• BIST 9722.09
  • Altın 2428.571
  • Dolar 32.5199
  • Euro 34.8
  • İstanbul 16 °C
  • Diyarbakır 16 °C
  • Ankara 21 °C
  • İzmir 19 °C
  • Berlin 4 °C

Arkadaşlar ve dostlar

Doğu Ergil

Her kuşak eski arkadaşlıkların kalmadığından şikâyet eder. Gerçekten kalmıyor mu yoksa arkadaş çevremiz yıllar içinde daralıyor ve ilişki alanımız birkaç dostla sınırlanıyor mu? Bilmiyorum. Ama kendi adıma sadece kendisiyle bir şeyler yapabileceğim veya kendilerinden bir şeyler öğreneceğim kişilerle sınırlı tuttuğum için benim arkadaş çevrem hep dar olmuştur.

Ne var ki dost ihtiyacı insan için "olmazsa olmaz" bir gereksinim. Ne mutlu ki az da olsa dostlarımız var. Onlar varlığımızı çoğaltan, eksiğimizi kapatan, dar günde yüreğimizi genişleten, bol günde sevincimizi paylaşan insanlar. Kısaca bizi biz yapanlar.

Dost her zaman arkandadır

Arkadaş ve dost kavramları üzerinde kafa yoranlar şöyle bir liste çıkarmışlar: "Arkadaş, evinize geldiğinde misafir gibi davranır. Dost, geldiğinde buzdolabını açıp istediğini alır. Arkadaş, senin ağladığını görmez. Dostunun omuzu ise senin gözyaşlarınla ıslanır. Arkadaş, davetine katılınca elinde hediye ile gelir. Dost, sana yardım etmek için erkenden gelir; toparlanman için geç gider.

Arkadaş, yattıktan sonra onu ararsan rahatsız olur. Dost, derdini anlatmak için neden bu kadar geciktiğini sorar. Arkadaş, münakaşa ettiğinizde her şeyin bittiğini düşünür. Dost ise tekrar arar. Arkadaş, senin daima onun arkanda olmanı ister. Dost ise her zaman senin arkandadır. Arkadaş zaaflarını öğrendiğinde bir gün aleyhine kullanabilir.

Dost, öğrendiğinde zevklerini karşılamak, zafiyetlerini kapatmak için çabalar. Arkadaş senin ondan sonra gelmeni ister. Dost, senin ardından gelmekten gocunmaz. Dost, sıkıntın olduğunda sana koşar ama arkadaşlarına sen huzur vermeye çalışırsın. Arkadaş, güzel bir yazıyı veya şiiri okur ve saklar. Dost okur ve dostlarına yollar..."


Filler ve dostluk

Pekiyi ya hayvanlarla dostluk? Kayıtlara göre 2 Mart 2012'de Afrika'daki bir insanın ölümünün ardından, akıllara durgunluk veren bir olay oldu. Lawrence Anthony adında bir çevre koruma gönüllüsü, Afrika'da yaşadığı evde ani bir kalp krizi sonucu vefat etti.

Fillerle iletişim kurabilmesiyle, en sinirli olanları sakinleştirmesiyle bilinen Anthony, çabalarıyla birçok filin hayatta kalmasını sağlamıştı. Arazilerine girdiği için veya saldırganca davrandıkları için insanlar tarafından vurulan filler, Anthony tarafından sakinleştirilmiş ve 'tehdit' olmaktan çıkmışlardı.

Anthony'nin ölümünden 12 saat sonra kurtardığı fillerden bir grup tek sıra halinde yürüyerek evine geldi. 12 saatlik mesafeden geldiği saptanan bu filler, 2 gün boyunca evinin etrafında kaldılar. Onlar gidince bir fil sürüsü daha geldi. Geldikleri yer ve katettikleri mesafe hesaplanınca, yola Anthony'nin öldüğü an çıktıkları anlaşıldı. Onlara özen ve saygı gösteren, iletişim kurabildikleri, sevdikleri insanın ölümüne yas tutmaya gelmişlerdi.

Anlaşılan o ki, bağlantı kurdukları bir kalbin durduğunu kilometrelerce öteden hissedecek kadar dost canlısıydılar. Onlar birbirleriyle ve sevdikleriyle gönül bağı üzerinden iletişim kuruyorlardı. Bu da gösteriyor ki canlılar arasında tele-kinetik (ya da sempatik) bir bağ var.

Öyleyse, dost olduğumuz veya olabileceğimiz kişileri hoyratça örselediğimiz veya yitirdiğimiz zaman paylaşabileceğimiz bir enerjiyi tükettiğimizi ne zaman anlayacağız? İnsanlığa fillerden ders alarak mı ulaşacağız? Alın size bir tatil günü sorusu!

  • Yorumlar 2
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89