• BIST 10158.63
  • Altın 2471.061
  • Dolar 32.1553
  • Euro 34.9051
  • İstanbul 12 °C
  • Diyarbakır 9 °C
  • Ankara 8 °C
  • İzmir 11 °C
  • Berlin 16 °C

Paketten ne çıkacak?

Fehim Işık

Başbakan Demokratikleşme Paketi’ni 30 Eylül günü yapacağı toplantıyla kamuoyuna açıklayacağını söyledi. Peşinden ekledi; “Hemen Meclis’e getirmeyip sivil toplumun, farklı çevrelerin tartışmasına açacağız” dedi.

Meclis’te temsil edilen patiler, ana muhalefet partisi CHP de, paketin birinci dereceden muhatabı diyebileceğimiz BDP de, paketin içeriğinden haberdar değil. MHP’nin ise hiç de ciddiye alınmayacak bir paket karşıtlığı üzerinden statükoyu koruma yaklaşımı var.

Hükümet kanadından paketle ilgili verilen tek ipucuna gelince; onlar, paketin “Türkiye’nin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak, en kapsamlı paket” olduğunu söylemekle yetiniyorlar şimdilik.

Daha önceden yazılan bazı net ifadeler vardı.

Bir kez daha tekrar edersek...

Eğer Başbakan ve hükümet üyeleri daha önce dile getirdikleri görüşlerini muhafaza ediyorlarsa –ki bu görüşleri muhafaza ettiklerine dair güçlü emareler var– paketin içeriğinde ne olduğunu bilmiyoruz ama ne olmayacağını biliyoruz...

Ana dille eğitim yok; çünkü Başbakan ana dille eğitimin Türkiye’yi böleceği iddiasında...

Seçim barajının düşürülmesi yok; çünkü Başbakan barajın anti demokratlığı ile ilgili değil. O, Meclis’e gelmek isteyenlerin daha çok çalışarak bunu başaracağı inancında.

KCK tutuklularının bırakılmasına dönük bir yaklaşım yok; çünkü Başbakan KCK tutuklularının rehin tutulmasına hala ihtiyaç duyuyor.

Yargının siyasallaşmasını engellemeye dönük pakette neler olacağı, herkesin tek bir değerlendirmeyle terörist ilan edilebileceği Terörle Mücadele Kanunu’nda hangi değişikliklerin yapılacağı, Siyasi Partiler Yasası’nda demokratikleşmeyi güçlendirecek hangi adımların atılacağı ile ilgili de bildiğimiz bir şey yok. Ama hükümetin uygulamalarından şunu biliyoruz ki kendisinin iktidar olmasını sağlayan 12 Eylül’ün ucube, anti demokratik yasaları değişirse iktidarları riske girebilir. Hükümet yalnız önümüzdeki dönem değil, en azından 2071’e kadar iktidarda kalmayı hedeflediği için eğer etkin bir kamuoyu ve bir o kadar da etkin bir muhalefet olmaz ise sözünü ettiğimiz anti demokratik, faşizan yasalarla ilgili de ciddi adımlar atmayacak.

30 Eylül günü açıklanacak paketle ilgili bildiklerimiz ve bilmediklerimiz bunlar.

Hadi bunları geçtik...

Hükümeti çözemiyoruz, bu nedenle niçin bu kadar kendini kastığını anlamıyoruz, diyelim.

Ama şunu da biliyoruz: Atılacak herhangi bir adımın en önemli emaresi samimiyettir.

Bazı düzenlemeler tek bir günde, tek bir dönemde yaşama geçirilmeyebilir.

Bu nedenle hükümetin kendini kasabilir, bunu da anlamak mümkün...

Ama yaklaşımlarda samimiyet var ise anlamakta pek zorlanmayacağımız bu engel pekala aşılabilir.

Peki, hükümet attığı/atacağı adımlarda samimi mi?

Eskileri geçtik, şu son pakette ne kadar samimi bakalım...

Madem sivil toplumun, farklı çevrelerin tartışmasına açılacak, hemen Meclis’e sevk edilmeyecek, neden şimdiye kadar paketin içeriğini görüşlerine açılacağı kesimlerle paylaşmadılar, onların önerilerini dikkate almadılar?

En önemlisi de yeni yılın ilk günlerinden beri konuşulan, kısmi adımlar atılan “Barış ve Çözüm Sürecini” güçlendirecek yaklaşımlar neden benimsenmedi?

Nedeni basit...

Sadece kendi iktidarlarının geleceğini düşündükleri için...

Başbakan, 2011 seçimlerinden hemen sonra yaptığı balkon konuşmasında tüm Türkiye’nin hükümeti olacaklarını söylemişti. Geçen zamanda da gördük ki bu söz sadece zevahiri kurtarmak için söylenmiş bir sözdür.

Başbakan’ın esas fikri, bir dil sürçmesi ile değil üstüne basa basa söylediği kindar ve dindar nesil isteminde gizli...

Demokratikleşme Paketi’nin bunca dönemdir tartışılmasına rağmen diğer siyasi partilerden, sivil toplum kurumlarından bir sır gibi saklanmasının “esas fikri” de budur.

Başbakan önümüzdeki yıl yapılacak iki seçimde kendini milliyetçileşen, ırkçılaşan oy tabanı karşısında zorda bırakacak hiçbir adımı atmak istemiyor, atmayacak da.

“Barış ve Çözüm Sürecini” riske sokacak söylemleri bu kadar rahat kullanmasının, ötekileştirici, kamplaştırıcı adımları bu kadar rahat atmasının nedenlerinden biri de budur.

Tüm bu kaygılardan dolayıdır ki paketten bir şey çıkacağına, toplumun taleplerini karşılayacağına inanmıyoruz.

Umarım yanılırız...

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89