• BIST 8718.11
  • Altın 2247.662
  • Dolar 32.3335
  • Euro 35.1788
  • İstanbul 9 °C
  • Diyarbakır 8 °C
  • Ankara 2 °C
  • İzmir 7 °C
  • Berlin -1 °C

Esad - YPG anlaşması ufukta belirdi mi?

Yaşar Yakış

Amerika’nın desteklediği Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) siyasi kolu Suriye Demokratik Konseyi (SDK) geçen hafta yaptığı bir açıklamayla bir müzakere süreci geliştirmek ve “demokratik ve ademi merkeziyetçi bir Suriye için bir yol haritası çizmek” amacıyla komiteler oluşturmak üzere Şam yönetimiyle anlaştıklarını belirtti.

Suriyeli yetkililer henüz bu haber konusunda bir yorum yapmış değiller, ancak geçtiğimiz ayın başlarında Suriye Başkanı Beşar Esad bu yönde bir işaret vermiş ve şöyle demişti:

“SDG ile başa çıkmak için iki yöntem kullanacağız: İlk olarak müzakerelere kapı açacağız. Eğer bu başarısız olursa, o bölgeleri zor kullanarak özgürleştireceğiz.”

O dönemde Esad yanlısı gazeteler Şam yönetimi ile Halkın Korunma Birlikleri (YPG) arasında, YPG kontrolündeki bölgelerde Suriye ordusunun varlığını artırma yönünde bir anlaşmaya varıldığını iddia etmişti.

Bu çelişkili açıklamalara rağmen, belli ki Kürtler Şam’a yönelme eğilimi gösteriyorlar ve bunun için çok sayıda sebepleri de var. İlk olarak güç dengesi istikrarlı bir şekilde Esad lehine değişiyor.

İkincisi, Başkan Donald Trump Amerika’nın Suriyeden çekilmesi gerektiğini söyleyip duruyor. Pentagon Trump’ın bu sözlerine bazı şerhler getirdi ve IŞİD tehdidi ve İran’ın Suriye’ye yerleşmesi tümüyle ortadan kaldırılmadan Amerika’nın Suriye’den çekilmemesi gerektiğini açıkladı. Bunu Amerikan birliklerinin Suriye’de süresiz olarak kalacakları şeklinde yorumlamak mümkün, zira İran Suriye’de kalma arzusundan vazgeçecekmiş gibi görünmüyor.

Üçüncü olarak, Türkiye-Amerika ilişkileri zaten kötüydü, şimdi daha da kötüleşiyor. Pentagon bu ilişkiler hakkında olum bir söylem kullanmaya ve ilişkilerdeki gerilemenin zamanla giderileceği gibi bir izlenim vermeye çalışıyor. Ancak Ankara-Washington ilişkileri ihtilaftan geçilmiyor ve bu ihtilafların kısa vadede çözülme olasılıkları da çok zayıf.

Kürtler umutlarını bu ilişkilerin davalarına destek vermesi ihtimaline bağlayamazlar.

Bu arka plan göz önüne alındığında, Kürtler Şam ile müzakere kapısını açık tutmanın daha emin olacağını değerlendirmiş olmalılar.

Kürtlerin çoğunlukta bulundukları bölgelerde özerklik arzuladıkları uzun yıllardır beridir açıklanmış, bilinen bir tavır. Pratikte bu arzu Afrin gibi Kürtlerin azınlıkta olduğu bölgelere de uzandı. Şam yönetimi, daha 2011 yılında, askerlerini El Hasakah ve Kobane gibi kuzeydeki bölgelerden çekmenin, ya bu askerlere başka bölgelerde ihtiyacı olduğu için, ya da Türkiye’yi utandırmak amacıyla, ya da her iki nedenle de, daha elverişli olduğunu gördüğünde, sınırlı bir ademi merkezileşmeye razı olmuştu.

SDK kontrolü altındaki bölgelerde fiili kantonlar oluşturdu, vergi topladı ve asayiş vs. gibi hizmetleri sağladı.

Şam yönetimi geçen haftaki görüşmelerde Kürtler tarafından kontrol edilen bölgelerde, YPG’nin de görev alacağı ortak kontrol noktaları oluşturmayı teklif etti. Bunun karşılığında hükümet Kürtçe’yi Suriye okullarının müfredatına dahil edecekti.

Başka bir önemli adım da YPG’de yapılacak askerliğin Suriye ordusundaki askerliğe denk görülmesi ve Petrol bakanlığında bir Kürt görevli için kalıcı bir makam oluşturulmasıydı. Bu teklif henüz kesinleştirilmedi.

Geçtiğimiz ay yapılan ön temaslardan sonra, YPG Kürdistan İşçi Partisi (PKK) isimli terör örgütünün kurucusu Abdullah Öcalan’ın posterlerini yol boylarındaki tabelalardan indirmeyi kabul etti. Kürtler bunun yol boylarındaki reklam tabelalarına çeki düzen vermek amacıyla yapılmış bir idari önlem olduğunu iddia ettiler.

Bu idari bir önlem de olsa, siyasi bir pazarlığın sonucu da olsa, Türkiye, Şam yönetimi ile SDK arasındaki yumuşamayı, Suriye politikasını sahadaki gerçekliğe uydurmak için kullanabilir.

Ankara ile Şam’ın Suriye Kürtleri meselesi bağlamında, Suriye’nin toprak bütünlüğünün teyit edilmesi ve Suriye Kürtlerinin özerkliğinin engellenmesi gibi çok sayıda örtüşen çıkarı var. Türkiye Şam yönetimi ile işbirliği yapabilseydi, YPG ile PKK arasındaki bağları zayıflatabilirdi. Şam yönetimi çok fazla hırçınlaşmadan, YPG’yi Öcalan posterlerini indirmeye ikna edebildi ki, bu da hedefin bir parçası. Türkiye’de aynı şeyi yapmak istiyor ama izlediği politika YPG’yi daha da fazla PKK’ye doğru sürüklüyor.

Türkiye - Amerika ilişkilerinin çok da umut vaat eden bir perspektif sunmadığı bir dönemde, Ankara, uyanır ve bu gerçeği görebilirse, Şam yönetimi ile işbirliği yaparak somut sonuçlar alabilir. (Ahval)

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89