• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • İstanbul 23 °C
  • Diyarbakır 25 °C
  • Ankara 19 °C
  • İzmir 27 °C
  • Berlin 20 °C

Oksijensizlik...

Ali Bayramoğlu

Türkiye'nin siyasi manzarası, bu manzaraya baktığınız açıya göre değiştiği gibi, "asıl resim" pekçok farklı, hatta zaman çelişki katmanlardan oluşuyor.

Devlet içi gerginlikler, otoriterlik ve demokrasi arasındaki salınmalar, yargı-polis sorunu, siyasetsizliğe mâhkum edilen Kürt sorunu, zorunlu ilk eğitim, 28 Şubat tartışmaları üzerinden "aidiyetçi siyaset algısı"nın yeniden baş göstermesi...

Bunların her biri gündemin parçaları...

Kürt sorunu bunlar arasında ayrı bir önem taşıyor, malum.

Önem sadece Kürt sorununun derinliğinden ileri gelmiyor, aynı zamanda bu sorunun ülkenin siyasi iklimini kökten etkileme gücünden kaynaklanıyor. "Güvenlikçi iklim ve politikalar" ile "siyasete kapı açan demokratik iklim ve uygulamalar" kefeleri arasındaki balans, özellikle Kürt sorunundan ürüyor.

Malum, seçimlerden bu yana Kürt sorununda "siyasi alet kutusu" tümüyle rafa kaldırılmış durumda, Meclis'te BDP ve siyasi iktidar arasındaki ilişki "sıfır" noktasına yakın, sorun "operasyon, soruşturma tutuklama"lar ve bunların tartışılması etrafında ele alınır halde.

Bunlar arasında, acaba, bir soluk alma, temiz hava soluma imkanı bulabilecek miyiz?

Belki...

Nitekim iki gün önce "Genişletilmiş İl Başkanları" toplantısında Başbakan uzun süredir ilk kez farklı bir tınıyla konuşuyordu. Kürt sorunuyla cepheden yüzleşmesini, 2005 Ağustos konuşmasını hatırlattı. Bu sorunun pekçok boyutu olduğu ve sorunu çözme niyeti ve iradesi taşıdıklarını ifade etti. Bu çerçevede Uludere'nin üzerine gittiklerini ve sonuna kadar gideceklerini söyledi.

Bulunduğumuz "sıfır" noktasına oranla bakarsak, bu sözleri önemsemek gerekir...

Ancak "siyasete dönüş için sözlerden fazlasına ihtiyaç olduğu da ortada"...

Siyasete dönüşün koşulları var ve siyasi iktidarın bu açıdan hızla el atması gereken kimi konular var.

Bunların başında uygulama sorunları, KCK operasyonlarının kapsamı geliyor. Şöyle de söyleyebiliriz: Hükümetin Kürt sorununda izlediği, "şiddet dışı Kürt siyasi alanı"na ve bu alanla temas halindeki düşünce ve eylem dünyasına uyguladığı "baskı politikası"ndan hızla vazgeçmesi gerekiyor.

İkinci nokta, zorlukları ne olursa olsun, parlamentoda Kürt sorununun görüşülmesi, çözüm amaçlı bir diyalog oluşması, siyasi alanın genişletilmesi için, BDP'yle ilişkilerin normalleştirilmesi icap ediyor.

Bunlar yanında, mevzuat değişiklikleri ve uygulamalarla, ana dilde eğitim, kent, kasaba isimleri gibi konular üzerinden "demokratikleşme politikaları"na yeniden ivme kazandırılmak bir kaçınılmaz olarak iktidarın karşısında duruyor.

Söyledik, böyle bir geri dönüş sadece Kürt sorununun çözümüne giden yolu zorlamakla kalmaz, aynı zamanda Türkiye'de otoriter kokular saçan siyasi iklimi değiştirir.

Tekrar vurgulayalım "güvenlikçi iklim ve dil", siyasetsizliğin ve eksik demokrasi halinin hem sonucu, hem nedenidir.

Demokrasi ise hem Türkiye'nin hem AK Parti'nin oksijenidir.

Oksijensizlik halinde yaşanan savrulmaların bir örneğini, Erol Katırcıoğlu, AK Parti'nin kimlik siyasetine geri dönüş eğilimi olarak değerlendiriyordu, son yazısında:

"AKP'nin (...) kendi kimliği içinden konuştuğunu söylemek mümkün. 'Dindar gençler yetiştireceğiz'den tutun, eğitimle ilgili modeli savunurken bir çeşit '28 Şubat'ın rövanşı izlenimi uyandıran açıklamaları, TÜSİAD'la girişilen polemik, bütün bunlar AKP'nin İslami kimlik içinden siyaset yapmaya devam ettiğini düşündürüyor..."

Dar alan siyaseti işte biraz da budur...

Nitekim AK Parti bile, 28 Şubat'ın sadece İslami kimliği hedefleyen müdahaleden ibaret olmadığını, toplumun tümüne, özellikle demokrasiye karşı bir girişim olduğunu bile bu koşullarda unutabiliyor...

Çıkış yolu bellidir:

Siyaset, siyaset üzerinden demokrasi...

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89