• BIST 9915.62
  • Altın 2435.681
  • Dolar 32.5203
  • Euro 34.8906
  • İstanbul 18 °C
  • Diyarbakır 25 °C
  • Ankara 26 °C
  • İzmir 22 °C
  • Berlin 14 °C

‘Batılılaşma/ Modernleşme’ (1)

Murat Belge

Bugün epey “teorik” sayılır bir konuya girmek istiyorum. “Teorik” olduğu için, bugün girdiğimde, ne gün çıkarım, pek bilmiyorum. Zaten acelem de yok.

Bizden önceki kuşaklar “garplılaşma” diye bellenmişlerdi. Biz “batılılaşma” dedik, bir süreç içine doğduk, hâlâ bir şekilde oradayız. Bu terim yalnız bize özgü bir şey değildi; kabaca söylersek, Batı’da olmayan hemen hemen her ülke, “batılılaşma”ya çalışıyordu. En evrensel dil haline gelen İngilizce’de “westernization” denen bu çaba, “global” bir çabaydı. Bütün bu “batılılaşma”ya çalışan ülkeler, geçmişlerinde, Batı’dan bir ya da birkaç şamar yemişlerdi şiddeti değişen derecelerde. Kimisi düpedüz “koloni/ sömürge” haline getirilmiş, yıllar yılı o koşullarda yaşamış/ yaşatılmıştı. Kimisi (Çin, Japonya, İran, Osmanlı) sömürgeleşmemiş, ama Batı emperyalizminin önünde itilip kakılmış, onuru çiğnenmiş, hayatın her düzeyinde Batı hegemonyasını hissetmişti.

Yani, bir yandan bu tarih nedeniyle ister istemez nefret ettiğimiz bir şeye benzemeye çalışıyorduk. Bütün dünyada “batılılaşma” dediğimiz, o adla andığımız olgunun tam içinde bu çelişki yatıyordu. Sürecin içinde yer alanların çelişki karşısındaki tavırları da, tarihî koşullarına göre, o koşulların yarattığı ideolojik biçimlenmelere göre, istek ve beklentilere göre değişiyordu; “Batı gibi olmak” özlemiyle yetineni vardı, Batı’yı yıkıp dünyaya egemen olmak isteyeni vardı vb...

İnsanlar arasında genel bir eğilimdir: hoşlanmadığınız bir şey var, ama hoşlanmadığınız o şeyi yok edecek ya da değiştirecek kadar güçlü değilsiniz çeşitli nedenlerle. Bu durumda önce adını değiştirirsiniz! Hani, bildiğim kadarıyla Amerika’dan yayılan şu “political correctness” var; işte o bu dediğim davranışın epey tipik bir örneği.

Dolayısıyla süreç içinde “batılılaşma” kelimesi yavaş yavaş gündemden düştü. Onun yerine “modernleşme” (“modernization”) diye bir kelime türedi. Kelime oldukça yeni; ilk ağızda anlamı da epey farklı: örneğin Truman “vergi sisteminin modernizasyonu”ndan söz ediyor. Bunun Batı’yla, Doğu’yla bir ilgisi yok.

Oxford’un iki ciltlik sözlüğüne bakıyorum, “modernist” ve “modernism” gibi kelimeler var da, “modernization” diye bir kelime bile bulunmuyor. “Modernize” gibi bir fiil bunlardan türetilmiş; ama ondan da “modernization” diye bir isim henüz türetilmemiş.

Ama şimdi ağırlıkla bunu kullanıyoruz: “batılılaşma” demektense “modernleşme” demeyi tercih ediyoruz. Anlatmak istediğimiz şey, genel çizgileriyle baktığımızda, üç aşağı beş yukarı aynı şey. O halde ne yapıyoruz? Birinci kelimede “yer” (mekân) üstünde olan vurguyu oradan alıp “zaman”a kaydırıyoruz.

Bu, Kemalistler’in büyülü kelimesi olan “asrî/çağdaş”ta epey net bir biçimde görünüyor. Yukarıda değindiğim çelişkiyi de içeriyor. Kemalizm, bu topraklarda görülmüş en radikal “batılılaşma” ideolojisi ve pratiğiydi. Ama aynı zamanda “Türk milliyetçiliği”nin ideolojisiydi. Nitekim şu evrede en fazla “Batı karşıtı” söylemler de Kemalizm’in belirli yorumlarını savunanlar arasından çıkıyor (bu, ayrı bir yazıda/ yazılarda işlenmesi gereken kendi başına ilginç bir konu).

Ama, tabii, “çağdaş” demek ortadaki çelişkiyi yok etmiyor (“nominalizm” hiçbir zaman çelişkiyi ya da sorunu çözmez, onun karşısında bizim tutumumuzu “modifiye” eder). Çünkü “çağdaş”, son analizde, “aynı çağda olan” demek. Çağın nasıl bir çağ olacağını biz belirlemiyoruz, olan çağa uyacağımızı taahhüt ediyoruz: “Çağdaş Yaşamı Destekleme”...

Biz “o kelime”, “bu kelime” ile sonuçta Batı’ya karşı kendi tavrımızı tanımlandırmaya çalışıyoruz, ama bugün “modern” diye sınıflandırdığımız her şeyin Batı’dan çıkma olduğu olgusunu değiştirebiliyor muyuz?

“Konuya girmek zaman alır” demiştim. İşte, alıyor. Yazının son paragrafında aklımdaki sorunun bir ucuna şöyle bir değinebildim. Yani daha işimiz var.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89