• BIST 9935.96
  • Altın 2959.844
  • Dolar 34.6251
  • Euro 36.7015
  • İstanbul 10 °C
  • Diyarbakır 7 °C
  • Ankara 6 °C
  • İzmir 16 °C
  • Berlin 4 °C

Nereye gidiyoruz: 4 soru, bir analiz...

Ali Bayramoğlu

Muhtemel anayasa, onu takip edecek bir referendum, Cumhurbaşkanlığı seçimleri, ardından genel seçimler...

Bunlar önümüzdeki dört yılın gündem maddeleri ve bu gündem maddeleri ülkenin açacağı yeni sayfanın rengini belirleyecek...

Renk farklı olacak biliyoruz...

Ama hangi renk olacak, işte onu bilmiyoruz.

Zira sanılanın aksine, siyasi olarak soruların arttığı, belirsizliklerin yoğunlaştığı bir dönemden geçiyoruz.

Siyasi alana ilişkin önümüzde dört belirsizlik alanı ve elbet dört soru sepeti var.

Bunların "ilki" anayasa, rejim ve iktidar meseleleriyle ilgilidir.

Teslim edelim: Bugün itibariyle partiler arası uzlaşma kanalları dar, ortak siyasi alan tahrip edilmiş durumda, Meclis ve ülke yeni bir toplumsal mutabakatı, yeni Türkiye'nin anayasasını tartışma havasından çok uzakta. Siyasi iktidarın milletvekili sayısı ise bir anayasa metnini tek başına referanduma götürmeye dahi yetmiyor.

Sonuç olarak karşımızda yeni anayasanın hazırlanmasını yokuşa sürebilecek, hatta rafa bile kaldırtabilecek bir tablo var.

Bu sorunların aşıldığını varsayalım...

Bu kez önümüze, yeni anayasanın nasıl bir rejime işaret edeceği sorusu çıkıyor. Bu soru, parlamenter sistem, yarı-başkanlık, başkanlık sisteminden hangisi- nin tercih edileceği sorusu şu an askıda.

Askıdaki bu "soru"nun AK Parti içindeki iktidar dönüşümünü belirleyeceği de ortada.

Kim, Çankaya'ya hangi koşullar ve yetkilerle çıkacak? Başbakanlığı ve AK Parti liderliğini kim üstlenecek?

Yanıtlar belirsiz...

Zinciri takip edilip, tek partili demokrasi ikliminde bu soruların sadece AK Parti'nin değil, aynı zamanda Türkiye'nin soruları olduğunu dikkate alırsak belirsizlik daha derinleşecektir.

"İkinci" belirsizlik alanı, AK Parti'nin temel siyasi güzergahıyla ilgilidir.

Şüphe yok siyasi gündemin bir sürekliliği var, örneğin tasfiye davaları sürüyor, Adalet Bakanlığı hukuk alanını genişletecek tedbirler hazırlıyor, AB uyum paketleri üzerine çalışılıyor. Demokratikleşme genel bir dil olarak benimseniliyor.

Ancak şu soru yanıtsız:

Siyasi iktidar ağırlığını sisteme ilişkin reform programlarını sürüdürmekten yana mı koyacak yoksa toplumu yukarıdan aşağıya ahlak inşası işine mi girişecek?

Bugün itibariyle, değişimci makro politikalar ile tutucu mikro politikalar arasındaki denge, ikincisine doğru kayma belirtileri gösteriyor.

Açıktır ki, doz artması bu tür ahlakçı politikalar, demokratikleşme-modernleşme üzerinden oluşan yeni toplumsal sentezi tahrip etme riski taşırlar. Bu politikaların hem yaşam biçimi kutuplaşmalarını tahrik etme hem özgürlükler konusunda ciddi sapmalar üretme ihtimali bulunur.

Toplumsal iklim ve özgürlükler açısından geriye dönüşlerin üreteceği siyasi gelişmeler ise ancak belirsizliğe işaret eder.

"Üçüncü" belirsizlik alanı Kürt meselesiyle daha doğrusu Kürt sorununun ülkenin demokrasisine ve siyasi iktidarın diline, tutumuna çıkaracağı faturayla ilgilidir.

Sorun, siyasi imkanları tükettikçe, konuşma ve çözüm ortamından uzaklaştıkça, KCK tipi operasyonlara havale edildikçe rejimin otoriterleşme dozu artmaktadır.

Ve otoriterleşen dil, sembol, uygulama olarak hem siyasi iktidarı yönlendirmekte, hem Kürt meselesi dışındaki diğer alanlara sirayet etmektedir.

Ve gerek Kürt meselesi, gerek otoriterleşmenin boyutları ve sonuçları açısından ortada ciddi bir belirsizlik bulunmaktadır.

"Dördüncü" belirsizlik sahası dış politikadır.

Ortadoğu dengelerinin, Sünni-Şii, İran-Batı gibi gerilim hatlarının aktif aktörü olmaya başlayan Türkiye, çatışma ve gerginlik riski açısından sıcak sularda dolaşmaktadır.

Ve bu suların kurallarına ve bu sularda üreyebilecek fırtınalara açık haldedir...

Evet, önümüzde sorular ve belirsizlikler pekçok...

Ama unutmayalım, bu ülkenin 2023'e nasıl dokunacağı hepimizin meselesidir...

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89