• BIST 9716.77
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • İstanbul 16 °C
  • Diyarbakır 14 °C
  • Ankara 19 °C
  • İzmir 15 °C
  • Berlin 3 °C

Saray-hükümet kavgası kime yarıyor

Amberin Zaman

Geride bıraktığımız günlerde bu gazetede yayınlaman KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık ile yaptığım röportaj/ yorumda şöyle bir ifade kullanmıştım: “Bayık’tan edindiğim izlenim PKK’nın mevcut ateşkesin sürmesini istediği. Dolayısıyla seçim öncesi herhangi bir provokasyon yaşanırsa bunun Kandil kaynaklı olabileceğini düşünmüyorum.

Evvelsi gün Genelkurmay Başkanlığı’ndan bir açıklama geldi:

Teröristler tarafından, 25 Mart 2015 saat 13.25’te Dağlıca/ Yüksekova/ Hakkari bölgesindeki unsurlarımız yönelik 3 adet havan atışı yapılmıştır. Terörist ateşlerine, bölgede bulunan unsurlarımız tarafından derhal karşılık verilmiştir.

Ondan önceki gün ise Mardin’den haber geldi: “Güvenlik Güçleri tarafından, Mardin/ Mazıdağı kırsalında, Bölücü Terör Örgütü mensuplarına ait olduğu değerlendirilen sığınak, barınak/ depoları tespit ve imha etmek maksadıyla, Valilik oluruna istinaden, beş Tim kuvvetle operasyon icra edilmektedir.

Son iki yıldır süren ateşkes “bozuluyor mu” sorusunu akla getiren bu gelişmeler ne anlama geliyordu?

Cevabı basit görünüyor. Seçim öncesi milliyetçi oyları avlama mevsimi açıldı. PKK ile bir iki “temas” milli duyguları kabartabilir. Hatırlarsanız 2011 seçimlerinde de zamanın başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın meydanlarda Abdullah Öcalan yakalandığında AK Parti iktidarda olsaydı idam cezasını infaz ederdik türünde açıklamaları olmuştu. Ardından seçim atmosferinde sarf edilen sözler diye geçiştirilmişti. Fakat unutmayalım 2011 ile 2012 arası PKK ile çatışmaların yeniden alevlendiği, çoğu militan 900’e yakın kişinin öldüğü bir dönemdi.

Hükümeti barış masasına yeniden oturmaya zorlayan temel faktörler arasında 2012 yazında PKK’nın Şemdinli’de kısa süreli olsa da elde ettiği alan hâkimiyetiydi ve Suriye’de Öcalan’a bağlı Kürtlerin kurmakta olduğu yeni düzendi. Bir de Recep Tayyip Erdoğan’ın başkan olma arzusu. 17 Aralık olaylarından sonra bu, arzudan öte varoluş meselesi haline gelmiş gözüküyor.

Bülent Arınç’ın son çıkışı AK Parti içerisinde “başkanlığa giden her yol mubahtır” anlayışına karşı çıkanların duygularını özetliyor. “Saray” ve hükümet arasında çatlak var. Fikir ve güç çekişmesi var. Ve bu fikir ile güç çekişmesi iki temel alanda cereyan ediyor: Ekonomi ve Kürt sorununda. Faizler noktasında hükümet cephesi şimdilik, galip geldi.

Kürt meselesine gelince… Kürt cephesinin tüm katmanları “devam” diyorlar. Ahmet Davutoğlu’na baktığımızda da barış sürecini sürdürme iradesi net olarak görünüyor: Diyarbakır’dan Kobane’ye selam veren, peşmergelerin Kobane’ye geçişine sıcak bakan, ABD’nin Kürtlerin imdadına yetişmesi için çırpınan bir başbakan var. Hakan Fidan olayı bu tablo dâhilinde değerlendirilmelidir. Çünkü hepimiz biliyoruz ki Abdullah Öcalan’ın devlet katında en fazla güvendiği isim Hakan Fidan. Saray’dan emirlerini alan Hakan Fidan ile ileride bir bakan olarak Davutoğlu’ndan emirlerini alan Hakan Fidan çözüm sürecini farklı yönlere götürebilir.

Diyeceksiniz ki hepimizin teslim ettiği üzere Kürt meselesinde elini taşın altına koyan, barış için “baldıran zehri içmeye hazırım” diyen Recep Tayyip Erdoğan barış sürecine nasıl karşı olabilir? Evet, “Kürt sorunu yoktur” sözleri, HDP’yi şeytanlaştırma çabaları basit seçim propagandasından öteye gitmiyor, olabilir. Hattâ Erdoğan başkan olduğunda Iraklı Kürtler dâhil, Kürtlere yönelik daha da radikal açılımları sözkonusu da olabilir. Fakat Cumhurbaşkanı belli ki kendini kuşatma altında hissediyor. Ve bu da kendisini yeni ittifak arayışlarına sürüklüyor.

Son dönemde kamuoyuna yansıyan Erdoğan’ın askerlerle sıcak ilişkileri, ve askerlerin de yeniden “konuşmaya” başlamaları filizlenen yeni güç dengeleri konusunda bazı ipuçları veriyor. Geçmişte de aynı filmleri seyretmiştik. Siyasiler tepiştikçe açılan gediklerden paşalar sızıveriyor. Sayın Davutoğlu ivedilikle Genelkurmay Başkanlığı’nı Savunma Bakanlığı’na bağlayan yasa teklifini Meclis’e sunmalıdır. Demokrasimizin güçlenmesi ve Kürt sorunun çözümünün temel koşullarından biri de budur.

  • Yorumlar 1
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89