• BIST 9915.62
  • Altın 2439.282
  • Dolar 32.4246
  • Euro 34.6533
  • İstanbul 14 °C
  • Diyarbakır 21 °C
  • Ankara 16 °C
  • İzmir 15 °C
  • Berlin 12 °C

Ergenekon tahliyeleri: Neler oluyor?

Hüseyin Gülerce

Anayasa Mahkemesi’ne kişisel başvuru hakkı ve tutukluluk sürelerinin 10 yıldan 5 yıla indirilmesi, Ergenekon davası sanıklarına, toplumu şoke eden tahliyeler getirdi.

Peşinen ifade etmeliyiz ki, Anayasa Mahkemesi kararları yerindedir. Uzun tutukluluk sürelerini, yargılama sırasındaki yanlışları, -varsa- intikam duygusundan kaynaklanan adaletsizlikleri de kimse tasvip edemez, savunamaz. Ama 7 yılda karara bağlanamayan Zirve davasında, testere ile adam kesenlerin tahliye olmalarını, Danıştay saldırısında suçüstü yakalanan katilin tahliyesine karar verilmesini de kimse savunamaz. Hükümetin, yasayı hazırlarken, bu fecaati önleyecek tedbirleri almamasını bu millete izah etmesi gerekir. 

Kimsenin derdi, tahliye edilen Ergenekon sanıklarının, uzun yıllar hapishanede kalması değildir. Ama tahliye edilenlerin konuştuklarına bir bakınız, hiç pişmanlık emaresi gördünüz mü? Tam tersi, Perinçek; “Kınından çıkmış kılıç gibiyiz” diyor… Hele bir bakın, baştan beri bu davayı sulandırmak, bulandırmak için elinden geleni yapan vesayet medyası, aşka gelmiş, vecd halindedir… Bu tahliyeler ile öyle bir hava estiriyorlar ki; “Ergenekon davası sanal bir davadır, bu dava çökmüştür, yargılanan herkes suçsuzdur. Ergenekon davasının, vatanseverleri yıldırmak için açıldığı artık anlaşılmıştır…” Tahliye yetmez, serbest kalanlara birer de madalya takılmalıdır… Hatta ve hatta İlker Başbuğ, cumhurbaşkanı olmalıdır… 

Bu nasıl bir perdeleme, karartma, zihin bulandırma saldırısıdır; yahu bu tahliyeler, beraat değildir. En somut örneği, Danıştay saldırısının faili, “bir kanun katakullisi” ile tahliye olmuştur. Beraat etmemiştir. Adamın suçu müebbet hapistir, beraat etmemiştir. Salıverilen ve müebbet hapis cezası alanların da hiçbiri beraat etmedi. Dava, 7 aydır gerekçeli kararı yazmayan mahkeme yüzünden -sahi bu ne iştir- Yargıtay aşamasındadır. Yeniden yargılama da söz konusudur. Artık bu davalar ağır ceza mahkemelerinde görülecektir. O süreçte ne olacaktır? 

Yani bu davaya konu olan olaylar, darbe hazırlıkları, yığınla belge, delil hepsi sanaldı öyle mi? İstifa eden Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner; “Hukukun dışına çıktık, bunu yol edindik, hep böyle gideceğini zannettik” derken rüya görmüştü, öyle mi? AK Parti’nin, yüzde 47 oy aldığı halde kapatılmaya çalışılması, cumhurbaşkanlığı seçimine 27 Nisan muhtırası ile müdahale edilmesi, Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz, Eldiven darbe planları, topraktan çıkarılan mühimmatlar, silahlar, Cumhuriyet Gazetesi’ne atılan bombalar, daha niceleri hep sanaldı öyle mi? 27 Mayıs darbesi de sanaldı, Menderes ve üç bakanın asılması da sanaldı... Aydınların, gençlerin işkencelerden geçirilmesi, yaşı büyütülüp asılan fidanlar da sanaldı… Uğur Mumcu, Abdi İpekçi, Savcı Doğan Öz’ün öldürülmesi de sanaldı. Hrant Dink’in, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümü de sanaldı. Sivas’ta otelde diri diri yakılan canlar, Erzincan Başbağlar’da kurşuna dizilen masum köylüler de sanaldı… Diyarbakır Cezaevi’ndeki işkenceler, binlerce faili meçhul cinayet de sanaldı… Bu ülkede her şey güllük gülistanlıktı… Ergenekon tahliyeleri ile bir rüyadan uyandık öyle mi? 

Son dört yıldır, “bu tutuklamalara, davalara bakmayın, vesayet bütün güçleriyle hâlâ ayaktadır” diye yazıyorum. Yanılmayı çok istedim. Ama görüyorum ki, vesayet sistemi, bütün adamları ile bayram ediyor. Çok kötü şeyler oluyor, demiştim. Daha kötü şeyler olmaya başladı… 30 Mart sonrasında, bambaşka bir Türkiye’ye hazır olalım…

Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89