• BIST 9645.02
  • Altın 2430.366
  • Dolar 32.529
  • Euro 34.865
  • İstanbul 18 °C
  • Diyarbakır 13 °C
  • Ankara 18 °C
  • İzmir 24 °C
  • Berlin 4 °C

Lhasa’nın kalbinden dile gelen: Büşra…

Güler Yıldız

İşte, yine o şarkısı bol dar yollardan geçiriyorum kendimi… Hüzne bulanmış neşenin dip yaptığı bir yolculuk anı… Zamanın içinde kavrulmuş buğday tarlalarında işe yaramaz bir rüzgâr gibi şarkılarım.

Bu şarkıdan evvel kapımı çalan bir cümleden söz edeyim size, şöyle yangın cinsinden: „Tahliyemi istemekten utanıyorum, beraatımı istiyorum.”

Her zaman ve her yerde barıştan yana olan bir kadın söyledi bunu, benim de dostluğumu, arkadaşlığımı beslediğim ve özlediğim Büşra!

Ben sancılı son yıllarının ardından bize hüznü vasiyet eden Lhasa’ya kapılmış gider iken, işte bugün akşamüstü Büşra serbest bırakıldı. Onu bir otobüsün içinde, yüzünden indirmediği o sevimli gülen/düşünen fotoğrafı ile uğurladık dar koridora. Zaten yeteri kadar yalnızlaştırılmış, deyim yerindeyse bir başına bırakılmış, insansız sokaklarda köşeye sıkıştırılmıştık. Yanımızda yöremizde kim varsa sesi ve varlığı ile bize omuz veren, onlar da toplanınca usulsüz, uygunsuz, çirkince; yakmak gerekirdi külleri de…

Büşra bugün özgür…

Köprüdeki Kız filminde geçer, ahh, bir heyet toplanmıştır ve sevgili saf Adele’i sorgularlar… Adele neden evden ayrıldığını, okula neden gitmediğini, kaçışının arkasındaki gerçek her ne ise öğrenmeye/yargılamaya can atarlar. Ne desin Adele?

Soru: “özgür olmaya ihtiyacın vardı…”

Adele: “özgür olmak konusunda bir fikrim yok…”

Burada bir yerde parçalanabilir nar, boyayabilir düzenin/düzen yanlılarının kıymetli beyazlarını. Hah, onlar ahlakçılık diyor kuşkusuz, ama birileri nar suyu kaçırmalı beyaza boyadıkları yalnızlıklarına: Ahlak beyaz mıydı taa en baştan beri?

Âdem de Havva da habersizdir bundan. Yaratılışın hiçbir anında niyet de dahil beyaza rastlanmamıştır oysa!

Büşra özgür mü şimdi?

Muhsin Kehya gibi yani…

Eline kalemden başka “silah” almamış olan Büşra’nın özgürlüğü ile eline silahtan başka bir şey almamış bir tanımlı katilin özgürlüğü aynı mı olacak şimdi?

Yok, yok, aklımıza geleni savmayalım bir köşeye, Bahçelievler katilleri ile Muhsin Kehya’nın serbest kalışlarının yarattığı anormal gazı alıyor yargı. Büşra bir bedel olarak özgür ve diğer 16 kişi de… Zaten devletin her itirazı barındıran adresi KCK’ye içimiz ne kadar ısınmıştı, bi söylesenize?

Büşra’nın özgürlüğü Mestan ve Fistan (kedileri) için… Benim gibi içeride olana dışarıdan ne yazacağını bilemeyenler için, alışkanlık kazandığı yaşama biçimi, o alışkanlığın içinde birlikte zamanı tükettiği sevdikleri için, Datça’sı için, İstanbul’u için ve yarım bıraktığı yazıları, kitapları için…

Demek ki özgürlük, yaşamsal alışkanlıkları koruyabilmenin de tek adresi…

Büşra’nın özgürlüğü hayata kaldığı yerden bilenmek için değil, içeride büyüttüğü anları dışarıda daha bir beslemek için…

***

Dönersek Con Toda Palabra’ya, o hüznün başkenti olan şarkıya…

ve de Lhasa’ya…

Eve dönüştürülmüş bir okul otobüsünde büyüttüğü kendi, ailesi ile birlikte tüm ABD’yi gezdi… Okul yüzü görmedi ama bindikleri okul otobüsü/evde tek öğretmenleri anneleriydi. Kardeşleri ile beraber hayvanların başrolde olmadığı sirklerde ruhunu adam etti. Kısa yoldan hayat demedi, aynaya baktığında gururla gördü ki: Hayat kendisiydi! Daha yaşı 13’ken bir kafede şarkı söylerdi. 19 yaşında aldı kendini Montreal’e geldi ve 1997’de ilk albümü La Llorana yayımlandı. Ahh, bu tesadüflerin prestijli ödüllere boğduğu bu hüzün ve kutsallık abidesi, 2 yıl önce göğüs kanserinden ölüverdi.

Yaktılar bedenini ve savurdular küllerini nar kırmızısı bir gecede denizin en serserisine…

Adını niye Lhasa koydular bilinmez, demek ki anne ve babası da özgürlüğün başka adresiydi. Çünkü Lhasa Çin’in Tibet özerk bölgesinin başkentiydi ve üstelik Dalay Lama’nın oturduğu kutsal bir şehirdi. 1904 yılına dek Tibetliler dışında kimsenin giremediği bir mahremiyetti…

Şimdi sadece 2 albümü ve her defasında güldüğü bir dünya fotoğrafı var…

Özgürlüğü dibine dek yaşamış gözlerin kısıldığı hüznü bir de… Eminim o da Adele gibi özgürlük konusunda fikri olmayandı…

İşte bu yazıyı doğuran onca gün ve geceden sonra, insanı sıkmayan, boğmayan sadece tek vuruşluk bir saltanat gibi duran sesi, insanın ruhuna asılı kalan…

Büşra, hoş geldin dışarıda bıraktıklarına…

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89