• BIST 9686.11
  • Altın 4246.162
  • Dolar 39.1571
  • Euro 45.2327
  • İstanbul 20 °C
  • Diyarbakır 21 °C
  • Ankara 18 °C
  • İzmir 24 °C
  • Berlin 9 °C

Kemal Burkay: Hükümet PKK ile ilgili gerçekleri kamuoyuna açıklasın

Kemal Burkay

-Arşivler hükümetin elinde, PKK ile ilgili gerçekleri kamuoyuna açıklasın

Yazımın 1. Bölümünde belirtmiştim, ülkeye gelirken PKK çevresi ile bir ağız dalaşına tutuşmaya hiç niyetim yoktu. Bu örgütle ilgili görüşlerimi geçmişte pek çok kez dile getirmiştim, yeni bir tartışmaya ve Kürt kesiminde bir gerginliğe gerek yoktu. Amacım ülkedeki yumuşama ortamına, barış ve demokratikleşme çabalarına ve elbet Kürt sorununun çözümüne katkıda bulunmaktı.

Ne var ki söz konusu kesim, huyu doğası gereği buna fırsat vermedi. Daha 2010 yılı sonbaharında PKK bazı aydınlara karşı karalama kampanyası başlattı. Bununla ilgili olarak medya benim de görüşlerime başvurdu, ama benzer konularda konuşmaktan bıktığım için bu tür yorum taleplerine ve sorulara cevap vermedim. Örneğin Zaman gazetesinden Tanju Özkaya’ya şöyle cevap verdim:

Sayın Özkaya

Son günlerde Miroğlu hadisesi de dahil, basından bu konuda gelen sorulara cevap vermedim. PKK ve Öcalan"la ilgili çok yazdım ve çok konuştum. Arşivimdeki onlarca makale, kitaplarım, son olarak Anılarımın 2. cildi bunun kanıtı. Sözler artık benim açımdan sıkıcı bir tekrara dönüşüyor. Son olarak bugün CİHAN Haber Ajansı"na da aynı şeyi söyledim.

Bence konuşması gerekenler artık bugüne kadar gerçekleri görmezden, bilmezden gelen pek çok Kürt ve Türk aydınıdır. Asıl olarak da hükümet konuşmalı, gerçekleri halka açıklamalı; arşivler onun elinin altındadır.

Sorularınıza cevap vermediğim için üzgünüm.

Selamlarım ve en iyi dileklerimle...

(2 Aralık 2010)

Aynı gün CHA’dan, Ramazan Kerpeten’in buna ilişkin sorusuna şöyle cevap verdim:

“Değerli dost, ne yazık ki bu kez söylediğin konuda yorum yapmak istemiyorum. Son birkaç günde Star, Bugün ve Sabah"tan da aradılar, onlara da aynı şeyi söyledim.

”Biliyorsun, ortaya çıktığı andan beri, yani 32 yıldır PKK ve Öcalan"la ilgili çok yazdım, çok konuştum. Bunlar son yıllarda Türkiye medyasına da yansıdı ve bunda senin gibi dostların özellikle payı oldu. Ayrıca, fili bir yana koyup, kulak ya da kuyruk üzerine yorum yapmak istemiyorum. Fil üzerine ise bugüne kadar yeterince yorum yaptım. Sitedeki arşivim de bu nitelikte yazılarla dolu. Olaylar ve kişiler değişse de konu özünde hep aynı. Bu nedenle söylediklerim bir bakıma tekrar oluyor. Ama ne yazık ki Kürt ve Türk aydınları, siyaset adamları, ezici çoğunlukla bu konudaki ezberlerini değiştirmiyorlar. Kimisi gerçekleri görmez, anlamaz gibi davranıyor (eğer gerçekten görüp anlamıyorlarsa acınacak bir durum), kimi de görüp anladığı halde gerçeği dile getirmekten ya korkuyor, ya da bu işine gelmiyor; yani gerçeği gizlemeyi tercih ediyor. (Bu sonuncusu daha da vahim bir durum). Kimisi için bu "devlet sırrı", yani kirli, gizli kapaklı dosyaların konusu... Ben ise havanda su döver gibi gerçekleri tekrarlamaktan bıktım.

”Hükümetin elinin altında devletin gizli arşivleri var ve PKK ile, Öcalan"la ilgili gerçekleri kamuoyuna açıklayabilir; bunu yapmalı.

“Türk derin devletinin, PKK ve Öcalan gibi bir araç kullanıp (elbet yalnızca o değil) Kürdü ve Türküyle koca bir toplumla yıllardır böylesine oynayabilmesi doğrusu artık ağrıma gidiyor...

“Bu kez beni anlayışla karşılayacağını umarım.

“Selamlar ve en iyi dileklerimle...”

(Bu konuda ayrıca bak: Bir Protesto Yazısı, Dengê Kurdistan, Şubat 2011)

Dönüş kararımı duyar duymaz bana karşı kampanya başlattılar

Yurda dönüş kararımı 2011 yılı başında, Ocak ayında açıkladım ve seçimlerden sonra geleceğimi söyledim. Bu haber duyulur duyulmaz, PKK çevreleri bir yerden düğmeye basılmış gibi bana karşı bir karalama kampanyası başlattılar. Bunlardan biri de İmralı’daki Öcalan oldu. Öcalan, “görüşme notları”nda dönüş kararımı AK Parti’nin bir projesi gibi niteledi. Ayrıca, bir gücüm, kitlem olmadığına dair, her zamanki basmakalıp düşüncelerini tekrarladı. Bu kampanyaya karşı da zorunlu olarak 7 Mart 2011 tarihli ve “Doğru yolda olmak mı önemli, yanlış bir yolda çok olmak mı?” başlıklı bir yazıyla kendilerine cevap verdim. Söz konusu yazıda dönüşümle ilgili haksız suçlamalara ilişkin olarak şöyle dedim:

“Benim gibi, faşist rejimin eline düşmemek için zorunlu olarak yurt dışına çıkmış birinin, yurda dönmeyi düşünmesi ve uygun ortam oluşunca dönmesi kendi başına zaten doğaldır. Bunu ayrıca uzun uzun açıklamak gerekmez. Koşulları olsa daha ilk yılda dönerdim. Ama bilinen nedenlerle gurbet uzun sürdü, 30 yılı aşkın bir zaman geçti.

Ama bazı çevreler dönme kararımı açıklamam üzerine, huyları gereği spekülasyon yapıyorlar. Bunlar içinde son olarak Öcalan da var. Son avukat görüşmesinde dönüşümle ilgili uluorta konuşuyor. Bunu AK Parti’nin planı gibi göstermeye kalkışıyor.

Öcalan’ın huyu böyle. Sahneye çıktığı günden beri hedef seçtiklerini (PKK dışında her türden Kürt örgütü ve sol örgüt, kendisine itiraz eden, eleştiri yönelten herkes onun hedefiydi) hep suçladı. Başkalarına işbirlikçi dedi, hain dedi. Çoğu zaman kendi sıfatlarını başkalarına yapıştırdı.

Öcalan şimdi de bu yöntemi, İmralı’daki hücresinden sürdürüyor. AKP’nin beni ve Şivan Perwer’i kendi yanına çekmeye, bizi kullanmaya çalıştığını söylüyor.

Bir gazeteci arkadaş, Öcalan’ın söz konusu beyanatını ileterek görüşlerimi sordu. Bu sözleri ciddi bulmadığımı, önemsemediğimi, bu nedenle polemiğe girmek istemediğimi söyledim. Gerçekten de bu saçmalıklara cevap vermek bana sıkıntı veriyor. Öte yandan, bu sözleri ciddiye aldığım için değil, ama kamuoyunu ciddiye aldığım için yine de bu konuda bir şeyler söyleme gereği duydum.

Bir kere AK Parti’nin yanında pek çok, PKK’nın ve BDP’nin yanında olandan da çok Kürt var. Bu Kürtlerin önemli bir bölümü hem İslami değerlere sahipler hem de Kürt ulusal değerlerine. İçlerinde AK Parti’de önde gelen isimler, bakanlar var. Bu bakımdan AK Parti’nin Kürtlerden yana sıkıntısı yok. Ben ise sosyalist bir Kürdüm, kendime özgü siyasi çizgim var. Bu çizgi AK Parti’ninkinden ayrı ve daha AK Parti olmadan önce vardı, şimdi de devam etmekte.

Ama AK Parti veya başka bir parti, ya da Türkiye devlet çarkındaki bir devlet adamı, bir yetkili benimle diyalog kurmak isterse bundan ürkmem ve kaçmam. Kürt sorununun çözümünü onunla tartışırım. Türk medyası görüşlerimi sorarsa bundan memnun olur, görüşlerimi yansıtırım. Bunun için kimseden izin almam gerekmiyor. Çünkü ben de Partim de Öcalan’ın emir kulu değiliz; ondan ve PKK’dan önce vardık.”

Okurların bilmesi ve unutmuş olanların hatırlaması için, bana karşı dönüşümden çok önce başlatılan bu kampanyadan söz etme gereğini duydum; çünkü söz konusu şer cephesi, şimdi sanki durup dururken televizyonlara çıkıp PKK’yı eleştirmişim gibi bir yaygara koparıyor, beni PKK düşmanlığı ile suçluyorlar.

Amaçları beni sindirmek ve susturmak

Dönüşümden sonra da aynı tavrı sürdüren onlar oldu. Önce alttan alta bir kazan kaynatarak, ikinci sınıf adamlarını, yardakçılarını kullanarak, dönüşüm sırasında medyanın ve kitlenin gösterdiği sıcak yakınlığa gölge düşürmeye çalıştılar. Ardından, Kürt sorununun çözümüne, barış ve demokratikleşme çabalarına karşı görüş ve düşüncelerimi sözlü ve yazılı açıklamam üzerine harekete geçtiler ve yeni bir saldırı kampanyası başlattılar. Önce 17 Ekim’de, yani bundan yaklaşık dört ay önce, Mustafa Karasu, ANF’de bana karşı yalan, çarpıtma ve tehdit dolu bir yazı yayınladı. Bunu 18 Ekim’de “Selahattin Erdem” takma adıyla Duran Kalkan’ın aynı nitelikli yazısı izledi. Ardından Murat Karayılan, 1 Aralık 2011 tarihli yazısında beni siyasi koruculuk yapmakla suçladı, yani düşman ilan etti. Bunu Cemil Bayık’ın aynı düzeysiz, ağır suçlamalar içeren saldırgan yazısı izledi. Bayık Hamas’tan söz etti, Türk devletinin bizler eliyle kendi Hamas’ını kurmaya çalıştığını iddia etti. Bunu Özgür Politika ve Gündem’deki emir kullarının, yalakaların, devşirmelerin, hatta psikopatların bana yönelik küfür ve hakaret dolu yazıları izledi. Derken Murat Karayılan her türlü ölçüyü bir yana bırakarak ağza alınmaz küfürlerle bana saldırıp tehdit edecek kadar seviyesizleşti. Bu kampanya hâlâ devam ediyor. Nerde benimle bir parça hesabı, kuyruk acısı olan biri varsa bu şer kervanına katılıyor.

Bu durumda ne yapmalıydım? Tüm bu alçakça saldırılar, yalan, iftira, küfür ve tehditler karşısında susup sinmeli miydim? Besbelli bu adamların amacı bu. Bunların temel yöntemlerinden biri tehditle, küfürle, işbirlikçi ve hain diye suçlayarak namuslu insanları, gerçek devrimci ve yurtseverleri sindirmek, susturmak. Bu da olmazsa, fırsat bulabilirlerse fizik olarak ortadan kaldırmak… Çünkü bunlar, ortaya çıktıkları, çıkarıldıkları günden beri Kürt siyasetinde kendilerinden başka ses, başka renk istemiyorlar. Her şey bir yana, bu tam bir zorbalık değil mi?

PKK’nın ortaya çıkışından, özellikle de belli bir güce ve kitleselliğe ulaşmasından sonra, onun şerrinden korunmak için susup sinenler çok oldu. Kimisi ise kişisel rant ve çıkar sağlamak için ona yanaştı. Kimisi PKK’nın parasal olanaklarından yararlanmak için, kimi PKK kurumlarında kendilerine teklif edilen postlara tav oldukları için… Belediye başkanı, milletvekili olmak için… PKK’nın televizyonunda yorumcu, gazetesinde köşe yazarı olmak için…

Ama her kuşun eti yenmez. Korkup sinenler, hatta bununla kalmayıp PKK’nın yörüngesine girenler, post ve parayı onurlarına tercih edenler belki anlayamazlar ama, bu toplumda böyle şeylere metelik vermeyen, doğru bildiğinden şaşmayan insanlar da hep oldu ve vardır. Bu baylar iyi bilsinler ki onlardan biri de Kemal Burkay’dır.

Aslında, birtakım yeni yetmeler ve beyni yıkanmış ahmaklar bunu bilmeyebilir, ama PKK’nın asları bunu çok iyi bilirler. Ülkemizin politika sahnesindeki deneyimli insanlar da.

PKK’nın korku imparatorluğu

Öte yandan, bu baylar farklı ses ve görüşlerden neden bu kadar korkuyorlar? Kendileri için konuşmak hak da başkaları için değil mi?

Bay Karayılan 1 Aralık 2011’de ANF denen derin devlet güdümündeki ajansa verdiği demeçte, benim televizyon televizyon dolaşıp PKK’ya karşı propaganda yaptığımı ileri sürüyor ve beni siyasi koruculukla suçluyor, yani düşman ilan ediyor.

Hesapladım, dönüşümden sonra 15 günde bir televizyona çıkmışım. Oysa istesem her gün çıkabilirdim, çünkü o kadar büyük bir ilgi vardı, hâlâ da var. Buna rağmen seçici davrandım ve bazılarının ileri sürdükleri gibi uzanan her mikrofona konuşmadım. Hatta bu yüzden bana küsen programcılar oldu. Öte yandan katıldığım programlarda her zamanki gibi görüşlerimi açıkça dile getirdim. Bunlar arasında PKK’ya eleştiri niteliğinde olanlar olsa bile, bunlar PKK düşmanlığı olarak nitelenecek türden konuşmalar değildi. Kürt sorununun çözümü konusunda kendi görüşlerimi dile getirdim, federatif çözümü savundum ve dünyadan örnekler verdim. Hatta bunun yanı sıra, PKK’nın çözüm formülü olan şu “demokratik özerkliğin” -içi boş olsa bile- iddia edildiği gibi bölünme anlamına gelmediğini savundum. BDP’nin, yüze yakın belediye, 30 küsur parlamenter ve önemli kitle desteği ile, muhatap olmak için önemli olanaklara sahip olduğunu, ama topu taca attığını söyledim. Silahların artık bırakılması gerektiğini söyledim. Açık ki bu sonuncusu da dahil (Öcalan daha 1999’da silah kullanmakla yanlış yaptıklarını ve artık kullanmayacaklarını söylemişti), bu önerilerin hiçbiri PKK düşmanlığı sayılamazdı.

Ama belli ki, elinde iki-üç televizyon kanalı, iki günlük gazete, onca internet sitesi bulunan, bu arada yandaşları vasıtasıyla parlamento kürsüsünü ve Türk medyasını da geniş biçimde kullanan, yani her Allahın günü onlarca ve yüzlerce ağızdan propaganda yapan PKK, benim 15 günde bir katıldığım programlarda dile getirdiğim görüşlerden fena halde ürkmektedir. Bunca korku neden?

Çünkü PKK, hem kendisinden başka ses istemiyor, hem de doğruların dile getirilmesinden fena halde korkuyor. Çünkü PKK yıllar yılı bu halka yalan söyledi ve korku imparatorluğunu bu yalanlar üzerine inşa etti. Çünkü sesim ilk kez geniş kitlelere ulaşıyor. Çünkü PKK, halk doğruları öğrenirse bu korku imparatorluğunun buzdan bir saray gibi çöküp gideceğini biliyor.

İşte söz konusu baylar paniğe kapılıp benim ılımlı eleştirilerimi bile böylesine bir yalan, küfür ve tehdit furyasıyla karşılayınca PKK’nın gerçek yüzünü bir kez daha kitlelerin gözü önüne sermek için dobra dobra konuşmak farz oldu.

Yavuz hırsız…

PKK’nın kendisi bir işbirlikçi olarak siyaset sahnesine girdi, ama kendi üzerindeki kara lekeyi başkasına sürmeye çalıştı.

PKK, Kürt yurtsever örgütlerine karşı savaşmak, onları ortadan kaldırmak için bizzat sömürgeci rejim tarafından kurulduğu ve yıllar yılı kendisine verilen bu uğursuz görevi icra ettiği halde bu sıfatını bize ve öteki Kürt yurtsever örgütlerine yakıştırdı.

PKK’yı yönetenlerin kendileri kelimenin tam anlamıyla “hain”diler, ama yurtsever ve devrimci insanlara hain dediler.

Bu, “yavuz hırsız ev sahibinden baskın çıkar” özdeyişinin tipik bir örneğiydi.

Bugün ülkemizde ne yazık ki, yavuz hırsıza kanmış olup PKK’yı “Kürt siyasi hareketi” ya da “özgürlük örgütü” sanan birhayli kişi var. Eminim onlar da bir gün gerçekleri öğrenecekler ve bu onları müthiş bir düş kırıklığına uğratacak. Belki de bu nedenle, gerçekleri açıkladığım için bana öfkeleniyorlar.

Ama onların öfkesi gerçeği değiştirmiyor.

Bu yavuz hırsıza ilişkin görüşlerimi gelecek bölümde biraz daha açacağım.

  • Yorumlar 16
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • Haydar Eren14 Şubat 2012 Salı 08:38Burkay

      senin PKK yi cekistirmekten baska bir isin yokmu?
      Birak o mevzuyu da bi anlat bakalim bu "federasyon"u nasil alacaksin? Tayyip mi verecek? yoksa meclise anayasa degistirecek kadar millevekilimi sectireceksin? sen bunu bi anlat.

      Yanıtla (0) (0)
    • CÜNEYT YUSUFOĞLU14 Şubat 2012 Salı 09:27.......

      başka bir bildiğin yokmu mesela dünya ve meleket sorunları hakkında konuş geldiğinden beri ve öncesinde ve hatta diyebilirimki bütün hayatını kürtlere ve onların kurdukları yapılara küfrederek geçirdin eleştirdin sorumluluk almadın detek vermedin lağv ettin ciddiye alındığını sanıyorsun merak ediyorum dersimden yada ameden bağımsız aday olsan kaç kişi sana oy verecek ..

      Yanıtla (0) (0)
    • deniz kaya14 Şubat 2012 Salı 11:00:))

      pkk kendisine muhalif olanlari oldurmus diyorsun masallah en buyuk muhalefeti sen yapiyorsun atmadigin iftira kalmadi ama sen hala yasiyorsun bi celiski hissetmiyormusun bunda???

      Yanıtla (0) (0)
    • geweri14 Şubat 2012 Salı 11:26kürt halkının hakları hakkında konuş

      sen kürtlerin değerlerine karalayacağına kürt halkının anadilde eğitim nasıl sağlayacak çözümün ne sen federatif dewlet mi istiyon anadile dahi tahammülü olmayan bir erdoğan sana bunu yaptırırmı geldiğinden beri sen ne yaptın ne çözüm önerilerin war.

      Yanıtla (0) (0)
    • adnan sasuniayiptir14 Şubat 2012 Salı 14:19ayiptir

      Ayiptir yahu aylardir gorus yasagi olan daracik bir hucrede onur savasi veren ocalana
      Boylesine hakaret etmek iftira atmak kimlerin isi.

      Yanıtla (0) (0)
    • Fırat dicle14 Şubat 2012 Salı 12:16sen sakın susma tam tersine kediler gibi kükre

      biz artık pkk bdp kürt hareketi hakkındaki fikirlerini öğrendik hatta ezberledik ve diyelim ki her dediğinde de sonuna kadar haklısın. şimdi gelelim senin kendi mücadelene ideolojine fikirlerine lütfen bize bunları anlat artık. sanırım bu konuda müthiş bir kısırlık yaşıyor olmalısın.

      Yanıtla (0) (0)
    • ahmet14 Şubat 2012 Salı 12:30burkaykemal

      yaş erir kemale lakin huy değişmez.

      Yanıtla (0) (0)
    • Roni Zaza14 Şubat 2012 Salı 13:58Merhaba

      Bizim Kurt aydinlari bu kadar uzun yzilar yazip insani okumaktan ve kendilerini takip etmekte biktiriyorlar..Herkes benimle ayni fikirde..ONUN ICIN BEN UZUN YAZANLARIN YAZILARINI BEGENMIYORUM.SAYGILAR

      Yanıtla (0) (0)
    • farqin farqini14 Şubat 2012 Salı 14:53xale kemal

      xale kemal, bu yazdıklarına kendin inanıyormusun, sırf gunahtır...

      Yanıtla (0) (0)
    • amed14 Şubat 2012 Salı 16:04tarih çok uzak degil sayın burkay

      şimdi sonda soleyecegimi başta söleyeyim bir kürt aydının olarak gelip kürtlerin ugradıgı zulumu anlatsaydı daha iyi olurdu sayın burkaydan sureklı pkk soyle ocalan boyle laflarını duyuyoruz bole dusunebılırsınız sorun yok burda halkın kimin dusuncelerni begenıp begenmeme hakkı var sizinde dusuncelernızı soyleme hakkınız var ama be kardesım madem mıt cı sudur budur dıyosun adama sorarlar neden surıyeye gıttın yanına neden boy boy fotolar cektın neden aynı seyle

      Yanıtla (0) (0)
    • nalindar14 Şubat 2012 Salı 16:26kürtlere

      kürtlere yakışan akıllı, objektif, insaflı ve muhakemeli olmalıdırlar, kemal beyin kalemi ve dilinden başka neyi var, kimi ve kimleri tehdit ediyor, adamın yaptığı objektif ve şeffaflaşmadır.

      Yanıtla (0) (0)
    • Özgür Devrim14 Şubat 2012 Salı 16:51Nihayet Anlasildin

      Kemal burkay öyle bir öfkeyle konuya baslamiski,kendisinden baska hic kimsenin PKK yi görmedigini"onun nasil isbirlikci ve hain bir örgüt" oldugunu,bütün yurtsever halkin önünde sonunda birgün bu gercegi kendisi gibi görecegini sölüyor.cok yazik ...sayin Burkay bir defa bunu söylemekle bu halka hakaret ediyorsunuz.sanirim bunun bilincinde degilsiniz.cünkü siz avrupda takim elibes renkli kravat giyip kendisniz gibi dostlarinizla viski tokustururken,bu halk ölümüne direnip,top

      Yanıtla (0) (0)
    • devrim7814 Şubat 2012 Salı 21:10kürtlere değil düşmanlarına saldır.....

      yoksa dersimin türk olduğu tezine mi inanıyorsun.........ancak buna inan birisi bu kadar kürt halkına saldıra bilir.
      ne kadar saldırırsan küçülürsün, kürtler için mücadele edenler büyür. kendince doğru yaptığını sanıyorsun ama yanlış hesap.

      Yanıtla (0) (0)
    • yusuf14 Şubat 2012 Salı 22:30Camur

      kemal burkay kurt sorununun uluslar arasi camiada taninmasi ve cozumu dogrultusunda nasil bir rol oynamis anlatsinda bizde bilelim.Avrupadan her turlu destegi aldi iyi bir kurt olarak, hep kendi disindakilari suclayacagina birazda oz elestiri verip sorunun cozumune katki sunsa ya.

      Yanıtla (0) (0)
    • hoseng ronahi14 Şubat 2012 Salı 22:44..

      Yazinin basini okudum hepsini okumaya gerek gormedim, kendine asik egosu yuksek birinin kendisini tekrarlamasi, yeni bi sey var belki dedim oda yok, kendini Kurd halkina saldirarak varetme ayakta tutmaya calisan biri iste.. okumaya degmez, tukenince insan iste tukeniyor daha ne yoracaz kendimizi ..

      Yanıtla (0) (0)
    • öff15 Şubat 2012 Çarşamba 01:49s

      sn. burkay'ın açıklamaları artık kabak tadı vermeye başladı. yok beni karaladılar şöyle yaptılar böyle yaptılar. madem pkk kötüydü neden anlaşma yaptın pozlar verdin? onu geçtik, derdin ne? kürt halkının sorunları ise, bırak pkk'yi de uludere'yi toplu mezarları konuş biraz da. Geldiğinden beri Pkk öcü ben cici deyip duruyosun, hadi Uludere'nin hesabını sor bakalım.

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89