• BIST 9946.05
  • Altın 2439.282
  • Dolar 32.4246
  • Euro 34.6533
  • İstanbul 16 °C
  • Diyarbakır 31 °C
  • Ankara 23 °C
  • İzmir 25 °C
  • Berlin 21 °C

Suriye Farkı...

Ersin Tek

Suriye yeni bir Irak olabilir mi?

Yani komşu ülkenin yeni siyasal yapısı, ABD’nin Suriye’deki askerlerini geri çekmesiyle İran(Şiiler)’ın etkisi altına girebilir mi, radikal dinci bir rejimin kurulmasına yol açabilir mi? O zaman Suriye devletindeki Esad yönetimi, tamamen İran’ın nüfuzu altına girer ve bu da bölgedeki dengeleri değiştirir mi?

Bunları düşünmek için daha zaman erken demeyin. Bu sorular, Suriye’nin geleceğiyle ilgilenen bütün merkezlerde -endişeyle- soruluyor ve tartışılıyor...

Suriye’de yıllardır süren savaş ve özellikle Esad yönetiminin ayakta kalması, İran'ın gücünü ve desteğini ortaya çıkardı. Seküler Esad rejimi ile Şii İran arasında ortak paydalar çok sınırlı olsa da, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı devrilmekten kurtaran Tahran’dır. Rusya'nın 2015 sonbaharındaki doğrudan müdahalesine kadar İran, sağladığı mali, silah ve istihbarat desteği ile Esad rejimine destek çıktı. İran, Suriye'ye gönderdiği askeri danışmanlar ve İran Devrim Muhafızları, Şii milisler ile İran destekli Hizbullah'ın oluşturduğu askeri birliklerle Esad'ın en önemli askeri müttefiki oldu.

Aslında İran’ın Suriye ile ilgili hedefleri ve nüfuz kurma çabaları Suriye’deki iç savaştan çok daha öncesine dayanıyor. “Şii Hilali" projesi bütün bunları yapmayı zorunlu kılıyor...

Buna rağmen Başkan Trump, Suriye’deki ABD kuvvetlerini en kısa sürede geri çekmeyi planlıyor. Fakat Pentagon, ABD’li yetkililer, Batı kamuoyu ve uzmanlar bunun akıllıca yaklaşım olmadığını ifade ediyorlar ve Başkan Trump'ın bu kararına karşı durmaya çalışıyorlar. Bu kararı kabullenmeyen birçok yetkili istifasını verdi.

Trump'ın bu kararına karşı olan tüm kesimlerin ve hatta Trump yönetiminin kendisinin de ifade ettiği gibi; ABD kuvvetleri çekildikten sonra İran Suriye’de nüfuzunu güçlendirmeye çalışacaktır. Tahran’ın böyle bir girişimi bölgede zaten mevcut olan İran-Suudi Arabistan ve İran-Türkiye rekabetini tırmandıracağı gibi ABD ve İsrail ile de gerginliği arttıracaktır. Ayrıca İranlı yetkililer de ABD'nin çekilmesinin Suriye’de bir boşluk yaratacağını ve bunu doldurmak istediklerini gizlemiyorlar, açıkça dile getiriyorlar.

İran'lı yetkililer iyi biliyorlar ki; ABD’nin Irak’a müdahalesinden en kârlı çıkan ülkelerden birisi İran idi...

ABD’nin eski başkanı Barack Obama, tüm kesimlerin itirazına rağmen Aralık 2011’de ABD kuvvetlerini Irak'tan çekmişti. Daha sonra Irak’ta doğan boşluğu İran doldurmuştu. Çünkü ABD'nin Irak'a müdahalesiyle hem Bağdat’ta İran’a düşman olan Baas rejimi yıkılmış, hem de İran ile yakın ilişki içindeki Şii ve Kürt siyasi hareketlerinin Irak’ta etkisinin artması beraberinde İran’ın nüfuzunun artmasını sağlamıştı. Yani ABD kuvvetlerinin Irak'tan geri çekilmesinden sonra Irak’ta tesis edilen yeni yönetimin İran ile yakınlaşması bölgedeki siyasi dengeleri değiştirmiştir...

Şii jeopolitiğinin yükselmesiyle İran liderliğindeki cephe ile Suudi Arabistan’ın başını çektiği Körfez ülkeleri arasında şiddetlenen bölgesel gerilimin, Arap Baharı ile birlikte Suriye üzerinden açık çatışmaya dönüştüğü bir zamanda ABD'nin askerleri Suriye'den çekmesi hem bu ülkedeki hem de bölgedeki siyasi dengeleri temelli şekilde değiştirecektir. Trump karşıtlarının ifade ettiği gibi, ABD  askerlerinin Suriye'den çekilmesi büyük bir hata ve ABD'nin Suriye savaşıyla elde ettiği stratejik kazanımlar yok olacaktır. Bu durum, İran’ın zafer kazanması ve bu ülkedeki gücünü arttırması anlamına gelecektir.

ABD askerlerini Suriye’den geri çekme kararını alan Trump yönetimini düşünmeye ve çekilme sürecini ağırdan almaya sevkeden şey de bu gerçekliktir.

Şimdi mesele, İran'ın bu başarısının, Suriye’de “Otokratik Esad Rejiminin” devamını beraberinde getirip getirmeyeceğidir. Her ne kadar muhaliflerin sayısı ve gücü azımsanamayacak boyutlara gelmiş olsa da, bu durum Esad rejiminin devrilmesi için yeterli olmamıştır. Bunda Suriye üzerinde uzun yıllardır belli ölçüde söz sahibi olan küresel ve bölgesel güçlerin iç savaşla beraber ülke genelindeki rollerini artırması oldukça etkili olmuştur. Bu ilişkilerin kökenleri ve gelişmeleri önem arz etmekle birlikte özellikle Rusya ve İran’ın askeri güç de dâhil olmak üzere pek çok açıdan rejimi desteklemesi Esad rejimini günümüze dek ayakta tutmuştur. Bu durumda Türkiye ve ABD gibi çeşitli batı devletlerinden gelen destek muhalifler için yeterli olmamıştır.

Mevcut tabloya bakınca, Esad rejiminin devamının kaçınılmaz hale geldiği düşünülebilir. Esad rejiminin, İran'ın etkisi altına girebileceği, hatta onunla aynı safta yer alıp aynı politikalar izleyebileceği söylenebilir.

Ancak Irak ve Türkiye siyasetinde ortaya çıkabilecek hareketlilik ve yoldaki krizler, Suriye iç savaşıyla başlayan geçiş sürecinin henüz tamamlanmadığını göstermektedir. Hâlihazırda Suriye’de sürmekte olan iç savaştan en kârlı çıkan ülke İran görünmesine rağmen İran’ın kazanımları tam olarak garanti altına alınmamıştır. Bu süreç içerisinde İran’ın Suriye politikasını destekleyen Rusya’nın ABD ve Batıya yakınlaşması, anlaşması, Esad ve Kürdlere yönelik politikalarını değiştirmesi ve İran-Suriye ilişkilerini sınırlayan potansiyel ve tarihsel faktörlerin harekete geçmesi, İran’ın Suriye'deki ve bölgedeki kazanımlarını tersine çevirebilir.

Kürdler açısından, kuşkusuz, Irak’ın ve Suriye’nin -İran’a yakın duran- otokratik rejimlerinden kurtulması ve laik karakterinin korunması iyi olacaktır. Bu bakımdan önemli olan yeni rejimlerin ılımlı, demokratik ve dengeli bir çizgiye sahip olması, Kürdlerin statü ihtiyacını ve gerçekliğini kabullenmeye hazır olmasıdır. Bölge ülkeleri bunu başarabildiği oranda iç ve dış müdahalelerden arınacak ve huzura kavuşacaktır.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89