• BIST 9091.57
  • Altın 2324.897
  • Dolar 32.3656
  • Euro 34.97
  • İstanbul 19 °C
  • Diyarbakır 17 °C
  • Ankara 20 °C
  • İzmir 21 °C
  • Berlin 11 °C

Fethin yıldönümü

Murat Belge

Bugün Mayıs’ın 30’u; 29 Mayıs’ın “İstanbul’un Fethi” yıldönümünü daha bir “ala ü vala” ile kutlamak üzere bugüne aldılar. Bu nasıl bir anma, kutlama olacak, henüz görmediğim için bilmiyorum, ama fikrim var tabii. Çünkü şimdiye kadar gerçekleşmiş başka anma ve kutlamaları biliyoruz.

Örneğin 16 Türk devletini temsil eden kıyafetlere girmiş adamlar arasından geçerek merdiven inen bir Tayyip Erdoğan imgesi var herkesin zihninde. Bu Tayyip Erdoğan Fatih Sultan Mehmed kılığında ve at üstünde (bir “attan düşme” olayı vardır) Edirnekapı’dan şehre duhul etse çok şaşırır mıyız? Tayyip Erdoğan yalnız bunu değil, ne yapsa insanı şaşırtmayacak artık.

Ama “zevk” ve “estetik” buralarda olacaktır.

Olay kendisi bir tuhaf. Başkentini bir başkasından zorla almış fazla ulus yok dünyada. Böyle olduğu için İtalyanlar “Roma’nın Fethi”ni, İsveçliler “Stokholm’ün Fethi”ni, İngilizler “Londra’nın Fethi”ni kutlamıyorlar. Çin’de “Beijing’ın Fethi” diye bir kavram yok.

Peki, bu ülkelerin geçmişlerinde böyle bir “fetih” olgusu olsaydı, o zaman onlar da “kutlama töreni” yapar mıydı? Bunu bilemeyiz elbette, ama bir tahmin yürütme çerçevesinde, bunun zayıf bir ihtimal olduğu kanısındayım.

Tören” dediğimiz şey “ayin” dediğimiz şeyin bir ölçüde sekülerleşmiş biçimidir. “Ayin”de kutsal bildiğimiz olayları yeniden yaşadığımız yanılsamasını verecek simgesel hareketler yapılır, sözler söylenir. Ona göre çok daha kısa bir tarihi olan “tören”de de bizim için anlamlı ve önemli olan bir olguyu hatırlarız. İşte, Cumhuriyet Bayramı. Bir tarihte cumhuriyet rejimini kurmuşuz. Bundan ötürü mutluyuz ve böyle bir kuruluşu bir “başarı” olarak değerlendiriyoruz. Öyle olduğu için de yıldönümü gelince anıyoruz.

Bir “fetih” de bir başarı elbette. Askerî bir başarı. Ama ne tür bir eylem? Bir başkasının malı olan, o başkasının yaptığı bir yeri, bir kenti, onun elinden zorla alıyorsun. Anlamı, çevirisi bu. Bunu her yıl hatırlamak ve hatırlatmak ister misiniz?

Örneğin 30 Ağustos da bayramlarımızdan biri. Memleketimizi işgal eden bir yabancı askerî gücü memleketimizden kovalamamızın başlangıcının tarihi. Böyle bir askerî başarı elbette kutlanır. Bir ulusun tarihindeki böyle bir olayı hatırlamak istemesi çok doğaldır.

Ya da 23 Nisan… Askerî işgale karşı direnişi yönlendirecek Meclis’i kuruyorsun. Zor koşullarda. Bu da önemli bir başarı. Bence 30 Ağustos’taki olaydan daha önemli bir olay.

Ama bir “fetih” bende aynı duyguları yaratmıyor. Burada hemen bir böbürlenme hissediliyor. Üstelik bu, sözgelişi, “elektriği icat ettim”, “matbaayı icat ettim” bir olguya da dayanmıyor; “Ben falancaları bir temiz patakladım, mallarını da ellerinden aldım” demiş oluyorsun.

Tabii 29 Mayıs bir “ulusal bayram” değil –olması çok daha büyük bir zevksizlik örneği olurdu. Hangi günlerin ulusal bayram olarak kutlanması gerektiğine karar veren erken Cumhuriyet idaresi de bu türden bir zevksizliğe meydan vermezdi. 1953’te yani 500. yıldönümünde, Demokrat Parti iktidarı bunu büyüttü, eski zaman kılıklarıyla, mehter takımıyla vb. büyük bir tören haline getirdi. Demokrat Parti bu ülkede “popülist siyaset” geleneğini başlatan parti olduğu için, bu da normal, beklenir bir hareketti. CHP’nin Osmanlı geçmişini silme ve unutturma politikası karşısında bir “haklı”lığı olduğu da söylenebilir.

Ama o zamandan beri muhafazakâr popülist siyasi hareketler, MHP veya AKP gibi partiler bu fetih olayını ve onun simgelediği fiziksel gücü yüceltmek için ellerinden geleni yaptılar, yapmaya devam ediyorlar. “Fetih”le birlikte şaşmaz şekilde Ayasofya’yı camiye çevirme özlemi de devreye giriyor.

Bu yıl, tam da seçim öncesi, herhalde bir kıyamettir kopacak, Tayyip Erdoğan “ecdad”ını gereği gibi anacaktır.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89