• BIST 10276.88
  • Altın 2390.367
  • Dolar 32.335
  • Euro 34.7427
  • İstanbul 13 °C
  • Diyarbakır 16 °C
  • Ankara 11 °C
  • İzmir 16 °C
  • Berlin 13 °C

Cenevre 3’e gitmenin zamanıdır...

Fehim Işık

Suriye krizinin aşılması için toplanan Cenevre 2 konferansının sonuçsuz toplantıları devam ediyor.

Sıranın bırakın Kürt meselesine gelmesi, tarafların daha ne üzerinde uzlaşıp krizi nasıl çözeceklerinin en küçük ibaresi bile yok, Cenevre 2’de...

Cenevre 1 Esad’sız çözüm üzerinde hayali bir “uzlaşıya” varmıştı. İran’a ön şart olarak koşulan ve Cenevre 2’ye katılımı için gönderilen davetiyenin geri çekilmesine gerekçe gösterilen bu argüman, kabul etmek gerekir ki daha 22 Ocak’ta iflas etmiş durumda...

Halen görüşmeler Esad temsilcileri ile adına Suriye muhalefeti denilen ama esasta Suriye üzerinde öznel hesapları olan devletleri temsil edenler arasında yapılıyor. Dışarıya yansıyanlara göre taraflar ateşkes ve insani yardım koşullarını sağlamanın yanı sıra ortak bir geçiş hükümeti oluşturmak için de müzakereleri sürdürüyorlar.

Cenevre 1’i İran’a koşul olarak dayatanların kendisi bile bu koşula uymuş değiller. Esad’ı açık ve aleni şekilde masanın karşı tarafına oturtmuşlar ve onunla ortak geçiş hükümetini tartışıyorlar.

Hal böyle iken anlaşılması gereken esasen şu: Özellikle Cenevre 2’yi toplayan Batılılar, Suriye’nin Esad’lı mevcut hükümeti ile muhalifleri ortaklaştırıp zamanla Esad’ı dışlayan bir tutum üzerinden yürümeyi hedefliyorlar.

Bu tutar mı?

Tutmayacağı daha baştan belli...

Esad ve Esad adına müzakereyi yürütenler, kendilerinin olmadığı veya kendilerinin tasfiyesini amaçlayan hiçbir çözüme imza atmayacaklardır.

Bu nedenledir ki Cenevre 2’nin Suriye krizine çözüm üretmekten uzak olduğunu söylüyor, yazıyoruz...

Altını çizmekte yarar var.

Beşar Esad Suriye’nin geleceği üzerine çöreklenmiş ceberrut bir anlayışın, Suriye’deki faşizan diktatörlüğün günümüzdeki temsilcisidir. “Esad’ı götüreceğiz” iddiasıyla Türkiye, Suudi Arabistan, Katar ve Ürdün gibi devletlerin halkların başına bela ettiği el Kaide yanlısı katiller ordusunun da Esad’tan farkının olmadığı, hatta Suriye halklarının geleceği için Esad’tan bile tehlikeli olduğu su götürmez.

Adına Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu denilen ama Türkiye, Suudi Arabistan, Katar gibi ülkelerce el Kaide’ye yapıldığı gibi saklı değil tam aksine açıktan beslenip ABD ve Batılıların da desteğiyle Cenevre’ye taşınanların da alanda ciddi bir karşılığının olmadığı çok açık...

Özgür Suriye Ordusu denilen toparlama güçten ise geriye her biri bir başka tarafa savrulmuş yüzlerce grupçuk çıkmış durumda.

Hal böyle iken Cenevre 2’den çözüm çıkmaz, olsa olsa yeni Cenevrelere deneyim biriktirilir...

Tabi oda istenirse...

Cenevre 2’ye dönük bu karamsarlık elbette Suriye krizinin çözümsüz olduğu anlamına gelmiyor.

Çözüm var.

Ama esasen tartışmasız gereken çözümün nasıl olacağı ve kimlerle sağlanacağı olmalı.

Yine sonda diyeceğimizi baştan belirterek diyelim: Çözüm Suriye halklarıyla olacak. Çözüm, özgür ve demokratik toplum için mücadele veren Kürt, Arap, Asuri, Süryani, Ermeni halklarıyla, Hristiyan, Êzîdî, Alevi inancına sahip Suriye’nin gerçek sahipleriyle, Suriye’nin tüm renkleriyle gelecek.

Bunlar da ne Esad’tır, ne el Kaide’dir, ne de tabansız muhaliflerdir...

Esad’a rol biçip onu Suriye’nin geleceğini inşa edecek yegâne devrimci güç görenler; el Kaide’yi Suriye halklarının özgür geleceğinin teminatı olarak değerlendirenler; tabansız muhalifleri çözümün tarafı olarak pohpohlayanlar hayal dünyasında yaşayanlardan başkaları değil.

Rojava, kabul edelim veya etmeyelim; eleştirelim veya savunalım; mevcutlar içindeki çözüm yöntemlerinin en iyisi olmasa bile en somutudur. Bir diğer deyimle özgür ve demokratik Suriye’nin prototipidir.

Tüm saldırılara rağmen Rojava’nın kendi güvenliğini sağlayabilmesi, hatta ambargolara rağmen “muhalifler” arasındaki çatışmalardan kaçanların sığındığı en güvenli alana dönüşmesi, öyle kimsenin elinin tersiyle itebileceği sonuçlar değil.

Nihayetinde taraflar Rojava’nın bu realitesini görmek zorundalar.

Umarız bunu görmeleri geç olmaz ve bir an önce Cenevre 3’ü, bu realiteyi değerlendirip Suriye’nin özgür ve demokratik geleceğini kurmak üzere gündemlerine alırlar.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89