• BIST 8718.11
  • Altın 2240.86
  • Dolar 32.3271
  • Euro 35.1407
  • İstanbul 9 °C
  • Diyarbakır 10 °C
  • Ankara 3 °C
  • İzmir 8 °C
  • Berlin -2 °C

"Türkiye ile tek sorun Müslüman Kardeşler değil"

Hediye Levent

Abdurrehman Salahaddin: Türkiye ile tek sorun Müslüman Kardeşler değil

Mısır'ın eski Ankara Büyükelçisi Abdurrehman Salahaddin, Gazete Duvar'daki söyleşisinin ikinci bölümünde Türkiye-Mısır ilişkilerinin geleceğini, Mısır'ın normalleşme taleplerini ve Libya, deniz yetki alanı, gaz forumu meselelerini anlattı.

Abdurrehman Salahaddin Türkiye-Mısır ilişkilerinde art arda derin sarsıntıların yaşandığı 2010-2013 yılları arasında Mısır’ın Ankara büyükelçisiydi. Mısır hariciyesinde yaklaşık 40 yılın ardından emekli olan Salahaddin, Türkiye’de yaşadıklarını anlattığı bir kitap da yazdı.

Malûm, Türkiye-Mısır ilişkileri derin ancak krizler de bir o kadar çok.

Peki Mısır Türkiye’yi nasıl görüyor, Libya’dan Akdeniz meselesine birçok konuda durum Mısır’dan nasıl görünüyor?

'TÜRK YATIRIMCILARA 'SİYASETİ BOŞVERİN' DİYORUZ'

Mısır’ın devlet ve yönetim açısından Türkiye ile ilişkileri onarma niyeti var mı?

2013’ten beri Mısır’daki devlet aklı Mısır-Türkiye ilişkileri konusunda iki noktaya odaklandı; tamir edilemeyecek boyutlarda gerilimden kaçınmak. Ticarî ilişkileri koruduk, hatta daha iyi bir seviyeye getirdik. Müslüman Kardeşler’in yükselişte olduğu dönemde ticaret hacmi 5 milyar dolardı. Geçen yıl, Covid salgınından önce ticaret hacmi 5.2 milyar dolar oldu. Bu miktarın üçte ikisi Türkiye’nin lehine şeklinde. Şimdi de biz size sıvılaştırılmış gaz ihraç etmeye başladık.

Suriye’deki savaştan önce Mısır’dan başlayan, Ürdün’den Lübnan’a ve Suriye’ye oradan da Türkiye’ye uzanan boru hattının Türkiye’ye ulaşmasına sadece 100 kilometre kalmıştı. Türkiye Suriye’de Beşşar Esad’a karşı bir iç savaşı körüklediği için bunu tamamlayamadık. Suriye Avrupa ve Türk ticareti için bir kavşaktı, ki Türk tırları Suriye’den Ürdün’e, Suudi Arabistan’a ve bütün körfeze kadar giderdi. Ama Suriye’deki iç savaş sebebiyle bu durdu.

Biz de Mersin-İskenderiye arasında ro-ro (deniz yoluyla taşımacılık) yapmaya başladık. 2013’te Türkiye’nin hükümetimize karşı tavrı sebebiyle bunu da durdurduk. Bu, ekonomik ilişkilere dair tek olumsuz gelişme oldu. Çünkü (gemilerle) ülkemize gelen Türk tırlarının ne taşıdığını bilmiyorduk, güvenlik konusunda endişeliydik.

Peki bu hat nereye kaydı? İsrail’e. Muhtemelen bunu bilmiyorsunuzdur. Ancak daha önce Türkiye-Mısır arasındaki ro-ro hattı, 3 yıldan fazladır Türkiye-İsrail hattı oldu. Oradan Ürdün’e ve diğer ülkelere… Aynı zamanda Türkiye İsrail’e karşı sloganlar atıyor vs...

Neyse, diğer taraftan Mısır’da faaliyette olan 100’den fazla Türk fabrikası var. Bizim Amerika, Avrupa ve Afrika ile serbest ticaret anlaşmalarımızı kullanarak bu ülkelere ihracat yapıyorlar. Sadece en iyi muamele gören yatırımcılar değiller, aynı zamanda onlara “lütfen siyasi meseleleri boş verin, biz sizin burada olmanızdan memnunuz” diyoruz.

Politik farklılıkların iki halk arasındaki ilişkileri etkilemesini istemiyoruz. Çünkü, iki halk arasındaki ilişkilerin bâkî olduğuna inancımız konusunda samimiyiz.

'TÜRKİYE'NİN LİBYA'DAKİ MİLİSLERE DESTEĞİ GÜVENLİĞİMİZİ ETKİLİYOR'

Peki, Mısır’ın şimdi Türkiye’ye yaklaşımı nasıl? İlişkilerin iyileştirilmesini istiyor mu?

Aslında biz niyetlerimizi 2 tur gerçekleşen ön görüşmelerde Türk tarafına ilettik. Türkiye ilişkileri düzeltmek ve normalleştirmek için yön değiştireceğini duyurduktan sonra ön görüşme istedi. Biz de kabul ettik ve bunu memnuniyetle karşıladık.

Mısır’ın Türkiye’den talepleri olduğunu biliyoruz ancak Türkiye ile iyi ilişkiler için Mısır bu taleplerden vazgeçer mi?

Türkiye’nin çok önemli bir ülke olduğuna inanıyoruz. Bunun aksini asla söylemedik. Türkiye sadece bölgesel değil, uluslararası boyutta da önemli bir ülke. Türkiye ile iyi ilişkilerimiz olmasını, hatta ortak ve müttefik olmamızı gerektiren çok sebebimiz olduğuna inanıyoruz. Aynı zamanda Türkiye ile tartışma sebeplerimiz de var. Daha önce söylediğim gibi, ilişkileri tamir edilemez boyutlara getirebilecek her şeyden kaçındık. Bu nedenle kapıyı açık tuttuk ve bence Türk hükümetinin yakaladığı sinyaller de verdik.

Türk tarafının da aynı samimi yaklaşımı göstermesini bekliyoruz. Problem sadece Müslüman Kardeşler’i barındırmak, iç işlerimize karışmak değil; belki Türk halkının bilgisinin olmadığı farklı meseleler de var.

Türkiye’nin Libya’daki bazı siyasi İslamcı milislere desteği bizim güvenliğimizi oldukça olumsuz şekilde etkiliyor.

Nasıl?

Çünkü bu milisler Libya ile aramızdaki 1000 kilometre uzunluğundaki sınırda silah, milis, savaşçı kaçakçılığı yapıyorlar. Bin kilometrelik sınırın tamamını kontrol edemeyiz. Bu kaçakçılığın bedelini (sınıra açılan) çölde polislerimizin hayatları ile ödedik. Muhtemelen hiçbir Türk bunların Türkiye’nin desteklediği milisler sebebiyle olduğunu bilmiyordur.

'TÜRKİYE'NİN LİBYA'DAKİ MİLİSLERİ GERİ ÇEKMESİ İLİŞKİMİZİ ÇOK İYİ ETKİLER'

Libya’da Türkiye ve Mısır’ın karşı cephelerde olduğunu biliyoruz. Mısır da Hafter’i destekledi. Mısır’ın Libya meselesine dahil olmasının sebepleri ne?

Türkiye Libya’dan bin kilometre uzakta ancak Libya ile bizim ortak sınırımız var. Silah, uyuşturucu ve savaşçı taşıyan kaçakçılar var. Bu savaşçılar bizim ordumuzu, polisimizi ve kamu kurumlarımızı hedef alıyor. Bunların bir kısmı Türkiye tarafından Suriye’den Libya’ya taşınan milisler. Şu anda Libya içine dağılıyorlar. Türkiye’nin uluslararası toplumla ve Libyalılarla bu milisleri geri çekme konusunu tartıştığını haberlerde duyduğum için mutluyum. Bu çok iyi bir haber.

Taraflar kendi görüşlerini dayatmak için silah kullanmadığı sürece bütün ülkeler kendine yakın bir tarafı seçebilir.

Umarım, Türkiye’nin milisleri çekme konusunu tartıştığına dair haber gerçekleşir. Sizi temin ederim, bu Mısır-Türkiye ilişkileri pozitif yönde çok etkileyecektir. Çünkü bu, Türk tarafına ilettiğimiz taleplerden biri.

Yine Müslüman Kardeşler’in bazı üyelerinden susmaları veya Türkiye’yi terk etmelerinin istenmesine dair duyduklarımızdan da mutluyuz.

Mısır ve Türkiye, Filistin meselesinde, bölgesel meselelerde, ekonomi, kültür ve daha birçok konuda 2011 yılında birlikte hareket ediyordu. Sadece ticaret anlaşmamız yoktu, ortak stratejik koordinasyonumuz vardı. Türkiye’nin bütün Arap dünyası ile işbirliği yapmasını sağlayan Türk-Arap işbirliği vardı. Türkiye, 2010’daki, 2011’deki politikalarına geri dönerse bundan memnuniyet duyarız.

Mısır’ın Libya’daki varlığını anlamaya çalışıyorum. Mısır’ın gerekçesi ne?

Mısır’ın Libya’da askerî varlığı yok. Mısır’ın Libya politikası da sürekli dönüşüyor, ki bu iyi bir şey. İki ülkenin (Türkiye ve Mısır) buluşabileceği bir orta nokta olabilir. Bizim daha önce Libya’nın doğusuyla, Bingazi ile iyi ilişkilerimiz vardı. Siz sadece Hafter diyorsunuz ancak sadece Hafter ile değil, parlamentoyla, Akila Salih ile ve diğerleri ile iyi ilişkilerimiz vardı. Libya’nın batısıyla ve Trablus'la, oradaki siyasi İslam etkileri sebebiyle iyi ilişkilerimiz yoktu. Şimdi bu değişti. Bizim başbakanımız Trablus’a gitti ve bütün taraflarla görüştü. Çok sayıda projeye start verildi. Mısır’ın da Türkiye’nin de pozisyonları değişim içinde. İki ülkenin Libyalıların çıkarı için orta noktada buluşacağını ümit ediyorum.

Bizim sorunumuz milislerle. Sadece Türkiye’nin taşıdıkları değil, Rusların Wagner’i gibi bütün milislerle. Hepsi çekilmeli. Libya, Libyalılara bırakılmalı.

'TÜRKİYE BİZE PARSEL SÖZÜ VERDİ'

Akdeniz’deki deniz yetki alanı meselesi… Türkiye-Mısır arasında kriz sebebi mi Mısır’a göre?

Hayır, hayır, hayır. Bu tamamen yanlış bir fikir, bu konu kesinlikle iki ülke arasındaki gerginlik konularından değil.

Yunanistan ile anlaşmanız var. Kıbrıs açıklarındaki bölge sebebiyle Türkiye bu anlaşmadan çok rahatsız.

Evet. Öncelikle bizim Kıbrıs'la anlaşmamız 2003 yılında sonuçlandı. O dönemde Türkiye itiraz etti, çünkü Kıbrıs Türkiye ile konuyu müzakere etmedi. Ancak haritaya bakarsanız bizim Kıbrıs ile deniz sınırı anlaşmamızın Türkiye ile alakası yok. Türkiye’nin, Kıbrıs’ın kuzeyi sebebiyle Kıbrıs ile sorunu var. Tamam, Türkiye Kıbrıs ile anlaşmamızdan hoşlanmadı ancak Mısır-Türkiye arasında bir santimetrelik bir deniz alanına dair bile sorun yok.

Biz Yunanistan ile yaptığımız deniz yetki alanı anlaşmasında deniz sınırlarını 10 yıldan fazla, Türk dostlarımızın istediği gibi tuttuk. Biz Mısır-Türkiye-Yunanistan arasında üçlü bir anlaşma istiyorduk. Çünkü Yunanistan-Türkiye fikir farklılıklarını çözmenin tek yolu buydu.

Şu anda gaza çok talep var ve biz, kendi bölgemizdeki gazı çıkarmak istiyoruz ki, bu bölge konusunda kesinlikle Türkiye ile bir anlaşmazlık yok.

Yunanistan ile anlaşmamızda Türk kıyılarına çok yakın 3 büyük adanın anlaşma dışı tutulması konusunda ısrarcı olduk. Türkiye ve Yunanistan uzlaşma sağlayana kadar bekleyip, sonra bu adaları, deniz sınırlarını belirleyecektik. Çünkü Türkiye’nin çıkarlarına zarar vermek istemedik.

Türk yetkililerin o dönemki açıklamalarına bakarsanız, “Mısır’ın olumlu mesajını aldık” diyorlar. Bize de “Eğer deniz yetki anlaşmasını bizimle yaparsanız, size Yunanistan’ın verdiğinden daha fazla parsel veririz” diye söz verdiler. Bu sorunu, sorununuzu Yunanistan ile, Kıbrıs ile çözmeniz gerekiyor, bizimle değil.

'TÜRKİYE-YUNANİSTAN VE KIBRIS ANLAŞMALI'

Türkiye’nin Doğu Akdeniz Enerji Forumu’na Mısır sebebiyle dahil olamadığı söyleniyor.

Bu da Mısır ile ilgili bir konu değil. Türkiye’nin Kıbrıs’ın kuzeyine dair resmî tavrı ile ilgili bir konu ki, bu tavır dünyanın hiçbir ülkesi tarafından paylaşılmayan spesifik bir tavır. Türkiye, Kıbrıs’ın kuzeyini devlet olarak tanıyan ve Kıbrıs’ın (Akdeniz’deki gaz yatakları gibi) kaynaklarının yarısını alması gerektiği konusunda ısrar eden tek ülke. Mısır’ın bu konuda yapabileceği hiçbir şey yok. Türkiye’nin bu tavrı bütün Akdeniz ülkeleri tarafından reddedildi. Türkiye bu tavrını askerî yöntemlerle göstermek istediğinde NATO üyesi 2-3 ülkenin askerî olarak karşı karşıya geldiği noktaya ulaşıldı.

Doğu Akdeniz Forumu’ndan Türkiye’nin dışlanması Mısır’ın kararı değildi. Forum’un bütün üyelerinin ortak kararıydı. Çünkü Türkiye’nin herhangi bir ülke tarafından desteklenmeyen spesifik bir tavrı var.

Bundan tek çıkış yolu Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs’ın 3 bağımsız ülke olarak oturup bir anlaşmaya ulaşması. Bir anlaşmaya ulaşırlarsa hiçbir Akdeniz ülkesi buna itiraz etmez.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89