• BIST 10045.74
  • Altın 2395.993
  • Dolar 32.4805
  • Euro 34.6399
  • İstanbul 16 °C
  • Diyarbakır 23 °C
  • Ankara 20 °C
  • İzmir 27 °C
  • Berlin 26 °C

Kürt dirilişinin mimarı sosyalist düşüncedir (1)

Fehim Işık

Türkiye solunun önemli bir bölümü, ağır bedellere mal olan Kürt halkının direnişini uzun yıllar görmezden geldi ya da -1991’li yıllarda Irak Kürdistanı’nda yaşananlara dönük söylenenlerde olduğu gibi- Kürt halkının mücadelesini küçümseyip kazanımların neredeyse tümünü ABD ile işbirliğine bağladı.

Elbet bu yaklaşımı genellemek haksızlık olur ama farklı nüanslarla da olsa Türkiye solunda bu türden bakış açılarının hala olduğunu söyleyebiliriz.

Türkiye solunda bir başka bakış açısı daha egemen; o da Kürtlerin yeniden dirilişini sadece PKK’nin 1984 yılında başlattığı silahlı mücadeleye bağlayanların tutumu…

Esasen her iki gruptakiler de bilmediklerinden değil, siyaseten böyle değerlendirmek istediklerinden bu sonuca ulaşıyorlar.

Kuzey’deki Kürt dirilişinin tarihini 1984 ile başlatmak elbet doğru olmayan, eksik bir değerlendirmedir. Kürt hareketinin 1984 sonrası izlediği rotanın, bedeli ağır da olsa Kürtlere ciddi kazanımlarının olduğu, etkili bir direniş hattını oluşturduğu yadsınamaz. Ancak Kürtlerin yakın tarihini incelediğimizde, her şeye rağmen 1984’ün yeniden dirilişin miladı olarak ele alınamayacağını, alınmaması gerektiğini söyleyebiliriz.

Türkiye solunda olmasa da Kürt siyaset çevrelerinin bir kısmında 1984’ün etkilerini görmezden gelerek hatta yok sayarak Kürt hareketinin Kuzey’deki dirilişini yalnızca 1961 yılında Irak Kürdistanı’nda silahlı mücadeleye başlayan Barzani hareketine bağlayanlar da var. Elbet bu da eksik ve bir kadar da yanlış bir değerlendirmedir. 1961 yılında Mele Mustafa Barzani’nin Irak Kürdistanı’nda silahlı mücadeleyi başlatması sonrasında kurulan T-KDP’nin (Türkiye Kürdistanı Demokrat Partisi), Kuzey Kürtlerinin 1938 sonrasındaki ilk politik Kürt örgütlenmesi olduğu doğru. Ancak bu örgütlenme Irak Kürdistanı’ndaki hareketi destekleme boyutunu aşamadı; 1938’li yıllarda Kürtlerin üzerine serpilen ölü toprağını, bu halkın üzerinden atmayı başaramadı.

1938 İsyanı’ndan sonra büyük bir sessizliğe bürünen Kuzey’deki Kürt hareketinin ilk ciddi dirilişi, İsyanın bastırılmasından sonraki ulusal uyanışın Kürtlerin sol ve sosyalist düşüncelerle tanışmasına bağlamak, en doğru tutumdur, inancındayım. 1960’lardan sonra sol ve sosyalist düşünceyle tanışan, bu zeminde örgütlenen, sosyalizmin Kürt halkının özgürlüğünü de beraberinde getireceğine inananların, ağırlıkla da metropollerdeki Kürt aydın, emekçi ve öğrencilerinin, Kürtlerin 1938’le birlikte yıkılan hayallerini yeniden realize ettiği inancı en doğru yaklaşımdır, kanımca.

Tümünü bu haftaki köşede yazamam ama haftaya da devam etmek üzere gerekçelerine kısaca değinmeye çalışayım.

Kuzey Kürtlerinin, tüm diğer isyan ve başkaldırılarında olduğu gibi 1938 İsyanı’nın da bilançosu ağır oldu. Bu isyan sırasında ve sonrasında büyük katliamlar ile sürgünler yaşandı. Kürt halkının önderleri idam edildi. Tüm bunlar yapılırken Cumhuriyet’in egemenliği de giderek arttı. Cumhuriyet’in kurucuları devletin alt ve üst yapısını kurumlaştırdı. Silahlı güçler, ekonomi ve eğitim alanlarındaki kurumlar başta olmak üzere tüm devlet yapılanması toplumun her kesimine egemen oldu. “Tek Dil-Tek Millet” anlayışı, büyük bir korku ve sindirme politikasıyla birlikte toplumun her kesimine, zımni de olsa kabul ettirildi. Elbet Cumhuriyet’in bu politikalarından en çok ‘nasiplenenler’ de, Kürtler oldu.

Bunca baskı ortamı, doğaldır ki, Kürtleri sindirdi. Uzun yıllar sessiz kalan, baskı ve asimilasyon politikalarıyla dönüşen/dönüştürülmek istenen Kürtler, Cumhuriyet’in yanında yer almasalar bile, yaşanan baskı politikalarının sonucu olarak Cumhuriyet’in karşısında da olamadılar. Kısmi de olsa karşı politika, karşı koyuş geliştiremediler. Bu durum, TİP’in (Türkiye İşçi Partisi) kuruluşuna kadar devam etti. TİP, birlikte mücadeleyi benimseyen Türkiyeliler, T-KDP ise ağırlıkla Kürtler üzerinden örgütlenen ve kabul etmek gerekir ki Cumhuriyet’in gidişatına karşı geliştirilen ilk örgütlü tepkiler oldular.

Örgütlü tepkilerin gelişim seyirlerini ve Kürtlerin sosyalizmle tanışıklarının mücadeleye etkilerini özetle de olsa yazmaya haftaya devam edeceğim deyip, şimdilik burada noktalayayım.

  • Yorumlar 1
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89