• BIST 10085.03
  • Altın 2426.754
  • Dolar 32.2243
  • Euro 34.7798
  • İstanbul 15 °C
  • Diyarbakır 18 °C
  • Ankara 10 °C
  • İzmir 18 °C
  • Berlin 18 °C

Kürdlerin Birliği Sorunu- 2

Ersin Tek

Bu dönem kargaşa dolu bir dönemdir. Kavramların karıştığı, samimiyetin karıştığı, her değerin kolayca çiğnendiği, tüketildiği, alım-satım konusu haline gelebildiği, bireylerin/halkların tüm değerlerden yoksun hale gelebildiği bir kaos dönemi…

Her toplum gibi Kürdistan toplumunun da bu müthiş kargaşanın içerisinde sürüklendiği gerçeği ile karşı karşıyayız; Kürdlerin zihnî dokuları kendi tarihini, kendi ülkesini, kendi kardeşlerini yok eden hücrelerle dolmuş, Kürdlerin ‘Kürdistan anlayışı’ körlerin fili tarifine benzemeye başlamış, Kürdistan meselesi en kolay görüş belirtilen ve makyajlı kavramlarla en abes biçimlere sokulan bir mesele haline gelmiş, Kürdistan’ın statü ve çıkar ilişkileri sorunu geriletilmiş, Kürdlerin birliği(bağımsızlığı) yeni nesillerin kafasında bir ütopyaya dönüştürülmüş bulunmaktadır. Nifak batağına düşmüş kimselerin za’afını yansıtan bir tablodur bu…

Bu kargaşada kendisine sosyal ve siyasal açıdan yaklaşabileceğimiz konu, ‘Kürdlerin Birliği’ konusudur.

Gerçekte bildiğimiz gibi Kürdlerin birliği, parçalanmış Kürdistan gerçekliğinin bize hatırlattığı temel eksikliklerimizden/zaaflarımızdan olup, Kürdistan’ın özgürlük mücadelesinin başarıya ulaşması için olmazsa olmazlarımızdandır.

Günümüz Kürd aydınlarının az bir kısmı(acı bir gerçek), Kürd halkı ve fırkalarının birleşmelerini ve birbirlerine sımsıkı kenetlenmelerini, özellikle Kürdistan düşmanlarının her yönden kendilerine saldırıp her zaman için çeşitli vesilelerle geçmişteki ihtilafların büyümesi ve yeni ihtilaflar keşfetme uğraşısında olduğu şu ortam ve konumda en zorunlu ve acil millî ihtiyaçlardan olduğu kanaatini taşımaktadırlar.

Kürdlerin birliğinden maksat nedir?

Bundan maksat, bütün Kürdistan partileri arasından (en ideal) birisinin seçilip diğer bütün partilerin bertaraf edilmesi midir? Ya da bununla kastedilmek istenen, bütün partilerin ortak yönlerinin alınıp farklı yönlerinin atılması ve böylece de mevcut partilerin hiçbirinin hiç birisiyle bir benzerliği olmayan yepyeni bir parti mi oluşturmaktır? Yoksa Kürdlerin birliğinin partilerin birleşmesi ile hiçbir bakımdan bir ilgisi olmayıp, Kürdlerin birleşmesinden(ittihad) maksat, farklı parti çevrelerinin(oluşumların) aynı ihtilaflarda yabancılar(düşmanlar) karşısında birleşmeleri midir?

Kürdlerin birleşmelerini istemeyenler, onların daha ilk adımda birbirilerini kırıp-geçirmeleri için ‘Kürd Birliği’nden mantık-dışı ve gerçekleştirme ihtimali bulunmayan bir anlam çıkarmak için bu kavramı, ‘partisel bir birleşme’, ‘bir partiye biat etme’, ‘bir partinin/adamın kuyruğu olma’ gibi yönlere çekmektedirler.

Bu çevrelerin/bireylerin zehir saçan propagandalarının tam aksine, Kürdlerin birliğinin hiçbir zaman bir güçsüzlük ve tek tipleşme doğurmadığını/doğurmayacağını bilakis Kürdistan tarihinin/halkının çok renkliliği ispatlamaktadır.

Açıktır ki, Kürdlerin birliğinden dem vuran bir avuç Kürd aydınının Kürd birliğinden anladıkları/amaçladıkları; bütün Kürd partilerin tek bir partiye hasredilmesi ya da partilerin ortak yanlarının alınıp farklı yanlarının atılması (ki ne makul ve mantıkîdir, ne de istenilen ve olacak bir iştir) değildir.

Bu aydınların Kürd birliğinden anlatmak istedikleri tema, dünyada ve Kürdistan’ın dörde bölünmüş parçalarında yaşayan Kürdlerin bizzat müşterek düşmanları karşısında tek bir safta şekillenmesidir. Buna ‘milli siyaset’ mi denilir, ‘mutabakat’ mı denilir, ‘ortaklaşmaya dayanan bir birliktelik’ mi denilir, ne denilirse denilsin, bunlar üzerine kavga etmek, formlara takılıp normlardan sapılması ve saptırılması doğru değildir. Bu kavgalar, birliği(özgürlüğü) engelleyen aldatıcı açıklığın sürmesi ve yeni yeni kurbanların peyda olmasından başka bir işe yaramayacaktır.

Kürdlerin birliği düşüncesiyle, bizzat kendi partisel/kişisel üsul ve ayrıntılarda anlaşma, uzlaşma ve biribiriyle ittifak halinde olmaları için hiçbir zorunluluk icabetmez. Nitekim icabetmediği gibi Kürdlerin kendi aralarında ihtilaflı üsul ve ayrıntılar hakkında sözedip çıkarımda bulunması ve kendi geleceklerini yıkıma uğratacak tarzdan davranışlarda bulunmaları da icabetmez.

Kürdlerin, birleşme temelini sağlamlaştıracak tarihsel büyük bir direniş, coğrafya/kader birliği ve kardeşlik temelleri vardır. Bu böyle olunca, Kürdler birliğin doğuracağı geniş imkânlardan ne diye faydalanmasın?

Yalnız Kürdlerin birliğinin bu bakımdan gerektirdiği şey; aralarında bir takım kinci duyguların yeretmesi veya alevlenmemesi için Kürdlerin, birbirlerini sevmesi, anlaması, birbirini töhmet altına alacak yaklaşımlardan, söylemlerden, ötekileştirici siyaset biçiminden kaçınmaları, birbirlerinin mantığını alaya almamaları, izan ve vicdan sınırlarından çıkmamaları gerekir. Ötekileştirmeler ve töhmetler fesad tohumunu atmakta, Kürdler arasında kırgınlık, kızgınlık ve düşmanlıkları tahrik etmekte, Kürdleri fırkalaşmaya sürüklemekte ve Kürdlerin genel maslahatlarıyla tezad teşkil etmektedir.

Kürdün kürd olmayana(düşmana) karşı gerekli gördüğü bir takım tahammül, hoşgörü ve sevgi sınırları, bizzat kendi Kürd kardeşi için de geçerli olmalıdır. Kürdlerin ‘ya hep ya hiç’ mantığından yola çıkması için hiçbir neden yoktur. Aksine ‘kolaylık zorlukla sakıt olmaz ve tümü anlaşılmayanın tamamı terkedilmez’ kaidesinin zaruret olduğu zamanlardan geçtiklerini bilmeleri gerekir. Kürdler, bu birlik gerçeğini daha doğru kavramak ve uygulamaya geçirmek mecburiyetindedirler, başka seçenekleri yok; tarihsel direnişleri kritik bir dönemece girmiş bulunmakta.

Kürdlerin birliği sorununu ısrarla işlememiz, karşı karşıya kaldığımız bu kritik dönemeçten haberdar etmek ve onları, geleceklerini inşa etmeye yardımcı olacak yepyeni imkânlardan mahrum kalmamaları hususunda ihtar etmektir. Her ne kadar iş, siyasî tartışmalarda, grupsal cedelleşmede had safhaya varsa da hiç önemli değil. Zira Kürdlerin tarihinde böylesi durumlar hep olmuştur. Buna karşın geldiğimiz aşama itibariyle asgari müşterekleri gözeterek ve akıllı stratejiler geliştirerek özgür bir millet olma olanağımız vardır.

Devam edeceğiz…

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89