• BIST 9070.29
  • Altın 2324.75
  • Dolar 32.3641
  • Euro 34.9382
  • İstanbul 18 °C
  • Diyarbakır 16 °C
  • Ankara 16 °C
  • İzmir 19 °C
  • Berlin 10 °C

Henri Barkey: Türkiye’nin Suriye’ye kara harekatı mümkün değil

Henri Barkey: Türkiye’nin Suriye’ye kara harekatı mümkün değil
Türkiye’nin Kürd Sorunu (Turkey’s Kurdish Question) kitabının yazarı Henri Barkey, Türkiye’nin Suriye’de olası bir kara harekatını mümkün görünmediğini söyledi.

Washington’daki düşünce kuruluşu Woodrow Wilson Merkezi’nin Ortadoğu Program Direktörü Henri Barkey, Rusya’nın uzun vadede PYD’ye destek vermeyeceğini savunuyor. Esad rejimiyle PYD arasında ciddi farklılıkların olduğunu ileri süren Barkey, “Esad-İran ve Rusya güçlerinin PYD’ye izin vereceklerini düşünmüyorum. Rusya şu an herkesin kafasını karıştırmaya çalışıyor. Ben de PYD’nin yerinde olsam verilen tüm destekleri alırdım. PYD’de de kendi durumunu güçlendirmeye çalışıyor. PYD’nin çok fazla destekçisi olmadığı için herkes bir şekilde durumdan yararlanmaya çalışıyor. PYD ve Rusya asla aynı çizgide olamaz” diyor.

BasHaber’in sorularını yanıtlayan Barkey, ABD’deki Cumhuriyetçi adaylara “ileride Kürdler bağımsızlık mı, özerklik mi ilan etsin diye sorsanız hiçbir fikir beyan edemezler, şu an Cumhuriyetçilerden ciddi bir politika üretmelerini beklemenin gerçekçi olmadığını“ söylüyor.

İşte o söyleşi:

Suriye’de yakın gelecekte neler olacak? Suudiler İncirliğe uçak yığıyor, kara operasyonu hazırlıkları var. Türkiye Rojava’ya müdahale tehdidinde bulunuyor. İki ülke de ABD’nin yakın müttefiki. İran, bu ülkeleri Suriye’den uzak durmaları için tehdit ediyor. Rusya, Türkiye’den uçağının intikamını alma peşinde. Kimilerinin dediği gibi Suriye ciddi bir bölgesel savaşın tuzağında mı?

Suriye’nin ne olacağını şimdiden görmek bence çok zordur. Bir kere kara operasyonu çok zor, kolay kolay yapılacak bir şey değil. Bu ekonomik olarak da çok mümkün değil. Bu, son derece ağır zayiat verme anlamına da gelir. Kara operasyonunun amacı nedir? Türkiye kara operasyonunu kendi başına mı yapacak? Kime karşı yapacak? Suudiler de kara operasyonu yapacak durumda değil. Suudi Arabistan Yemen’de sonuçsuz bir savaşın içerisinde. Bence kara kuvvetleri yollamak çok uzun bir vakit alır. İskenderun’a gemi ile geldiler diyelim ki; ulu orta tankları topları mı taşıyacaklar. Nasıl olacak bu? Görünürde hiçbir şey yok.

Suriye’nin çok ciddi bir bölgesel savaşın tuzağında olduğu iddia ediliyor katılıyor musunuz?

Suriye’deki iç savaş seyrine devam ediyor; dolayısıyla şimdiye kadar büyük bir savaş çıkmadı. Bir savaşın iki tarafı vardır, ama şu anda bir tek Rusya ve Suriye’yi görüyoruz. Başka da bir taraf yok. Türkiye, ABD ve Suudi Arabistan’dan bahsediliyor, ama onlar bugüne kadar bu savaşa katılmadı. Oralarda yerel güçler var; El Nusra, Özgür Suriye Ordusu ve PYD var, bunların da dışarıdan yardım almaları çok zor. Dolayısıyla ben büyük bir savaş tehlikesi görmüyorum.

Rusya ile ABD arasında Suriye’nin geleceği için bir uzlaşı var mı? Her şey bir senaryo dahilinde mi gelişiyor?

Birincisi, Suriye ile ilgili görüş ayrılıkları var. İkincisi böyle durumlarda şöyle bir anlaşma var: İnsani yardım getirebilmek için bölgesel ateşkeslerin düzenlenmesi üzerinde görüşler aynı olabilir. Daha doğrusu uluslararası baskıyla sivillere yönelik yapılan büyük tahribattan dolayı Rusya biraz kendisini mecbur hissediyor ateşkesler konusunda. Yine de bu Suriye’nin geleceği üzerinde bir anlaşma demek değildir. ABD, İran politikasının genişletmesinden bahsediliyor. Bunu IŞİD üzerinden endeksledi. Kısa vadede Esad’ın Şam’da kalmasına göz yumulacak mı bu da belli değil. Esad’a karşı yapılacak şeyler çok kısıtlı. Kendi askerlerini gönderemeyeceğine göre, orada Özgür Suriye Ordusu gibi örgütlere yardım ediliyor, ama onun da ne kadar zayıf olduğunu gördük. ABD, “oradaki savaşa karşı bir şey yapamıyoruz, en azından IŞİD’e karşı bir şey yapalım” düşüncesiyle IŞİD üzerine endekslendi. Bunu düşündüğümüzde PYD’nin önemi ortaya çıkıyor. IŞİD’e karşı doğru dürüst savaşan bir tek PYD var. PYD ve bazı Süni güçler yardımıyla IŞİD’e karşı mücadele veriliyor. Bunu yaparken aynı zamanda Esad ile savaşmak imkânsız hale geliyor. Dolayısıyla ABD, “illa Esad’ın gitmesi lazım” fikrini rafa kaldırdı. İlk yapmak istediği bu değil. ABD biraz da koşullara bakıyor, ‘IŞİD’den kurtulalım, sonrasını sonra düşünelim’ mealinden her şeyi geleceğe bırakıyor. Rusya için Esad rejiminin kalması daha önemlidir. Bu, onlar için en büyük bir amaçtır. Rusya ile ABD arasında bir anlaşma olduğunu görmüyorum.

Sahada birçok güç var. Sizce kontrol kimin elinde?

Kontrol kimsenin elinde değil. Suriye ordusu Halep’i kuşatma altına almış şu anda. Avantaj Suriye Ordusu, İran ve Ruslarda ama bu güçlerin Şam, Halep ekseninin doğusunda bir güçleri yok; dolayısıyla bence onlar eğer Halep-Şam çizgisini ve onun batısındaki yöreleri tamamıyla kontrol altına alabilirlerse daha büyük bir kontrol sağlayabilirler. Daha fazlasını elde edebileceklerini zannetmiyorum. 4 yıllık savaşta Suriye Ordusu yeterince yıprandı. Hizbullah olsun, İran milisleri olsun Suriye’den yardım alıyor. Suriye Ordusu’nun Şam-Halep’in doğusunda savaşacaklarını zannetmiyorum. Bazı yerlerde rejimin avantajı var ama başka yerlerde rejimin sözü geçmiyor.

Bir senaryodan bahsedebilir miyiz? Yoksa kontrolsüz gelişen olayları mı izliyoruz. Yoksa her an bir yerde nükleer füze ateşlenebilir mi?

Hayır. Senaryo olursa insanlar nereye gideceğini bilir, ama biz şuanda durumun nereye varacağını bilmiyoruz. Dolayısıyla bir senaryo meselesi ortada yok. Kaç ülkede ayaklanma çıktı, devrim hareketleri oldu ama Rusya, bölgedeki ayaklanmaları çok kötü gördü. Burada bahsettiğim Gürcistan gibi yerlerde ‘renkli devrimler’ oldu. Rusya onlara çok sert çıktı, aynı hatayı Suriye’de yapmak istemiyor. Ruslarla konuştuğumuz zaman Rusların ABD’nin Suriye’de rejim değişikliğine izin vermeyeceklerini söylüyorlar. ABD’nin de böyle bir niyeti yok. Üstelik ABD’nin Arap Baharı’nda bile böyle bir rolü olmadı. Senaryo söz konusu değil. Türkiye’de herkes her şeyin arkasında CIA olduğunu zannediyor ama böyle bir şey yok.

YPG bir yandan ABD ile, bir yandan Rusya ile iyi ilişkiler kuruyor. Suriye’de rakip olan iki taraftan da yardım alıyor. Bunu ilginç buluyor musunuz? ABD ve Rusya’nın eş zamanlı yaptığı benzer bir örnek var mı? Sizce YPG’nin hangi pozisyonu buna imkân veriyor?

Rusya daha çok politik bir yardımda bulunuyor. PYD ve YPG’nin politik olarak arkasını kollamaya çalışıyor ama asıl yardım ABD’den geldi. Bölgede bir Rus-Amerikan çekişmesi var. Yani bir yerde Rusya PYD’nin ABD’nin tarafına geçmesini istemiyor. PYD ise Türkiye ve ABD arasındaki itilafı arttırmaya çalışıyor. Bence Rusya’nın politikası daha çok durumdan faydalanmaya çalışan bir politikadır. Rusya’nın uzun vadede PYD’ye destek vereceğini düşünmüyorum. Çünkü Esad Rejimiyle PYD arasında ciddi farklılıklar var. Esad-İran ve Rusya güçlerinin PYD’ye izin vereceklerini düşünmüyorum. Rusya şu an herkesin kafasını karıştırmaya çalışıyor. Ben de PYD’nin yerinde olsam verilen tüm destekleri alırım. PYD’de de kendi durumunu güçlendirmeye çalışıyor. PYD’nin çok fazla destekçisi olmadığı için herkes bir şekilde durumdan yararlanmaya çalışacaktır. PYD ve Rusya asla aynı çizgide olamaz.

En son Cenevre görüşmelerine katılması konusunda o desteği esirgedi. Bu anlamda PYD, ABD için IŞİD’e karşı dönemsel bir müttefik mi?

ABD açısından PYD, IŞİD’e karşı kullanılacak bir araç. Ama bir yerde de IŞİD’ten kurtulmak mümkün olursa, PYD, ABD’den Suriye’deki Kürd haklarının verilmesi için destek isteyecektir. ABD bir süre kendisini mecbur hissedecektir; dolayısıyla savaşın sonunda orada kalacak güç ABD değil, PYD olacaktır. PYD’nin düşündüğü bunun ileride politik bir yardıma dönüşeceğidir. Suriye’nin bir daha tanzim edilmesi zamanı geldiğinde PYDde talepte bulunacak. Eski Suriye bir daha olmayacak, benim gördüğüm kadarıyla küçük bir federasyon ortaya çıkacak.

ABD’nin Suriye’nin geleceğinde Kürdler için düşündüğü bir rol var mı? Yoksa ‘önce IŞİD’i temizleyelim,sonra bakarız mı‘ diyor ABD?

Amerika’nın şu anda hiçbir planı yok, asıl sorun burada ortaya çıkıyor. Ama Rusya’nın bir planı var. Esad’ı koruyor ve rejimin devam etmesini istiyor. Orada somut bir tanım var. Rusya’nın çok belirgin bir amacı var; ama ABD için durum bunun tam tersidir. ABD’nin orada belirgin bir amacı söz konusu değil, ne yapacağını bilemiyoruz. ABD orada Suriye’de tamamen tarafsız davranmaya çalışıyor ve tek istediği şey bir an önce IŞİD’den kurtulmak tek amacı. Amerika’nın bir plana ihtiyacı olduğunu daha öncede söyledim.

ABD ile Türkiye’nin Suriye politikasında temel ayrılık noktaları var mı? İkisi de Suriye’ye aynı mı bakıyor?

Türkiye için en önemli şey Esad’ın devrilmesi ve PYD’nin orada amaçlarına ulaşamaması. Bunlar en önemli iki amaçtır. ABD için en önemli amaç ise IŞİD’in ortadan kaldırılması ve Suriye’de yeni barışçıl bir rejimin ortaya çıkmasıdır. Bu nasıl olacak bunu bilmiyorlar ama. İlk önce Esad’ın devrilmesinden bahsediyorlardı, ABD’nin şu an tek temel amacı IŞİD’in alaşağı edilmesi. Türkiye için IŞİD’in ortadan kalkması değil, en büyük amaç PYD’yi mağlup etmek, Esad’ı devirmek. Dolayısıyla amaçları birbirleriyle aynı değil.

Türkiye, YPG’ye karşı Suriye’nin Cerablus bölgesine girer, Ruslarla ya da Suriye ordusuyla karşı karşıya gelirse ABD ve NATO buna nasıl bir tepki verir?

ABD, Türkiye’nin oraya girmesini istemeyecektir. Türkiye’nin de böyle bir şey yapacağını düşünmüyorum. Burada çok büyük bir kriz çıkabilir. Türkiye, kendi sınırları içerisinden top atışıyla YPG’ye saldırıyor. Niye kendi sınırlarından uçaklarla saldırmıyor? Çünkü korkuyor. Rusya’nın kendi uçaklarını düşürmesinden korkuyor. ABD gibi bir ülkenin desteğiyle oraya operasyon yapması söz konusu değil. Bu tamamen bir krize yol açar ve Türkiye bunu çok iyi biliyor ve yapmayacak. Türkiye bunu istemiş olsaydı kendi hava kuvvetlerini kullanabilirdi, kullanmıyor.

Son zamanlarda ABD’nin, IŞİD sonrası Kürdleri yüzüstü bırakabileceği endişesi belirdi. ABD, KBY’de Kürdlere doğrudan silah vermiyor, Bağdat üzerinden ilişki kuruyor. Rojava’ya da sadece mühimmat veriyor. Kürdlerin bağımsızlık referandumu tavrında da biraz soğuk davranıyor gibi görünüyor. Sizce zamanı geldiğinde ABD, geçmişte yaşandığı gibi Kürdleri Bağdat, Tahran, Şam ve Ankara’nın insafına bırakır mı?

Bölgede yaşanan gelişmelerden dolayı ABD, şu an için bağımsızlık referandumunun çok akılcı olmadığını zamansız olduğunu düşünüyor olabilir. Ekonomik darboğazın yaşandığı son dönemde Kürdistan’da bağımsızlığa gitmenin akılcı olmadığı ortada. Eğer yarın Bağdat ile Erbil anlaşıp ayrılırlarsa orada ABD’nin diyeceği bir şey yoktur. ABD, orada halkların ve hükümetlerin alacakları karara karşı çıkmaz. Kürdistan’da ABD ve Türkiye büyük yatırımlarda bulundular. Kürdistan’ı bırakmak diye bir şey söz konusu olamaz.

2016 seçimlerine giren Cumhuriyetçi ve Demokrat aday adaylarının tümü, Kürdlerin IŞİD’e karşı kahramanlığını övüyor,  ‘doğrudan silah verelim’ diyorlar. Ancak Kürdlerin kendi kaderini tayin etme hakkı söz konusu olduğunda bu konuda sessiz kalmayı tercih ediyor? Kürdler ABD için sadece piyade askeri olarak mı görülüyor?

Cumhuriyetçi adayların tamamına Kürdistan’ın nerede olduğunu sorun, hiçbiri size cevap veremez. ABD seçimlerinde çok farklı şeyler söylenebilir. Cumhuriyetçi adaylar Ortadoğu’yu bilmiyor, onların söylediklerine kulak vermemek lazım diye düşünüyorum. Genel olarak IŞİD’e karşı PYD’nin iyi savaştığını ve yardımcı olduğu biliniyor. PYD’ye karşı bir borç hissediliyor, bunu kolay kolay unutmayacaktır ABD. Hele hele yarın öbür gün Rakka düşerse –ki Rakka’nın düşmesi PYD ile PYD’nin yanındaki Suni güçlerle olacaktır- ABD’nin PYD’ye karşı borcu daha çok olacaktır. İleride Kürdler bağımsızlık mı, özerklik mi ilan etsin diye sorsanız Cumhuriyetçilerin bu konuda hiçbir fikri yok. Şu an Cumhuriyetçilerden ciddi bir politika üretmelerini beklemek bence gerçekçi görünmüyor.

KBY'deki referandumdan bağımsızlık kararı çıkarsa, ABD bu kararı nasıl karşılar?

Referandumun sonucunu biliyoruz. Kürd halkı bağımsızlık isteyecektir. Bu, gayet normal bir şeydir. Bundan kaçmamak gerekiyor. Diyelim ki halkın yüzde 90’ı bağımsızlık istedi, o sonucun çıkması hemen bağımsızlığın çıkması anlamına gelmiyor. Bağımsızlık öyle kolay bir şey değildir. Bunun için bir şekilde müzakereler yürütülmek zorundadır. Bağdat ile ilişkiler söz konusu, orada da çok sayıda Kürd yaşıyor. Referandumdan bağımsızlık çıktı diye şak diye ayrılamazsınız. Referandumun sonucu önemli değil. Referandumun sonucunun nasıl tatbik edileceği önemli; tatbikat 10 sene sürebilir bu çok önemli değil, dolayısıyla ABD’nin olumsuz bir tepki vereceğini düşünmüyorum.

KBY'de ciddi bir mali sıkıntı var. Bağdat, Kürdlere karşı bütçe kesintisini şantaj olarak kullanıyor. Kürdlere sığınan 1 milyondan fazla sığınmacı var. Kürdler, IŞİD’e karşı büyük bir savaş sürdürüyor. Birçok batılı siyasetçi ve fikir adamı, “Kahraman Kürdler Batı dünyasının değerlerini koruyor” diyor. Ancak para ve silaha ihtiyaçları var. Memur ve Peşmerge maaşlarını ödeyemiyor. Batı sadece güzel sözlerle övüyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Söylediklerinizde haklısınız, bir söz var; konuşmak ucuzdur diye. Fakat Avrupa’da da ciddi bir kriz söz konusu. Ancak oralara neden yardım götürülmediği kısmını ben de bilmiyorum. ABD, halen Irak’ın bir bütün olduğunu düşündüğü için her şeyin Bağdat’tan geçmesi gerektiğine inanıyor. Erbil’le de çalışıyor, Erbil’de konsolosluk var; ama direkt Peşmerge’ye yardım etmiyor, Irak Hükümeti’nin kurumsal kişiliğini zedeleyecek bir şey yapmaktan korkuyor. Bir şekilde yardım etmeye çalışıyor, o şüphesiz. Yardım etmeyi sürdürüyor, ama daha fazlasını yapar mı bilmiyorum. Herkes şu anda ABD’den yardım istiyor. (Yeter Polat- BasHaber)

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89