• BIST 9681.11
  • Altın 2946.04
  • Dolar 34.7439
  • Euro 36.4662
  • İstanbul 10 °C
  • Diyarbakır -2 °C
  • Ankara -1 °C
  • İzmir 9 °C
  • Berlin 5 °C

Hala umut var mı?

Ali Bayramoğlu

Son günlerdeki en önemli gelişme Bülent Arınç'ın yaptığı, 'Başbakan Çarşamba günü Gezi eylemcilerinden bir grupla görüşecek' açıklamasıydı.

Bugün Çarşamba, umarız bu yazının kaleme alındığı (salı) saatlerden bu yana bir aksiklik olmamıştır ve toplantı öngörüldüğü gibi yapılır. Başbakanlığa görüşmeye gidecek sivil gruplar neden eylem yaptıklarını, ne istediklerini Başbakan'a anlatır, Başbakan da onların kim olduklarını görür ve Taksim projesi hakkında yeni bir pist açılır.

Aslında aksilik oldu.

Dün sabah saatlerinde polisin Taksim'e, Gezi Parkı dışındaki bölümlere yönelik bir temizlik ve boşaltma operasyonu, zamanlaması itibariyle, yapılacak görüşmeden bir gün önceye denk gelmesi itibariyle bir aksilikti. Dün gece görüntüleri ise kabusun tam geri dönüşüydü.

Bu krizin çözülmesinde, Taksim'in normalleşmesinde, diyalog, uzlaşma ve sağduyu son derece önemlidir.

Hem bugün hem yarın için önemlidir.

Bunlar olmadan yapılacak asayiş hamleleri, operasyonları bu tür toplumsal olaylarda her zaman risk taşırlar. Nitekim dün polisin Gezi Parkı dışına yaptığı müdahale zaman zaman etkileri itibariyle parka da bulaştı. Nitekim Başbakanlığa gidecekler arasında anılan kimi kişi ve çevrelerde bir tedirginlik, bir soru hali oluştu.

Krizler böyle çözülmez…

Çözülseler bile arkada ciddi tortular bırakırlar.

Başbakan dün grup toplantısında konuşurken pek çok farklı açıya dokunuyordu.

Muhafazakar kesimlere güven vermek bunların arasında, Gezi Parkı'ndaki ilk genç eylemcileri farkettikle- rini söylemek bunlar arasında, meydan hareketlerine pabuç bırakmayacaklarını söylemek bunlar arasında, kimi darbeci grup ve lobilerin Gezi meşruiyetinin arkasına sığındıklarını vurgulamak bunlar arasında, ama hemen arkasından Gezi eylemcilerinin darbeci eylemci- lere verdiği meşruiyete dikkat çekerek masum olmadıklarını iddia etmek bunlar arasında…

Birbirini tamamlayan ve birbirini dışlayan pek çok vurgu yan yana…

Dikkatli ve mesafeli bakılırsa Başbakan'ın konuşmasına üç husus hakim olduğu görülür.

İlk husus krizin farklı katmanları karşısında, tedirgin bir yakın geçmiş hafızası üzerinden ve iktidar mücadeli çerçevesinde ipleri gevşetmemek, otorite boşluğu, eksikliği duygusu yaratmamak üzere kurulu bir dil… Bu katmanlar arasında Gezi patlamasının arasına sızan 28 Şubatçı sesler de var, Başbakan'ın Tunus Gezisi esnasında Gül-Arınç ikilisinin ikame çabaları da…

İkinci husus Erdoğan'ın dün sarfettiği şu sözlerde gizliydi:

'Olayları her boyutuyla analiz ediyoruz. İnsanlarımızı bu gösterilere sevk eden saiklerin neler olduğunu, sokağın ne dediğini, bazı gençlerin neden bu tepkiyi verdiğini tüm detaylarıyla tabii ki araştırıyor, tabloyu sağlıklı şekilde belirlemeye çalışıyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hiç kimseyle hiçbir kesimle onların hassasiyetlerini kulak tıkayarak bir kenara itmedik ve itmeyeceğiz. Meşru taleplerini, demokratik hak taleplerine bugüne kadar nasıl dikkatle kulak verdiysek, bundan sonra da yine dinlemeye, anlamaya, empati kurmaya devam edeceğiz…'

Görmek istiyor, anlamak istiyor Başbakan. Hatta pekçok katman var diyerek olayları ayırmaya çalıyor.

Ancak bir üçüncü husus var ki, algı ve anlama önünde dev bir duvar oluşturuyor. O da çoğunluk bir algı ve faydacı, tek doğru fikri üzerine oturan zihniyet meselesidir.

Bu açıdan şu sözlerine özellikle dikkat çekelim:

'Bizim göremediğimiz anlayamadığımız, acaba ne istedikleri belli mi? Ne talep ettikleri belli mi? Sizler böyle bir şey görebildiniz mi, anlayabildiniz mi? Bu noktada, bütün bunları yaparken sapla samanın birbirine karıştırılmasına, meselenin bağlamında kopartılmasına kusura bakmasınlar izin vermeyeceğiz. Veremeyiz…'

Bu 'üç yaka' bir araya gelebilecek mi, hala bir umut var mı?

Herşeye rağmen diyalogla konuşma hala önemlidir.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89