• BIST 10336.5
  • Altın 2400.893
  • Dolar 32.2647
  • Euro 34.6857
  • İstanbul 15 °C
  • Diyarbakır 8 °C
  • Ankara 6 °C
  • İzmir 14 °C
  • Berlin 10 °C

Akil insanlar şart mı?

Hüseyin Gülerce

Sayın Başbakan dün partisinin grup konuşmasında konuya açıklık getirdi de, kendi kendine gelin güvey olanları susturmuş oldu. 

Görülüyor ki, provokasyonlar haricinde, çözüm sürecini kazasız belasız götürmenin yolu yordamı, üslubu, tarzı da çok önemli. Hele durumdan vazife çıkarmak, süreci özünden saptırarak PKK-Öcalan muhabbetinin zeminlerini hazırlamak isteyenlere asla fırsat vermemek gerekiyor. PKK'nın meşrulaştırılması, Öcalan'ın bütün Kürtlerin temsilcisi gibi gösterilmesi, sanki süreci İmralı'dan Öcalan yönetiyormuş gibi bir algı oluşturulması önlenmelidir. Bu yapılmazsa, hükümete olan güven sarsılacağı gibi, henüz ortada somut adımlar da yok iken, güvenlik güçlerinin moralini bozucu bir etki oluşur

Mesela bu akil insanlar meselesi. Kendini Öcalan-PKK sempatizanı olarak takdim etmiş ama aslında toplumda bir karşılığı olmayan nice isimler, hemen ısmarlama listelerin başına konduruluverdi. Akil insan da, kime göre akil insan? 

Başbakan, inisiyatif kullanmakta haklı. Davul hükümetin sırtında iken kimsenin eline tokmak vermek doğru değil. Madem sorumluluk hükümette, inisiyatif de hükümette olmalı. Akil insan diye sahneye çıkanların rol kapmasına asla göz yumulmamalıdır. 

Pekiyi, çözüm sürecinde akil insanlara ihtiyaç var mı? Önceki akşam Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği “Yeni Anayasa” panelinde Prof. Dr. Mustafa Erdoğan ve Doç. Dr. Osman Can ile birlikteydik. Konuşmalar sırasında laf atmalar, sataşmalar oldu. Sürece karşı olan partililer olabilir, samimi itirazlar da olabilir. Ama hep aynı simaların çıkışları, konuyu anlamaktan ziyade, salonda kafa karışıklığı meydana getirme amaçlıydı. Şunu gördüm ki, sürecin sağlıklı yürümesi, iyi anlatılmasına, toplumdaki algının doğru yönlendirilmesine bağlı. MHP süreci, hem de “sıra vurmaya, ölmeye de gelecek” sorumsuzluğu ile baltalıyor, CHP de ortadan çekilip arazi olarak, sanki bu süreci AK Parti ile BDP birlikte götürüyorlarmış, anayasa hazırlığı bile İmralı'dan yapılıyormuş algısını oluşturmaya çalışıyor. Kendi parti tabanlarında, bir kafa karışıklığı meydana getirdiklerini görmek lazım. Hatta AK Parti tabanının bile kafasının karıştırılması söz konusu. 

Doğru algı için toplumun ikna edilmesi adına şahsen ben akil insanların gayretlerinin faydalı olacağına inanıyorum. En evvel hızlı bir şekilde AK Parti kendi teşkilatlarında etkili ve hızlı bir bilgilendirme çalışması yapmalıdır. Bu süreçte Sayın Başbakan her gün konuşsa yeridir. 

Sivil, demokrat yeni bir anayasa yapılmasına tahammülsüz olan belli çevreler, bu çalışmayı engellemek için süreci baltalamayı hedef haline getireceklerdir. “AK Parti ile BDP işbirliği yapıyor”, “Türkiye elden gidiyor”, “ne günlere kaldık” gibisinden propaganda ile Balyoz ve Ergenekon davalarının da itibarsızlaştırılması için çaba harcayacaklardır. Yani üç cephede yeni bir vesayet saldırısı ile karşı karşıya kalacağız: Çözüm sürecinin, darbeye teşebbüs davalarının ve yeni anayasa çalışmalarının engellenmesi… 

Çözüm süreci deyip geçmeyelim. Yeni ve zorlu döneme girildi. 12 Eylül 2010'daki referandumdaki gibi bu ülkede barış isteyen, demokratikleşmeden yana olan herkes ayağa kalkmalıdır. Çok geniş kesimlere hitap eden sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri elini taşın altına mutlaka koymalıdır. Toplumun saygı duyduğu kanaat önderleri, toplumda karşılığı olan saygın isimler, vicdan sahibi fikir ve düşünce adamları öne çıkmalı ve yazmalı, konuşmalıdır. Gün bugündür…

Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89