• BIST 10055.98
  • Altın 2424.227
  • Dolar 32.2325
  • Euro 34.7706
  • İstanbul 9 °C
  • Diyarbakır 10 °C
  • Ankara 3 °C
  • İzmir 14 °C
  • Berlin 14 °C

Çözer gibi yapmak...

Fehim Işık

PKK’nin “Barış ve Çözüm Süreci” olarak adlandırdığı, hükümetin ise yalnız “Çözüm Süreci” adını kullandığı gelişmeler, inişli çıkışlı da olsa devam ediyor.

Hükümet kaynakları, 1. aşamanın henüz bitmediğini, bu nedenle 2. aşamaya geçilmesinin söz konusu olmayacağını demeye getiriyorlar. “PKK’lilerin sadece yüzde 15’i geri çekildi” söylemi bunun göstergesi.

Hükümetin adım atmak için beklentisi, PKK’den kendini tamamen bitirmesi veya tümden tasfiye olması mı, bilemeyiz ama görünen o bu söylemle hem zaman kazanıyor hem de “Kontrol bizde” diyerek seçmen tabanına mesaj gönderiyorlar. Belki Kürt hareketinden de bizim bilmediğimiz özel beklentileri var ya da daha başka ‘öznel’ hesapların peşindeler.

Hükümetin bu ertelemeci, perakendeci mantığını başka türlü izah etmek mümkün değil.

PKK sürecin başlangıcından bu yana hep tek taraflı adım attı. İlk aşamanın tamamlandığını, sürecin devam etmesi için hükümetin somut adım atması gerektiğini söyleyenler de PKK’liler...

Daha da ilginci, şimdiye kadar kamuoyunu “resmi” olarak bilgilendirmeyi bir tek Kürt tarafı, özellikle de PKK ve BDP yaptı. Hükümet tarafından ise hep manüplatif söylemler yayıldı.

Süreçle bağlantılı olarak tartışılan diğer konular da var.

Örneğin Kongra Gel’in kongresi ve akabinde KCK’deki yönetim değişikliği günlerdir tartışılan konular arasında. En son konuyla ilgili Başbakan Başdanışmanı Yalçın Akdoğan yazdı. Akdoğan değişikliği, “Öcalan’ın örgüt üzerindeki hâkimiyetinin tekrar teyit edilmesi” olarak yorumluyor. Akdoğan’ın yazısında adeta, “Kimse merak etmesin, gelişmeler kontrolümüzde” iması ile bir yandaş telkini sözkonusu. Yazıda öne çıkan bir diğer durum da, çatışmasızlığın nimetlerine dikkat çekilmesi.

Akdoğan’ın neredeyse her sözcüğünde bir seçim yatırımı yapıldığı izlenimi var. Son 6-7 aydır ölümlerin olmamasını sadece hükümetin hanesine yazılacak bir başarı gibi gören, “merak etmeyin Öcalan kontrolümüzde” anlamına gelen söylemiyle bir taraftan yandaşa mesaj gönderen, diğer taraftan bu söylemle Kürt hareketini bölme eğiliminde olduğu gözlenen Akdoğan, olaylara dönemsel/faydacı bakan hükümetin de aynası gibi.

Süreçle ilgili bir başka dikkat çeken yazı da Taha Akyol’un kaleminden çıktı. Akyol, “Böyle giderse, bırakın çözümü, eskisinden daha sıkıntılı bir sarmala kapılabilir Türkiye” diyor. Tabi bu “daha sıkıntılı bir sarmala kapılır”ı, Akyol’un dilinden okumak gerekir. Hükümet gibi süreç sonrasında tasfiye olacak bir Kürt hareketi beklentisinde olan Akyol, PKK’nin son 6-7 ayda daha da güçlendiğine dikkat çekerek, esasen bunun Türkiye’yi sıkıntıya sokacağını söylüyor. Bir diğer deyimle, ”Süreç Türkiye’nin aleyhine gelişiyor” demeye getiriyor. Akyol’un “Evet, kanlı eylemler durmuştur fakat bu eylemsizlik aşamasında, demokrasiye geçiş değil, tersine, ayaklanmalar ve ‘aktif savunma’ eylemleriyle daha büyük bir tehdidin hazırlanması gibi ciddi bir sorun oluşmaktadır,” sözlerinin başka anlamı yok...

Bu tartışmalar da gösteriyor ki yaşananlar çözüm değil, çözmek gibi yapmaktır.

Çözümden söz ederken esasen PKK’nin ve Kürt hareketinin tasfiyesi amaçlanıyor ise;

Her şeyi ben belirlerim, benim sınırlarımda çözüm olur” mantalitesi hala terk edilmemiş ise;

Kürt sorununun çözümü sadece Türkiye’nin, daha da ötesi Türk halkının yararına bir çözüm olarak görünüyor ise;

Kürt halkının hak ve hukukunun kenarından bile geçilmezken çözüm adına sadece “Kürt vatandaşların sorunu” önemseniyor ise;

Ana dilde eğitim gibi temel bir insan hakkı yok sayılıyor, demokratik bir seçim kanununa tahammül edilmeyip yüzde 10 barajı hala korunuyor ise;

Demokratik tepkilerini gösterdiler diye insanlar hala sabahın köründe cadı gibi avlanıyor, “5’i çocuk 7 kişilik örgütün lideri” bayrak satıcısı Ali Sarıçiçek bile tutuklanarak cezaevine konuluyor ise;

Çözüm olmaz, çözüyormuş gibi yapılır...

Sonu ne mi olur?

Umarım yeni bir savaş olmaz...

Umarım yeni ölümler olmaz...

Ve umarım...

Taha Akyol’un biraz da korkarak dikkat çektiği demokratik kitlesel mücadelenin geliştirilmesi, demokrasinin sadece seçimlerden ibaret olmadığının gösterilmesi bir an önce yönetenlere güçlü bir şekilde hatırlatılır... (Evrensel)

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89