• BIST 10185.91
  • Altın 2391.91
  • Dolar 32.3216
  • Euro 34.6843
  • İstanbul 17 °C
  • Diyarbakır 22 °C
  • Ankara 15 °C
  • İzmir 25 °C
  • Berlin 29 °C

Açlık grevleri

Murat Belge

Geçen gün açlık grevleri üstüne yazarken, Gandhi’ye kısaca değinmiştim. Gandhi, tabii, kimseye “açlık grevi yap” diye talimat vermez, gerekli olduğuna inandığı zaman kendisi yapardı. Ayrıca, kendi yandaşlarının eylemlerinden hoşnut olmadığı zaman, onlara karşı da greve başlardı. Bütün dünyanın önem verdiği bir kişi olduğu için, sözgelişi İngiliz yönetimi de telâşa kapılır ve uzlaşma yolu arardı.

“Büyük Britanya devleti, böyle can verme şantajlarına kulak asmaz” diye konuşmazdı, sömürge valileri, yöneticileri.

Bir iş, ayağa düşmeyegörsün. Dünyanın en ciddi olayı da hemen etkisizleşiverir.

Zamanla, açlık grevi de böyle bir olay hâline geldi, çünkü çok yapıldı. Dünyanın çeşitli yerlerinde örneklerinin gördük; ama şu son yıllarda sanırım Türkiye’deki kadar sık yapılmadı bu. Özellikle hapishanelerdeki Dev-Sol tutuklu ve mahkûmlarının sık sık başvurduğu bir eylemdi ve bir seferinde cidden yüksek sayıda ölümlerle sonuçlanmıştı.

Haklı nedenlerle bu eyleme girildiği inancını yaratmak bir yana, niçin girildiği dahi çok anlaşılmamıştı. Anlaşıldığı kadarıyla, birçok kişi, “Yahu, bunun için bu eylem yapılır mı?” demiş, akıl erdirememişti.

Bir yandan da böyle ciddi olmayan, yani ölümcül sonuca varmayan çok sayıda açlık grevi görüldü. Lafı ediliyordu ama kimsenin aç kaldığı yoktu. Bunlar ve benzerleri sonucunda “açlık grevi” dediğimiz eylem yıprandı.

Evet, yıprandı. “Yıprandıysa bir daha yapılmayacak mı?” denebilir. Yapılır, yapılmaz, bilemem, ama bu bir olguysa bu olguya karşı bir tedbir düşünmek gerekir. Modern iletişim dünyasında, her türlü etki hesaba katılmalı. Ortam bir biçimde hazırlanmalı. Nasıl yapılır? Orasını ben bilemem, ama böyle bir eyleme girenler bilmek zorunda, düşünmek zorunda. İnsanları, bu davaya benimsemeden bakan sıradan insanlar da dâhil, etkilemeli, yüreklerini burkmalı; etkileyecekse, çarpıcı yanları olmalı. Başkalarını da etkileyecek sesler çıkmalı...

Şu anda böyle şeyler olmadı. Çok az kişiyi ilgilendiren, kapalı bir olay. Oysa iki aya yaklaşıyor, alabildiğine ciddi; yakında kötü haberler gelmeye başlayacak.

Ama galiba toplumca en kolay gözden çıkarabildiğimiz nesne, insan hayatı. Böyle olaylar oldu mu, rakamın yükselmesini istediğini pek de saklayamayan birileri oluyor mutlaka.

Hafta başında, Sabah’taydı galiba, grevde olan bazılarının bugünlerde eylemden vazgeçtiği haberi verilmişti. 110 gibi de bir sayı belirtilmişti. Bunun doğruluk derecesini değerlendirmeme imkân yok. Doğruysa şaşmam da.

Ne var ki, bu noktada başka bir endişe zihnime takılıyor: Başta hükümet, düzeni sürdürmek üzere kararlı kesimlerin, bu durumu (da) örgütü çökertmek ya da hiç değilse zayıf düşürmek için bir fırsat olarak değerlendirmeye kalkacakları endişesi. Başbakan zaten hemen bunu dillendirmeye başladı.

“Açlık grevi olacaksa, Kandil’dekiler grev yapsın” sözünün içeriği pek sağlam değil. Evet, yazının başında Gandhi’den söz ettim ama Gandhi’den bu yana böyle örneklere pek rastlanmıyor. Hele askerî bir hareketin önderlerinin yemeden içmeden kesilmesini beklemek, çok akla yakın bir beklenti değil Ancak bir propaganda değeri olabilir.

Olabilir de, böyle bir propaganda on kişinin fikrini çelip eylemden vazgeçirirse, yüz kişiyi eyleme (ve suçlanan önderlere) kenetler. Bu ülkenin Kürt sorununu çözmek için, “Gelin, benim Kürd’üm olun; bakın o zaman size çikolata vereceğim” modelinden sıyrılmak gerekiyor. Belki onun işe yarayacağı bir dönem vardı; belki bugün de işe yarayacağı bölgeler, kesimler, bir şeyler vardır. Ama genel olarak bu “siyaset” artık işlemez; olay, onun işleyebileceği kerteleri çoktan aştı gitti.

Bu ikinci yazıda da, sözkonusu olay hakkında aklımdan geçirdiklerimi dile getirmeyi tamamlayamadım. Onun için daha bir süre bunu kurcalamaya devam edeceğim.

  • Yorumlar 3
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89