• BIST 10173.42
  • Altın 2445.956
  • Dolar 32.2822
  • Euro 34.9585
  • İstanbul 12 °C
  • Diyarbakır 11 °C
  • Ankara 10 °C
  • İzmir 19 °C
  • Berlin 21 °C

Azdılar, belalarını bulacaklar

Roni Margulies

PKK niye saldırılarını yoğunlaştırdı?

Sorunun cevabı tartışılmıyor bile artık.

Cevap verildi ve kabul gördü.

“Şimdi barış zamanı! Şimdi yeniden müzakere zamanı!” cümleleriyle biten yazımdan sonra şu mektubu aldım:

“Aynı fikirde değilim. Zaman müzakere zamanı değil, terörün belini kırma zamanı. Bunların dertleri anlaşıldı, sektör haline gelen terörden vazgeçmezler, hükümet her şeye tamam dese bile ‘müzakerecilerden birinin boyu kısaydı’ diye mazeret uyduracaklar. Teröristle müzakere gırtlağına çöküp hareket kabiliyetini daraltmadan yapılmaz. Onlar vazgeçse bile, onları ortaya süren dış güçler bırakmaz. ABD yeni hava araçlarını nasıl satacak? İsrail zaten alacağını Heronlarla aldı. Tek çare Kandil’i yerle bir etmek, içerde de teröre destek verenleri tepelemek. Dünyanın neresinde terör örgütü lehine gösteri düzenleyip ortalığı savaş alanına çevirip yakıp yıkmak var? Yüreğiniz ve aklınız barıştan yana, bunu anlıyorum, doğrusu da o, ben de sizin gibi düşünüyordum. Ama düşünce ve doğrular bazen örtüşmüyor, en kötü barış en büyük zaferden iyidir, fakat barış barış isteyenle yapılır, bunlarla asla. Azdılar, belalarını bulacaklar, başka yol bırakmadılar.”

Baştaki sorumun genel kabul gören üç cevabı var, okuyucum üçünden ikisini vermiş, birini unutmuş.

Bir, “Bunların dertleri kesin olarak anlaşıldı, sektör haline gelen terörden vaz geçmezler”. Yani PKK’nin kendi çıkarları savaşı gerektiriyor, barışmaya niyeti yok, çünkü savaş hem çok kârlı bir ekonomik ve siyasî sektör, hem de PKK’nin artık benimsediği bir hayat tarzı. Bu cevabın yan unsurları da oluyor genellikle, “PKK zaten Kürtlerin en büyük düşmanı”, “PKK Kürtleri öldürüyor” gibi.

İki, “Onlar vazgeçse bile, onları ortaya süren dış güçler bırakmaz”. Yani PKK dış güçlerin maşası.

Okuyucumun unuttuğu üçüncü cevap ise, “PKK hem dış hem de gizli iç güçlerin maşası, Ergenekon’un taşeronu”. Yani PKK barışı baltalayarak, hükümeti devirmek isteyen derin devlete yardımcı oluyor, hatta bizzat derin devlet tarafından yönetiliyor.

Bu cevaplar hükümetten ve devletin ilgili birimlerinden kaynaklanıyor. Sonra “yandaş medya” tarafından geliştirilip yayılıyor. Sonra da tüm kamuoyu tarafından benimseniyor. “Benimseniyor” demek yanlış, artık tamamen benimsendi, sorgusuz sualsiz kabul görüyor.

Cevapların hepsinde bir doğruluk payı olabilir.

Evet, doğrudur, silahlı mücadelenin kendi mantığı ve dinamiği vardır, bu mücadeleyi yürüten örgütler bu mantığın dışına çıkmakta zorlanır.

Evet, dış güçler kuşkusuz Ortadoğu gibi hassas ve istikrarsız bir bölgede olan biten her şeyi izliyor ve kendi çıkarları doğrultusunda etkilemeye çalışıyordur. Ve kuşkusuz PKK bölgedeki karmaşık ilişkiler yumağını kendi avantajına kullanmaktan, doğal olarak, kaçınmıyordur.

Ve evet, derin devletin çeşitli kurumları PKK ile yakından ilgileniyordur. İşleri bu zaten. Başka türlüsü düşünülemez. Bütün muhalif örgütler gibi, PKK’nin de içinde ajanlar, casuslar filan vardır.

Bu işlere zaman zaman kafa yorduğum ve salak olmadığım için, bunları ben de biliyorum. Ama sorun bunlardan kaynaklanmıyor.

Haziran ayında savaş sertleştiğinde, bu kolay cevapların ötesinde, biraz düşündüm. Savaşı batıya taşıması ve korkunç düzeylere yükseltmesi son derece kolay olmasına rağmen bunu yapmayan, yıllardır arka arkaya ateşkesler ilan eden bir örgüt niye şimdi sertleşti?

Çok basit.

Cevabını geçen gün Aysel Tuğluk da bu gazetede yazdı:

“Son beş yıllık görüşmelerin tümü tartışma, birbirini tanıma, anlama, ölçme-biçme şeklinde gelişti.. Ancak, ne zaman ki bu süreç tamamlandı ve iş pratik adım atma, çözüm zeminini güçlendirecek düzenlemelere geçme safhasına geldi, işte kriz ve tıkanma tam da bu safhada baş gösterdi. Aşılamayınca da süreç koptu, çatışmalar başladı. Bu süreç içinde bırakınız çözüm zemini adına adım atmayı, aksine ortamı ve görüşmeleri zorlayan uygulamalara girişildi.. Hatırlatmakta fayda var. Ateşkesten bir gün sonra başlatılan KCK operasyonları, Habur dönüşü sonrası kapatılan parti, bitirilemeyen askerî operasyonlar, Başbakan’ın DTP ve sonrasında BDP’ye yönelik tutumu, üslubu, dayatmaları vs. vs.”

PKK ne mi yapıyor? Hükümete “Şu masaya doğru dürüst otur, benimle başka türlü baş edemezsin” diyor.

Haksız mı?

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89