• BIST 9300.3
  • Altın 2844.29
  • Dolar 34.3452
  • Euro 36.3032
  • İstanbul 11 °C
  • Diyarbakır 5 °C
  • Ankara 7 °C
  • İzmir 12 °C
  • Berlin 4 °C

Demokratik ittifak zamanı...

Ali Bayramoğlu

Halk o gece sadece darbeyi durdurmadı. Aynı gece bundan böyle darbeyi aklına getirecek her gafilin zihnine “nafile” kelimesinin anlamını kazıdı ve bu geleneğe kapıları kapadı.

O gece, iktidara yakın uzak tüm televizyon kanallarıyla basın da hayati bir rol oynadı. TVNet'iyle, NTV'siyle, CNNTürk'üyle ve diğerleriyle sadece siyasetçi, Meclis, Başbakan ve Cumhurbaşkanı ile halk arasındaki bağı kurmakla, haber alma kanallarını açık tutmakla, tankların üzerindeki halkı darbecilerin gözüne sokmakla kalmadı, yayın akışının her anında darbeci mantığa direndi. Onlar olmadan demokratik konsensüs sağlanamazdı. Cumhurbaşkanı'nın çağrıları duyulmaz, darbe karşıtı kolektif ruh evde, sokakta bu denli hızlı ve örgütlü biçimde harekete geçemezdi.

Türk demokrasi tarihinde siyasi partilerin bu denli ilkeli biçimde birlikte davrandıkları görülmemiştir. 1960 darbesi CHP'yle ilişkisini hiç koparmadı, 1971 ve 1980 darbelerinde siyasi partiler “ağızlarını açmadı, açamadı”. 28 Şubat'ta Baykal bile Türk Silahlı Kuvvetleri'ni baskı ve eylemleri itibariyle sivil toplum örgütü gibi tanımlayabildi. 15 Temmuz 2016 Türk demokrasi tarihinde siyasi partilerin tutum ve tavır açısından bir ilktir. 11 kez bombalanan Meclis'te, bombalara rağmen bir arada duran, direnen farklı siyasi partilerin milletvekilleri de demokrasi bayrağını birlikte taşıdılar.

Şimdi soru şudur:

Demokrasiyi birlikte savunmuş olan bu aktörler, özellikle siyasi partiler, darbe tahribatının giderilmesi için devletin demokratik restorasyonunda birlikte davranabilirler mi?

Aslında bu bir soru değil, bir gerekliliktir.

Öyle olmalıdır.

Birçok ülkede demokratik düzenin yeniden inşası bu tür girişimler ve darbe dönemleri sonrası böyle bir konsensüs çerçevesinde gerçekleştirilmiştir.

Ortada hem fırsat bulunuyor, hem yeni siyasi kavgaları, çekişmeleri, örselenmeleri asgariye indirip, makul bir zemine çekmek için bir araç...

Cumhurbaşkanı'nın liderliğinde siyasi iktidar olağanüstü hal rejimini başka kamu kurum ve kuruluşlarında yapılacak bir temizlik ve cemaat takibi için tedbirler için kullanacak. Bu istikametteki adımlar, bunların kanun hükmünde kararnameler üzerinden yapılacak, gerçekleşecek olması, yasama organını, özellikle muhalefet partilerini, kararların istikametini belirleyecek eksenden bir miktar uzak tutacaktır.

Ama, özelikle devlet kurumlarının yeniden yapılandırılmasında izlenecek esaslar, neden siyasi partiler arasında ortak bir eylem planı, en azından ortak ilkeler manzumesi veya bir mutabakat metni etrafında yol almasın?

Temizlik ve yeniden yapılanmayı hafife almamak gerekir.

Zira sorun, sarsıntı ve vakum büyüktür.

Hakim, savcı, asker, öğretmen, vs., gidenler hangi kriterle yollanacak? Onların yerine kim, nasıl, hangi kriterle gelecek?

Örneğin TSK'da alınacak tedbirler sadık subay ve yakın siyasi denetim arayışından, Genelkurmay'ın Savunma Bakanlığı'na bağlanmasından veya sistematik emekliliklerden ibaret olabilir mi?

Ordunun onarımı için subay eğitiminden asker tanımına, idari yapılanmadan askeri yapılanmaya kadar devasa adımlar atmak gerekecektir.

FETÖ iddianamesinden şu cümleyi dün aktardım: “Bu yapıyı kuranlardan tanık Kemalettin Özdemir, TSK'nın içinde en az yüzde 60 ila yüzde 80 arası FETÖ mensubu olduğunu anlatmıştır”.

Son yaşananlardan sonra, artık, kim kime “abartıyorsun” diyebilir?

Oran bunun yarısı bile olsa, ne türlü dev bir yeniden yapılandırma sorunuyla karşı karşıya olduğumuz açıktır.

Kurumların kuruluş esaslarını etkileyecek, böyle, bu çapta bir yeniden yapılanma TBMM üzerinden tüm siyasi partilerin işin bir tür içinde olmasını, kuruculuk işlevinin bir aşamasında yer almasını gerektirir.

Bu denli keskin adımların atılacağı ortamda farklı siyasi partiler ilişkisi ve ortaklığı sivri, hukuk dışı eğilimleri engelleyebilir.

Çatışmacı siyasi kültürümüz, ülkeye hakim siyasi kutuplaşma buna izin verecek midir, bilmiyorum.

Versin dileğiyle...

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89