden herhangi birini neden kurmadık, kurmuyoruz diye kendimizi sorgulamamız gerekmiyor mu? Ne yazık ki biz kendi dünya görüşümüze ve çıkarımıza uygun olan hükümetleri desteklerken onlardan açık, hesap verir olmalarını pek beklemedik.
Yolsuzluğun var olduğunu hep bildik ama iş yapıyorlar ve kültürel değerleri bize yakın diye üstüne gitmedik. Rakip ve muhalifleri bastırırken; yasaları bu konuda esnetirken göz yumduk. Sonunda hepimizin aleyhine çalışan ama sistem diyemeyeceğimiz, keyfiliğe ve buyurganlığa açık bir düzen doğdu. Bugünkü kavga, düne kadar yararlandığımız düzenin (kurum ve kuralların) şimdi bizim aleyhimize kullanılmasına itiraz. Keşke bu fırsatı büyük bir sistem reformuna dönüştürebilsek.
Askerleri darbeci diye yargıladık, Kürtler'i bölücü, solcuları bozguncu diye... Yakın zamana kadar dindarları gerici diye yargılardık. Şimdi bir bölüm dindar, diğer bir dindar grubu "çete" ve "paralel devlet" diye yargılamaya hazırlanıyor. Eğer sonuncu çekişme, "dostmodern darbe" ile hesaplaşma ise bugün düşman olanın dünün dostu ve ortağı olduğunu peşinen söylüyoruz demektir.
Bu arada davalı bütün kesimler yargıdan şikayet ediyor. Ama yakındıkları yargıdan da aralarındaki anlaşmazlıkları çözmesini bekliyorlar. Bu ilginç çelişki bana aşağıdaki fıkrayı hatırlattı:
Bir davada tanıklık etmesi için yaşlı bir kadın mahkemeye çağırılır.
Duruşma salonunda yerini alır. Davalının avukatı kadına yaklaşır.
"Bayan Jones... Beni tanıyor musunuz?" Yaşlı kadın cevap verir:
"Ah evet Bay Williams, sizi çocukluğunuzdan beri tanıyorum. Siz taa o zamanlar bile aileniz için tam bir baş belasıydınız. Sürekli yalan söylerdiniz. Sizi izledim, şimdi de söylüyorsunuz, karınızı da komşunuzla aldatıyorsunuz. En yakınım dediğiniz insanların arkasından konuşuyorsunuz. Birkaç dolar fazla kazanmak için herkesi satarsınız..."
Davalının avukatı başta olmak üzere bütün salon şoke olur. Adam ne yapacağını bilemez bir halde kadına tekrar sorar:
"Pekiyi Bayan Williams, ya karşı tarafın avukatını tanıyor musunuz?"
Kadın yine cevaplar:
"Elbette tanıyorum. Çocukluğunda ona dadılık yapmıştım. Tembel, ödlek ve alkolik adamın tekidir. Etrafında bir tek dostu yoktur ve herkes onun hâlâ geceleri altına kaçırdığını söylüyor."
Yine herkes şoktadır. Bütün salonu bir uğultu kaplar.
Hakim kürsüye tak tak tak vurup herkesi susturur ve her iki tarafın avukatını kürsüye çağırır. İkisine de eğilmelerini söyleyerek kulaklarına fısıldar:
"Eğer bu kadına beni tanıyıp tanımadığını sorarsanız bilin ki ikinizi de harcarım!"
- BIST 10616.09
- Altın 4451.793
- Dolar 40.4211
- Euro 47.4963
- İstanbul 36 °C
- Diyarbakır 40 °C
- Ankara 35 °C
- İzmir 40 °C
- Berlin 18 °C
- Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!
- Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!
- Gazeteci Evrim Kepenek'e kelepçeli gözaltı!
- Gazeteci Sinan Aygül'e saldıran korumalar tutuklandı
- 15 barodan gazeteci Sinan Aygül’e yönelik saldırıya kınama
- İbrahim Kalın MİT Başkanlığına atandı
- Çanakkale ve Balıkesir'de art arda deprem
- Buldan ve Sancar eş başkanlığı bırakacaklarını açıkladı
- Başak Demirtaş: Selahattin adaylığını üç kez iletti
- Şenyaşar ailesi: ‘Gereken yapılmazsa ‘adalet’ pankartını Meclis’e asacağız’
- Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni kabineyi açıkladı
- HDP’li yönetici: Demirtaş’ın talebi genel merkezimize ulaşmadı
- Biden, sahnede yere düştü
- Demirtaş: HDP, cumhurbaşkanı adaylığı talebimi gerekçesiz reddetti
- Selahattin Demirtaş: Aktif politikayı bırakıyorum
Biz birbirimizi biliriz

Doğu Ergil / Bugün
- Yorumlar 0
- Facebook Yorumları
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
- Koruculuk22 Eylül 2015 Salı 08:43
- Görüşme romantizmi bitti (*)17 Eylül 2015 Perşembe 09:21
- Allah bu ateşe su döke15 Eylül 2015 Salı 07:15
- Çözümsüzlük06 Eylül 2015 Pazar 07:49
- Aldanıyor muyuz aldatıyor muyuz?27 Ağustos 2015 Perşembe 07:46
- Aklın duygulara yenik düşmesi16 Ağustos 2015 Pazar 10:33
- Türkiye’nin genel gidişatı13 Ağustos 2015 Perşembe 06:47
- Kumar02 Ağustos 2015 Pazar 08:49
- Uyarıyorum26 Temmuz 2015 Pazar 11:41
- Savaş bilmecesi09 Temmuz 2015 Perşembe 11:35
- Seçmenin cevapları28 Haziran 2015 Pazar 09:37
SON EKLENEN GALERİLER
ÖNE ÇIKANLAR
Fotoğraflarla Kürdistan’a dönen ilk hacı kafilesi
Başkent Hewler’de huzurevi
IŞİD’in son mevzisinden kaçış...
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
12345678
- Süleyman ÇevikKürtçe zorunlu eğitim bir haktır!
- Ersin TekGeleceğin Önündeki Engel: Geçmiş!
- Roşan LezgînZazakî Kur’an Meali ve İncil çevirisi
- Bayram BozyelSri Lanka; İktidar hırsının trajik sonuçları
- Abdullah Can“Bediüzzaman’ın hançeri” mi, Bediüzzaman’ı hançerlemek mi? (5)
- Mustafa Özçelik‘’Helalleşme’’ söylemini destekleyerek, kapsamlı helalleşmelere kapı ara
- Rahmetullah KarakayaBinelim kuşa gidelim Muş’a (2)
12
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
12345678
- Murat YetkinSon üç gün, son üç soru
- Hayko BağdatKürtler TİP’e neden kırgınlar?
- Arzu YılmazKürt seçmenin seçimi ve dış politika
- Hediye LeventCIA Şefi neden Orta Doğu'da?
- İsmail Beşikci59 Yıl Sonra Şemdinli
- Mehmet Latif YıldızGüçlendirilmiş parlamenter sistem üzerine
- Akif BekiHDP’yi kapatmak neye yarar?
- Fehim TaştekinKürtler için lanet geri mi dönüyor?
- Ahmet TaşgetirenYargı sancısı -bumerangı unutmamak
- Fehmi KoruFırat’ın doğusuna gitmiyoruz, tamam. "Neden"...
- Aydın Doğanİstanbul seçimleri ve ötesi…
- Galip Dalayİran'a Sovyet modeli...
- Hakan AlbayrakMalcolm X
- Elif ÇakırBize ne oldu böyle?
- Orhan Kemal CengizHDP neden arabayı atın önüne koyuyor?
- Yaşar YakışFırat’ın doğusu sorunu askeri harekâtsız da çözümlenebilir mi?
- Mücahit BiliciDonald Trump’ın Zülkarneyn olarak portresi
- Tarık Ziya EkinciKılıçdaroğlu'nun Ahmet Türk'le görüşmesi bir skandaldır
- Akdoğan Özkan'ABD Çin ile Savaşacak'
- Murat SabuncuABD, Türkler ve Kürtler arasında 'çözüm' için devrede mi?
- Ahmet AltanMilliyetçilik ve Aydınlar
- Aslı AydıntaşbaşYalancı bahar mı ikinci bahar mı?
- Amberin Zaman‘Al papazı, ver papazı’ derken elde ne kaldı?
- Etyen MahçupyanErken seçim istemeyip ne yapsaydı?
- Kadri GürselÜç yıl sonra HDP yine anahtar
12345
RÖPORTAJ
Arzu Yılmaz: Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyareti Türkiye’den ABD’ye mesajKürt sorunu üzerine çalışmaları ile tanınan ve Kürdistan Bölgesinde de görev yapan Hamburg Üniversitesi Misafir Öğretim Görevlisi Dr. Arzu Yılmaz Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyaretini Evrensel'e değerlendirdi.
Türkan Elçi: 'Tahir hiçbir rüyamda benimle konuşmadı’Bugün Diyarbakır Barosu Tahir Elçi’nin öldürülmesinin beşinci yılı.
Kürt hukukçuya Yeni Zelanda'dan 'Küresel Etki ÖdülüERBİL (K24) - Kürt hukukçu Rez Gerdi, mültecilerle ilgili yaptığı çalışmalar ve gösterdiği çabalar nedeniyle Yeni Zelanda’da “Küresel Etki Ödülü”nü kazandı.
PSDK lideri: Kürtler ABD’yle doğrudan görüşmeliKürdistan Sosyalist Demokrat Partisi (KSDP) Genel Sekreteri Muhammed Haci Mahmud, Bağdat’la yaşanan bazı sorunlar konusunda kesin sonuçlar alınması için Kürtlerin ABD’yle doğrudan görüşmesi gerektiğini söyledi.
ÖZEL MAKALE
Konya’daki katliama ilişkin gözaltı sayısı 13’e çıktıKonya’da yedi kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin gözaltına alınanların sayısı 13’e yükseldi.
Reuters: Türkiye sınıfta kaldıKoronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Türkiye'de 2 haftadır hafta sonları akşamları sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. İngiliz haber ajansı Reuters'ın analizine göre bu yasaklar bir işe yaramadı.
Demirtaş hakkında yeni iddianame: 3 yıla kadar hapsi istendiAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başsavcı Yüksel Kocaman'ı hedef gösterdiğini iddia ettiği HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında yeni bir iddianame hazırladı. İddianamede Demirtaş’ın 3 yıla kadar hapsi istendi.
Mesud Barzani: Kerkük; anılar, düşler ve düşüncelerBarzani, “Saddam Kerkük’ün Kürtlerin hakkı olduğunu kabul ediyor muydu?” şeklindeki soruya, “Şahsen kendisi bana, ‘Kerkük Kürt kentidir’ dedi."
KÜLTÜR SANAT
Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!Nûbihar dergisinin 165. Sayısı Kürt Dili Dosyası olarak çıktı.
Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!Nûbihar dergisinin yeni sayısı okuyucusuyla buluştu.
Nûbihar dergisinin 163. sayısı çıktı3 ayda bir Kürtçe yayınlanan Nûbihar dergisinin 163. sayısı zengin bir içerikle çıktı.
Feyruz, Suudi Arabistan’da konser vermeyi reddettiArap dünyasının yaşayan en büyük şarkıcısı Feyruz, Suudi Arabistan'ın insan haklarına saygı göstermediğine dikkat çekerek konser davetini reddetti.
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.