• BIST 10173.42
  • Altın 2435.967
  • Dolar 32.2582
  • Euro 34.9185
  • İstanbul 14 °C
  • Diyarbakır 16 °C
  • Ankara 14 °C
  • İzmir 22 °C
  • Berlin 24 °C

Kürtler bir daha ‘oyuna’ gelmemeli…

Fehim Işık

Kürtlerin tarihi bir dönemeçten geçtiğine kuşku yok. Yüz yıla varan ağır bir ezilmişliğin ve bir o kadar onurlu bir mücadelenin ardından yeni kavşağı olabildiğince sorunsuz aşmak için çaba gösteren Kürtleri, inanıyorum ki bu kez bölge üzerinde emelleri olanlar rahat bırakmayacaklardır.

Ne yazık ki bunun zemini de var.

Birincisi, Kürdistan’daki yapıların önemli çoğunluğunun ne çıkış amaçları, ne de nihai olarak varmak istedikleri nokta birbirinin aynı değil. Bu doğal gibi görünse de Kürtlerin yüz yıllık geriden gelişinin temel nedenleri incelendiğinde bu doğallığın Kürtlerde ciddi olumsuzluklara neden olduğunu da görmek mümkün.

İkincisi, Kürtlerdeki bu farklılığın bölgeyi dizayn eden/etmeye çalışan güçlerce kendi lehlerine kullandığı gerçeğidir. Güç ve otoritenin ahlaksız kibrini kullanan, bunun üstüne de Kürtlerin dağınıklığını ekleyen güçler ne yazık ki çoğu kez emellerine ulaşmada başarılı olmuşlardır.

Üçüncüsü ve kanımca en önemlisi de, Kürdistan coğrafyasının bölge devletleri arasında bölünmüşlüğüdür. Kürtlerin İran, Irak, Suriye ve Türkiye arasında bölünmesi, akabinde özgürlük mücadelesi veren Kürtlerin arka kapı olarak kendi halkını baskı altında tutan, katleden bir diğer egemen ülkeye yaslanmak zorunda kalması, zaman zaman ciddi sorunlara, Kürtler arası önü alınmaz iç çatışmalara da neden olmuştur.

Bu realite, elbet Kürtleri kullanmak isteyen, onları kendi emelleri doğrultusunda yönlendirmek isteyenlerin avantajlarıdır.

Kürtlerin avantaj olarak varsayacağımız yönü ise deneyim ve birikimleriyle bunların tümünün farkında olmalarıdır.

Hiç kuşkusuz bu önemlidir ve Kürtler, hem uzun erimli mücadeleleri, hem de avantaj olarak değerlendirebileceğimiz bu deneyimleri sayesinde yeniden bölgenin önemli bir aktörü durumuna gelebilmişlerdir.

Rojava’da, Kürt Yüksek Konseyi’nin kuruluşundan sonra 19 Temmuz 2012’de Kürtler birçok yerleşim birimini yönetmeye başladıklarında, köşe başını tutmuş haramzadeler Kürtleri çatıştırmak için yapmadık oyun bırakmadılar. Bu oyunları tutmayınca, El Nusra gibi taşeronları, akabinde de ÖSO içindeki bazı grupları Kürtlerin üzerine saldılar. Tüm bunların üzerine şimdi de “Pêşxabûr/Sêmalka” sınır sorunu çıktı.

Bu sorunu kaşıyan, bunun üzerinden Kürtleri vurmaya çalışanlar, yine eminim ki bu taşeronları kullananlardır. Kürtler de, tüm deneyim ve birikimlerine rağmen bu sorunu halen çözebilmiş değiller; üstelik sorunu büyüten söylemlerle ister istemez başkalarının ekmeğine de yağ sürüyorlar.

Çok net söylemek gerekirse, sınır hem kapalıdır, hem açıktır.

Sınır kapalıdır, çünkü Güney Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile Batı Kürdistan’ın ağırlıklı partisi PYD arasında baş gösteren ve özü esasen ‘siyasal’ olan bazı sorunlar vardır.

Sınır açıktır, çünkü Güney Kürdistan Bölgesel Yönetimi yaralıların geçişi ile insani yardım amaçlı geçişlere engel olmamıştır, olamaz da...

Elbet, sorun yalnız başına sınır sorunu değil. Kürdistan’ın asli aktörleri arasında yaşanan başka sorunlar/sıkıntılar da var. Üstelik bu sorunlar sanıldığı gibi yalnızca PKK ile PDK veya El-Parti ile PYD arasında değildir. YNK’den Goran Hareketine, Doğu Kürdistan’daki partilerin kendi arasındaki sorunlardan Kuzeyli güçler arasındaki sorunlara kadar anlayış farklılığından kaynaklanan birçok sorun daha vardır.

Bu sorunların önemli bir kısmının çözümü hiç kuşku yok Ulusal Kongre’nin ilgi alanına girmektedir. Ama tümü olmasa bile sınır sorunu gibi bazı sorunların bugünlerde erteleneceği konuşulan Ulusal Kongre öncesinde çözülmesi gerekmektedir. Sınır sorunu Kongre öncesinde çözülmeyip Kongre’ye taşınsa bile sorunun taraflarının Kongre’yi zaafa uğratacak bir söylem içinde olmamaları gerekmektedir.

Kürt siyaseti, sadece partilerden ibaret değil. Artık birçok siyasal partinin birkaç adım ötesinde olacak kadar politize olmuş bir Kürt halkı gerçekliğinden söz ediyoruz.

Milyonlarca Kürt umudunu ve geleceğini, onlarca partiye değil ama sayıları bir elin parmaklarını aşmayan üç-beş parti ile bu partilerin ve liderlerinin basiretine bağlamış durumdadır.

Sorunlar çözülmez, bir kez daha bölge devletlerinin, bölgede emelleri olan uluslar arası aktörlerin oyunlarına alet olma gibi bir yanlışa yeniden girilirse, tarih bugünün asli aktörlerini bir daha affetmez.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89