• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • İstanbul 22 °C
  • Diyarbakır 25 °C
  • Ankara 19 °C
  • İzmir 26 °C
  • Berlin 19 °C

Yeni dönemin ilk sinyalleri?

Ali Bayramoğlu

Ağustos ayı, kalıcı sonuçları olabilecek dört önemli gelişmeye tanık oldu. Kayda geçmekte fayda var?

1.Aybaşında Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları istifa etti. Bu istifaların bir asker grubu ve anlayışı açısından ifade ettiği anlam (teslimiyet) ile siyasi iktidarın bu istifalar karşısında aldığı tutum (kararlılık), gerek ordu açısından, gerek asker-sivil ilişkileri açısından yeni başlangıcın ipuçlarını taşıyordu.

2. Komutanın değişmesiyle askeri otoritenin siyasi iktidar karşısındaki konumuna ilişkin, oturma düzeninden, kabul nizamına değin uzanan sembolik anlamı yüksek yer değiştirmeler yaşandı.

Bunların devamı olarak, 27 Nisan e-muhtırasının Genelkurmay sitesinde 4 yıldır ısrarla korunan metni, yeni komuta heyeti tarafından kaldırıldı.

Öte yandan, yeni dönem itibariyle, gerek iç güvenlikle ilgili yapılanmada, gerek iç güvenlik politikası ve açıklamalarında Genelkurmay Başkanlığı'nın geri çekileceğine İçiçişleri Bakanlığı'nın öne çıkacağına dair sinyaller kuvvetlendi.

Bu iki gelişmenin Türkiye'nin yaşadığı en önemli siyasi öyküyü, "sivilleşme öyküsü"nü iyice derinleştirdiğine hiç şüphe yok.

Teslim etmek gerekir ki siyasi iktidar hiçbir an ve koşulda askerle sivilleşme konusunda pazarlığa yanaşmadı ve bu noktaya gelinmesinde önemli ve etkili bir rol oynadı.

Bu çerçevede altı çizilmesi gereken bir başka nokta, askerin değişim karşısındaki tutumudur. Malum, Özkök'ten sonra gelen üç Genelkurmay Başkanı'nın ortak özelliği, sivilleşme sürecine direnmek ya da en fazla pasif uyum göstermek olmuştu. Bu tutum ordunun bugün kendi içinde yaşadığı kimi zaafları üretti. Ancak asıl önemlisi "demilitarizasyon süreci"ne ordunun kurumsal katkısını sınırladı, askere dair bir zihniyet değişiminin tetiklenmesini engelledi.

Şu ana kadar attığı adımlar, yeni Genelkurmay Başkanı'nın bu konuda farklı bir tutum alabileceğini ve bu çerçevede orduda bir iç değişim sürecinin başlayabileceğini düşündrüyor.

3. Üçüncü önemli gelişme, müstafi Genelkurmay Başkanı Koşaner'in doğruluğunu kendisinin de teyit ettiği ses kayıtlarının ortaya çıkmasıydı. Bu kayıtlarda Koşaner'in Kara Kuvvetleri Komutanı olarak yaptığı değerlendirmeler, Balyoz davasındaki "suç"un telaffuzundan ordunun askeri zaaflarına ve sorumluluklarına, yasa dışı davranışlarından değişim karşısındaki yeni direnç arayışlarına kadar bir dizi itiraf öğesini içeriyordu.

Kendi askerini öldüren, silah bırakıp cepheden kaçan subaylar barındıran bir ordunun durumu gözler önüne seren sistemleşmiş suçları, beceriksizlikleri, kendi kıtasını hedef haline getiren askeri uygulamaları anlatan, aslında tam anlamıyla bir "otopsi"yi andıran bu ses kayıtları, şu an temizlenmeye çalışılan, yargılanan 'eski'nin, en azından artık' eskimesi gerekenin 'de resmini çiziyordu.

4.Ağustos ayının son günlerinde hükümet, gayrimüslimleri yok ederek, eriterek, mallarına el koyarak yürütülen bir uluslaşma geleneğe "dur" diyen, en azından "bu geleneğin tersi istikamette olan" bir karar aldı. Azınlık vakıflarının 1936'dan sonra edindikleri ve 1974'ten sonra, Hazine'ye devredilen gayrimenkullerinin iadesine karar verildi.

Yargıtay Genel Kurulu'nun (gayrimüslim Türkiye vatandaşlarını kastederek) "yabancılar mal edinemez" ibaresiyle verdiği garip kararla meşrulaştırılan bu uygulamanın sona ermesi, vatandaşlık anlayışımızda, hem fiili hem sembolik olarak yeni bir sayfanın açılması olarak nitelendirilmelidir. Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun bu kararı, "eşit vatandaş hukukuna sahip olduğumuz vatandaşlarımızın hukuklarının iadesidir" olarak yorumlaması, hem düne hem bugüne dair vurgular içermektedir.

Bu, dördüncü gelişmeydi.

Siyasete fırsat vermeyen Kürt hareketi ile demokrasinin silah karşısında bile tek çözüm cihazı olduğunu unutma eğilimi taşıyan siyasi iktidar'ın, ürettiği gerginlik hali, siyasi gündemin diğer önemli bir maddesi?

Buna şüphe yok?

Ancak önemine rağmen bu gelişmenin diğerleri gibi kalıcı nitelik taşıdığını sanmıyoruz.

Kürt meselesinde pozisyonlar hızla yenilenecektir, yenilenmek zorunda kalacaktır.

Tüm bu gelişmeleri önümüzdeki yazılarda ayrıntılı olarak ele alacağız?

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89