• BIST 10225.48
  • Altın 4323.432
  • Dolar 40.2137
  • Euro 46.9381
  • İstanbul 24 °C
  • Diyarbakır 30 °C
  • Ankara 28 °C
  • İzmir 30 °C
  • Berlin 21 °C

Kimlik ve yerinden yönetim

Hayrettin Karaman

İslâm’ın mensuplarını dâvet ettiği câmia (ümmet) gerçekleştiği takdirde hiçbir Müslüman fert ve grup bu câmianın dışında kalmayacak, ona dahil olacaktır. Milliyet ve milliyetçilik bu câmianın dışında kalmaya ittiği ve sebep olduğu zaman -İslâm yönünden- meşruiyetini kaybeder. Böyle bir câmia fiilen gerçekleşmemiş veya bozulmuş olursa Müslümanların gruplar (bu arada kavimler, bu mânâda uluslar) halinde birlikler, toplum yapıları oluşturmaları birlik ve değerlerini korumak için gerekli tedbirleri almaları tabiî ve zaruridir. Bu zaruretle karşı karşıya bulunan grup (topluluk, toplum) bugün anlaşılan mânada bir ulus/millet ise milliyetin temel unsuru (kimliğin belirleyici öğesi) İslâm olacaktır. Toplum, mevcut yapısını tarihi bir zaruret ve ârıza olarak görecek, imkânların elverdiği ölçüde ümmet yapısına geçmeyi, bu yapıda birleşmeyi amaç edinecektir. Bu mâna, kayıt ve şartlar içinde -Müslüman olmayan ötekine nispetle- bir milliyet ve milliyetçilik günümüzde zaruri olarak meşrudur.

Bugün dünyada elliden fazla İslâm ülkesi vardır ve Müslümanların kimlikleri üç unsurdan oluşmaktadır: Dini, kavmiyeti ve ülkesi. Günümüzde bir Müslüman “T. C. vatandaşı, Müslüman, Türk”, “İran İ. C. vatandaşı, Müslüman, Farsî”, “A.B.D. vatandaşı, Müslüman, zenci” ...şeklinde tanımlanmaktadır. Müslüman hangi ülkenin vatandaşı ve hangi kavmin, etnik grubun mensubu olursa olsun her şeyden önce Müslümandır, sonra bir ülkenin vatandaşıdır, sonra da bir etnik grubun mensûbudur. Bu sıra bozulmadığı, her bir unsurun hakkı verildiği, amaç bölünme değil, bütünleşme olduğu müddetçe Müslümanlar arasında kimlik farkı kısmen tabiî ve kısmen zaruri olarak meşrûdur, zararsızdır, zenginliktir, faydalıdır, Kur’an’da yer alan “tanışmanız, tanımlanabilmeniz için sizi gruplara ayırdık” buyruğuna uygundur.

Yerinden yönetim talebinin iki gerekçesi olabilir:

Daha iyi hizmet,

Bölünmenin ilk adımı.

Bu iki gerekçenin birincisi meşru ve gerekli, ikincisi ise gayr-i meşrudur.

Bir yerleşim bölgesinin, bir şehrin halkı kendi ihtiyaçlarını, problemlerinin çözümü için alınması gereken tedbirleri uzaktakilerden (merkezden) daha iyi bilir ve daha yakından takip edebilir, daha hızlı sonuç alabilirler. Bu halkın seçeceği yöneticiler de aynı nitelikte olurlar. Yerinden yönetilen birimler bir bütünün (ülkenin, devletin) ayrılmaz parçaları (mütemmim cüzleri) olarak kalırlar, ama merkezin verdiği yetkileri kullanarak bölgeye ve halka daha iyi hizmet edebilirler.

Adım adım ayrılmayı, ülkeyi bölmeyi, ümmetten ve milletten ayrılarak kendi başlarına (daha doğrusu farklı bir bloka sırtlarını dayamak suretiyle) ayrı bir devlet olmayı hedefleyenler varsa bunların niyetleri ve hedefleri meşru değildir. İster ulus devletler olsun, ister İslam devleti olsun bölünmeyi kabullenmezler ve bölücülüğe karşı mücadele ederler.

Eşyanın tabiatı da böyledir.

Irkçı, etnikçi, bölgeci, belli bir ideolojiye angaje olmuş... grupların ayrılık talepleri bu sayılan saiklere dayandığı sürece bütünü temsil edenlerin mücadele hedefi olurlar ve İslami bakımdan da -eğer mazlum değil iseler- talepleri meşru görülmez.

Aslında İslam ülkesi olan bir coğrafyada din özgürlüğünden mahrum bırakılan Müslümanlar, mahrum bırakanları siyaset yoluyla yola getiremezlerse ya yönetimi değiştirmek, ya hicret etmek ya da bir bölgeyi kurtararak orada kendi yönetimlerini kurmak durumunda kalabilirler. Ama bu yollardan birine girebilmek için en az zarar ile başarı şansı ve ihtimalinin bulunması, pirinci elde edelim derken bulguru da kaybetme tehlikesinin bulunmaması gerekir. Fukaha, uygulamada İslam’dan ayrılan yöneticilere isyan ve onları iyileri ile değiştirme teşebbüsünü tartışırken bu son noktaya titizlikle işaret etmişlerdir.

  • Yorumlar 10
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • menudem06 Mart 2015 Cuma 10:45selam

      "bütünleşme olduğu müddetçe Müslümanlar arasında kimlik farkı kısmen tabiî ve kısmen zaruri olarak meşrûdur" ne demek kısmen, Allah kişi hakkını tam verirken Hayrettin bey hangi hakla kısmen vermeye razı olmuş anlayamadım.

      Yanıtla (0) (0)
    • Rojat kurdi06 Mart 2015 Cuma 11:30Oylemi!

      Nedense Kurtlerin her hak talebini islam maskesine siginarak bastirmayi mesrulastirmak bir modadir. Turk Fars ve Arap irkcilari tarafindan hep bu kullanilmistir simdide oyle hic sasirmadim kahraman beg hemde hic. Ama o zaman gecti siz artk asimile olmus birkac zavalli Kurdun disinda kimseyi kandiramazssiniz

      Yanıtla (0) (0)
    • ahmet konevi06 Mart 2015 Cuma 11:37her zamanki devlet dinini tarif etmiş

      Kürtler sözkonusu olunca islam ümmeti, bütünleşme gibi sihirli kelimeler hemen tedavüle sokuluyor. he, bekleyelim, önce bütün ümmet kurtulsun, birleşsin, sonra Kürtler de haklarına kavuşur. ittihat terakki ve kemalizmin zehirlediği bu sözde dindar kafası Kürtleri bir türlü hazmedemedi. Kürtler de bir halktır ve devlet sahibi olma hakları vardır. nokta.

      Yanıtla (0) (0)
    • yılmaz06 Mart 2015 Cuma 11:51akp nin Şeyhülislami

      Irkçılıga bananmis bir bir düşünce. Ulus devlet ha. Bir Türkler niye vaz geçmiyor bu ulus devletten. İşiniz gucunuz kandırmaca

      Yanıtla (0) (0)
    • Ahmet Deniz06 Mart 2015 Cuma 13:17sırtımızdan kürtleri indirelim artık

      Bırakın kürtler devlet kusun kursun ki türkiye'nin üzerinden büyük bir yük kalksın bakalım üretmeyen, çalışmayan bir toplum nasıl devlet kuracak birarada yaşayacak görelim

      Yanıtla (0) (0)
    • Reber06 Mart 2015 Cuma 15:05Ahmet deniz efendi

      Kürdleri sırtınızda yük olarak görüyorsanız Allah sizi islah etsin. Bir asırdır silündir gibi Kürdlerin üzerinden geçtiniz, yahudinin filistinliye yapmadığı yapmadığı zülmü yaptınız hala konuştuğunuza bakınız. Hayretin Karaman gibi gerçekleri saptıran başka bir alim görmedim. Onada yüzlerce kez yazıklar olsun. Kürdlerin vebalı ve türk ırkçılığı ona günah olarak yeterlidir

      Yanıtla (0) (0)
    • aliser06 Mart 2015 Cuma 19:26kurdistan islam devleti

      Ummet iyidir hostur.bundan sonra turkiye yerine kurdistan islam devleti diyelim.resmi dil kurtce olsun zaten bir kac yuz yildir turkce resmi dildi simdi kurtce resmi dil olsun.onemli olan ummet olmamizdir.degilmi.kurdistan ve kurtceye hayir diyorsan sen tam musluman olmamissin demektir.

      Yanıtla (0) (0)
    • Hüseyin kerbela06 Mart 2015 Cuma 16:01Islami dil bu mu?!

      Ümmet tc Ümmetin esas temeli Türkler mi demek istiyor Say'ın hoca.. Ama adam gibi çıkıp bir yazınızda da 40 milyon Kürt kardeşimizin hakları ihlal edildi, İslam dışı, insanlık dışı muamele gördüler desenize... ve bı gün buna rağmen Ümmetin yani Türkler'den ayrılmamaları büyük bir fedakarlık... halen iğrenç, efendi,ev sahibi ve Kürd'ün adını bile telafuz edemeden, kâhya muamelesi tutumlar... Bu halk uyandı uyanacak inşallah ..Birde insana hizmete Önem versek

      Yanıtla (0) (0)
    • ahmet erdem06 Mart 2015 Cuma 16:03samimiyet

      Hz. peygamber arap olduğu için araplar islamiyeti kabul etmişler, türkler ve farslar ise tamamen ırksal ve ulusal kaygılardan dolayı islamiyeti kabul etmişlerdir. Kürtler ise ilk 5 sahabe arasında caban el kürdi olmasına, hiçbir zaman ırksal veya ulusal tercihlerini ön plana koymadan Allah rızası için islamiyeti kabul etmiş ve türklerede islamiyete geçmelerinde etki etmişlerdir. farslara veya türklere ''hadi şu farslığı veya türklüğü bir kenara koyun öyle bir sistem oluşturun'' deseler asla kabul etmezler, sıra kürtlere geldimi ''hepimiz mislümanız, milliyetçilik kötüdür'' gibi laflar ederler. baksanıza en dindar türkler bile yeni bir sistem oluşturmak isterken Said'i Kürdi gibi birinin sırtından ''türk islam sentezi'' ni oluturuyorlar ''islam türk'' sentezi değil. ker car

      Yanıtla (0) (0)
    • Medya terazi07 Mart 2015 Cumartesi 04:03Kurd ler ile eşit yaşamak isterseniz

      Federal Kurdistan we federal Türkiye şeklinde ancak bir eşitlikten söz edilir.böylesi bir eşitlik sömürme hezeyanıdır.. son yüz yıldan beridir günümüze kadar yaptıklarınız we söyledikleriniz sömürgecilik kokuyor..

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89