• BIST 9099.05
  • Altın 2324.746
  • Dolar 32.3593
  • Euro 34.9694
  • İstanbul 21 °C
  • Diyarbakır 18 °C
  • Ankara 20 °C
  • İzmir 22 °C
  • Berlin 12 °C

Nankör Kürtler

Hayko Bağdat

Sus hain, eskiden Ermeni olduğunu söyleyemezdin.

AKP’den önce Cemevi diye tutturabiliyor muydunuz ey gafiller!

Bu nankör Kürtlere en büyük hakları AK Parti verdi, hâlâ konuşuyorlar.

Yukarıdaki cümleler sizlere tanıdık mı bilemem ama ben her gün bunlara benzer onlarca mesaj alıyorum. Memlekette hakkını hukukunu arayan tüm kimlikler için kullanılan “AKP’den öncesi tufandı” argümanını artık ezberlemiş hâldeyiz.

Alevi’yi, Ermeni’yi, İşçiyi, kadını sonra konuşuruz.

Fakat Kürtler için meseleye biraz bakmakta fayda var.

Çünkü bu söylem, özellikle çatışmaların başladığı son dönemlerde Erdoğan’dan Arınç’a, Davutoğlu’ndan ilçe kaymakamlarına kadar sık sık tekrar ediliyor.

90’lardaki gibi katletmedikleri için, cezaevlerinde mahkûmların Kürtçe konuşabilmesine izin verdikleri için sonsuz bir şükran duygusu hissetmek zorunda olduğumuzu düşünüyorlar.

Sanki bin yıldır süren bir savaşın ardından Çiçek Çocuklar iktidara geldi de masallar ülkesinin huzuruna ve mutluluğuna kavuştuk.

Oysa Allaha şükür ki her gün alt üst olan gündeme rağmen hâlâ parmak hesabı yapma yeteneğimizi yitirmiş değiliz.

Adına savaş, düşük yoğunluklu çatışma, terörle mücadele, her ne derseniz deyin.

Silahların patlamaya başladığı ilk günden şimdiye kadar olan sürenin neredeyse yarısını AK Parti iktidarı yönetti.

Üstelik Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getirilmesinden sonra ilan edilen beş yıllık (1999-2004) tek taraflı ateşkesin sürdüğü bir ülkeyi yönetmeye başlamışlardı. (2002)

Gurur duyulan 13 yıllık “insani” yönetim süresince olanlara bir göz atalım:

Kolluk kuvvetleri, yargısız infaz, dur ihtarına uymama veya rastgele ateş açma yöntemiyle 500’den fazla insanı katletti.

Çoğu Kürtlerin yaşadığı bölgelerde olmak üzere 200 civarı faili meçhul cinayet dosyası mevcut.

Yaşadığımız son bir ay hariç 818 şehit verildi, kışlalarda 1000’den fazla askerî personel intihar etti.

13 yılda 198 çocuk, polis ve asker tarafından katledildi. Kimi kurşunlarla, kimi başına isabet eden gaz kapsülleriyle, kimi panzer ya da zırhlı araçlarla ezilerek…

2015’in ilk ayında Şırnak’ın Cizre ilçesinde polis saldırılarında katledilen altı kişiden dördü çocuktu.

Roboski’de katledilen 34 köylünün 22’si de çocuktu. Bu katliamdan sonra Askerî Savcılık “kamu davası açılmasını gerektiren sebep yoktur” diyerek takipsizlik kararı verdi.

Erdoğan, Diyarbakır olayları (2009) esnasında “Kadın da olsa, çocuk da olsa gereken yapılacaktır” demişti.

2009 yılında yerel seçimlerde oyunu ikiye katlayan Kürt siyasi hareketinin Meclis’teki temsilcisi Demokratik Toplum Partisi kapatıldı.

Hemen ardından KCK operasyonlarıyla içlerinde belediye başkanları, il başkanları, parti yöneticileri, gazeteciler, akademisyenleri, sivil toplum kuruluşu gönüllüleri, avukatlar bulunan binlerce insan sorgusuz sualsiz cezaevine tıkıldı. Halen yüzlercesi içeride.

Şu anda cezaevinde 846 ağır hasta mahkûm ölümle savaşıyor. Tahliye edilme talepleri kabul edilmiyor. Cumhurbaşkanı bu konuda bireysel inisiyatif alabilecek yetkiye sahip olduğu hâlde ölümler devam ediyor.

Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine Habur sınır kapısından Türkiye’ye gelen ardından hemen tutuklananLütfü Taş da cezaevinde kalp krizi geçirerek yaşamını yitirenler arasındaydı.

Kürt Hareketi’nin önemli isimlerinden Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez, 9 Ocak 2013’te, Paris’teki Kürdistan Enformasyon Bürosu’nda bir suikasta kurban gitti. Fransız polisi tarafından gözaltına alınan Ömer Güney’in MİT mensubu olduğu ve suikasttan önce bazı MİT yetkilileriyle suikast planına ilişkin görüşmeler yaptığı ortaya çıktı. Suikasta ilişkin zan altında olan Türkiye, soruşturmanın ilerlemesine yardımcı olacak hiçbir adım atmadı.

Haziran seçimlerinden önce HDP seçim bürolarına yüzlerce ırkçı saldırı gerçekleştirildi. Pek çok ilçe binası ateşe verildi.

Seçim döneminde Ağrı Diyadin’de gerçekleştirilen bahar şenliği esnasında TSK’nın açtığı ateş sonucu Ağrı Diyadin DBP Diyadin İlçe eski Eş Başkanı Cezmi Budak yaşamını yitirdi.

HDP seçim aracı şoförü Hamdullah Öğe, Bingöl’de dövülerek ve 30 kurşunla öldürdü.

Aydın Taşkesen. Erzurum’da miting sırasında, HDP seçim aracı şoförüydü. Dövülerek araç içinde yakıldı. Olay sonrası İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk “Biraz olmaması gereken üzücü olaylar yaşandı ama çok şükür, önemli bir olay meydana gelmedi” dedi.

Diyarbakır, Mersin ve Adana’da bombalar patladı. Suruç’ta gencecik 32 insan paramparça edildi.

Suruç patlamasından sonra IŞİD mevzilerine üç hava saldırısı düzenleyen TSK Kandil’i yüzlerce defa vurdu. Daha geçen gün Türk savaş uçakları, Zergele köyünde sekiz sivili katletti.

Bir hafta içerisinde 1302 kişi gözaltına alınırken bunların sadece 137’si IŞİD ile bağlantılı olduğu iddia edilen kişilerdi.

Çoğu HDP’li olan 847 kişi PKK’lı olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı.

Yine son 15 gün içinde Lice, Şemdinli, Cudi, Dêrsim başta olmak üzere 400 hektarlık ormanlık alan yakıldı.

İnanın ki bu tablonun tüm boyutlarını tarif edebilmek için bir köşe yazısı yeterli değildir.

Bütün bu olanlar karşısında elimizdeki televizyon kumandasından TRT Şeş’i açıp Kürtçe bir türkü dinleyerek yüreğimizi soğutamıyorsak bu bizlerin nankörlüğünden midir tam kestiremiyorum.

Ama yazının başındaki tırnak içinde alıntıladığım veciz cümleleri söyleyenlerin, savaşın yarısında devleti yönetip de üstüne bık bık konuşanların ağzına o kumandayı tıkmamak için kendimi zor tuttuğuma eminim…

  • Yorumlar 5
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89