• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • İstanbul 23 °C
  • Diyarbakır 30 °C
  • Ankara 18 °C
  • İzmir 25 °C
  • Berlin 18 °C

Irak Kürdistanı Seçimleri

Fehim Işık

Irak Kürdistanı Bölgesinde ilk özgür seçimler 1992 yılında yapıldı. 92 seçimlerini yakından izleme şansım olmuştu. İlk seçim döneminde yaklaşık iki ay orada kaldım. Bir taraftan mitingleri, seçim çalışmalarını izliyor, basın toplantılarına katılıyor, liderlerle röportajlar yapıyordum; bir taraftan da Irak Kürdistanı Bölgesindeki sosyal yaşamı takip ediyordum.

O zaman başat iki parti iki ayrı renkle seçime katılıyorlardı. Sarı renkli liste Kek Mesud’un PDK’sini, yeşil renkli liste ise Mam Celal’ın YNK’sini temsil ediyordu. Tabi kırmızı renkli komünistler ile farklı renklerdeki İslamiler, Zahmetkêşan, Parti Gel ve diğer gruplarda seçimlere katıldılar. Sarı ve yeşilin PDK ve YNK renklerine dönüşmesi bu seçim ile başladı.

1992 seçimlerinde parlamentoya seçilecek 105 adayı belirlemenin dışında Kürdistan Bölge Başkanlığı için de iki aday vardı: Kek Mesud ve Mam Celal.

Seçimler açıklanan tarihte, 15 Mayıs’ta yapılamadı; kısa süreliğine ertelendi. İki büyük parti arasında sorunlar vardı. Seçimler iki partinin uzlaşmasından sonra, aklımda kaldığı kadarıyla 22 Mayıs’ta yapıldı.

Parlamento seçimlerinin sonuçları beklenenden biraz daha geç açıklandı. İki büyük parti ve kadroları arasında seçim sonuçlarına dönük ciddi tartışmalar vardı. İtirazlar, karşılıklı suçlamalar ve en nihayetinde “fifti-fifti” tabir edilen anlaşma... Azınlıkları temsilen seçilen 5 sandalye dışında kalan 100 sandalye iki büyük parti arasında hatırladığım kadarıyla 43’e 44 paylaşılmıştı. Geriye kalan 5 azınlık dışındaki 13 sandalye de Komünistler, Zahmetkêşanlar, Parti Gel ve İslamilere verilmişti. “Fifti-fifti parlamento”dan çıkan “fifti-fifti hükümet” 4 Haziran 1992’de geniş bir davetli katılımı ve görkemli bir törenle görevine başladı. Koalisyon hükümetinde, PDK ve YNK’nin yanı sıra azınlıklar ile diğer partilerden temsilcilerde vardı.

Ancak o seçimlerde başkanlık oylarının sayımı bir türlü sonuçlanmadı, resmileşmedi. İki lider arasında çok küçük oy farkı vardı. Bu nedenle ne Kek Mesud, ne de Mam Celal başkanlığını ilan edemedi. İkisinden birinin başkanlığını ilan etmesi durumunda, “kan gövdeyi götürür,” korkusu hakimdi, Kürdistan Bölgesine. Gelişmeleri yakından izleyen ve liderlerle toplantı üstüne toplantı yapan Seçim Kurulu, bir müddet sonra iki liderin uzlaştığına dikkat çekerek başkanlık seçimlerinin ertelendiğini, ilerde ilan edilecek tarihte yenileceğini duyurdu. 1992’de ve daha sonrasında bir türlü ilan edilemeyen tarih, 25 Temmuz 2009 oldu. Kürdistanlılar, ancak 17 yıl sonra başkan seçimi için sandık başına gittiler.

Arada çokça şeyler yaşandı. İki parti koalisyon hükümeti kurmuştu. Kısa bir müddet sonra PDK ve YNK arasında kökeni eskilere dayanan sorunlar boy vermeye başladı. En kötüsü ise iki parti 1994 Mayıs ayı ile 1995 Şubat ayları arasında en az 4 bin peşmergenin ölümüne neden olan kanlı çatışmalar yaşadılar. Henüz bile tam olarak birleştirilemeyen iki ayrı hükümetin, Süleymaniye ve Hewler hükümetlerinin kuruluşları bu çatışmalar döneminde gerçekleşti.

2003 yılından sonra tablo bir kez daha Kürtler lehine değişti. Ulusal bir güç birliği oluşturan Kürtler Irak Ulusal Parlamentosunda ciddi bir güç olarak yer aldılar. Irak Parlamentosunda Kürdistan Bölgesini temsil eden parlamenterler, Kürtçe yemin ederek görevlerine başladılar. Irak Anayasası yeniden düzenlendi. Irak Kürdistanı Bölgesi Anayasa’da federal bölge olarak kabul edildi.

Kürdistan’da ve Irak’ta siyasal alanda yaşanan bu değişimler sosyal ve ekonomik yaşamda da etkisini göstermeye başladı. 1991 sonrasında pula dönen Irak dinarı giderek değerlendi; ağır yoksulluk koşullarının hakim olduğu Kürdistan Bölgesi kocaman bir şantiyeye döndü, yatırımlar birbirini takip etti. Yaşam koşulları 1991’e nazaran ciddi anlamda iyileşti.

Elbet olumlu gelişmelerin yanı sıra olumsuzluklar da baş gösterdi. Yönetim kademelerinden, bazı bürokratlardan yayılan pis kokular toplumun geniş bir kesimini rahatsız etmeye başladı. Rüşvet ve kayırmacılık, partisel kökenli bürokratik hakimiyet, kısa zamanda dört bir yanı saran türedi zenginler, toplumun zengin ve yoksulları arasında giderek büyüyen uçurum, tepkileri de beraberinde getirdi. Daha dün gibi hatırlardadır: Kürdistan Bölgesinin kanayan yarası Halepçe’de bile yoksul insanlar ayaklanmış ve milyonlarca dinara yapılan anıt mezarı yerle bir ederek bunun yerine rüşvet ve yolsuzluğa son verilmesini, yoksulluğun giderilmesini istemişlerdi. Anılan dönemde Kürdistan Bölgesinde benzeri onlarca olay yaşandı.

Yaşanan olumsuzlukların, rüşvet ve kayırmanın, türedi zenginlerin etrafı sarmasının en önemli nedeni, hiç kuşku yok ciddi bir muhalefetin olmamasıydı. Bir o kadar önemli bir neden de etkin, denetlenebilir bir hukuk sisteminin olmamasıydı. Federe devletin yönetimini üstlenen iki büyük parti uzlaşmış, köşe başlarını tutmuş bürokratları aracılığıyla bölgeyi istedikleri gibi yönetiyorlardı. Yönetim kademelerindeki partililerin azımsanmayacak bir bölümü, devletin bizzat kendisi gibi davranıyor, diğer partilerden, halktan, hatta YNK ve PDK’nin içinden gelen tepkilere rağmen olumsuzluğun önü kesilmiyordu. Muhalefet güçsüzdü. Kürdistan Bölgesi, PDK ve YNK’ye karşı koyabilecek, tabloyu değiştirebilecek bir muhalefete sahip değildi. Hukuk sistemi de yetersizdi.

Muhalefet içten gelişti. YNK içinde yaşanan tartışmalar sonrasında –ki bu tartışmaların en önemli unsuru rüşvet ve yolsuzluktu-, 1975’te YNK’yi kuran üç örgütten birinin, Maocu Komela’nın lideri olan Noşirvan Mustafa, yolunu Mam Celal ile ayırdı.

Bir yıl gibi kısa sürede muhalefeti büyüten, farklı görüşlere sahip muhalifleri bir araya getiren, etkin bir güce dönüşen Noşirvan Mustafa, 25 Temmuz seçimlerinde PDK ve YNK’nin oluşturduğu ortak Kürdistan Listesi’nin karşısında yer aldı. İslamilerden liberallere geniş bir muhalif kesimi toparlamayı başaran Noşirvan Mustafa ve arkadaşları, seçimlere Goran (Değişim) Listesi ile katıldı.

Muhalif Goran Listesi sadece parlemonto seçimlerine katıldı; Kürdistan Bölge Başkanlığı seçimlerini protesto ederek, boş oy kullandı. Seçime katılan 5 başkan adayından herhangi birini desteklemedi.

Seçimlerin sonucu henüz açıklanmadı. Birkaç gün içinde açıklanır. Bölge Başkanlığını PDK lideri Mesud Barzani’nin kazanacağı kesin. Ancak görünen o, parlamento seçimlerinde PDK ve YNK arzuladıkları sonucu alamadılar. Goran Hareketi, parlamentoda etkin bir grup olacak gibi görünüyor. Resmi olmayan sonuçlara göre Kürdistan Parlamentosunda Kürdistani Liste yani PDK ve YNK’nin ortak listesi yüzde 50-55, Goran Listesi ise yüzde 20-25 arasında bir temsiliyet kazanıyorlar. Geriye kalanlar ise İslamiler ve diğer gruplar arasında paylaşılıyor.

İlk seçimlerden bu yana Kürdistan Bölgesini “fifti-fifti” yöneten PDK ve YNK, eğer Goran hareketi seçim vaatlerinde söz verdiği gibi demokrasi ve özgürlüklerden yana tavır takınıp rüşvet ve yolsuzluğa karşı çıkar, etkin muhalefetini sürdürür ve bölgesel/bölge dışı devletlerin kışkırtması ile ileride yön değiştirmezse, o kadar rahat olamayacaklar.

Şunu da hatırlatmadan yazıyı bitirmeyelim. Goran Listesinin seçimlerden ciddi bir muhalif güç olarak çıkmasının temel nedeni Noşirvan Mustafa ve arkadaşlarının başarılarından öte Irak Kürdistanı halkının rüşvet, yolsuzluk ve adaletsizlikten bıkmış olmalarıdır. Halk, bir umut olarak gördüğü Goran Hareketinin olumsuzlukları azaltacağına inandı ve bu nedenle onun listesine oy verdi; hatta Goran Hareketini Mam Celal’in kalbi diye tanımlayabileceğimiz Süleymaniye’de birinci yaptı. Ancak hiç unutmamak gerekir ki PDK ve YNK gibi iki büyük güce rağmen alınan yüzde 20-25’lik güç, cidden değişimin motor gücü olacak, halkın değişim talebine yanıt verecekse önemlidir.

Kürdistan Bölgesi, hala çokça elin içinde dolaştığı, çokça devletin kendi çıkarları için at koşturabildiği, cirit atabildiği bir bölge. Oralarda her an her şey olabilir. Olumsuzlukların yaşanmaması, Irak Kürdistanı Bölgesinin Ortadoğu’ya örnek olabilmesi için ise daha çok açıklık, daha çok adalet, daha çok demokrasiye gerek vardır. Bunun için de etkin ve demokratik bir muhalefet kaçınılmazdır.

Kürdistan seçimleri en fazla da bu açıdan önemlidir.

  • Yorumlar 3
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89