Kürt meselesinde HDP adım adım bir “çözüm ve etkileşim aracı” olmaktan çıkıp, bir “dayatma ve meydan okuma” cihazı olmaya ilerliyor. DTK bildirisini kamuoyuna taşıma, savunma, siyasileştirme görevini HDP üstlenmiş bulunuyor.
Söz konusu bildiri, “özerklik talebi” üzerine oturuyor ve bunun tartışılması isteniyor.
Aslında bunda ya da buraya kadar bir sorun yok. Ademi merkeziyetçi bir yaklaşım, bu sorunun çözüm yöntemlerinden, Kürtlerin taleplerinin karşılanma yollarından birisi ve demokratik düzende tartışma-talep-karar ilişkisi hayati...
Ancak bu talep şiddetin bitirilmesi için “ön koşul” haline getirildiği andan itibaren, şiddeti meşru bir araç, hatta değer olarak tanımlamaya başlıyor ve siyaset yerini bir anda dayatmaya bırakıyor.
Karşımızdaki büyük resim budur.
Nitekim, bildiri “silahlı özyönetim ilanlarını sahipleniyor”. Bunları korumaya yönelik “şehir savaşlarını haklı ve meşru direniş” olarak gösteriyor. Başta Kürtler olmak üzere halkı bu “direnişe” katılmaya davet ediyor. Şiddete son vermek için devletin özerklik talebini kabul etmesini talep ediyor.
Şunun altını özellikle çizmek gerekir:
Siyasi olan ya da siyasete işaret eden sadece bir talebin kendisi değildir. Aynı zamanda o talebin dile getirilme biçimi ve buradan doğan meşruiyetidir.
Silahın, şiddetin, halkı rehin almanın gölgesinde böyle bir talebi siyaset olarak adlandırmak, ancak onu bir savaş siyaseti aracına çevirmekle mümkündür.
HDP'nin izlediği yol şaşırtıcı değil.
Zira Türkiyelilik iddiası sadece Türkiye toplumunun yeni bir hareketlenme beklentisinden ibaret değildi. Aynı zamanda çözüm sürecinin estirdiği dalgayla, Kürt siyasi hareketinin siyasete doğru evrilen genel stratejisiyle de ilişkiliydi. Türkiyelilik, desteklenen ancak kırılgan ve görece olduğu bilinen bir tabloydu.
Ve kırıldı...
Haziran seçimlerinden hemen sonra Kürt siyasi alanında kimi gelişmeler gözler önünde yaşandı. Kandil, kamuoyunun özellikle duymasını istediği art arda açıklama ve röportajlarla HDP'nin seçim başarısını görece hale getirdi. Bu siyasi partiye yerini ve kumanda odasının siyaset merkezinde değil, silah merkezinde olduğu hatırlattı.
Demirtaş, ilk günler direnir gibi oldu, örneğin bugün savunduğu ve derin anlamlar verdiği “silahlı özerklik ilanı”nın yanlış olduğunu söyledi.
Ancak 20 Temmuz sonrası yaşanan gelişmeler üzerinden Kandil siyasetin görece özerkliğini ve Demirtaş'ı ezdi geçti. Demirtaş'ın bağımlı değişken dozu arttı. Kuzey Suriye'de kantonların birleştirilmesini savunmaya başladı. Direnişi, şiddeti, özyönetim ilanlarını sahiplendi. “IŞİD eşittir AK Parti” denklemi, özerklik ilanlarına karşı güvenlik önlemlerini hükümetin katliam politikasına indirgeyen söylemi, HDP'yi Kandil'in “Propaganda Bakanlığı”na indirgemeye başladı.
Nitekim bugün tartıştığımız Kürt sorunu değil, bu sorunun çözüm yöntemidir.
Bu ülkede yaşayan sağdan, soldan her “demokrat” bu sorunun varlığını, Kürtlerin bir ölçüde ve demokratik bütünlük kaydıyla kendilerini yönetme arzusunu, taleplerini biliyor ve çözüm için bunların tatmin edilmesi gerektiğini kah savunuyor, kah kabul ediyor.
Kabul edilmeyen ve edilmeyecek husus, bu taleplerin meydan okuma, dayatma, şiddet üzerinden hayata geçiriliyor oluşudur. Ve geldiğimiz noktada yöntem, yani şiddetin, sorunun, yani doğal taleplerin ötesine geçmiş bir durumdadır.
Bunun nedeni PKK'nın, hedef değiştirmesi ve büyütmesidir.
Nitekim sorun, PKK'nın bir bölge aktörü olmaya başlamasından, kendisini bir bölge aktörü hissetmesinden kaynaklanıyor.
Sorun bu çerçevede Kandil'in iddiasının Türkiye sınırlarını aşıp Suriye'de Kürtleri de içermesiyle ilgili.
Sorun örgütün Türkiye ve Suriye arasındaki bağları, Türkiye'deki Kürt bölgelerinin fiili kantonlaşması, Suriyelileşmesi, kaos üzerinden alan kontrolüyle kurma arayışından ileri geliyor.
Siyaset ve uzlaşıyla yürütülmesi mümkün olmayan bu stratejinin ilerleyebileceği tek yol, şiddet ve silahtır.
Demirtaş'ın farklı ülkelerdeki Kürtlerin ortak kaderine işaret etmesi, önümüzdeki yüzyılın onların olacağını ifade etmesi, sadece siyasi bir tahayyülün dışa vurumu değildir, aynı zamanda bu stratejinin izdüşümüdür.
HDP'nin siyasetin ölümüne aracılık etmesi aşamasındayız.
Umarız bu safha aşılır, sistemin akıllı hamleleri ve yeni koşullar Kandil stratejisini geride bırakır.
- BIST 101.971
- Altın 230,252
- Dolar 5,3205
- Euro 6,0379
- İstanbul 7 °C
- Diyarbakır 5 °C
- Ankara 9 °C
- İzmir 13 °C
- Berlin 10 °C
- Kosret Resul'den KDP'ye sert sözler
- Osman Kavala için ağırlaştırılmış müebbet talebi
- Putin: ABD, Avrupa’ya füze konuşlandırırsa hedef alırız
- 'S-400 hava sistemi ekimde aktif olacak'
- ABD'den ENKS'ye: Kürtler birlik olmazsa kazanımlarını korumaları zor
- Ahmet Altan'ın yeni kitabı Mart'ta çıkıyor
- Hatay Samandağ'da korkutan deprem
- ABD: ‘Suriye’yi bölme planımız yok’
- Esad'ın danışmanı: Kürtlere özerklik verilmesi mümkün değil
- Facebook’tan Rus televizyonuna erişim engeli
- Sezai Temelli hakkında çifte soruşturma
- Süper Ay bu akşam çıplak gözle görünecek
- İdris Naim Şahin, Saadet Partisi'nin Ordu adayı oldu
- AK Parti Kars adayını geri çekti
- Aldar Xelil: Avrupa’nın Kürtlere karşı sorumluluğu var
HDP ve siyasetin ölümü...

Ali Bayramoğlu / Gazeteci
- Yorumlar 7
Yazarın Diğer Yazıları
- Kapıdaki Rakka krizi04 Nisan 2017 Salı 22:48
- Genelkurmay gerçekten rahatsız mı?09 Mart 2017 Perşembe 22:39
- AKP’nin referandum kampanyası bile popülist-otoriter düzenin işareti mi?24 Şubat 2017 Cuma 08:59
- Kürt siyasi partileri ölümün eşiğinde16 Şubat 2017 Perşembe 10:43
- Referandum sonuçlarını belirleyecek üç unsur07 Şubat 2017 Salı 09:42
- Türk demokrasisi için son şanslar24 Ocak 2017 Salı 02:51
- Türkiye’de askerin siyasi rolü bitti mi?18 Ocak 2017 Çarşamba 00:33
- PKK stratejik çıkmazda mı?28 Aralık 2016 Çarşamba 21:10
- Erdoğan’ın piyasa ekonomisiyle savaşı13 Aralık 2016 Salı 01:46
- Türk usulü başkanlık sisteminin şifreleri29 Kasım 2016 Salı 07:06
- Kürt sorunu da Trump’ı bekliyor12 Kasım 2016 Cumartesi 03:21
SON EKLENEN GALERİLER
ÖNE ÇIKANLAR
Başkent Hewler’de huzurevi
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
13’üncü Uluslararası Erbil Kitap Fuarı’ndan kareler
Kürdistan'ın bir köyünden en prestijli matematik ödülüne
12345678
- Ersin TekHepimiz Cahiliz!
- Süleyman ÇevikKürt yayıncılığı mı, ötekilerin yayıncılığı mı?
- Abdullah Canİnadına “Kalem” demeli!...
- Rahmetullah KarakayaBaşkanlık Sistemi: Evren’den niyet Erdoğan’a kısmet (2)
- Bayram BozyelSuriye’de süreç hızlanırken
- Mustafa ÖzçelikTrump’ın Suriye’den çekilme kararının Kürtlere getirebileceği riskler
- Roşan LezgînBizimkilerin Ahmed Abêsi
- Vakkas ÇolakJapon Edebiyatında Kürtler (2)
12
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
12345678
- Murat YetkinRusya neden hem Türkiye, hem PKK’yı Esad’la ilişki kurmaya çağırıyor?
- Orhan Kemal CengizHDP neden arabayı atın önüne koyuyor?
- Galip Dalayİran'a Sovyet modeli...
- Fehmi KoruVatandaş suskun.. Etraf sessiz.. Bu ne anlama geliyor?
- Hakan AlbayrakHrant Dink
- Akif BekiHayırdır inşallah ne pişiyor yargıda!
- Hediye LeventNe seninle, ne de sensiz...
- Fehim TaştekinFırat hesaplarında kısa devre: Menbic
- Yaşar YakışFırat’ın doğusu sorunu askeri harekâtsız da çözümlenebilir mi?
- Mücahit BiliciDonald Trump’ın Zülkarneyn olarak portresi
- İsmail BeşikciBerlin’de Dersim 37-38 Paneli
- Tarık Ziya EkinciKılıçdaroğlu'nun Ahmet Türk'le görüşmesi bir skandaldır
- Akdoğan Özkan'ABD Çin ile Savaşacak'
- Murat SabuncuABD, Türkler ve Kürtler arasında 'çözüm' için devrede mi?
- Ahmet AltanMilliyetçilik ve Aydınlar
- Aslı AydıntaşbaşYalancı bahar mı ikinci bahar mı?
- Amberin Zaman‘Al papazı, ver papazı’ derken elde ne kaldı?
- Etyen MahçupyanErken seçim istemeyip ne yapsaydı?
- Kadri GürselÜç yıl sonra HDP yine anahtar
- Aydın SelcenKürtlerle hangi ortak yarınlar?
- Elif ÇakırDalkavukluğun bu kadarına....
- Hakan AksayRusya, Türkiye'nin askerî harekâtından gerçekten rahatsız
- Mustafa KaraalioğluMadem gücü gücü yetene...
- Vahap CoşkunReferandum Yanlış Mıydı?
- Ömer Faruk GergerlioğluKürtler için yeniden diriliş
12345
RÖPORTAJ
Rutkay Aziz: Türk solu bugünkü kadar dönek çıkarmadıOyuncu Rutkay Aziz, 12 Eylül de dahil olmak üzere şimdiye kadar yaşanılan hiçbir dönemde sanatçıların bugünkü kadar parçalanmış ve karşı karşıya gelmediğini söyledi.
Arzu Yılmaz: Herkes Kürtlere düşman, Kürtler de birbirineAkademisyen Arzu Yılmaz, Rusya ve İran’ın yakın zamanda Türkiye'yi Suriye’nin kuzeyinin tamamından çekilmeye zorlayabileceğini söyledi.
Taştekin: 'Rusya, Türkiye’ye yeşil ışık yakmayabilir'Gazeteci ve dış politika uzmanı Fehim Taştekin: ABD’nin çekilmesi durumunda Rusya için yeni bir durum doğuyor. Bu aşamadan sonra Rusya’nın tutumuna bakmak gerekir.
Bekir Ağırdır: HDP kritik kavşaktaKONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Türkiye'nin üç partili bir noktaya gittiğini belirtti.
ÖZEL MAKALE
İlksel Yüzleşmeler"Onur. Kendisini tutsak edenlerin işkencecilerin suratına onurlu bir söz söyleyerek ölmesini gerektirir."
Hewno Bêreng/Renksiz Rüya"Hewno Bêreng/Renksiz Rüya Filmi’nin mesajı, (benim anladığım) Ölümün, Kürtler için, hayatın sıradan bir parçası olmadığına parmak basmasıdır. Ölümü sıradanlaştıran, karışıklık oluşturan sinyallerden yani gürültüden çekip çıkarılmasıdır."
Sünni, Şii ve Kürt okulu"Irak ile ilgili her şey şunu bize söylüyor. Üçe ayırın, zira suni bir yapıyı bir arada tutmak sadece daha fazla ölüme davetiye çıkarır. Irak’ın birliği suçuna ortak olmayın."
1925 Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi ve Saîdê Kurdî" Saîdê Kurdî ve 1925 Kürt Ulusal Özgürlük Mücadelesi/Şeyh Said ilişkisi noktasında resmi ideoloji eksenli kodlamalar ve bu kodlamamalardan sonra kurulan bağlantılar..."
KÜLTÜR SANAT
Ahmet Altan'ın yeni kitabı Mart'ta çıkıyorAhmet Altan yeni kitabıyla okurlarını selamlıyor. 19 denemeden oluşan kitap 'Dünyayı Bir Daha Hiç Görmeyeceğim', Granta Books etiketiyle Mart ayında yayımlanacak.
Kürt tarihçinin ailesi vefat haberlerini yalanladıYaşamını yitirdiği iddia edilen Kürt tarihçi ve yazar Dr. Kemal Mezher’in, Almanya’da bir hastanede tedavisinin sürdüğü bildirildi.
Almanya'da Mezopotamya Yayınevi ve Mir Müzik kapatıldıAlmanya’da Mezopotamya Yayınevi ve MIR Müzik şirketi kapatıldı, çalışanlarının evine polis baskını yapıldı.
Bejan Matur: ‘Kürtçe’de kendimi hissediyorum’Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi şair Bejan Matur’u konuk etti. Düzenlenen şiir gecesinde “Dünyanın Dili, Şiirin Dili” başlığını değerlendiren şair Matur, ilk kez Kürtçe kitap yazdığını ve yeni kitabının bir yıl içinde çıkacağını da söyledi.
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.