• BIST 9277.01
  • Altın 4226.087
  • Dolar 39.1252
  • Euro 44.7191
  • İstanbul 20 °C
  • Diyarbakır 19 °C
  • Ankara 15 °C
  • İzmir 20 °C
  • Berlin 16 °C

Ya BDP

Murat Belge

Dün siyasette rasyonalizm üstüne yazarken, “eldeki mevcut” içinden yalnız AKP ile CHP’ye değinmiştim. O da, ağırlıkla, son Cumhuriyet Bayramı’nın olayları vesilesiyle. Ama “irrasyonel siyaset” diye bir başlık açıldığında, her ikisinin de anlatacak daha çok davranışı var. Neyse, bu son Bayram’da, görülüyor ki kendi amaçları ve genel üslûbu çerçevesinde “rasyonel” bir yol çizebilen bir tek “Aydınlık/İşçi Partisi” var ve o grup AKP ile CHP’ye istediği davranışları yaptırabiliyor.

Peki, BDP nasıl? O rasyonel davranabiliyor mu? Gene “amaçları çerçevesinde” dersek, belki o ölçüler içinde “rasyonel”. Örneğin, bir rastlantı sonucu dağda bayırda bir “gerilla” grubuyla yüz yüze gelince, şarılışmak, dünyada kabul gören birçok kurala göre irrasyonel sayılabilir; ama BDP açısından pek değil. Çünkü BDP zaten genel Kürt Siyasî Hareketi içinde bir parça ve nihaî kararların verildiği yer de değil. Onun başlıca görevi bu memlekette yaşayan Kürtler’in PKK’yı kendi sözcüleri ve temsilcileri olarak kabul ettiklerini, ona bağlı olduklarını kanıtlamak. Böyle olunca, o sarılışma sahnesi de “rasyonel”, çünkü amaca uygun.

Ama “Kürt Siyasî Hareketi”nin kendisi ne kadar “rasyonel” sorusu da sorulabilir tabii. Bu ülkede Kürtler’in işi çok zor. Bütün zorluklar üst üste binince, bu kargaşada “rasyonel” olmak da ayrıca zor.

Kürt Siyasî Hareketi temelde silâhlı mücadele yöntemini benimsemiş her siyasî hareketin bir aşamada, bir biçimde yüz yüze gelmek zorunda olduğu sorunlar ve sınırlarla karşılaşıyor.

Şöyle özetlemeye çalışayım: PKK’nın merkezinde durduğu (ve başkasına yer tanımaya niyetli olmadığı) bu siyaset bu ülkede Kürt halkından esirgenen hakları elde etmek gibi bir amaçla yola çıkıyor. Başka kelimelerle söylersek, “zulüm” gören bir Kürt halkı var. PKK da bu zulmü ortadan kaldırmak üzere yola çıkmış.

Bu amaçla yola çıkmış silâhlı bir örgüt. Eline silâhı aldığında, o silâhı kullanacaksın. Nitekim yıllardır silâhlar susmuyor, susamıyor. “Barış” lafı ediliyor, ama silâhlar devamlı çalışıyor. PKK şu aylarda “Silâhlı mücadele alanında beni yenemezsiniz, yok edemezsiniz” konumunu kabul ettirmek üzerine kurulu bir strateji izliyor. “Canınızı daha çok yakacak imkânım var. İyisi mi hakları tanıyın, diyor.

Yani, bir yanda bir “mazlum” siyaseti var. Ama onun yanında da “Bak, canını çok kötü acıtırım” siyaseti. Bu ikisi ister istemez çelişiyor. Bu iki ayak üstünde durup aynı zamanda “rasyonel” siyaset yapmak kolay bir şey değil.

Şu anda önümüzde bir açlık grevi eylemi var. Açlık grevi gibi bir mücadele yöntemi, “mazlum siyaseti”nin araçlarından biridir. Dünyada benzerleri olmuş, sonuç da alınmıştır. Ölümlerle biten acı örneklerde dahi, bu acı durum sonraki gelişmelerde etkili olmuştur.

Ama bir yandan da “Kandil” dediğimiz kanat var. O da kendi eylemlerini yürürlüğe koymaktan geri durmuyor. “Demokratik açılım”ın telaffuz edilmesinden bu yana, bu örgütün “mazlum” değil “zalim” siyaseti yaptığını düşündürecek birçok olay oldu. Bu olaylar olageldiği için, böyle vahim bir açlık grevi de, Türkiye’nin genel kamuoyunda, bu gibi eylemlerin uyandırmasını beklediğimiz duygudaşlık, dayanışma duygularını uyandırmıyor.

Bu konu en başından beri vardı. Silâhsız, barışçıl (“mazlum” ama kararlı) bir Kürt hareketi daha etkili olmaz mıydı? Bu soru, özellikle Kürt kesiminde fazla olumlu cevap bulmuyor. “PKK bunu başlatmasa bugün ‘Kürt Sorunu’ diye bir şey konuşulmazdı bile” diyenler çoğunlukta. Epey de “spekülatif” olan böyle bir tartışmaya hiç girmeyelim. Ama olayın bugün vardığı noktada bu çelişki var ve bastırıyor.

  • Yorumlar 7
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • kani demir04 Kasım 2012 Pazar 12:04mazlum

      Not: Değerli yorumcumuz, Büyük harflerle yazılan yorumları yayınlayamıyoruz. Kriterlerimize uygun olarak yeniden yorum yazmanızı diler, ilginize teşekkür ederiz...

      Yanıtla (0) (0)
    • rodi04 Kasım 2012 Pazar 09:54korku

      Sayin belge yaslandikca korkaklasiyorsunuz. Akp'yi incitmemek icin kırk dereden su getiriyyorsunuz. Kürt siyasetine karsida tamamen rasyonellikten uzak jakoben bir yaklasiminiz var. Degerlendirmeleriniz cok sığ . bunuda bilincli yapiyorsunuz egemen ırk olma hastalıgınız sürekli yazılarınızda sırıtıyor.

      Yanıtla (0) (0)
    • kani demir04 Kasım 2012 Pazar 14:51kurt dusmani

      sayin yazar bence sen zalimden yanasin

      Yanıtla (0) (0)
    • ahmet demir04 Kasım 2012 Pazar 15:30belge

      Sayın belge yaşını almış bir insansınız, Allah gecinden versin yarın ölüp gideceksiniz, hala akp nin avukatlığını yapıyorsunuz.. bu yaşta neyin pesindesiniz. cesur yürekli olun...

      Yanıtla (0) (0)
    • Ronahî04 Kasım 2012 Pazar 18:35TEK KURTULUŞ TOPLU DİRENİŞ

      Kürtler silahlarını bıraktıkları gün yok olurlar.

      "Yiğidi öldür ama hakkını yeme" denen bir tabir vardır. Hiç bir zaman PKK siyaseti ve çizgisinde olmadığım halde çok yalın bir gerçek var ortada:

      Eğer bugün Kürt sözcüğü telaffuz ediliyorsa PKK nin otuz yıldır verdiği mücadelenin sayesindedir.
      Kürtler PKK önderliğinde kısmen başarılı da olan bu isyana kalkışmasaydı bugün Kürtler Karadenizliler, Çerkesler ve Lazlar gibi dillerini kaybederlerdi.

      Yanıtla (0) (0)
    • Ay Bey05 Kasım 2012 Pazartesi 05:04Veciz ve isabetli

      Yazar cok veciz ve isabetli tespitlerde bulunmus. Derin devlet PKK'yi buyuturken muhtemelen hedefi de buydu. Simdi oyle bir hale geldiki, butun apocular ortalik yerde aci icinde kalsa, donup bakan, su veren olmaz. Liberal cevrelerin (C Candar, H Cemal vs) halkda karsiligi yok.

      Yanıtla (0) (0)
    • Mihri Düz06 Kasım 2012 Salı 11:09Olmamış

      Sizin rasyonalite algınız ne zaman
      Kapitalist Modernite düzlemi oldu, sayın Belge
      Ayıptır
      Yazıktır
      Günahtır

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89