Siyasi hayatımızda “bavul” artık önemli bir yer tutuyor. Yakın zamanda Ergenekon, Balyoz gibi davalarda ortaya çıkan “bavul” dolusu belgelerle Türkiye siyasetinin çehresi değişti. Darbe için can atan generallerden yeni mezun olmuş teğmenlere kadar pek çok insan haklı veya haksız cezaevlerine yollandı.
Beğenin ya da beğenmeyin bir gazetenin Türkiye gibi bir ülkede devletin karanlık ilişkilerini ifşa etmesi önemli bir cesarettir.
Pek çok konuda aynı fikirde olmasam da Mehmet Baransu’nun bu belgeleri açıklamasının hepimizin hayatını değiştirdiğini kabul etmeliyim.
İllegal faaliyetlere tevessül eden her kurum artık bin düşünüp bir davranmak zorunda.
Dershane tartışmalarıyla beraber gazetemizin ortaya koyduğu son belgeler, yaklaşan seçimlerin çok sakin seyir etmeyeceğinin habercisi olmalı.
Peki, devletin kendi vatandaşından gizlemek zorunda hissettiği bu belgeler hangi kaynaklardan geliyor?
Ordu- AKP- Cemaat arasında havalarda uçuşan bu karşılıklı “bavul” ticareti başka hangi konularda bilgi barındırıyor?
Muktedir güçlerin birbirlerine “sen görürsün gününü” diyerek aleyhlerinde evrak biriktirdiği bugünlerde ben de “bavul” elde etmek istiyorum.
Belli ki standart yöntemlerle ortaya çıkması mümkün olmayan “gerçek”, ancak yaşanan iktidar savaşları esnasında piyasaya düşebilir.
Eğer düşecek olursa bunu yayınlamaya talibim.
Hrant Dink’i kim öldürdü?
Devletin tüm kurumlarıyla cinayetin etrafında dolaştığı ve hiçbir kamu görevlisinin doğru dürüst soruşturma geçirmediği bu olay hakkında elinde bilgisi olan var mı?
Hrant Dink cinayetinin işlendiği esnada İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Emniyet Müdürlerinden Ahmet İlhan Güler, Bülent Köksal, İbrahim Pala, İbrahim Şevki Eldivan, Volkan Altınbulak, Özcan Özkan, Bahadır Tekin, Trabzon Emniyet Müdürleri Ramazan Akyürek, Reşat Altay, İstihbarat Şube Müdürleri Engin Dinç, Faruk Sarı, Emniyet amiri Ercan Demir, polis memurları Özkan Mumcu, Muhittin Zenit, Mehmet Ayhan, Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz, Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız, Jandarma Karakol Komutanı Cevat Eser, Merkez Jandarma Bölük Komutanı Murat Akçe görevli personeldi.
Bu personelin ihmal, kasıt veya delil karartma gibi faaliyetlerine şahit olan var mı?
Burada ismi geçenler dışında cinayetin aydınlatılması için herhangi bir bilgiye sahip olan var mı?
Trabzon’da, Pelitli’de, Malatya’da yaşayan insanlar karanlık ellerin çocuklarını birer potansiyel katil olarak görmesinden rahatsız iseler “duyduklarını” ifşa etmek isterler mi?
Geçen yazımda belirtmiştim.
Bu bir “milli mutabakat cinayeti” olarak hepimizin vicdanında kara bir lekedir.
Anlaşılan hükümeti, yargısı, kolluğu 7. yılına yaklaşan bu cinayetin aydınlatılması için davranmayacaklar.
Bizleri gazete ilanıyla adalet arar hâle getirmenin utancı üzerlerinde olsun.
Adalet için “bavul” bekleyen insanların yaşadığı bir ülkeyi yönetmenin vebali boyunlarında olsun.
Ben çaresizce tekrar sorayım.
Bana gönderecek “bavul”u olan var mı?
Varsa yayınlayacağım...
*
Not: Bugün saat 10:00’da Çağlayan Adliyesi C kapısı önünde dava adı altında devam eden müsamere için toplanılacaktır. Ben orada olacağım.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.