• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • İstanbul 23 °C
  • Diyarbakır 30 °C
  • Ankara 18 °C
  • İzmir 25 °C
  • Berlin 18 °C

Marangozun tornasında 2011’in son hatası: 36 Can…

Ersin Tek

Şırnak’ın Uludere İlçesi’ne bağlı Ortasu Köyü’nde 36 kişi, F-16 uçaklarının bombardımanı sonucu yaşamını yitirdi. 

Sınırın uçsuz bucaksız, soğuk, üşümüş dağ eteklerinde yakalandılar ölüme. 

Akraba idi bu insanlar. Aynı köydendiler, aynı hanedendi bazıları, aynı topraktan, aynı umuttan. Kavgaları aynıydı, ekmek kavgası… 

Geçimlerini kaçakçılıkla sağlıyorlardı. Gençliklerinin baharında çoğu, bıyıkları bile terlememişti. Sevdaları vardı, kaçak sigara kokusu, geri dönüşsüzdü... 

Geri dönemediler sevdiklerine, bekleyenlerine, katledildiler... 

Katırlara yüklenen çıplak ayaklı cesetleri döndü. 

Battaniyelere sarılmış, yan yana dizilmiş kararmış bedenlerini gösteren resimler gezindi internet sayfalarında. Cellâtlarının yüzüne tükürür biçimde... 

Ulusal basında ise tık yoktu bu konuda. Haber kanalları denilen kanallarda bile yoktu hiçbir şey. Yalan kusan devlet yetkilerinin iğrenç yüzlerinden başka… 

Umutlar söndü. ‘İyi şeyler olacak’ lafı bir hiç mertebesinde artık. 

Başbakan yardımcısı Bülent Arınç’ın Kürt’lerin hak ve eşitliğinden bahsettiği, radikal ve olumlu adımların atılmasının beklenildiği bir dönemde gerçekleştirildi bu sivil katliam?… 

Bir sorun var demek. Ortada yürümeyen bir sistem ve bileşenleri var. Samimiyetsizlik var. Birileri bu ülkenin yarınlarını ateşe sürüklüyor.

 Kabullenecek miyiz?

Hayatta, sadece güller değil dikenler de var; sadece tatlı anlar değil, acı anlar da var. Tatlı her zaman acı ile dengelenir ve her zaman aynı oranda gelirler. Güller dikenlerle, günler gecelerle, kışlar yazlarla, doğumlar ölümlerle dengeleniyor. Hayatı bütün bu halleriyle yaşamaktan başka çare yok. Kavuşmak da ayrılmak da, doğmak da ölmek de insan için. 

Biliyoruz… 

Fakat bunları nasıl yaşayacağımız, nasıl tat alıp alamayacağımız bizim elimizde. Başkalarının değil. Olamaz da. Çünkü hayatın sahibi irade verdi bize. Bahanemiz yok. Geçmişteki tercihlerin ve saplantıların doğurduğu sonuçlardır bu yaşadıklarımız. 

Artık yeter! 

Belleğimizden söküp atmalıyız kutsanmış yalanları. Kırılma noktasındayız. Ülke kendi kaderini tayin etmek zorundadır artık. Ölümlere dur demelidir herkes. Dünyevi olan güçlere güç transfer etmekten vazgeçmelidir Müslümanlar. Yoksa bu kanda hepimiz boğulup gideceğiz… 

Uyutuyorlar bizi. Gaflet halindeyiz. Masumların kanı üzerine bina edildi bu sistem… 

Şiddetin neden varolduğunu değil, nasıl işe yaradığı-yarayacağını dillendiriyor sistem aydınları. Silahın, heronun, bombanın daha düzgün, daha etkili kullanılması ve daha çok öldüren taraf olmayı. 

Kendi halkını ötekileştirmekle, bombalamakla, öldürmekle, yok etmekle güçlü devlet olunmaz, bilmiyorlar. Ahmak bunlar… 

İçine düştüğü bu kısır döngüyü kırabilmesi için yardıma ve akla her zamankinden daha çok ihtiyacı vardır bu devletin/iktidarın. Yoksa ölümden ölüm doğurmak dışında başka bir düşünce ve ufka sahip olamayacak. Hükümetin, bugüne kadar aldığı dış destekten, pohpohlamadan, oydan daha fazlası ahlâka, vicdana ve temiz bir akla olan gereksinimi ortadadır. Görüldü ki, iktidara gelmiş olmak bunlara sahip olmak anlamına gelmiyormuş. Ve hatta bunları kaybetmeye sebebiyet verebilir iktidar. Nitekim olan bu… 

Bu son katliam, marangozun(iktidarın) hatası olarak kabul edilemeyeceği gibi, önümüzdeki dönem için marangozun yeni tarzının bu olup olmayacağını sorgulamak ve karşı koymak önceliğimiz olmalı…

  • Yorumlar 1
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89