Biz Türkler pek çok şeyle öğünürüz ama bunlardan ikisi özellikle öne çıkar: Tarihimizin zenginliği (ve geçmiş gücümüz) ile dinimizin hoşgörülü ve farklılıklara açık olması. Bu özellikler günümüzde de sürseydi dünyanın en büyük devletlerinden ve çağdaş uygarlığın taşıyıcılarından biri olurduk.
Gerek bir Türk hanedanı tarafından yönetilen Osmanlı, gerekse bir Arap hanedanı tarafından yönetilen Endülüs devletleri İslam medeniyetinin zirveleriydi. Avrupa'nın iki ucunda temsil ettikleri uygarlık dünyayı etkilemiştir. Ama bu "cennet anı" nasıl ve neden yitirildi? Buna pek kafa yormayız. Her zamanki kolaycılığımızla Avrupa emperyalizmine sığınırız. Oysa hem Endülüs hem Osmanlı mekân ve uygarlık açısından Avrupa'ya yayılmıştır.
Avrupa sahnesinde kazanımlarının yitirilmesi, çağın ekonomik ve teknolojik gelişmelerine ayak uyduramaması nedeniyledir. Biz bu gerilemenin ve kaybın nedenlerini anlamadıkça bugün boğuştuğumuz sorunları kavrayamayız.
Kuşatılmışlık ve eziklik duygusu
O kayıp ki tüm İslam âleminde yenilginin, kuşatılmışlığın ve (Batı tarafından) aşağılanmanın duygusal kaynağı olmuş, sonraki dönemlerin radikal tepkilerine yol açmıştır. Radikalizmi besleyen, Batı karşısında çaresizliktir. Onu aşmanın tek yolu ya alternatif bir uygarlık oluşturmak ya da çağdaş uygarlığa katkı yapacak dinamizmi, verimliliği ve üretkenliği sağlamaktır. Bu ise ancak özgürlük ortamında mümkündür. O halde demokrasinin şartsız ve kayıtsız özümsenmesi lazımdır. Batı uygarlığının temelinde bireysel özgürlükler ve girişimcilik vardır.
Müslümanlar halin ve geçmişin bir öz değerlendirmesini yapmak, "Ne idik, ne olduk" sorusuna dürüst yanıtlar vermek durumundadırlar. Bunu yaptıklarında şunu göreceklerdir:
İstanbul ve Endülüs'ü çağlarının uygarlık merkezi yapan onların tüm inançlara ve soylara açık, kim yetenekli ve becerikli ise onu ödüllendiren çoğulculuğu idi. Hıristiyan, Yahudi ve Müslüman el ele bu devletleri yüceltti. İlim ve sanatta ileri düzeye taşıdı. Felsefe ve estetikte yüksek standartlar yarattı. Bu ancak adaletle, yani herkese hakkını teslim etmekle mümkündü. Dinsel ve soysal yandaşlık bu çoğulculuğa (ve imparatorluk olgusuna) zarar vereceğinden ırkçılıktan ve dinsel bağnazlıktan uzak duruldu. Her din kümesi kendi kültürel alanında özerkliğini korudu. Eski düzenin çoğulculuğunu sağlayan kültürel özerklikti.
Ne zaman ki İslam toplumları kültürel özerklikten vazgeçtiler, dinler arasında bir hiyerarşi ve üstün bellenenler ayrıcalıklı hale geldi; doğallıkla diğerlerine ayırımcılık uygulandı. Özgürlük ortamı ve onların topluma/devlete gönüllü katkısı sona erdi. Soylar ve dinler arasındaki etkileşim, işbirliği ve dayanışma yok oldu.
Gerilim ve çatışmalar, mezhepler arasına kadar inince İslam âlemi artık bir çatışma alanı oldu. Güçsüz düşen Müslüman toplulukların Batı'nın artan gücü karşısında dayanmaları artık mümkün değildi.
Ne yapılmalı?
Bugün 16. yüzyılın sonundan itibaren gerileyen İslam uygarlığının canlandırılması isteniyorsa önce dinin çatışma vesilesi olmasının, yani siyasal bir ideoloji olarak kullanılmasının sona ermesi gerekir. Din, saygınlığının korunacağı inanç/kültür alanında kalmalı, tüm insanların değer ve referans kaynağı olmalıdır.
İkincisi çoğulculuk ilkesi çerçevesinde soy ve kültür ayırımı yapılmamalı, tüm soy ve kültür mensuplarının topluma eşit katkıları sağlanmalıdır.
Üçüncüsü düşünsel, sanatsal ve bilimsel yaratıcılığın güvencesi olan özgürlüklerin üzerinde siyaset ve inançtan kaynaklanan tüm yapay sınırların kaldırılması gerekir. Yani içtihadın kapıları ardına kadar açık olmalıdır ki, inanç mensupları da kendileri ile çağdaş uygarlık arasında dine atfedilen (ama aslında olmayan) yasak ve sınırlamalardan kurtulabilsinler, zamanın ruhuna ayak uydurabilsinler.
Özetle, özgürlükçü ve çoğulcu bir demokrasi geri kalmanın olduğu kadar Müslümanlar'ın Batı karşısındaki ezikliğine de çare olacaktır. Gerisi hızla kalkınmadır ki o da genel olarak teknik bir meseledir.
İyi bayramlar...
- BIST 10615.79
- Altın 4455.588
- Dolar 40.4525
- Euro 47.5138
- İstanbul 29 °C
- Diyarbakır 35 °C
- Ankara 25 °C
- İzmir 33 °C
- Berlin 17 °C
- Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!
- Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!
- Gazeteci Evrim Kepenek'e kelepçeli gözaltı!
- Gazeteci Sinan Aygül'e saldıran korumalar tutuklandı
- 15 barodan gazeteci Sinan Aygül’e yönelik saldırıya kınama
- İbrahim Kalın MİT Başkanlığına atandı
- Çanakkale ve Balıkesir'de art arda deprem
- Buldan ve Sancar eş başkanlığı bırakacaklarını açıkladı
- Başak Demirtaş: Selahattin adaylığını üç kez iletti
- Şenyaşar ailesi: ‘Gereken yapılmazsa ‘adalet’ pankartını Meclis’e asacağız’
- Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni kabineyi açıkladı
- HDP’li yönetici: Demirtaş’ın talebi genel merkezimize ulaşmadı
- Biden, sahnede yere düştü
- Demirtaş: HDP, cumhurbaşkanı adaylığı talebimi gerekçesiz reddetti
- Selahattin Demirtaş: Aktif politikayı bırakıyorum
Bayram ve İslam âlemi

Doğu Ergil / Bugün
- Yorumlar 0
- Facebook Yorumları
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
- Koruculuk22 Eylül 2015 Salı 08:43
- Görüşme romantizmi bitti (*)17 Eylül 2015 Perşembe 09:21
- Allah bu ateşe su döke15 Eylül 2015 Salı 07:15
- Çözümsüzlük06 Eylül 2015 Pazar 07:49
- Aldanıyor muyuz aldatıyor muyuz?27 Ağustos 2015 Perşembe 07:46
- Aklın duygulara yenik düşmesi16 Ağustos 2015 Pazar 10:33
- Türkiye’nin genel gidişatı13 Ağustos 2015 Perşembe 06:47
- Kumar02 Ağustos 2015 Pazar 08:49
- Uyarıyorum26 Temmuz 2015 Pazar 11:41
- Savaş bilmecesi09 Temmuz 2015 Perşembe 11:35
- Seçmenin cevapları28 Haziran 2015 Pazar 09:37
SON EKLENEN GALERİLER
ÖNE ÇIKANLAR
Fotoğraflarla Kürdistan’a dönen ilk hacı kafilesi
Başkent Hewler’de huzurevi
IŞİD’in son mevzisinden kaçış...
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
12345678
- Süleyman ÇevikKürtçe zorunlu eğitim bir haktır!
- Ersin TekGeleceğin Önündeki Engel: Geçmiş!
- Roşan LezgînZazakî Kur’an Meali ve İncil çevirisi
- Bayram BozyelSri Lanka; İktidar hırsının trajik sonuçları
- Abdullah Can“Bediüzzaman’ın hançeri” mi, Bediüzzaman’ı hançerlemek mi? (5)
- Mustafa Özçelik‘’Helalleşme’’ söylemini destekleyerek, kapsamlı helalleşmelere kapı ara
- Rahmetullah KarakayaBinelim kuşa gidelim Muş’a (2)
12
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
12345678
- Murat YetkinSon üç gün, son üç soru
- Hayko BağdatKürtler TİP’e neden kırgınlar?
- Arzu YılmazKürt seçmenin seçimi ve dış politika
- Hediye LeventCIA Şefi neden Orta Doğu'da?
- İsmail Beşikci59 Yıl Sonra Şemdinli
- Mehmet Latif YıldızGüçlendirilmiş parlamenter sistem üzerine
- Akif BekiHDP’yi kapatmak neye yarar?
- Fehim TaştekinKürtler için lanet geri mi dönüyor?
- Ahmet TaşgetirenYargı sancısı -bumerangı unutmamak
- Fehmi KoruFırat’ın doğusuna gitmiyoruz, tamam. "Neden"...
- Aydın Doğanİstanbul seçimleri ve ötesi…
- Galip Dalayİran'a Sovyet modeli...
- Hakan AlbayrakMalcolm X
- Elif ÇakırBize ne oldu böyle?
- Orhan Kemal CengizHDP neden arabayı atın önüne koyuyor?
- Yaşar YakışFırat’ın doğusu sorunu askeri harekâtsız da çözümlenebilir mi?
- Mücahit BiliciDonald Trump’ın Zülkarneyn olarak portresi
- Tarık Ziya EkinciKılıçdaroğlu'nun Ahmet Türk'le görüşmesi bir skandaldır
- Akdoğan Özkan'ABD Çin ile Savaşacak'
- Murat SabuncuABD, Türkler ve Kürtler arasında 'çözüm' için devrede mi?
- Ahmet AltanMilliyetçilik ve Aydınlar
- Aslı AydıntaşbaşYalancı bahar mı ikinci bahar mı?
- Amberin Zaman‘Al papazı, ver papazı’ derken elde ne kaldı?
- Etyen MahçupyanErken seçim istemeyip ne yapsaydı?
- Kadri GürselÜç yıl sonra HDP yine anahtar
12345
RÖPORTAJ
Arzu Yılmaz: Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyareti Türkiye’den ABD’ye mesajKürt sorunu üzerine çalışmaları ile tanınan ve Kürdistan Bölgesinde de görev yapan Hamburg Üniversitesi Misafir Öğretim Görevlisi Dr. Arzu Yılmaz Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyaretini Evrensel'e değerlendirdi.
Türkan Elçi: 'Tahir hiçbir rüyamda benimle konuşmadı’Bugün Diyarbakır Barosu Tahir Elçi’nin öldürülmesinin beşinci yılı.
Kürt hukukçuya Yeni Zelanda'dan 'Küresel Etki ÖdülüERBİL (K24) - Kürt hukukçu Rez Gerdi, mültecilerle ilgili yaptığı çalışmalar ve gösterdiği çabalar nedeniyle Yeni Zelanda’da “Küresel Etki Ödülü”nü kazandı.
PSDK lideri: Kürtler ABD’yle doğrudan görüşmeliKürdistan Sosyalist Demokrat Partisi (KSDP) Genel Sekreteri Muhammed Haci Mahmud, Bağdat’la yaşanan bazı sorunlar konusunda kesin sonuçlar alınması için Kürtlerin ABD’yle doğrudan görüşmesi gerektiğini söyledi.
ÖZEL MAKALE
Konya’daki katliama ilişkin gözaltı sayısı 13’e çıktıKonya’da yedi kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin gözaltına alınanların sayısı 13’e yükseldi.
Reuters: Türkiye sınıfta kaldıKoronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Türkiye'de 2 haftadır hafta sonları akşamları sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. İngiliz haber ajansı Reuters'ın analizine göre bu yasaklar bir işe yaramadı.
Demirtaş hakkında yeni iddianame: 3 yıla kadar hapsi istendiAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başsavcı Yüksel Kocaman'ı hedef gösterdiğini iddia ettiği HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında yeni bir iddianame hazırladı. İddianamede Demirtaş’ın 3 yıla kadar hapsi istendi.
Mesud Barzani: Kerkük; anılar, düşler ve düşüncelerBarzani, “Saddam Kerkük’ün Kürtlerin hakkı olduğunu kabul ediyor muydu?” şeklindeki soruya, “Şahsen kendisi bana, ‘Kerkük Kürt kentidir’ dedi."
KÜLTÜR SANAT
Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!Nûbihar dergisinin 165. Sayısı Kürt Dili Dosyası olarak çıktı.
Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!Nûbihar dergisinin yeni sayısı okuyucusuyla buluştu.
Nûbihar dergisinin 163. sayısı çıktı3 ayda bir Kürtçe yayınlanan Nûbihar dergisinin 163. sayısı zengin bir içerikle çıktı.
Feyruz, Suudi Arabistan’da konser vermeyi reddettiArap dünyasının yaşayan en büyük şarkıcısı Feyruz, Suudi Arabistan'ın insan haklarına saygı göstermediğine dikkat çekerek konser davetini reddetti.
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.