• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • İstanbul 23 °C
  • Diyarbakır 27 °C
  • Ankara 18 °C
  • İzmir 25 °C
  • Berlin 17 °C

PKK'yla görüşme meselesi...

Ali Bayramoğlu

Leyla Zana'nın Can Dündar'a söylediği şu tarz sözleri sık duymaya başladık:

"Nefreti görmüş, öfkeli bir kuşak geliyor. Onlara 'fırtına çocukları' deniyor. Devlet elini çabuk tutup bugün bu sorunu bizimle çözmezse, arkamızdan gelenlerle barışması çok zor olacak. Bu fırsat kaçırılmamalı..."

Bu, hafife alınmayacak bir tespittir.

Ancak bilmek gerekir ki, bu öfke ve onun etrafındaki siyasallaşma hali madalyonun sadece bir yüzünü oluşturur.

Madalyonun öte yüzünde ise şiddete ve siyasi iklime rağmen bir bireyleşme hali, Kürt, Türkiyeli, Ortadoğulu, genç, milliyetçi, evrenselci pek çok kimliğin, pek çok değer sisteminin tek kişide iç içe geçtiği bir "olgunluk" hali yaşanmaktadır...

İç içe giren bu iki hal, aslında devletin ve siyasi iktidarın olduğu kadar, Kürt siyasi aktörlerin de meselesidir.

Gelişmeleri bu iki halden hangisinin daha çok etkileyeceği ve yönlendireceğinin, bu aktörlerin vereceği "şerbet"le yakından ilgili olduğuna şüphe yok.

Bu şerbet konusunda ciddi sorunlar yaşandığı da açık...

Nitekim siyasi iktidar seçim koşullarına uygun davranıyor ve BDP'yle yarışmayı öne alıyor. KCK davası da bunun bir parçası, son dönemlerde kullanılan dil de...

Verdiği siyasi şerbet açıkçası eksik kalıyor ve öfkeyi tahrik ediyor...

BDP'yle ilgili olarak, pek çok kez yazdık, iki mesele öne çıkıyor:

Birincisi Kürt meselesinde temsilin kendilerinde olması ve kalması, ikincisi istediği hedefe yol alabilmek için siyasetin toplumsal üzerinde hükümranlığına yol açan, demokratik girdileri dahi marjinal gören aşırı stratejik ve faydacı tutum...

Bu şerbet ise çok fazla, yine öfkeyi siyasi girdiye çevirmeye çalışan bir şerbet...

Şunu görelim:

Bugüne gelinebildiyse, yol alınabildiyse bu, tersi uygulamalarla, uygun şerbetlerle olmuştur.

Nitekim son 8 yılın bilançosu ortada:

Temel hak ve özgürlükler alanının genişlemesi, bu çerçevede Kürtlerin taleplerini daha somut bir şekilde ifade imkânına kavuşmaları, dil ve kimlik üzerindeki yasal baskıların önemli ölçüde giderilmesi, resmi bakışın Kürt sorununu Kürtlerin talepleri ve durumlarından kaynaklanan bir mesele olduğu kabul noktasına gelmesi ciddi gelişmelerdir.

Bunlara perde arkası adımları da eklemek gerekir.

Yine İmralı'yla, Kandil'le silahın bırakılması, siyasi bir çözüm yolu bulunması için temaslar...

Bugün bu görüşmelerin varlığını hem asker, hem siyasi iktidar, hem BDP'liler kabul ediyor...

Aslı Aydıntaşbaş'ın iki gün önce Milliyet Gazetesi'nde çıkan bir değerlendirmesi bu açıdan oldukça önemlidir.

Özetle şunları söylüyor:

"2005'te Şenkal Atasagun'un MİT Müsteşarlığı döneminde Müsteşar Yardımcısı Emre Taner, İmralı'da Abdullah Öcalan'la ilk görüşmeyi yaptı.

2006'da MİT, Dışişleri ve güvenlik bürokrasisinde şekillendirmeye başladığı 'PKK'yı Dağdan İndirme Projesi', özellikle dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'den destek gördü. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 'Deneyin bakalım' diyerek güvenlik yetkililerine yeşil ışık yaktı. Asker engel olmadı, ancak planda yer almadı.

2006'da MİT, Celal Talabani ve Mesut Barzani üzerinde Kandil üzerinde 'çözüm baskısı' kurmaya başladı. 2007'de Yaşar Büyükanıt'ın Genelkurmay Başkanlığı'yla açılımın 2005'te başlayan birinci aşaması son buldu. Askeri operasyonlar arttı, şehit cenazeleri gelmeye başladı.

2008 ortasında Kandil, İmralı ve Avrupa ile temas yeniden başladı ve PKK'nın silahsızlanma projesi somutlaştırıldı. 2009'da İlker Başbuğ'un Genelkurmay Başkanlığı'na gelmesiyle asker de projenin arkasında yer aldı.

2009 yerel seçimler öncesi PKK'nın tek taraflı ateşkes ilanında Kandil, 2010 referandum öncesinde ise İmralı'yla diyalog etkin oldu.

PKK'nın Avrupa kolu, İmralı ve Kandil'deki ılımlı kanatla temaslar, 2010 yılında da devam etti..."

Siyaset gerçek ve önemlidir...

Mesele bunu, çoğulculuk ve demokrasi içinde yapabilmektir...

Ve seçimlerden sonra gerçek hayat tekrar başlayacaktır.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89