• BIST 9743.88
  • Altın 2823.216
  • Dolar 34.0823
  • Euro 37.9708
  • İstanbul 23 °C
  • Diyarbakır 31 °C
  • Ankara 26 °C
  • İzmir 29 °C
  • Berlin 25 °C

Bu hayat, yalnızca bir hatırlatmadır

Ersin Tek

İçimdeki ‘ben’den hayatın kalbine giden yolda öğrendiği dersleri dinlemek ister misin?

Ben dinlemeni isterim. Bunu ne için istediğimi sana açıklamamam uzun sürer.

Sadece dinle ve lütfen soru sorma.

Ders diyorum bunlara. Çünkü benim bildiğim ders kişiye akıl vermek veya onu bir tarafa yöneltmek değil, sadece ve sadece bir paylaşım, önündeki yolların bir tanıtımı ve bir hatırlatmadır. Seçimi kişinin kendisi yapar hep. Yapması zorunludur çünkü.

Sen ve sadece sen yapacaksın seçimini. Hatırla. İradenle yapacaksın.

Hayat bizi hep böyle büyütüyor; susturarak, acıtarak, üzerek, ağlatarak, güldürerek, gizleyerek, göstererek, şahit kılarak, istemeyi öğreterek, ders vererek…

Dinle şimdi ve hatırla!

Hayat, her zaman yarım bir aşk, yarım bir şiir, yarım bir dava, yarım bir suskunluk kadardır; daha fazlası değil…
Hayatta hiçbir şeyin sonunu getirmeyeceğini kabul et çünkü, bu hak ne senden önce kimseye verildi ne de senden sonra kimseye verilecek.
Her şey yarım kalmaya mahkûm bir haldedir. Böyle kabullen.
Hayatta evet demeyi bildiğin kadar hayır demeyi de bilmelisin!
Hayatta doğru konuşmak kadar saçmalama hakkının, sevmek kadar nefret hakkının da var olduğunu unutma sakın!
Her şey için bir çıkış noktası olacağını ve senin içindeki sesin bunu bilebileceğini unutma!
Seçtiklerinden çok seçmediklerinin senin peşinde koştuğunu hatırla!
Korkak olma asla, ama aptal cesur da olma, içindekileri doğru yerde doğru zamanda savur gitsin.
Başkalarını da düşün ama başkalarını düşünmenin de bir yere kadar olduğunu bil!
Birilerini silmenin, üzerine çizgi çekmenin zor olduğunu görürsün. Ancak gerektiğinde atılmamış çizginin ileride senin aleyhine olacağını, sadece ve sadece seni yıpratacağını bilmelisin!
Hiçbir şey seninle başlamadı ve de seninle bitmeyecek! Lakin sensiz de hiçbir şey tam var olmayacaktır, senin için.
Yapman gereken tek şey; hiçbir şeyin sensiz tam bir anlamının olmayacağını ispatlamak olmalı dışındakilere ve kendine!
Bazen ruhun daralabilir, tek çözüm kaçış veya ölüm görülebilir ama orda bile bir direnmenin hâlâ var olduğunu ve bu direnmenin bazen kendine, bazen başkalarına, bazen de tanrıya karşı sürdüğünü bil!
Bu, hayatın anlamının sarsıldığı, her şeyin rengini yitirdiği anlardır sadece!
Bu bir özgürlük sancısıdır. Özgürlük mücadelesinin, kendi halkının, kendi sevdiklerinin, kendinin özgürlük mücadelesi olduğunun fakına varmalısın!
Bu, bilinçli bir istemenin sonucu anlam ve netice kazanacak bir durum…
Kendin için, kendi halkın için savaşmayı, siyaseti, bilimi, felsefeyi, tarihi, edebiyatı, dili öğrenmelisin!
Tabi bu alt yapını oluştururken doğacak beklenmedik durumların var olacağını da hatırından çıkarma, böylece doğru yüzleşebilip aşabilesin.
Sen yıkılırsan her şey yıkılır senin için, bunu hiç unutma, çünkü sen varsan her şey vardır, sen yoksan hiçbir şey yoktur. Böyle düşünürsen her olumsuz duruma karşı bir direnç, bir güç, bir çözüm mantığı gelişmiş olacaktır sende.
Fakat senin de bir hiç ve basit bir kişi olduğun gerçekliğiyle de karşılaşırsan hiç şaşırma, kızma, üzülme, sadece anlamaya ve kabullenmeye çalış…
Ve hayatta asla gereğinden fazla sevme, acıyan sen olursun en çok. Sakın içindeki kişiyi gereğinden fazla büyütüp ulaşılmaz görme, yoksa sonra çekeceğin acı ve vereceğin bedel bundan kat kat büyük olur, altında kalırsın, ezilirsin...

Herkes acısını dile getirmek, yatıştırmak, hatta kendinden soyutlamak ve unutmak için bir şey yapmalı, yazmak, okumak, konuşmak, ağlamak veya hepsi ya da başka bir yol, herkes kendisine göre bir yol bulmalı ve de bulacak, sende öyle, kendine uyan en doğru yolu bulmak zorundasın!
Kendisini inkâr ve kendisine ihanet edenden birinden hayr beklemek boşunadır. Bekleme!
Ve kan bağına fazla güvenme, çünkü sana en büyük zulmü kan bağındaki kimseler verebilir bazen; tarih şahididir bu gerçeğin. Hatırla!
Aptalların bu dünyada sana verdiği en güzel ders, susman gerektiği ve onları anlamış gibi yapmanı öğretmiş olmalarıdır.
Hayat bir arayıştır her dem, bazen bir sevgiliyi, bazen bir dostu, bazen malı mülkü, bazen belayı, arar durursun bir şekilde, bulduğun sadece sana verilendir, payına düşen kadar, ötesini beklemen yersizdir.
Sevgili, kendini bu boşluğun içinde avutmak ve tutunmak için yarattığın en büyük yalandır.
Senin dostun ise, senin acını ve davanı özümseyendir; bedelini seninle beraber bilinçli olarak ve isteyerek ödediği için dosttur…
Hayat, acılarına bir anlam verme uğraşından başka bir şey değildir, verdiğin anlam senin kim olduğunu belirleyecek.
Bu oyunda herkes var ama senin oyununda sadece sen varsın.
Ve sana söylediğim bu şeyleri biliyorum diyenlerin sayısının çok olacağını unutma asla!
Bunu diyenlerin, hayatın bir hatırlama sürecinden ibaret olduğunu bilmeyenler olduğunu bil! Üzerine bas ve geç…
Allah her gün kendisini sana hatırlatıyor, hatta seni sana hatırlatıyor; neylersin, nisyan ile maluldür insan hafızası...

Bundan ibaret işte…

Bütün bunları yaparak veya yapmayarak bir noktaya geleceksin zaten, daha doğrusu hayat tarafından bir şekilde sürüklenmiş olacaksın. Bütün mesele geldiğin bu noktada, bütün bu şeylerin ne kadarını yapabildiğin, yani irade denilen şeyi ne kadar kavradığın ve işlevselliğini ne kadar koruduğundur…

Geldiğin bu noktada da durmayacaksın, sürüklenmeye hep devam edeceksin, unutma! 

Bu derslerin herkes için uymayacağını da bil; çünkü herkesin hayat yolu farklıdır ortak olan tek şey, hepimiz aynı zemin üzerinde aynı sonuçları yaşıyoruz paradoksal olarak! Zaten bu satırları yazan da, bu dersleri özümsememiş ve yaşamamış ise sadece sana değil yazana-yani bana- da faydası olmayacak inan, bu hakikati de böyle anla...

Tüm bunlar senin derininde var zaten. O zaman bunca laf kalabalığı neden? Dedim ya bu bir hatırlatma sadece. Evet, belki eksik bir hatırlatma. Bunlar değil bir yazıya, ciltler dolusu kitaba sığmayacak şeyler olduğunu da anlamanı isterim. Aciz sözcüklerimle sana hayatın kalbine giden yolu anlatmaya kalkıştım kısaca, küstahça; imkânsızın imkânsız olduğunu bile bile, anlatmak adına, yaşamak adına… 

Acizliğimi ve özrümü kabul etmen dileğiyle… Sevgiyle kal.

  • Yorumlar 4
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89