• BIST 10208.65
  • Altın 2395.066
  • Dolar 32.3403
  • Euro 34.7603
  • İstanbul 12 °C
  • Diyarbakır 15 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 16 °C
  • Berlin 15 °C

YÖK Başkanı: YÖK'ün yetkileri azaltılabilir

YÖK Başkanı: YÖK'ün yetkileri azaltılabilir
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, YÖK'ün tasfiye edilmesinin değil, yetkilerini azaltmanın akıllıca olabileceğini ifade etti.

YÖK başkanı, kurumun kaldırılmasının 'akıllıca' olmayacağını ancak yetkilerinin azaltılabileceğini söyledi

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, YÖK'ün tasfiye edilmesinin değil, yetkilerini azaltmanın akıllıca olabileceğini ifade ederek, "Bizim gibi ülkelerde yüksek öğretim planlamasını yapacak, önümüzdeki 20-50 yılı planlayacak, üniversiteler için politikalar geliştirecek bir kuruma ihtiyaç var. Yetkileri biraz azaltıldığında YÖK, o türden bir kurum haline gelebilir" dedi.

Prof. Dr. Özcan, Avrupa ve ABD'den 43 üniversitenin üyesi bulunduğu "Demokrasi İçin Üniversiteler Birliği"nin (Alliance of Universities for Democracy-AUDEM) Türkiye'den tek üyesi olan Uludağ Üniversitesinin (UÜ) ev sahipliğinde düzenlenen konferans öncesi, gazetecilerin sorularını cevapladı.

Özcan, "Türkiye'de üniversiteler demokrasinin temel kurumları olma işlevini yerine getirebiliyor mu?" sorusu üzerine, "Bir ölçüye kadar getiriyorlar. Tamamen yerine getirmeseler de diğer ülke üniversitelerine göre çok fena değiliz, ama daha alacak çok yolumuz var" dedi.

"YÖK'ÜN TASFİYE OLMASI"

Prof. Dr. Özcan, "Bazı kişiler YÖK'e ve mevcut yapısına karşı. Demokratikleşme sürecinde YÖK'ün tasfiye olacağına inanıyor musunuz?" sorusunu şöyle cevapladı:

"YÖK'ün tasfiye olması çok akıllıca bir şey olmaz, ama belki YÖK'ün yetkilerini azaltmak akıllıca bir şey olabilir. İlk kurulduğu dönemin özelliklerini taşıyan yetkilerin biraz budanmasında fayda var. Rektörlerimizin de yetkilerinin azaltılması faydalı olabilir. Bizim gibi ülkelerde yüksek öğretim planlamasını yapacak, önümüzdeki 20-50 yılı planlayacak, üniversiteler için politikalar geliştirecek bir kuruma ihtiyaç var. Ama yetkileri biraz azaltıldığında YÖK, o türden bir kurum haline gelebilir. Bu da ülkemiz için iyi olur." "YÖK varken demokrasiden bahsetmek mümkün değil" yorumlarının hatırlatılması üzerine Özcan, "Aralarında bir ilişki görmüyorum. Biraz abartılı bir yorum olmuş. 2547 sayılı kanunda ne yazıyorsa biz de üniversitelerden ancak onu talep edebiliriz" dedi.

ÜNİVERSİTELERİN DEMOKRATİK YAŞAMA KATKISINI ARTIRMAK

Özcan, "Üniversitelerin demokratik yaşama katkısını artırmak için yapılması gerekenler" yolundaki bir soruya ise şu cevabı verdi: "İki boyutta bakmak doğru olur. Bir tanesi üniversitelerin kendi demokratik işleyişini sağlamak lazım, diğeri de öğrencilerimize düzgün bir vatandaş olmanın, demokratik yaşamda nasıl davranılması gerektiğinin öğretilmesi gerekir. Biz bu iki boyut üzerinde çalışmalıyız.

Şu haliyle üniversitelerimiz tamamıyla demokratik olarak çalışıyorlar mı? Onu iddia etmek çok zordur. Daha gidecek epey yolumuz var. O da hem 2547 sayılı kanunda, bazı hallerde de Anayasamızda yapılacak değişikliğe bağlı olarak değiştirilmesi gereken hususlardır. Ama öğrencilerimize hiç olmazsa demokratik yaşam hakkında bilgi verip, iyi bir vatandaş nasıl olunur, demokratik yaşama nasıl katılınır konularında bilgi vererek daha yararlı olabiliriz." Üniversitelerin demokratik yaşama katkısını artırma sürecine, öğrencilerin de katılması gerektiğine dikkati çeken Özcan, karar alma süreçlerinde, öğrenci konseylerinden çok daha fazla faydalanılabileceğini dile getirdi.

TÜRK ÜNİVERSİTELERİNİN BAŞARISI

Prof. Dr. Özcan, Türk üniversitelerinin dünya ölçeğindeki başarısının sorulması üzerine, "Bizim elimizde, indeksli dergilerde basılan makale sayıları bakımından Türk üniversitelerinin yeri var. Diğer sıralamalarda, Türkiye'de çok zor gerçekleşebilecek parametreleri kullandıkları için biz o sıralamalarda çok üstlerde yer alamayacağız" görüşünü dile getirdi.

"Üniversitelerin illa ilk 100 içinde olması peşinde değilim" diyen Özcan, şöyle devam etti: "Bu, sadece bizim gururumuzu okşayan bir şey olur. Ben üniversitelerimizin hemen tamamında aynı kalitede eğitim verilmesi ve bu kalitenin dünyada herkes tarafından kabul ediliyor olmasını daha çok tercih ederim. O sıralamada yer alan üniversitelerin bulundukları ülkeler, ekonomileri itibariyle her zaman bizim çok üzerimizde olmuş ülkelerdir. Çok da finans ayırmadığınız, kaynaklarınızın büyük kısmını seferber etmediğiniz bir alanda dünyada çok da üstün başarılar beklemek, çok da mantıklı bir durum değil. Ama işin peşini de bırakacak değiliz." Özcan, üniversitelerin daha fazla ülke ekonomisine katkıda bulunmaları için çalıştıklarını ifade ederek, "Mesela sağlık sektöründe ilaç, aşı, serum ve tıbbi cihaz yapımı, ziraatte kendi tohumumuzu kendimizin geliştirmesi gibi yüzlerce konuda, biraz üniversitelerin ekonomiye katkıda bulunmasını istiyoruz.

Bunlar yapılır, indeksli dergilerde yazılarımız da belli seviyede olursa, dünyanın ilk 100-200 üniversitesi arasına girmiş olup olmamak çok da önemli olmayacaktır" diye konuştu.

Prof. Dr. Özcan, daha sonra AUDEM Başkanı John Ryder, UÜ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mete Cengiz, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Akdemir ve Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu'nun bulunduğu konferansın açılışına katıldı.

Toplam 62 yabancı konuğun katılacağı konferans, 10 Kasımda sona erecek.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89