• BIST 9079.97
  • Altın 2324.301
  • Dolar 32.363
  • Euro 34.9365
  • İstanbul 13 °C
  • Diyarbakır 9 °C
  • Ankara 13 °C
  • İzmir 16 °C
  • Berlin 6 °C

Işid mi öncelikli Beşşar Esed mi?

Yaşar Yakış

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Menbiç kentini kuşattı. Bu kent, 92 km uzunluğunda ve 30-40 km derinliğindeki Menbiç boşluğu adı verilen bölgenin tam ortasında. Kuşatmayı gerçekleştiren SDG, 3000 civarında savaşçıdan oluşuyor. Çoğunluğu Arap ve Türkmen. İçlerinde 450 kadar da Kürt savaşçı var ama komuta kademesi Kürtlerin elinde. Başka bir deyişle PYD daha şimdiden Türkiye’nin kırmızı çizgisini çiğneyerek Fırat’ın 30 km batısına geçmiş durumda. Menbiç IŞİD’den temizlendiği zaman bölgedeki IŞİD güçlerinin, kendi başkentleri Rakka ile ikmal yolları kesilmiş olacak.

Bu gelişmeler aynı zamanda Türkiye’nin “önce Esed gitmeli” politikasının da nasıl ortada kaldığını gösteriyor. Gerçi Türk yetkililer bir süredir bu söylemi daha az dile getirmeye başladılar. Bu olumlu bir gelişmedir. Türkiye keşke bunu PYD bu kadar palazlanmadan yapabilmiş olsaydı! Türkiye Esed rejiminin devrilmesine bu kadar odaklanmasaydı kriz nasıl gelişirdi, onu kestirmek zor. Suriye’de krizin bu kadar uzun sürmesinden en çok yararlanan taraf da herhalde PYD oldu. Dolayısıyla PYD’nin güçlenmesinde Türkiye’nin de önemli katkısı olduğunu inkâr edemeyiz.

Menbiç boşluğunun IŞİD’den temizlenmesinden sonra PYD’nin buradaki eylemlerine ABD’nin müdahale edip etmeyeceğini bilmiyoruz. ABD Türkiye’nin PYD konusundaki haklı endişelerine tamamen kulak tıkamamıştır. Çünkü Kobani’nin IŞİD’den kurtarılması sonrasında PYD’nin giriştiği açık bir etnik temizlik sabıkası var. PYD Kobani’de sadece Arapların ve Türkmenlerin değil, PYD’yi desteklemeyen Kürtlerin de evlerine dönmelerine güçlük çıkarmıştır. Bu kötü sicile rağmen ABD, IŞİD’le mücadelesinde YPG’den daha güçlü bir müttefik bulamadığı için bu müttefiki gücendirmeyi de göze alamamaktadır. Arap-Kürt karması bir güç olan SDG de Türkiye’nin endişelerini karşılamak için geliştirilmiş bir ara formüldür. Ancak Menbiç boşluğunda Kürt nüfusun toplam nüfusa oranı çok düşüktür. Kürtlerin bu bölgede düzenleyici rol üstlenmeye kalkışmaları arazideki gerçeklerle örtüşmemektedir. Türkiye’nin bu demokratik kriteri uluslararası camiaya anlatabilmesi gerekir.

Menbiç boşluğunun IŞİD’den temizlenmesinden sonra Türkiye’nin ABD’den bekleyebileceği en olumlu tutum, bu boşluğu tamamen PYD’nin tasarrufuna terk etmeyip, bölgede mevcut öteki etnik ve mezhepsel grupların da, nüfusları oranında, temsil edileceği bir yönetim oluşturulmasına PYD’yi zorlamasıdır. Türkiye bu işi ABD’ye bırakmadan PYD ile kendisi anlaşarak yapabilse bu daha da iyi olurdu. Çünkü PYD’nin kaderi ABD’den çok Türkiye’nin kaderi ile iç içedir. Batılı ülkeler er veya geç bu bölgeden çekilecek Türkiye, Rusya, İran ve Suriye bu bölgede kalacaktır. Türkiye’nin şu andaki politikası PYD’yi ABD’nin ve Rusya’nın kucağına daha fazla itmektedir.

Bir yanda ABD, İngiltere ve Fransa, öte yanda da Rusya, İran ve Esed rejimi, şimdilik, IŞİD’i yenmek için işbirliği yapıyor. Ancak IŞİD yenildikten sonra bu iki blokun yolları ayrılacaktır. Bu ayrışmadan sonra Suriye’de rejimin ayakta kalıp kalmayacağı daha somut olarak tartışılmaya başlanacaktır. O zaman Türkiye’nin “Esed’le olmaz” politikasına kendisini tekrar bağlamak yerine gelişmeleri yeni bir değerlendirmeye tabi tutması ve gerçekleştiremeyeceği hedefler peşinde koşmaktan vazgeçmesi gerekir. Bunu yapmazsa kriz sonrasında oluşacak Suriye’nin şekillenmesine Türkiye’nin yapacağı katkı daha da sınırlı kalacaktır.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89