• BIST 10276.88
  • Altın 2387.588
  • Dolar 32.2367
  • Euro 34.7051
  • İstanbul 10 °C
  • Diyarbakır 10 °C
  • Ankara 7 °C
  • İzmir 12 °C
  • Berlin 10 °C

Gençlere karşı otoriter kuşatma

Ahmet İnsel

Otoriter zihniyet, dünyanın her yerinde gençlikten şüphelenir. Gençlerin nizama sokulması, disiplin altına alınmalarına büyük önem verir. Genç olmanın anne-baba otoritesini doğal olarak sorgulamayı da içermesi, muhafazakâr zihniyette huzursuzluk kaynağıdır. Anne-baba otoritesini sorgulayan, müesses nizamı da sorgulamaya başlar. Gençlik sıkı denetim ve gözetim altına alınmalıdır. Türkiye’de farklı ve hatta birbiriyle zıt gibi gözüken otoriter siyasal akımların, gençliği nizam ve intizam altında tutma konusunda hep fikir birliği içinde olmaları bu bakımdan anlamlıdır.

Bu zihniyetin zirve noktalarından biri olan YÖK’ün 1985’te çıkardığı Öğrenci Disiplin Yönetmeliği, bir başeserdi. Bu yönetmelik 2012’ye kadar üniversite gençliğini disiplin altında tutmak için var gücüyle çalıştı. Yönetmeliğin verdiği yetkileri kullananlar on binlerce öğrenciyi damgaladı, dışladı, onların hayatlarını kararttı.

B. Morlu, E. D. Gürsel, G. Kurt, H. Dinçer ve Z. Kıvılcım’ın İstanbul ve Dicle üniversitelerinde öğrenciler, öğretim üyeleri, idarecilerle bu disiplin soruşturmaları üzerine yaptıkları derinlemesine söyleşilerin sonuçlarına dayalı araştırmaları, Türkiye’de otoritarizmin toplumun kılcal damarlarına kadar nasıl sızdığını, çalıştığını ve bunun devletten nasıl yönlendirildiğini çarpıcı biçimde gösteriyor. Dün Radikal’de Pınar Öğünç bu çalışmaya değindi. Bu son derece değerli araştırma, açık kitap olarak herkesin kullanımına açık (http://universitelerdedisiplinsorusturmalari.blogspot.com).

Yakın tarihlerde açılmış soruşturmaların konuları durumu özetliyor: “Faşizm nedir?” afişi asmak; Şerzan Kurt anması için pankart asmak; Tekel işçilerine destek pankartı; rektörün bahar şenliğini protesto etmek... Bu gibi konularda açılmış yüzlerce afiş asma, bildiri dağıtma, toplantı yapma ‘suçu’ soruşturması var. Bu soruşturmaların yürütülüş biçimi, verilen cezaların dayandığı delillerin hukuksuzluğu, çoğu soruşturmanın sadece emniyetten gelen listelere dayanması, valilerin ve emniyet müdürlerinin üniversitelere devamlı soruşturma açılması yönünde talepte bulunmaları, özel güvenlik personelinin soruşturma açılmasında oynadığı aktif rol... Araştırma mükemmel bir sıradan otoritarizm tablosu çiziyor. Üniversiteli gencin, hele solcu, Kürt ve o günün ortamına göre başka bir nedenle aykırı ise (örneğin kızlı-erkekli durumları), nasıl olağan şüpheli olarak gözetim ve denetim altında tutulduğunu, bir kısmının ibret olsun diye kadim otoritenin sunağında kurban edildiğini gösteriyor.

Açılmış soruşturmaların sayısı bile ülkemizde otoritarizmin sürekliliğini ve son yıllardaki gözle görülür artışını betimliyor. 144 üniversitede 2000 yılında 2601 öğrenci hakkında disiplin soruşturması açılmış. Bu sayı 2005’te 3625, 2011’de 5071 olmuş. 2008/2009’da soruşturma sayısında anlamlı bir sıçrama olduğu görülüyor. 2012’de aynı artış eğilimi devam etmiş. Ceza verilerek biten soruşturma oranı ise hep son derece yüksek. Birkaç gün önce, Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsü’nde 18 Kürt öğrenciye, yaptıkları basın açıklamaları ve kutlamalarla ilgili, her birine sayısı 3 ile 8 arasında değişen soruşturma açıldı. Gezi protestolarını destekleme ‘suçu’ nedeniyle açılan soruşturma sayısını daha tam bilmiyoruz.

2012 yılında yeni YÖK yönetimi, öğrenci disiplin yönetmeliğinde kapsamlı değişiklikler yaptı. Sınırlı da olsa ifade özgürlüğü açısından düzeltmelerde bulundu. Arkaik otoritarizmin bazı sivriliklerini törpüledi. Ama geçen günlerde, Pınar Öğünç’ün “Neymiş bu Gezi?” sorusunu sormasına neden olan bir hamleyle, YÖK Disiplin Yönetmeliği’nde üç maddede yeniden değişiklik yaptı. Soruşturma süresince öğrencilerin öğrenim gördükleri kurumun binalarına girmelerini yasaklama yetkisi yeniden verildi. İzinsiz bildiri dağıtmak da yasaklar listesine yeniden girdi. Neden mi?

‘Farklı kız, farklı erkek’ konusunda konuşan kendinden son derece emin muktedirin o gergin sesi durumu özetlemişti: “Üniversite gençlerinin buralarda göz göre göre terör örgütlerinin kucağına düşmesine kayıtsız kalınması mı daha doğru olacaktı?”

Otoriter torna en tepeden en aşağıya kadar mükemmel çalışıyor. Ama bu kez eskisine göre çok daha fazla boşa dönmüyor mu?

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89